MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tarihi zaferin mimarları
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
25 Haziran 2019 Salı

Tarihi zaferin mimarları

Mustafa Kemal Atatürk’ün 2. İnönü Zaferi’nden sonra ordu komutanı İsmet Paşa’ya yazdığı mektupta şöyle bir ifade yer almaktaydı.
“Siz orada yalnız düşmanı değil, bu milletin makûs talihini de yendiniz…”

İşte 23 Haziran’da tekrar edilen İstanbul seçimlerinin ardından belirli bir kesimin duygusu tam olarak böyleydi. Teşbihte hata aranmaz…  Ama İmamoğlu sadece rakibi Binali Yıldırım’ı yahut rakibiymiş gibi algı yaratan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı değil aynı zamanda bu milletin siyasi açıdan makûs talihini de yenmiştir.Artık demokrasi adına umutlar yeşermiş siyasi açıdan yeni bir döneminişaret fişeği yakılmıştır.

Peki, İmamoğlu siyasi açıdan böylesine önemli bir zafere nasıl ulaşmıştı?
Tabi ki en büyük faktör bizzat İmamoğlu’nun kendisidir.  İzlediği yol, kullandığı dil, herkesi kucaklayan anlayış, ekranlardan bile karşıya geçebilen içtenlik, samimiyet, birleştirici-bütünleştirici, eşitlikçi, demokrat bakış açısı, gençliği, pozitif enerjisi, özgüveni ve daha fazlası… Birbirine düşman, birbirinin karşıtıymış gibi sunulan Atatürkçülük ile muhafazakârlığı aynı potada eritebilen, camide Yasin okuyan farklı bir CHP’li profiliortaya koyan İmamoğlu kuşkusuz rakip cephenin yarattığı boşlukları çok iyi doldurdu.
Her türlü sataşmaya, tahrike karşın kendi doğrusundan sapmayan İmamoğlu, sakin bir güç olarak başladığı yolculuğunu birkaç provokasyonu saymazsak (Ordu Valisi meselesi gibi) aynı vakurlukla tamamladı. 31 Mart akşamı yaptığı “Kimsenin hakkını yemem ama hakkımı da yedirmem..” çıkışıyla sürece damga vuran İmamoğlu adeta yeni bir liderin doğduğu sinyalini ülkenin heryerinden görülecek şekilde verdi.

Tabi ki bu sürece, bu önemli zafere katkı koyanları sıraladığımızda herkesin bir liste yaptığını görüyoruz.  Naçizane bu da benim listem.

1-Recep Tayyip Erdoğan:
Kim ne derse desin Ekrem İmamoğlu böylesine önemli zaferi öncelikle ona borçludur.  Bir zamanlar İstanbul’a ve ülkeye umut olarak görülen, mağdur ve mazlum Erdoğan’ın çeyrek asır içinde nereden nereye geldiği herkesin malumu.  İzlediği yol, kullandığı dille ülkeyi karpuz gibi ikiye bölüp limon gibi sıkmasaydı, tek bir partinin değil herkesin cumhurbaşkanı olmayı seçseydi,İmamoğlu İstanbul gibi Erdoğan’ın siyasi doğum yeri olan bir şehirde bu denli büyüyemezdi.

2-YSK: YSK’nın 7 üyesi İstanbul seçimini yenileme kararıyla bugün 800 bini aşan farkın ana sebebidir. Seçim öncesi SonSöz TV’de yaptığım değerlendirmede 23 Haziran’da İstanbul seçmeninin YSK’nın ‘başkanı tarafından veto edilen’ siyasi kararını da oylayacağını ifade etmiştim. YSK üyeleri belki de siyasi baskıyla aldıkları bu kararla İmamoğlu’nun 13 bin 500 oyla tartışılan koltuğunu 800 bini aşkın farkla güçlendirmesinde en önemli pay sahiplerindendir. Keza halk, aynı sandıktan çıkan 3 oyun (ilçe belediye başkanlığı, meclis üyeliği ve muhtar) geçerli sayılıp, sadece büyükşehir oylarının iptalini aklında, mantığında ve vicdanında bir yere koyamamıştır.

3-Muharrem İnce:
Sadece bir yıl önce cumhurbaşkanı adayı olarak meydanları yıkan, psikolojik oy duvarlarını aşan Muharrem İnce 24 Haziran sürecinde ve akşamında yaptıkları ve de yapamadıklarıyla İmamoğlu’na yol göstermiştir. Muhafazakâr kesime ilk kez güçlü şekilde göz kırpan İnce, Kürtlerle CHP arasındaki buzların erimesinde de rol oynamıştır. Hiçbir şey yapmadıysa bile bir seçim akşamının nasıl yönetileceği hususunda İmamoğlu’nun önemli dersler çıkarmasını sağlamıştır.

4-Selehattin Demirtaş: 
Terör örgütü PKK’nın başı Abdullah Öcalan’ın kritikseçime üç gün kala HDP’ye tarafsızlık tavsiye eden mektubuna rağmen hapisteki Selehattin Demirtaş’ın sürece hâkimiyeti, İmamoğlu’nun başarısında hiç kuşkusuz önemli paya sahiptir. 31 Mart öncesinde büyükşehirlerde aday çıkarmama ve Millet İttifakı’nı destekleme kararıyla sadece İstanbul’da değil Ankara, Antalya, Adana gibi büyükşehirdeki zaferde büyük rol oynayan Demirtaş,tekrarlanan 23 Haziran’da HDP’nin sandığa gitmesi ve  İmamoğlu’ndan şaşmamasında önemli bir pay sahibidir.

5-Kemal Kılıçdaroğlu:
Parti genel başkanı ve muhalefet lideri olarak Erdoğan’a karşı 9 yılda 9 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu, tüm bu deneyimlerinden ders çıkarırcasına son iki seçimde (24 Haziran-31 Mart) pek çoğumuzu ters köşeye yatıran bir yol izledi. Adalet yürüyüşüyle birlikte ülke siyasetinde kalıcı izler bırakmaya başlayan Kılıçdaroğlu, parti içindeki rakibi Muharrem İnce’yi 24 Haziran’da Erdoğan’ın karşısına çıkararak ezber bozmuştu. Cumhur ittifakı karşısındaki muhalefet bloğunu örgütleme-yönetme başarısını 31 Mart’ta da sürdüren CHP lideri hem aday profilihem de perde gerisinden süreci yönetme başarısıyla adını tarihi zaferin önemli mimarları arasına yazdırdı.  23 Haziran’da sahaya inmeyerek hem Erdoğan’ın yarışı AK Parti-CHP düzlemine indirmesine izin vermedi hem de Ekmem İmamoğlu’nun daha görünür olmasına katkı sağladı.

6-Canan Kaftancıoğlu: Kim ne derke desin ortada İstanbul’un çeyrek asır sonra CHP’ye dönüşü gibi tarihi bir zafer varsa bu zaferde parti örgütünün dolayısıyla da il başkanının rolü yadsınamaz. 31 Mart akşamı Binali Yıldırım’ın seçimi kazandık açıklamasından sonra süreç ıslak imzalı sandık tutanaklarıyla geriye döndürülmüşse, bu kritik virajda CHP örgütünün oylara sandık sandık sahip çıkması ve bu organizasyonun hatasız yapılmasını sağlayan Kaftancıoğlu’nun hakkı teslim edilmelidir.

7-Süleyman Soylu:
Erdoğan’ın Trabzonlu İmamoğlu’na karşı Trabzonlu Süleyman Soylu’yu sahaya sürmesini siyasi açıdan anlıyor olsak da Soylu’nun İçişleri bakanı sıfatıyla yaptığı açıklamalar süreçteki kutuplaşmanın dozunu arttırdı. İmamoğlu ve taraftarlarını terör örgütleriyle birlikte anma gafleti, Millet ittifakı cephesinde ters bir motivasyon sağladı.

8-Ordu Valisi Seddar Yavuz: İmamoğlu’nun 31 Mart’tan bu yana güçlü şekilde sürdürdüğü sakin güç pozunu bozmak isterken 4 milyonu aşkın oy almış bir belediye başkan adayını yanında milletvekilleri varken VİP’ten geçirmeyerek mağduriyetine mağduriyet kattı.  İt dedi iddiası kanıtlamadı ve seçmende de karşılık bulmadı.

9-Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu:İmamoğlu’na Yunanistan’da yayın yapan yerel bir gazetenin tartışmalı haberi üzerinden Pontus-Rumiması yaparak sürecin önemli hatalarından birine imza attı. Rizeli Erdoğan’a iktidar olduğu 17 yıl boyunca, İstanbul özelinde ise 25 yıldır destek veren Karadenizlileri yaralayan bu tartışma Trabzonlu İmamoğlu’nun bu kesimde de karşılık bulmasının gerekçelerinden biri oldu.

10-Genel Başkan YardımcısıAli İhsan Yavuz: 31 Mart akşamından itibaren oyların yeniden sayılması ve seçimin iptali sürecindeki garip, anlaşılmaz çıkışlarıyla “Hiçbir şey olmadıysa bile kesinlikle bir şeylerin olduğu/olacağı” algısının yaratılmasında çok büyük bir paya sahiptir.

11- Devlet Bahçeli: Tabi ki Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz ortağı Devlet Bahçeli’nin dün asalım diye meydanlarda kürsüden ip attığı Apo’nun son anda uzattığı ipe tutunma çabasının da bu tarihi sonuçta rolü olmuştur. Milliyetçi kesim ‘Beka sorunuyla’ başlayan yerel seçim sürecinin Apo’nun mektubuyla nasıl sonuçlanabildiği travmasından çıkamamış, yaşanan kavram kargaşası dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan oldurmuştur.

12-Binali Yıldırım:Gördüğünüz gibi İmamoğlu’nun gerçek rakibi Binali Yıldırım’ı listenin sonuna ancak yazabildim. Çünkü başından itibaren Yıldırım’ın da bu sürecin mağdurlarından biri olduğuna inanıyorum.
Öncelikle aday olarak ön plana çıkmasına izin verilmedi. İstanbul mitinginde başkan adayı olarak kente dair projelerini bile Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. İmamoğlu’yla birlikte çıktıkları ‘özel izinli’ canlı yayın öncesi ve sonrasında 5-6 günlük süreci saymazsak son Başbakan Binali Yıldırım, tüm süreç boyunca kudretli lideri Erdoğan’ın gölgesinde kaldı ya da özellikle bırakıldı.
Onu bu listeye alma gerekçeme gelince…  31 Mart akşamı 3 bin 500 farkla kazandık açıklaması yapıp 13 bin 500 farka rağmen YSK’nın tartışmalı iptal kararı sonrası yaptığı ‘Çaldılar’ açıklamasıdır.
Her ne kadar ‘siyaseten söylenmiş’ olduğu sonradan ifade edilse bile ‘çaldılar’ çıkışı 31 Mart’ta İmamoğlu’na oy verenleri yaralamıştır. Ve siyaseten hatalı bir söylem olmuştur.

Listeyi uzatmak yahut sıralamayı değiştirmek mümkün… Dilek İmamoğlu, her şey güzel olacak Ekrem Abi diye seçim otobüsünün peşinden koşan çocuk, yandaş medyanın malum profilleri yahut sosyal medya trollerini bu listenin içine ya da altına ekleyebilirsiniz. Ama tarihi zaferde rolü olanlar bana göre bunlardır.

Bu süreci her yönüyle konuşmaya, kaleme almaya elbet devam edeceğiz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 26 Haziran 2019 Çarşamba 21:55
Yazınıza katılmamak imkansız Sn.YALDIZ, kemal kılıçdaroğlu'na dair 5.bölüm hariç... Bu konuda her fırsat bulduğumda/her zaman /her yerde savladığım düşüncelerimi burada da paylaşacağım...Şöyle ki; koltukçu kemal, Sn.Ekrem İmamoğlu'nu, Sn.Muharrem İnce'nin yolunu kesmek için ortaya sürdü... Hesabına göre seçim karambolü içinde Sn.İnce silinip gidecek, bu arada Sn.İmamoğlu seçimde yenilgiye uğrasa bile tanınmamış bir ad olduğu için fazla tepki çekmeyecekti... Diğer taraftan, koltukçu kemal'in seçim kaybedilmişMİŞ, kaybedilmemişMİŞ umurunda bile olmayacaktı, çünkü onun umurunda olan tek değer, koltuğuydu... Ama her zamanki/ve her konudaki öngörüsüzlüğü yine ortaya cıktı ve Sn.Ekrem İmamoğlu soğukkanlı ölçülü ve dengeli politik ve insani duruşuyla koltukçu kemal'in planını bozdu... Sonuç: Sn.Ekrem İmamoğlu, bugün itibariyle CHP liderliği için en büyük ve tek aday durumuna geldiğinden/ve gelmeye devam edeceğinden, harcanması için koltukçu kemal ve çetesi tarafından -ve üstelik seçim sonucunu hazmetmiş görünen ama kendine asla yediremeyen akepe'nin başı rte'nin de desteğiyle- her türlü dümen/tezgah/oyun sahneye konacaktır.
 İzmirli
 26 Haziran 2019 Çarşamba 18:37
Sonuçta istanbul’da İzmir gibi gavur oldu emeği geçen herkesi kutluyorum.
 Gürkan
 26 Haziran 2019 Çarşamba 12:31
Ekonomik kriz, EYT, Suriyeliler, kullanılan dil, ittifak yapılması ki AKP'nin seçimleri kaybetmesinin en büyük etkenlerinden biri budur. İttifaklar olmasaydı bugün CHP'nin Ankara ve İstanbul'u alma şansı düşüktü, hatta yoktu.
 ESER
 26 Haziran 2019 Çarşamba 11:35
izmir il başkanı, izmir CHP delegeleri nasıl il başkanı olunur sayın Kaftancıoğluna bakarak görsünler. CHP İl başkanı mutlaka kongrede aday olmalıdır. Olmalıdır ki kötü yönetiminin bedelini görsün. İzmir hiç bir dönemde böyle başarısız bir il yönetimi görmedi.
 KONAK
 26 Haziran 2019 Çarşamba 09:15
yazıyı iyi okursanız apo devlet bahçelinin içinde
 Hakkı ülkü
 25 Haziran 2019 Salı 22:06
Tümüyle katılıyorum kardeşim.
 Sello
 25 Haziran 2019 Salı 18:52
Bu kadar orantısız güce rağmen,milyona yakın fark oluyorsa,diyecek bir şey yok,tebrik edilir
 Oğuz Kaan
 25 Haziran 2019 Salı 18:15
Sayın Yaldız, bu sürecin en önemli aktörlerinden birisini göz ardı etmişsiniz. İYİ Parti etrafında kümelenen Demokrat Ülkücüler MHP tabanını eritmişler ve İmamoğlu'nun şahsına güçlü bir destek vermişlerdir. Terörist başının mektubu, milliyetçi oyların Cumhur İttifakından Millet İttifakına kaymasında hızlandırıcı etki yaratmıştır.
 ozelestiri
 25 Haziran 2019 Salı 17:42
Insaat sirketleri ve onlarin sahibi oldugu medyada ki sozum ona gazeteciler, Kapikullarini da ekleyince hep dogru yapiliyor zannettik milletin mutfagi yanarken anlatamadik hazine ve maliye emin ellerdeydi. Sayin Cumhurbaskanimiz da cok yoruldu herhalde partinin genel baskanligini birakir. Binali Beyin aday gosterilmesi de etik degildi Tbmm baskani iken
 HAKAN YAVUZ
 25 Haziran 2019 Salı 17:00
APOYU UNUTMUŞUNUZ ÜMİT BEY. TERÖRİST BAŞI LİSTENİN NERESİNDE
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz