CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce oldu.
Kılıçdaroğlu’nun “Gel bakalım Muharrem” diye,
Sınıfta tahtaya kaldırdığı öğrenci gibi seslenip,
Kürsüye çağırmasından sonra…
Aylardır start çizgisinde çıkış yapmayı bekleyen bir atlet gibi…
Çok büyük hırs ve heyecanla atıldı..
Yarış başladı.
İnce’nin adaylığı hakkında başta tereddüt yaşadıysam da…
Kısa sürdü.
Türlü iç çekişmeleriyle, bir türlü organize olamamasıyla, ataletiyle içimizi bayıltan CHP’den,
Gözü kara, adrenalin dolu…
Mahallede komşunun oğluyla kafa göz kıyasıya dövüşecek,
Gerekirse camına da taş atacak bir aday çıktı.
Muharrem İnce yaptığı ilk konuşmada da söyledi zaten,
“Aynı dilden konuşacağım” dedi.
Muharrem İnce’nin sokakta heyecan yarattığı bir gerçek.
İnsanlar onu merak ediyor, söylediklerine kulak veriyor.
Bugün tramvayda 55 yaşlarında bir beyefendi cep telefonunu kulağına dayamış,
Hoparlör açık dinliyordu pür dikkat.
Muharrem İnce’nin yaptığı bir konuşmaydı.
Mahallenin bıçkın delikanlısı gibi,
Bizim adımıza hesap soracak, pabuç bırakmayacak bir tonla anlatıyordu.
Nihayet aynı dilden konuşacak biri çıktı diye...
İnsanlara iyi geliyor belli ki.
***
Seçimler rakiplerin mücadelesi kadar,
Kampanya rekabetine de sahne oluyor...
24 Haziran seçim kampanyalarının başlangıcıyla birlikte,
Yalovalı fizik öğretmeni Muharrem İnce’nin anne ve babasını…
Eşi, çocukları, akrabalarını tanımaya başladık.
Sade, içimizden birini yansıtan simalar.
Türkiye gerçeğinin insana iyi gelen fotoğrafları.
Kampanyaların bir başka olmazsa olmazı daha vardır.
Seçim şarkıları...
Genelde kötü bir ses sistemiyle bas bas bağıran araçlar geçerken dinleriz.
Rakip partilerin, rakip adaylarının gürültülü müzikleriyle beyin çitilemesi başlar.
Kampanya şarkıları bir süre sonra,
Adayların gölgesi gibi beynimizde zıplayan notalar, sözler olur…
Bugün yine tramvayda arkalarda 20 yaşlarındaki genç bir grup,
Şen şakrak, güle oynaya bir şarkı dinliyorlardı ellerinde cep telefonu.
Sözlerini tekrar edip, itiş kakış bir keyifle kahkahayla söylüyorlardı.
Merak ettim yanlarına doğru gittim.
Anladım ki Muharrem İnce’nin kampanya şarkısını dinliyorlardı.
Cem Karaca stili bir ses söylemiş şarkıyı…
Arkada trombonlar, kemanlar ile zenginleşmiş…
Neşeli, gaza getiren, ilk dinleyişte akılda kalan bir beste.
***
İnce’nin de yer yer seslendirdiği şarkının sözleri şöyle…
“Yürütmenin başında tek bir adam olur mu,
Yargının önünde ön yargı olur mu?
Memleket elden giderken tutturdular Başkanlık,
Ne kaldı ki satacak bitti arpalık.
Millet geçim derdindeyken tutturdular Başkanlık,
Ne kaldı ki satacak bitti arpalık.
Memleket deyince, özgürlük deyince, adalet deyince Muharrem İnce…
Laiklik deyince, eşitlik deyince, yiğitlik deyince Muharrem İnce…
Derme çatma hukukun üstünlüğünde kaldık,
Altının gramının altında kaldık.
Gözlerimiz dolarken terör şehitlerine dolar biriktirenler elinde kaldı.
Korku imparatorluğuna,
Dur de, dur de…
Tacizlere, tecavüzlere,
Dur de, dur de…
İşsizliğe, yoksulluğa,
Dur de, dur de…
Susturulan medyaya,
Dur de, dur de…
Doğayı talan edenlere,
Dur de, dur de..
Torpillere, kayırmalara,
Dur de, dur de…
Kutuplaştıranlara, bölenlere
Cumhuriyetimize göz dikenlere,
Dur de…
Halka kurşun sıkanla ıslandınız yağmurda, beraber aynı yollarda,
OHAL yetkileriyle bardağı taşırdınız,
Cumhuriyet bizimdir yıktırmayacağız.
Cumhuriyet bizimdir sahip çıkacağız.
***
Muharrem İnce’nin "Memleket Deyince" adlı bu hararetli ve hareketli seçim şarkısının,
Sözüyle, bestesiyle, stüdyo kaydıyla…
İki günde hazırlanamayacağı düşünülürse…
Muharrem İnce aday olmayı,
Hem çok istemiş…
Hem epey hazırlanmış…
Abdullah Gül’ün ya da adını yazıp tahminde yanıldığım Ali Babacan’ın CHP adaylığı ihtimalinde,
Bu güzelim neşeli şarkı,
Heba olacakmış…
Bugün CHP Genel Merkezi'nde başına geldiği gibi,
Muharrem İnce asansörden inmek zorunda kalacakmış...
|
Hande olgun 18 Mayıs 2018 Cuma 18:45
|
|
muhalif 8 Mayıs 2018 Salı 10:59
|
Sayfa başına git