MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasi bir vaka olarak CHP
Tayfun MARO
YAZARLAR
6 Mart 2019 Çarşamba

Siyasi bir vaka olarak CHP

İkinci binyılın şafağında, seksen darbesiyle başlatılan Türkiye’nin neo liberal değişim süreci, yönetim biçimi ve rejim değişikliği aşamasına geldi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı neo liberal yapısal değişimin iktidar ayağında AKP, muhalefet ayağında CHP yer alıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ve Önder Sav’ın delegeleri tarafından durduk yerde CHP’nin başına getirilmedi… Göstere göstere CHP’yi dizayn ettiler.

Bu meşum değişimin uluslararası kapitalist sistemin arzusuyla gerçekleştiğini biliyoruz. Biliyoruz, çünkü seksen darbesinin zarureti üzerine onlarca makale, darbeden aylarca önce, Dünya basınında yer aldı. Özetle, Türkiye’de değişimin kaçınılmaz olduğu, ancak değişimin mevcut parlamenter rejimde mümkün olamayacağı, dile getiriliyordu.

Bunları neden mi yazıyorum? CHP’yi neden eleştirdiğimi anlatabilmek için...

Öncelikle şu gerçeğin altını çizmek lazım; İkibinli yılların CHP’si, seksen öncesinin CHP’si ile yollarını ayırdı.

Mesela, bu yüzden, partideki Kemalistler tasfiye edilmiştir. Hâlbuki pekâlâ bir kanat hareketi olarak cumhuriyetçi fikirler varlığını koruyabilirdi.

Bugün, CHP’nin ideolojik varlığından söz etmek mümkün değil. O kadar ki, metropollerde belediye başkan adayları ülkücü veya islami çizgiden gelen muhafazakârlar olabiliyor. Veya ünlü bir çetenin mensubu…

Dahası Marksist olduğunu söyleyenler, CHP’de köşeleri tutup zenginleşebiliyorlar.

CHP, tuhaf bir siyasal parti oldu… Programı var, ciddiye alan yok… Tüzüğü var, ipleyen yok…

Peki, sorun ne?

Sorun şu ki, AKP savunduklarının gereğini yaparken, CHP savunduklarının tersini yapıyor.

Bir başka deyişle, kurulmakta olan yeni rejimin muhalefet politikaları CHP tarafından oluşturulduğu halde, yeni rejim karşıtlığı gibi gösteriliyor.

CHP’ye duyulan öfkenin günbegün yükselmesinin nedenlerini burada aramak gerekiyor. Ülkenin en az yarısı yeni rejime karşı iken, ana muhalefet oylarının %25 dolayına kilitlenmesinin bir izahı olmalı…

CHP yönetimi şunu yapamıyor; Ya yeni rejimi doğru dürüst savun, ya da karşısında olmanın gerektirdiği politikaları savun! Hep iki arada bir derede işler…

Sonunda, bu belirsizlik ve savrulma hali, CHP’ye oy verenleri de etkilemeye başladı. Oysa hepimizin “İşte bu!” diyeceği yeni şeyler söylemesi için, tarihten gelen CHP’ye ihtiyaç var.

Türkiye, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda, yönetilemez duruma gelen sorunların tehdidi altında; derin bir krizin öncülleri ortaya çıkmaya başladı.

CHP yönetimi ise, “ortaya karışık” muhalefete devam ediyor.

CHP’de, üyelerine ve seçmenlerine güven duymayan yönetim anlayışının varlığı kimsenin meçhulü değil.

Bütün süreçlerin salt Genel Merkez’den yönetildiği, bütün aday tercihlerinin Genel Merkez tarafından kapalı kapıların ardında yapıldığı kimsenin meçhulü değil.

Parti programında, CHP’nin “sosyal demokrat” bir parti olduğu ibaresinin varlığı da kimsenin meçhulü değil.

İşte bu paradoks CHP’yi tüketiyor. Temsil çökmüş, ideolojik bulanıklık var, katılımcılık laftan ibaret, parti içi demokrasi ha keza…

“Bu haliyle seçim kazansa ne olur!” diyenlere kızmak çare değil. Kimsede tahammül kalmadı.

“Kol kırılır yen içinde kalır” diyeceklere not: Bir kol kaç kere kırılır! Hal böyle iken, “sorun var, konuşalım” diyenlere “sus” demek için ya köle ruhlu ya kötü ruhlu olmak lazım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TARIK
 7 Mart 2019 Perşembe 10:16
Chp iş yaparak değil, korkutarak, ülke elden gidiyor diyerek, çöktük battık diyerek, hep ama hep korkutarak oy almaya alıştı. Bence bu karşıtlıktan kutuplaşmadan çatışmadan asıl yararlanan chp.
 Yorumcu
 7 Mart 2019 Perşembe 09:12
Aralarında fark yok. Aynı siyasi geleceğin düşlüyorlar. 2 kutuplu bir Türkiye. Siyasi gelenek olarak ne iktidar ne ana muhalefet, ülke sorunlarını doğru teşhis edip çözebilecek düzeyde değiller. İlk başta toplum şartlarından kopuklukları var. İkitdar partisi, lider karizması ile açığı kapatsa da, onunda durumu farklı değil. O olmadığı anda,ne yapacaklarını bilemeyecek kadar bağımlılar. Muhalefet de lider olarak aynı şekilde yapılanıyor. Sorun daha parti içi demokrasinin bile olmayışında. Ülkeye yeni anlayışta, ideolojide partiler lazım. Tamamen yeni. Kişileri de yeni. Bilme ne partilerinin eski küskünleriyle yeni partiler kurulamıyor. eğer vatanseverlerse, kendilerini öne çıkarmadan destek verebilseler, bir şans olurdu ama... "Ben, ben, ben....Ama ben...Arada bir biz" zihinyeti, sen ve siz'e yer bırakmıyor. Oysa vatnadaş, sen ve siz'den oluşuyor. Oysa politikacılar o kadar kopmuşlar ki "onlar" ruhundalar.
 hale
 7 Mart 2019 Perşembe 08:25
Bence MELİS erkek ;-)
 ümit
 7 Mart 2019 Perşembe 08:13
Yazılarınız keyifli tespitleriniz gayet güzel. CHP nin özünden uzaklaştıkca samimi CHPliler uzaklaştığı menfaat guruplarının öbek öbek yerleşip daha sonra kendi içinde hizpleştiği kimsenin gözünden kaçmıyor. CHPnin uzun zamandır anti AKP oylarıyla yaşamını sürdürdüğü bir gerçek. Doğal yoldan oluşmuş bir sistem var yönetimler de bu durumdan çok da şikayetçi değiller.
 Hamur Abi
 6 Mart 2019 Çarşamba 22:04
Bu Melis ve Muhip gibileri görünce başımızdaki siyasilerin bize müstehak olduğu konusundaki fikrim pekişiyor. Bu bahsettiğiniz sosyal, politik, ekonomik sorunların oluşmasında, CHP''nin hiç sorumluluğu olmadığını düşünmeniz gerçeklerden ne kadar kopuk yaşadığınızın kanıtıdır. Bu da ülkedeki seçmen profilinin, parti gözetmeksizin, genel özelliği aslında. Bıkmadınız her seçim kandırılmaktan. Koyun gibisiniz be kardeşim, müstehak size bi çoban.
 TC misafir
 6 Mart 2019 Çarşamba 20:45
Sayın Maro, partili amigoları muhatap alıp enerjinizi boşa harcamayın. Vatandaşa, vatandaşlık bilincine sahip olanlara bakın. Çünkü ne anlatsanız anlamak istemezler. Bizler sadece doğrunun, doğru olması gerekenlerin peşindeyiz. "Onların yanlışı kötü, bizim yanlışımız iyi" değil bizim gayemiz. Onlar siyaseti de siyasi anlayışı da oyuncak ettiler. Bırakın çocuklar oyuncaklarıyla oynasınlar, oyuncakları kırıldığında belki kıymetini anlarlar.
 T. Maro
 6 Mart 2019 Çarşamba 18:36
Sayın Muhip Öztürk, okumadan bilgi sahibi olmak mümkün değil. AKP hakkında en ağır yazıları yazdığımı beni okuyanlar bilir. Başıma dert açabilecek yazılar yazdığım için yazılarım genellikle kontrol edilir.Yani sallamışsınız. CHP'lilerin düşünce ve kendini ifade özgürlüğüne saygısı olmadığını bildiğim için, hakaret yüklü küstahlık düzeyinde saldırıları artık kanıksadım. Kullanılan bu çirkin dil bana değil ama sosyal demokratlara dert olmalı...
 Melis
 6 Mart 2019 Çarşamba 16:02
Hadi be sen de. Bu kadar politik,ekonomik,sosyal sorunlarla boğuşuyoruz. Bir de senin mavranla mı uğraşacağız.
 Muhip Öztürk
 6 Mart 2019 Çarşamba 16:00
CHP ye muhalefet etmenin dayanılmaz cazibesine kapılmış yazar, paçan sıkıyor ise aynı kritikleri AKP için yazsan da biraz da o yönünü görsek.
 Lombak
 6 Mart 2019 Çarşamba 15:41
Herkes seçim sonrası yeni oluşumlardan bahsediyor. Millet Gül'ün kuracağı partiyi bekleyedursun...Bence Atatürkçüler yeni bir oluşumda buluşacak. CHPli de olur. Ama bu CHP ile olmaz. Seçim geçsin. Herşey güzel olacak.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz