MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Taşeron işçilerinin çığlığını kim duyacak?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
7 Nisan 2014 Pazartesi

Taşeron işçilerinin çığlığını kim duyacak?

Bilinen bir konuyu tekrar açıklayalım. Taşeron ,yasada alt işveren olarak tanımlanıyor. Bir kurumun yardımcı işleri taşeron şirketlere verilebiliyor. Bu şirketlerde çalıştırılan kişiler taşeron işçi adını alıyorlar. Taşeron işçilerin birçok sorunları var. Örneğin, maaşın az , geç  ya da eksik yatması, sigorta primlerinin eksik yatması, tatil günlerinin dengesizliği, aralıksız tatil yapmamak ve işten nedensiz çıkarılmalar gibi.
İşe giriş ağır sözleşmelerle başlıyor. Bir "istifa dilekçesi" imzalattırılıyor ve sorun çıktığı zaman işe son veriliyor.
Türkiye’de 1 milyon taşeron işçi çalıştırılıyor. Bir milyon taşeron işçiden 600 bini kamu  ve 400 bini de özel sektörde hizmet vermekte.
Taşeron işçilerin sorunu, Türkiye’de giderek katlanılmaz duruma gelmiş durumda. 30 Mart Yerel Seçimleri’nden önce Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti Çalışma Bakanı Çelik bir açıklama yapmış ve “ Taşeron işçilerinin sorunlarını içeren yasayı yetiştirebilirsek seçimden önce çıkarmaya çalışacağız, yetişmezse seçimden hemen sonra ilk meclisten geçecek yasa olacak” demişti.
Yasa tasarısında ; ”Taşeron işçilerin yıllık izinleri, ödenmeyen ücretleri de güvence altına alınacak. Her yıl girdi çıktı olduğundan tazminat kaybettikleri için mağduriyetleri de ortadan kalkacak. Taşeron işçileriyle üç yıllık anlaşma yapılacak.” gibi hükümler var.
Yerel seçimler bitti,ancak Taşeron Yasası gündemde değil, hükümetten Taşeron Yasası ile ilgili herhangi bir açıklama gelmemiş bulunuyor. Başka aylara  sarkacak gibi gözüküyor.
Bugünlerde taşeron işçilik konusunda öne çıkan sorunlarda birisi de, Büyükşehir Kanunu’nun uygulamaya başlaması ile ortaya çıktı. Kanun gereği büyükşehir olan 30 ildeki özel idareler kapatıldı ve çalıştırılan taşeron işçiler kapının önüne konuldu.
Diğer illerde olduğu üzere,İzmir’de de kapı önüne konulan özel idarenin taşeron işçileri, Vali Mustafa Toprak ile görüşmüş.4 Nisan 2014 tarihli Hürriyet Ege’de, Tufan Hamarat(DHA)’ın haberine göre:Vali Toprak yapacak bir şeyin olmadığını  söylemiş.
İşsiz kalan taşeron işçilerinin çığlığı yürekleri sızlatan cinsten. Gözyaşlarına boğulan 58 yaşındaki Fadime Kaya, “..Bana bu saatten sonrasında kim iş verir. Bizimle aynı durumda olan bazı dostlar, tanıdıkları tarafınca işe geri alındı. Ancak bizim kimsemiz yok. 6 senedir çalışıyordum, dul bir kadınım ve evimi geçindirmek zorundayım” demiş.
Murat Selek, “..Ben engelliyim ve annemle babam yatalak. Onlara ben bakıyorum. Şimdi ne yapacağım; sesimizi duysunlar, sorunumuza çözüm üretsinler. Buradaki her insanın bu işe ihtiyacı var” diye konuşmuş.
Aslında,taşeron işçilik başka ülkelerde de var. Yıllar önce üniversitemden araştırma ve incelemelerde bulunmak üzere görevlendirildiğim İngiltere’de gözlemlemiştim.
 Akşam üzeri Edinburgh’dan Londra’ya tirenle gelmiş, ertesi günü İstanbul uçağına binecektim. Ancak otelde kalacak yeterli param olmadığı için Heathrow Havaalanı’nda gecelemek zorunda kalmıştım.
Saat 5.00 sularında havaalanına bir otobüs yanaştı. Arabadan inen Pakistan ve Hindistan kökenli kadınlar,sabaha değin arı gibi çalışarak temizlik yaptılar ve çalışma saati başlamadan yine gelen otobüsle ayrıldılar.
Onları kimse görmemişti. Daha sonra sorduğum kişilerin kimileri, onların taşeron, kimileri de kaçak işçi olabileceklerini söylemişlerdi.
Şimdi bu yazıyı okuma zahmetine katılanlara iki soru;
Taşeron işçilik sözde liberal ekonominin bir sonucu mu ? Yirmi birinci yüzyılda taşeron işçiliği kabullenmek nasıl bir iş?
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz