Bir kız annesi olarak empati bile yapamadım… Buna bile yüreğim dayanmadı…
Bu sabah işe gelirken arabada radyoyu açtığımda Ünzile çalıyordu…
Bu şarkıyı her dinlediğimde içim fena burkulur…
Şehirler arası otobüslerde cam kenarına oturmuş sus pus etrafı izleyen kız çocukları gelir aklıma…
Ünzile, Türk kadının hikayesidir...
Kadının hiçe sayıldığı yerlerin hikayesidir…
Sadece iç geçirirsin... Düğümlenir kelimeler boğazında, konuşamazsın… Şarkıyı dinlerken gördüğün, çaresizliğin resmidir…
Rahmetli Aysel Gürel, nam-ı diğer Deli Aysel de işte çaresizliği bu şarkıyla anlatmaya çalışmıştır…
Ünzile’nin hikayesi Aysel Gürel’in 50 yıl önce Anadolu turnesinde mola verdiği bir köyde başlar… Bu köyde Gürel Ünzile ile karşılaşır… Biraz sohbet ettikten sonra Ünzile’nin hayatını dinler…
Ünzile çocuk yaşta evlendirilmiştir. Evleneceği kişiyi görücüler seçmiş, bir kaç koyun karşılığı, isteyen kişiye ufak yaşta teslim edilmiştir… Çocuk yaşta gördüğü baskıdan dolayı artık kendine çizilmiş kadere razı gelmiştir…
Gördüğü baskı ve yaşam biçimi de ona dünyanın sadece köyü olduğuna inandırmıştır…
Korkar durur gitmez köyün en son çitine,
inanır o sınırda dünyanın bittiğine…
Bir kız düşünün ki, köyünün en son çitinden sonrasını bilmiyor ve öyle korkutulmuş ki gitmesin diye… Biz bazen Dior mu kullansam yoksa Salvador Dali mi alsam diye bir parfümeride kara kara düşünürken böyle Ünzileler yaşıyor işte ülkemizde... Kaç koyuna gittiğini bilemediğimiz Ünzileler… Dünyanın sadece köyünden ibaret olduğunu sanan Ünzileler…
* * * *
Aysel Gürel… Türk Pop Müziği’nin mihenk taşı…
Bazıları için çılgın yaşlı kadın… Bazıları için Sezen Aksu’nun hitlerine değer katmış bir sözcük ustası… Bir diğerleri için Müjde ve Mehtap Ar’ın anneleri…
Benim için ise, bu dünyada tanışma fırsatı bulamadığım, ama her türlü zaman boyutundan bağımsız olarak idolüm olarak gördüğüm ve takdir ettiğim bir kadın… Eğer bir gün, bir başka zaman boyutunda onu tekrar görürsem, içindeki renkleri bu kadar güzel yansıtabildiği için teşekkür etmeyi asla ihmal etmeyeceğim…
O’na diyeceğim ki; ‘‘insan ‘Ünzile bir insan dölü’ diye yazabiliyorsa bir şiirin ilk dizesine ve o şiir bir şarkı olup bunca yıldır kalplere dokunabiliyorsa, sen zaten insan değilsin ablacığım, başka bir şeysin…”
Birileri bas bas bağırıyor ekonomik olarak son 12 yılda şöyle kalkındık böyle kalkındık, 3. köprüyü yapıyoruz, tüp geçit yaptık, 3. havalimanı yapacağız…
Yapın ya yapın da, alın sizin olsun köprünüz de havalimanınız da paranız da…
Şu söz var ya şu söz:
“Ünzile kaç koyun ediyor”
Ülkemizdeki kadınların hali hala budur işte…
Aysel Gürel’i bir kez daha özlem ve rahmetle anıyorum…
Bir Aysel Gürel ne yazık ki kolay yetişmiyor yurdumda… Bu gidişle de zaten hiç yetişemeyecek…
Deli Aysel’e sevgiyle…
Ve bir sonsöz… Dünyalar güzeli Özgecan için hala ne diyeceğimi bilemiyorum o yumruk hala boğazımda… Onu canavarca katledenler de sizin benim gibi nefes almaya devam edecekler ya, ona yanıyor içim…