MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Turizm dünyasından farklı izlenimler…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
19 Haziran 2020 Cuma

Turizm dünyasından farklı izlenimler…

Pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında turizm geliyor. Turizmle geçinen ülkelerden birbirinden farklı haberler geliyor. Aslında hem ekonominin hem de insanların bu depresif süreçten çıkmaları için en iyi ilaç turizm.  Yunanlı dostlarımız Mayıs ortasından beri çok da eğlenceli bir şekilde kendilerini kıyılara attılar, yiyorlar, içiyorlar, hayatın tadını çıkarıyorlar. Öyle bir vaka patlaması falan da yaşamadılar. Dikkat ederseniz bu virüsü yenmek kolay. Ama tabii ki geçen cumartesi Alaçatı sokaklarından gelen “oynayamayan romanın havası” gibi görüntüler gelmiyor Ege’nin karşı kıyısından…

Gelelim sorulara… İnfodemiklerin evlerinden çıkmaya niyeti yok ama normalleşme sürecinin başlaması tatilcileri önemli bir soru ile karşı karşıya bırakmış durumda. Hangi ulaşım yoluyla seyahat etmek Covid-19'a karşı daha güvenli? Uçak mı yoksa kendi aracınızla yapacağınız bir seyahat mi?

Türkiye gibi ortalama büyüklükteki ülkelerde birçok kişi, uçağa binip de salgın riski almak yerine yakın sayfiye yerlerine araba ile gitmeyi tercih ediyor. Alaçatı’dan geçen hafta sonu gelen görüntüler otomobilin tercih edildiğini gösteriyordu.

Ama görüştüğüm uzmanlar uçaklarda önce pilot ve hostesleri korumak adına çok sıkı önlemlerin alındığını söylüyor. Düşük maliyetli hava yolları (hani şu 150 kişilik uçağa 200 kişi sığdırmaya çalışan vahşi kapitalizmin çocukları) hiç olmazsa 3-4 ay şu sıkışıklıktan vaz geçseler. Orta koltukları boş bıraksalar ne iyi olur de mi. Açgözlülere bunu anlatmanın imkanı yok. Şimdi “ama uluslararası havacılık kuralları” derler, “ama uçaklarımız 3 ay boş yattı” derler. Bana ne bunlardan bir insanın canı daha mı az değerli sizin kırık uçağınızdan…

Neyse… Epidemologlar ve bilim insanları yolculukta hastalık riskinin ulaşım türünden çok “alınan kararlarla daha fazla bağlantılı” olduğu görüşünde buluşuyor. Bunlara rağmen ben şahsen araçla seyahatin uçaktan bir adım daha güvenli olduğu kanısındayım.  Araçla seyahatte olan biteni ve insanları daha fazla kontrol etme şansına sahipsiniz. Durakladığınız her noktada insanlarla olan iletişiminizi en aza indirgemek sizin elinizde.

***

Bu arada turizm mevzuunda ülkelerden farklı habereler geliyor. Çin'den sonra salgının merkezi haline gelen İtalya (şimdi ABD ve Brezilya) sınırlarını 3 Haziran’dan bu yana AB yurttaşlarına açmıştı. İtalya dün de turizmi canlandırmak için vatandaşlarına 500 euroya kadar yardımda bulunacağını açıkladı. Ama nakit olarak değil tabii ki. Öyle bir şey olsa Napoli-Sicilya taraflarını düşünemiyorum.

İtalyan hükümetinin açıkladığı 2,4 milyar euro değerindeki yardım paketi kapsamında yıllık geliri 40 bin eurodan az olan aileler, bu yıl içerisinde yapacakları tatiller için devlet yardımına başvurabilecek. 1 Temmuz ile 31 Aralık arasında geçerli olacak programda vatandaşlar, yardımı doğrudan almayacak. Bunun yerine kendilerine ülke içindeki otel ve tatil konaklama yerlerinde yüzde 80 indirim verilecek. Kalan yüzde 20'lik kısım ise vergiden düşürülebilecek.

İtalya'da turizm sektörü, GSMH'nin yüzde 13'üne denk geliyor. Salgın nedeniyle büyük darbe alan İtalyan işletmecilerin bu yaz 3,2 milyar euroya kadar kayıp yaşayabileceği düşünülüyor.

***

Tam karşıtı haberler de var.. Amsterdam’ın pandemi sonrası kitle turizmi istememesi de bunlardan biri…

Avrupa Birliği üye ülkeleri içinde turizm serbest bırakıldığı için Amsterdam´a ilk turistler gelmeye başlamış. Amsterdam sakinleri buna sevinmeden tersine kitlesel turizmi tepki göstermeye başlamışlar. 25 bin Hollandalı tarafından imzalanan bir dilekçede Amsterdam´a gelen turist sayısının kısıtlanmasını istedi. Dilekçede pandemiden önce yılda 20 milyonu bulan turist sayısının kısıtlanarak 12 milyona düşürülmesi isteniyor. Nüfusu sadece 800 bin olan Amsterdam´da ayrıca evlerin Airbnb yoluyla turistlere kiralanması ve yeni otellerin inşasının da yasaklanması istenmekte. Dilekçede “turizm vergisinin” arttırılması ve Amsterdam´ın ünlü genelevlerin bulunduğu bölgenin yeniden düzenlenmesiyle birlikte “Coffeeshop“ adı ile bilinen yerlerde uyuşturucu maddelerin yasaklanması da isteklerin arasında yer alıyor.

Kitlesel turizme karşı vatandaş girişiminde bulunan kişiler Amsterdam´ın tarihi şehir merkezinin turistler için değil de şehirde yaşayan vatandaşların ihtiyaçlarına göre düzenlenip kullanılmasını da isteklerin arasına koymuş.

***

Türkiye’de işler daha da zor. İçinde bulunduğu “infodemik” ruh hali ile asla otelde kalmayacak, ya da kalmaya gücü yetmeyecek onbinlerce insan geçen hafta sonundan beri plajları dolduruyor. O plajlara yakın “yazlıkları” olanlar da panik halinde olan biteni izliyor…

Bu yıl otelciler açısından kayıp yıl olacağa benzer… Tabii ki Temmuz ortalarını ve/veya Ağustos başını görmemiz gerek. Ben Turizm Bakanı’nın yerinde olsam önce “infodemiye” savaş açardım. Kasıtlı yayılan kötü haberler ruh halimiz kadar turizmin de düşmanı…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz