MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Türk Aydınlanmasının tarihi sınavı
Tayfun MARO
YAZARLAR
18 Haziran 2018 Pazartesi

Türk Aydınlanmasının tarihi sınavı

Türk Aydınlanması, Osmanlı’dan günümüze süregelen 300 yıllık batılılaşma hareketinden zuhur etti. Ve batılılaşma sürecinde, modernitenin getirdiklerini kamusal alana ve gündelik hayata aktarmak, doğu kültürüne, etnisite gruplarına ve islamcı harekete rağmen gerçekleşti. Tam olarak toplumsal mutabakat yoktu.
Ha keza ikibinli yıllarda islamcı politikaların Aydınlanma devrimini bastırmasının nedeni, toplumsal mutabakatın toplumun bütün katmanlarında kabul görmemiş olmasıdır.
Ve bugün yine aynı nedenle, yani mutabakat sorunlu olduğundan, islamcı hareket iktidara tutunamıyor.

Şurası muhakkak ki postmodern zamanların entelektüel hayata getirdiği Aydınlanma eleştirisi, günümüz Aydınlanma düşüncesini tartışmalı bir konuma taşıdı; Hal böyle olmakla beraber, topyekûn ret ve kabullerle bu mesele üstüne fikir yürütmek doğru bir yaklaşım değil.

Aydınlanma ve modernite fikri, Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte, bu topraklarda batılılaşmanın kurumsal oluşumunu başlattı, seküler toplumun resmen inşası başladı. Fakat bu başlangıç, islamcı cenahta rövanş duygusunu da güçlendirdi. Toplumsal mutabakat onlar için sadece ve sadece bir takiye unsuru oldu. Ancak modernitenin getirdiklerine hiçbir zaman ilgisiz de kalmadılar.

Ve modernite karşısında İslamcıların çifte standarda dayalı tutum benimsemesi, bugün içinden geçtiğimiz kaotik dönemde yaşanan tuhaflıkların, paradoksal ilişkilerin de nedeni oldu.

Demokrasiyle yönetmek ama seküler toplumu ortadan kaldırmak… İnsan hakları derken salt müslümanları insan olarak görmek… Özgürlükleri savunurken, müslümanların özgürlüklerinden ötesine sağır kalmak… İslami olmayan her şeye lütfen katlanmak…

Oysa Türk Aydınlanması; modern devlet, seküler toplum, evrensel hukuk normları, laik ve seküler kamusal alan, çağdaşlık ve demokrasiye odaklıdır.
İslami olan ile seküler olan arasında uzlaşma veya toplumsal mutabakat ihtiyacını, moda deyişle, Türkiye Cumhuriyeti’nin beka sorunu olarak görmek mümkündür.

Çünkü “toplumsal mutabakat” sağlanamıyorsa, toplumun bütününü içine alan “sosyal sözleşme” çıkmıyorsa ortaya, baskılardan yılan gruplar birgün kendi yoluna gitmek isteyebilir… Toplum elan Doğu-Batı hattında yeniden şiddetlenen gerilimin etkisi altında ayrışıyor.

Bununla birlikte, yeni bir toplumsal mutabakat arayışında ısrar eden Anadolu halklarında, henüz umutlar tükenmiş değil.

Türk Aydınlanması, kimlik siyasetini, din ve etnisite gruplarına dayalı siyaseti aşmak ve rüştünü ispatlamak için tarihi bir fırsat yakalamış bulunuyor. Bu sınavı geçmek, Türk Aydınlanmasının ve seküler toplumun öncelikli görev ve sorumluluğu olmalı.

Türk Aydınlanması batılı değerler ile hemhaldir. Laik ve sekülerdir. Yönetim biçimi olarak da demokrasiyi savunuyor.

İslamcı düşünce, islami değerler ve normlar ile kendini sınırlıyor; tolerans fikri gelişmemiş.

Doğu toplumlarının demokrasi ile yönetilmek konusunda çok hevesli olmadıkları biliniyor. Ayrıca, insan haklarına ve özgürlüklere, Batı toplumlarında olduğu gibi sahip çıkılmıyor; otokratlara itaat önce geliyor.

Uzun sözün kısası; Yüzyıl sonra, Dünya sistemi yine bir değişim, dönüşümün eşiğinde ve dengeye dönemiyor. Ufukta ağır bir bunalım var. Türkiye ise Doğu-Batı ekseninde gerildikçe geriliyor.

Bu ahval ve şerait altında, Türk Aydınlanmasının akıl çağına girmiş olmasını ve toplumsal mutabakata öncülük etmesini umut etmek istiyorum.

  

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Zafer Zafer
 18 Haziran 2018 Pazartesi 13:49
Yerinde saptama ve öneriler...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz