MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tarımı yeniden canlandırmak/3
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
20 Ocak 2020 Pazartesi

Tarımı yeniden canlandırmak/3

“Tarımı Yeniden Canlandırmak/1 ve 2” adlı  yazılarımda Tarım ve Ormancılık Bakanı Ekrem Pakdemirli’nin, 18-21 Kasım 2019 tarihleri arasında Ankara’da “Tarım  Şurası”’ndaÜlkemizde bulunan 3.2 milyon hektar atıl tarım arazisinin üretime kazandırılması” konusunda bir açıklama yaptığını yazmış  ve  buradan yola çıkarak  “Çiftçilerin yeniden topraklarını işlemesine geri dönüşü nasıl sağlanır? konusunda; Desteklemelerde  Hedef Kitle, Aile İşgücü Temelli Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Olmalı, Tarımda Kooperatifleşmeye Destek Verilmeli ve Sanayici Olmaları Sağlanmalı, Tarımsal Kitler Yeniden Kurulmalı, Gıda Egemenliğinin Korunması İçin Finans Örgütlere Karşı  Tavır Geliştirmeli, Dış Ticarette Gümrük Fonları İç Pazarı Koruyacak Şeklinde Düzenlenmeli, Tarımsal ARGE ve Eğitimi Yeniden Düzenlenmeli ve Bölgesel Anlaşmalar Yapılmalı ”şeklinde ön önermelerde bulunmuştum.

Bu yazımda “Tarımsal Üretim Planlaması” üzerinde duracağım.

Çünkü, yukarıda sıralamaya çalıştığım  önermelerin  yanı sıra     3.2 milyon hektar tarım arazisinin atıl duruma düşmesinin  nedenlerinden birinin de , “Tarımsal Üretim Planlaması”nın  eksikliği ya da yokluğu olduğu  gözlemlenmektedir.

Ülkemizde gerektiği gibi ürün planlaması yapılamamakta, üretim kararları genel olarak bir önceki yılda oluşan ürün fiyatlarına ve/ ya da  alışkanlıklara göre verilmektedir. Türkiye’de para eden ürün neyse çiftçiler o ürünü ekmekte  ya da yetiştirmekte ve plansız   üretim çiftçilerin aleyhine  bir durum yaratmaktadır. Sonuçta çiftçi hem toprağını ekmekten uzaklaşmakta, hem de ithalatın kapısı açılmaktadır.

Planlama Nedir?

Planlama,kısaca sınırlı kaynakların, belirli bir amaç doğrultusunda, hangi yönde ve nasıl kullanılacağını sonuçlarıyla  birlikte göstermek demek.

Planlama verimliliği artırdığı gibi, kısıtlı olan üretim  etmenlerin ekonomik kullanımına da olanak sağlar.

Planlama yardımıyla  tarımsal üretimde de çiftçi hangi ürünlerin nasıl ve ne miktarlarda üretileceğine doğru karar verebilir.

Çiftçi üretim planlamasını nasıl yapar?

Bitkisel üretimde; arazi tipini, ekeceği tohumda ne kadar  ürün alacağını,tarımsal girdilerin durumu ya da maliyetini,hava koşullarını, ürün fiyatlarını, gıda talebini, sermaye ve üretim maliyetini,hayvansal üretimde de; yetiştireceği hayvanın türü ve ırkını, alacağı ürün miktarını ve üretimde kullanacağı girdiler gibi birçok  etmene bağlı olarak üretim planlamasını yapmaya çalışır.

Bunların yanısıra  giderek gözlemlenen küresel ısınma, yer altı sularının yanlış kullanımı ve altyapı (baraj, sulama göleti vb.) yetersizliği nedeniyle tarımsal sulamada yaşanan önemli sıkıntılar da  söz konusudur.

Çiftçi bu  etmenlerin kimilerini ölçebilir ve sayısallaştırılabilir, ancak bunların bir kısmının  gerçeğe yakın bir şekilde öngörmesi zordur.

Çiftçinin kendi dışındaki çok sayıda etmen,sağlıklı bir  üretim planlaması yapmasını sınırlar.

Çiftçi Üretim Planlamasını  Nasıl Yapmalı?

Tarımsal üretim planlaması, birbirinin tamamlayan iki süreç içinde yapılabilir.

Birincisi işletme sahibi çiftçinin yapacağı planlamadır. Bu planlamada  tarımsal işletmenin aşağıda belirtilen özellikleri dikkate alınmalı:

-Tarımsal üretimin amacı: En yüksek gelirli  ya da en az masraflı üretim

-Üretimi  etkileyen kısıtlayıcılar: Sahip olunan + kira arazi,  hayvan varlığı,sermaye + kredi olanağı,aile işgücü, geçici işgücü,traktör ve ekipman varlığı, pazarlanabilecek üretim miktarı

-Hangi ürünlere ya da hayvan türleri ve hayvan ırklarına yer verileceği: Yüksek gelirli ürünler, düşük girdi isteyen ürünler,çevredeki çiftçilerin tercih ettiği ürünler, kolay pazarlanabilen ürünler, daha önce ürettiği ürünler

Genel ve Bölge Ölçekli Tarımsal Üretim Planlanmasında Nelere Dikkat Etmeli?

Tarım işletmesi dışında planlama yapılırken, ekonominin tümü açısından genel bir planlamanın yanısıra, belirli bölgeler, sektörler ya da ürünler açısından da mikro ölçekli planlamalar da dikkate alınmalı.

Bu boyutlu planlama ile geri bölgelerin bölgesel tam istihdamı sağlayacak üretim düzeyine ulaşmaları, gerek ülke içinde gerekse uluslararası piyasalarda, varolan koşullar çerçevesinde rekabet edebilmeleri sağlanmalı.

Bu planlamada bölgelerin bitkisel ve hayvansal üretim konularında ihtiyaçları tespit edilmeli,  alternatif ürünlerin üretilmesi ile ilgili çalışmalar da dikkate alınıp ürün planlanması yapılmalı.

Çiftçi dışında tarımsal üretim planlamasında ;sırasıyla Tarım Bakanlığı, Sanayi ve Ticari Sektörlerin Temsilcileri ,Üniversite  ve /ya da araştırma  kurumları,  kooperatifler gibi kurum ve kuruluşlar görev almalı.

Bu amaçla “Bir Ürün Planlaması Üst Kurulu” kurulmalı.

Ancak bu  üst kurulda da çiftçi örgütleri temel bileşenlerden bir olmalı.

Sonuç olarak Tarımsal  Üretim Planlanması;

-Bitkisel  ve hayvansal üretimde arz noksanı ya da fazlasının önüne geçmek,

-Arazi ve ya da bu arazi varlığı içinde hayvan varlığı ve bu üretimde kullanılan diğer girdilerin israf edilmesini ya da azalan verimlere maruz kalmasını önlemek,

-Tarımsal üretimde, üretim potansiyeli olduğu halde, piyasa bilgisizliği ve üreticilerin yanlış ve tutarsız tercihleri ile yeterli miktarda üretilmeyen ürünlerin kıtlığı ile karşılaşarak  ithalata yönelmemek,

-Temel gelir kaynağı bitkisel ve ya da hayvansal  üretim olan geri bölgelerin hedefledikleri gelir miktarının daha yüksek  düzeyde gerçekleşmesine sağlamak

açısından zorunludur.

Böylelikle;

-Birim tarımsal işletmenin olduğu kadar her bölgenin kendi bilgi birikimi ve içsel özelliklerine göre en  iyi olduğu ürün,  ülkenin talep miktarına göre üretilmeye başlanılır. Dışarıdan ithal edilen ürünlerin içeride üretilmesi de planlanır.

-Tarımsal ürün talebinde bulunan diğer bölgelerin tüketici tercihlerine göre üretim yapılması sağlanır.

Türkiye’de Tarımsal Üretim Planlaması’nın  yetersizliği ya da yok olmasından dolayı  ortaya çıkan olumsuzluğa pamuktan bir örnek verelim.

Pamuk,tekstil sanayimize sağladığı katma değerin yanında, çiğidiyle yağ sanayisi, linteriyle de kağıt sanayisine ham madde sağlayan bir ürün.

Ülkemizde,yaklaşık 5.2 milyon dekar alanda, 2-2.5 milyon ton kütlü pamuk üretiminin  yapıldığı,ancak üretimin tüketimi karşılama oranının yıllara göre yüzde 50-60'larda kaldığı,aradaki farkın ithalatla karşılandığı bildiriliyor. Türkiye Ziraat Odası Başkanı Bayraktar;2008-2018 döneminde 14,8 milyar dolar dövizin pamuk ithalatı için harcandığını  ve  bu paranın ülke çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçilerine  kaynak aktarıldığını söylüyor.

Özetle, tarımsal üretim planlaması ile, diğer önermelerle birlikte fiyat ya da üretim miktarı dengesizliğinin ülke ekonomisine  getireceği olumsuzlukların önlenmesi söz konusu olabilecektir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TC misafir
 21 Ocak 2020 Salı 22:28
Asıl sorun tarımı yeniden canlandırmak değil, tarımı yeniden canlandırma niyetinde olmaktır bana göre. Nedeni ise çözümün teknik kısmı haricinde ortalama bir akla sahip olan herkes sorunu ve çözümü genel hatlarıyla ifade etmekte ama nedense erk sahipleri bu yönde adım atmamakta (Soruna ve çözüme dair öngörüye vakıf olduklarını düşünerek) olduklarını görüyoruz çünkü bunun öngörüsüzlükle ve bilgisizlikle alakalı olduğunu sanmıyorum. Neden çözüm üretmediklerini merak ediyorum? Bu sorunun çözümünün asıl temel noktası budur, bu sorunun cevabı çözümün de aynı zamanda cevabı olacaktır bana göre. Şunu iddia ediyorum ki; tarımı okuma yazma bilmeyen bir çiftçinin eline tek yetkiyle bıraksanız ülke tarımı şimdiki halinden çok daha iyi durumda olacağına yürekten inanıyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz