MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tarih tekerrürden ibaret mi?
Fatih YAPAR
YAZARLAR
7 Eylül 2020 Pazartesi

Tarih tekerrürden ibaret mi?

Türkiye Cumhuriyeti’ne vatan olan Anadolu topraklarında bin yıl önce hüküm süren Selçukluların dağılmasından sonra “beylikler dönemi” diye yeni bir sayfa açılır.

Tarihçilerin liste halinde anlattığı, bizim de o dönem tarih kitaplarından hatırladığımız bu beylikler arasında Osmanoğulları, Karamanoğulları ve İzmir’i de bir dönem içine alan Aydınoğulları beylikleriyle birlikte “Germiyanoğulları” isimli bir beylik kurulur. Bu beylik 1300’de başlar ve 1429’da yok olur.

Kuruluş yeri ve hakimiyet alanı ise Kütahya ili olarak kayıtlara geçer!

Aslında bu beylik 1. Alaattin Keykubat döneminde Malatya’dan göç ederek Ege’ye doğru kayan Türkmenler tarafından kurulmuştur.  Artık yeni yurt, yeni vatan Kütahya’dır. Beylik, Germiyan aşiretinin reisi Alişir Bey ve oğullarından kalan yapısıyla 1. Yakup Bey’in idaresinde Denizli, Manisa Kula ve Simav bölgelerinde etkinliğini sürdürür.

Beylik zamanla o kadar gelişir ki daha batıya Ege kıyılarına doğru ilerler. Üstüne Bizans’ı bile vergiye bağlar. Germiyan beyleri ayrıca etkinliğini sürdüren ve Bizans ile savaşan Osmanlı’nın temeli Osmanoğulları ile de iyi geçinir. Çünkü düşman ortaktır.Germiyan beyi Süleyman Şah’ın kızı Devletşah Hatun Şehzade Yıldırım Bayezid ile evlenir. İki beylik arasında yapılan anlaşma sonrasında “düğün çeyizi” olarak Simav, Emet ve Tavşanlı çevresi Osmanlılara bırakılır. Sultan Murat’ın Kosova’da savaşta ölmesinin ardından anlaşma bozulur ve Yıldırım Bayezid kayınpederini hapse atarak ülkeyi tamamen topraklarına katar.  Ankara Savaşı’nda yenilen Osmanlı’nın durumundan istifade edilerek yeniden canlanma girişimlerine başlayan Germiyan Beyliği ne yazık ki yaşam bulamaz. Ve son olarak tüm toprakları vasiyet üzerine Osmanlılara miras bırakılır.

Germiyanoğulları’nın, Kütahya’dan başlattıkları yayılma politikası sırasında Ege’ye doğru kaydıkları dönemlerde İzmir’e, Aydın’a, Manisa’ya da çeşitli kolları geldiği bilinir. İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Germiyan Köyü de kayıtlarda bir Türkmen köyü olarak geçer. Ve bu köyün isminin o dönem batıya ilerleyen kollarda bulunan aileler tarafından konulduğu varsayılır. Türkiye’nin ilk “yavaş köy” ünvanlı köyü Germiyan kendisini beylikler dönemine, Kütahya’ya ait hisseder. Ama artık yaşam yeri, yeni kökleri saldığı bölge Yarımada’nın gözdesi Çeşme’dir.

Gelelim 600 yıl sonrasına yani bugüne!

Germiyan halkı bugünlerde çok önemli bir mücadele veriyor. Peki mücadelesi ne için? Daha iyi bir yaşam, daha iyi bir doğa ve temiz hava için. Hem de tarihten gelen dokusu, doğal güzellikleri bozulmasın diye… Germiyanlıların taş ocaklarına karşı yaptıkları eylemleri biliyoruz ama şu sıralar rüzgar santrali projesiyle boğuşuyorlar. Germiyan köylülerine RES’lerle savaşta doğa düşmanlarının korkulu rüyası Av. Şehrazat Mercan, köy ile özdeşleşmiş Dr. Öğretim Üyesi Engin Önen, Arkeolog Elif Koparalve onlarca çevre gönüllüsü kişi ve dernek öncülük ediyor.

Peki mahkeme kararları ve Çeşme Müze Müdürlüğü’nün “arkeolojik kalıntılar var” söylemlerine rağmen araziye iş makinalarıyla giren kim?

Güral Şirketler Grubu bünyesindeki Güral Porselen Şirketi!

Türkiye’nin en önemli porselen ve seramik üreticilerinden Güral Porselen bir Kütahya markası. Yeni iş alanını turizm, madencilik ve enerjiye kaydıran Güral Porselen bugün ait olduğu Kütahya’dan gelerek kendisinden 600 yıl önce Çeşme’ye yerleşen Germiyanoğulları’nın vatan edindiği toprakta Germiyanoğulları’yla mücadele ediyor.

Germiyanoğulları’nı yüzyıllar sonra Germiyanoğulları’yla karşı karşıya getiren akıma bugün biz “kapitalizm” diyoruz. Sınır tanımayan, ilke ve değerleri yok sayan kapitalizm bugün ataları evlatlarına kırdırıyor.

Germiyan halkı isyan ediyor, haykırıyor. Ve şöyle diyor:

“Biri bu kanunsuzluğu durdursun. Yerel ya da genel idare duruma müdahale etsin. Mahkeme kararları hiçe sayılmasın. Ülkede kanunların olduğunu lobiler ve zenginler de yaşayarak görsün. Hep köylü, gariban ezilmesin”

Sonsöz!

“Tarih, başka başka insanlara ve zamanlara rastlayan vakaların tekrarlamasından başka bir şey değildir

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Serhat goktogan
 8 Eylül 2020 Salı 21:22
Bu nakaratlarin olmaması için bu düzeni değiştirmeliyiz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz