Evet, hep diyorlardı ya “İsmet Paşa camileri kapattı” diye!
Evet, öyle:
İsmet Paşa zamanında, yani İkinci Dünya Savaşı yıllarında bazı camiler kapatılmıştı…
İsmet Paşa zamanında, yani İkinci Dünya Savaşı yıllarında, Almanların olası bir hava taarruzuna karşı, Topkapı Sarayı’ndaki ve İstanbul’daki kimi camilerdeki kutsal emanetlerin Niğde ve Kayseri'ye vagonlarla taşındığını ve kimi camilere depolandıklarını yazmıştık…
***
Almanlar, ibadet yerlerini vurmaz düşüncesiyle bunlar yapılmıştı. Olası bir saldırı sırasında Alman uçaklarının ulaşamayacağı yerler seçilmişti.
Öyle ki; durumu yakından görmek isteyen İsmet Paşa, Adana'ya Churchill ve Roosevelt ile görüşmeye giderken, buralara uğramış ve kutsal emanetlerin durumunu bizzat denetlemişti… Demek ki; bir zorunluluktan dolayı böyle bir yola gidilmiş…
Bunu açıklayan da Adalet Bakanı eski Bakanı Bekir Bozdağ; başbakan yardımcısı iken sorulan bir soruya yanıt olarak bunları anlattı…
Başka belgeler de var...
***
Eh, bugünlerde de yaşıyoruz:
Günümüzde pandemi nedeniyle olası bir felaketin önüne geçmek için camilerimiz kapatılmıştır…
“Koronavirüs” denilen bela, insanlığın başına musallat oldu... Fırsatını bulduğunda hızla yayılıyor. Ve yayılırken, hiçbir kural tanımıyor. Bulduğu açıktan sızıyor, insanların ciğerlerine yerleşiyor ve sonu ölüme kadar gidecek yaygın bir hastalığın nedeni oluyor…
Hükumet çok haklı bir kararla, camilerde geçici süre ibadet yapılmasını yasakladı… Cuma namazları dahil, camilerimizde toplu olarak namaz kılınamıyor…
Şimdi bu yapıldı diye, bu karara haksız bir karar diyebilir miyiz?
Hükümeti, böyle bir karar aldı diye eleştirmenin mantığı var mı?
Daha da ötesi, dinen bu kısıtlamanın doğru bir karar olmadığına dair bir dayanak var mı?
Yok…
Dinimiz de zaten buna engel değil ki!
Zor zamanlarda ülkeler, böyle kararlar alabilirler.
Kaldı ki dinimiz kolaylığı öngörüyor:
İsteyen tek başına bile ıssız bir yerde ibadet yapabilir.
Bu nedenle de hiçbir tartışmaya yer olmadan, zorunluluktan dolayı yaşadığımız şu zaman diliminde camiler, halkın sağlığı gözetilerek ibadete yasaklanmıştır…
***
Şimdi şöyle mi diyeceğiz?
"2020 yılında camiler ibadete kapatılmış, kapılarına kilit vurulmuştur…”
Bu cümle gerçeği tam olarak anlatan bir anlam içermez… Eksikleri ve yanıltıcı yanları vardır.
Şu soruyu kesin olarak sormamız gerekiyor:
“Evet, camiler kapatıldı. Ama niçin?”
Yanıt açık:
“Halk sağlığı gözetilerek, koronavirüs tehlikesine karşı zorunlu olarak…”
Gerçek olan budur…
Bu kararın, İsmet Paşa döneminde bazı camilerin kapatılmasıyla örtüşen yanları yok mu?
Ha, İsmet İnönü İkinci Dünya Savaşı yıllarında birkaç camiyi olası Alman hava saldırısına karşı korumaya almış; ha günümüzde, Koronavirüs tehlikesine karşı camiler ibadete kapatılmış…
İkisi de haklı gerekçelerle...
Sonuçta bu yapıldı diye halka ibadet mi yasaklanmış?
Hayır!
Ya ne?
Camiler, bir tehlike karşısında, tehlikeye karşı önlem almak amacıyla o dönemde de bu dönemde de ibadet etmeye yasaklanmış…
İsmet Paşa döneminde yaşanan olayın nedenlerini geçen yazımızda bu köşede yazmıştık.
Bugün olanları ise hep birlikte yaşıyoruz.
Keşke bu zorunlu önlemlere hiç gerek olmasa!
Ama yaşanılan zorluklar ne yazık ki böylesine zor kararları toplumlara dayatabiliyorlar…
***
Artık aklımızı başımıza alalım…
İsmet Paşa dönemine siyaseten vuracağız ve bunun üzerinden ideolojik bir yatırım gerçekleştireceğiz ucuzluğundan sıyrılmamız gerekiyor…
Sayfa başına git