MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Sokaklar kadınsız hale mi gelsin?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
7 Nisan 2021 Çarşamba

Sokaklar kadınsız hale mi gelsin?

Kıymetini bilmediğimiz güzel ülkemizde…

“Kadın Cinayeti” dediğimiz kanlı vukuatlar dizisi…

Genellikle şöyle anılıyor:

“Namusumu temizledim!”

Eskiden de vardı ama…

Böyle yağmur gibi değildi…

Şimdi ise…

Başını dik tutan kadını “karanlığa gömmek” gibi görüntü veriyor!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 100 yaşına koşuyor…

Etiketi “Namus Uğruna” olan hunharca cinayetlerin…

Bir türlü sonu gelmiyor…

***

Yüzkarası kadın cinayetlerinin çetelesi kan donduruyor…

Aslında…

Bu vahşi olayların bir kaç ortak noktası var…

Zavallı kadınları ya kocaları öldürüyor…

Ya da nişanlıları veya sevgilileri…

Bi’de töre filan ayaklarında…

Babaların, dayıların, amcaların hatta erkek kardeşlerin…

Zerre kadar acımadan evin kızına kıydıkları…

Hatta o günahsızı, sevdiğiyle birlikte…

“Töre bunu emrediyor…” diyerek…

Diri diri toprağa gömmeyi(!) ilahi görev kabul eden canavarlara…

Tanık olmadı mı bu millet?

***

Kadın Cinayetleri söz konusu olduğunda…

Çok değil, 20 yıl “geriye bakmaya” başlayın…

Gözleriniz fal taşı gibi açılır, “Yav, nasıl bu hale geldik?” diye…

Kafanızı duvarlara vurursunuz!

***

Kara tablo şu:
2002’de 66… 2003’te 83… 2004’te 128… 2005’de 317… 2006’da 663… 2007’de 1011… 2008'de 806… 2009'da 171… 2010’da 177… 2011'de 163… 2012'de 210… 2013’de 237… 2014’te 294… 2015’te 414… 2016’da 328… 2017'de 353… 2018'de 279… 2019'da 474… 2020'de 300…

Ve; 2021’in ilk üç ayında 92 kadın…

Tanıdığı, tanımadığı… (Ama genelde tanıdığı…) bir erkek tarafından…

Bu dünyadan koparılmış…

Dikkat edin!

Nasıl da katlana katlana yükseliyor kara tablodaki…

Cinayet sayıları!

***

Sanırsın ki, bir bilmece…

Herkes soruyor…

Kısa adı “İstanbul Sözleşmesi” olan…

Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesine ilişkin…

Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden neden çıktık?

Hem de…

İlk imzayı attığımız günden sekiz yıl sonra…

Neden?

Bi’takım gerekçeler sıralıyor ama…

Hangisine inanacaksınız, bu saatten sonra?

***

İyisi mi, kulağımızı sokağa verelim…

Çünkü…

AKP Parti’nin ilk baş tacı ekonomi bakanı…

Bugün DEVA Partisi Lideri Ali Babacan ile…

Tekirdağ Çerkezköylü bir esnaf arasında geçen…

Müthiş bir “İstanbul Sözleşmesi” diyaloğu ile…

Meselenin “kara kutusu”nda…

Asıl “neler gizli” onu yakından görelim…

***

Babacan: “İstanbul Sözleşmesi deyince ne geliyor aklınıza?”

Vatandaş: “Ailelerin parçalanması…”

Babacan: “Mesela nasıl sebep oluyor parçalanmasına?”

Vatandaş: “Muhafazakar bir yapıya sahibim. İnşaatta çalışıyorum, geldim akşam eve; karım yemek yapmamış, (Hani yemek?)… Ufak bir tartışma çıktı ya, eşim şikayet etti, beni evden uzaklaştırıyor. Ya ben 40 yıl çalışmışım, bir ufak tartışmadan… Bu bizim babamızla da oluyordu, ailemizle de oluyordu. Bana göre yanlış… İnsan eşine ne yapabilir?”

Babacan: “Valla kötü şeyler yapanlar oluyor…”

Vatandaş: “İstisnalar kaideyi bozmaz ama...”

Babacan: “Ama ufak bir tartışmadan eş gerçekten gider, kocasını şikayet eder mi ya…”

Vatandaş: “Eden arkadaşlarımız da var…”

Babacan: “Karı-koca hayatı ufak tartışmayı korur... Ama kocamla tartıştım diye gidip de karakola (Benim kocam beni dövüyor) diye şikayet mi edecek eşini? Böyle bir şey gerçekçi mi yani?”

Vatandaş: “Oluyor ama yaşananlar var…”

Babacan: “Sözleşme genel bir çerçeve… Orada ilkeleri yazıyor, temel ilkeleri yazıyor. Aile içi şiddetse mesele, kadına şiddetse, (Bunun gerekçesi olmaz) diyor... Milyonlarca insana karşı sorumluyuz. En ufak bir insan zarar görse bunun sorumluluğunu hissederiz biz… Dikkatsizliğimiz ya da yanlış bir kararımız yüzünden tek bir kadın zarar görse bunu vebali var…”

Vatandaş: “Abdurahman Dilipak gibi hocaları Twitter'da takip ediyorum... 20 yıldır ben AK Parti dışında hiç bir partiye oy vermedim. Dedim ki, (Bu İstanbul Sözleşmesi'ni Tayyip Erdoğan geri çekmezse asla oy vermeyeceğim) dedim... Benim için kırmızı çizgi… Eskiden bizde kadınların ayrılması, boşanması, aile yapımızda hiç bir sıkıntımız yoktu... Son 10 yılda en küçücük bir köyde bile kocası, (Öte git) demiş, (Beri gel) demiş; boşan git… Aile yapımız mahvoldu... DEVA Partisi, Gelecek Partisi, bir nebze İYİ Parti oyu kimden alacak? Muhafazakar seçmenden... Benim gibi seçmenden alacak... Ama Cumhuriyet Halk Partisi'nin savunduğu İstanbul Sözleşmesi'ni bakıyorum kim savunuyor; feministler, şunlar, bunlar… Ya arkadaş, onların oyu ülkede yüzde 25…”

Babacan: “Oradan buradan ne kadar oy gelir diye bakmıyoruz ki... Meseleye insan hakları olarak bakıyoruz…”

Vatandaş: “2012'de bu sözleşme çıkmış, 2021'deyiz, aile yapımız berbat oldu... Son sözüm bu. Bu sözleşmenin çok büyük etkisi var…”

***

Bitiriyoruz…

Çok sıcak bir “kadın cinayeti” örneği ile…

Bu olay Manisa’da yaşandı…

Genç adam…

Kız arkadaşını sokak ortasında tüfekle kurşunlayarak öldürdü…

Yakalandı, hapse girdi…

Önceki gün bilmem kaçıncı duruşması vardı…

Katil zanlısı…

Öldürdüğü kızın ailesine şöyle seslendi:

“Olaydan ötürü pişmanım, keşke ölmeseydi, başınız sağ olsun…”

Biricik kızı sokak ortasında öldürülen acılı baba ne dedi?

“Sanık bütün savunmasını indirim almak üzerine yapıyor; farkında değil misiniz?”

Sahi, farkında olan var mı?

Nokta…

Sonsöz: “Kadınlar insandır; biz erkekler ise insanoğlu… / Neşet Ertaş – Halk Ozanı…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz