Zihinlerimiz olağan gerekçelerle bulandırılıyor; Bakanlık denetimleri yetersizdi… İş Güvenliği Müfettişleri görevini yapmadı… Maden mühendisi maaşını maden şirketinden alıyor, objektif davranamaz… Trafoda kullanılan malzemeler ex-proof değil… Kömür içten içe yandı, zehirlenmeye yol açtı… İşveren maliyetleri düşürürken, güvenliği ihmal etti… Madende çocuk çalıştırılıyordu…
Hiçbir bilgi şu gerçeğin üstüne çıkamıyor; kesin sayısı verilmemekle birlikte, ölü sayısı 400 dolayında olabilir.
Kömür işçileri neden öldü?
Bu facia sadece bir kaza sonucu meydana gelmedi; aynı zamanda genel bir yönetim zafiyetinin de sonucudur.
Ve en vahimi, yıllardır yoksullara dağıtılan bedava kömürün diyetini yine yoksulların ödüyor olduğu gerçeğiyle yüz yüzeyiz.
Kömürün tonunun maliyetini, eğer veriler doğruysa, 24 dolara nasıl indirdiklerini artık biliyoruz.
Evet, yoksullar, yardım olarak aldıkları kömürün bedelini canlarıyla ödediler; meğer dünyanın en pahalı kömürünü yakıyorlarmış…
Başbakan, basın toplantısında, kazayı ve ölümleri yine Kuran’dan ayetlere ve kadere bağladı. Bu işin fıtratında ölüm varmış… Yoksulluk da kader mi, orasını açıklamadı…
İngiltere’nin 1800’lü yıllarından maden kazaları örnekleriyle halkı teselli etmesi gerçekten akıllara ziyan bir durumdu.
Yaşanan büyük felaketin arkasında “paralel yapı”yı arar mı, arar... Kuşkusuz, bu felaketin sorumluluğunu yıkacak birilerini bulacak… Yine hiç kuşku yok, o malum %45 bunlara inanacak…
Sabahın erken saatlerinde, olayın gerçek boyutları ortaya çıktığında, “Şu anda derin bir sessizliğe ihtiyacımız var, çok derin bir sessizliğe… Bu facia, anlamlı söz ve fotoğraf gösterisine dönüşmemeli. Ya sessizlik ya isyan!”” diye yazmıştım. Elan böyle düşünmekteyim.
Soma’da yaşanan facia için İhsan Eliaçık şöyle söylemiş; “Bu bir kaza ve kader değil; ihmal ve suçüstüdür.”
Yeryüzünde bu suçüstü durumlar hiç bitmedi, biteceği de yok; failleri kurtarıcı gibi gördüğümüz sürece…
Soma’da ölen maden işçilerinin meselesini kime havale edeceğiz?
Erdoğan, belli ki önce Allah’a, sonra da paraleldeki hayali düşmanlarına havale edecek, maden işçilerinin ölümünü…
Yerin altında veya üstünde, zamansız ölümler hep yoksul halka düşer; Bu yüzden, Soma’da ölen maden işçilerinin meselesi, halkın meselesidir. Ne Erdoğan’ın ne devletin meselesi olmamalıdır.Çünkü yönetenlere ve devlete havale ettikleri bütün meseleleri, yoksulların aleyhine sonuçlanmıştır.
İsyan edemiyorsak, yeryüzüne derin bir sessizliği yaymak, en anlamlı eylem olabilir.
Ya isyan ya sessizlik!
Sayfa başına git