MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Umutsuz vaka
Tayfun MARO
YAZARLAR
21 Mayıs 2020 Perşembe

Umutsuz vaka

“Umutsuz vaka” dediğim, aydınlar ve yarı aydınların hal-i pür melalidir.

Türkiye aydın hareketinin, sosyal mücadeleler tarihinde, Osmanlı’dan beri cılız ve etkisiz bir yer tuttuğu vakıadır.

Küçük burjuva karakteri her dönemde çok fazlan ön plana çıkan Türkiye aydın hareketinin, batı aydın hareketlerine bakıldığında, ödediği ciddi bir bedel olmadığı söylenebilir. Başı belaya giren aydın, bir çırpıda sayılabilecek kadar azdır.

Bu ülkede, başı belaya girmiş bir avuç idealist insanın ardında sıralanmak suretiyle onlardan kahramanlık transfer eden çok sayıda aydın ve yarı aydın,  siyasi varlığını satıhlığın ve ucuzluğun getirileri üstüne inşa etmekte sakınca görmüyor.

Aydın ve yarı aydınların her şeyin kolayına teşne olma hali, marazi sosyal gelişmenin önemli dinamiklerindendir. Tüketim kültürünü ihya eden önemli faktördür, bu marazi durum.

Aydın ve yarı aydın zümreleri durduk yerde tartışma konusu yapıyor değilim. Mazlumların, yoksulların çektiklerinden beslenerek siyasi kariyer yapan tuzu kuru aydın zümre; adına üzülmek, adına düşünmek, adına davranmak gibi sahicilikten yoksun gösterilerle ünlü olduğundan, dilime dolandı.

Sistemden beslenenler sistemi değiştirebilir mi?

Değiştiremezler. Sadece eleştirirler. Muhalif aydınların ve sözüm ona solcuların sistemden beslendikleri koşullarda, değişim adına yapılan ve söylenenler yine sistemi güçlendiriyor.

Ve sistemin nimetlerinden vazgeçemedikleri için, olur olmaz her şeye muhalefet ederek, değişimin de önünü kesmiş oluyorlar.

Onların yaptığı muhalefeti, “oturduğu yerden her şeye kızmak” olarak anlamak mümkündür.

Tuzu kuru muhalif aydınlar ve yarı aydınlar, sağ veya sol cenahta, ne söylerlerse hiçbir şeyin değişmeyeceğini fakat muhalif gibi görüneceklerini iyi biliyorlar.

Ülkede günbegün her şeyin daha kötüye gitmesi, bir gösteri vasıtası olarak anlam taşıyor.

İktidar nimetlerine düşkün her devrin yandaşı aydın ve yarı aydınların ise yatacak yeri yok…

Dünyada ve ülkede kurulmakta olan yeni düzen bütün dengeleri altüst etti. Sistemde derinleşen bunalım, zaten yoksullaştırdığı halkları vurmaya başladı. İşsizlik ve yoksulluk can yakıyor. Piyasalarda oluşup yükselen metalaşmış insanlık değerleri bir bir çöküyor.

Durum böyle iken, cehenneme dönen gündelik hayatın orta yerinde, aydın ve yarı aydınların muhalefet niyetine yaptıkları, eskiyi savunmaktan öte anlam taşımıyor. Sistemin sunduğu nimetlerden vazgeçmemek için bin dereden su getiriyorlar.

Göreceksiniz, 10 gün sonra pandemi önlemleri biraz hafiflesin, uçağa atladıkları gibi tatile gidecekler ve dünyanın bir köşesinden evrensellik balonları uçuracaklar. Yiyecekler içecekler, güzel vakit geçirecekler; üstüne de, alayımıza insanlık dersi verecekler… Büyük insanlığı Nazım ile anacaklar, kendilerinden geçecekler…

Oysa büyük insanlık, 5 milyardan fazla insanın içine sürüklendiği yoksulluk koşullarıyla malul... Ve bu acı tablonun nedeni, insanlığın en az 10 bin yıldan beri piyasalarda inşa ede geldiği uygarlıktır.

Çıkışsızlığı aşmanın yolu, uygarlık eleştirisinden geçiyor. “Öyle salla kapitalistlere, sonra da atla uçağa git tatil cennetlerine veya yazlıklara, oradan yoksullara el salla ve bunu kendine hak bil!” günleri gerilerde kaldı.

Elan böyle bir hayatı sürdürenler veya bu hayata geri dönmek için gün sayanlar, insanlığın içinden geçtiği büyük bunalımdan ve çektiği acılardan hiçbir şey anlamamış demektir.

Neyse ki tüketim kültürü, tükete tükene, kendi kendini imha ediyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 23 Mayıs 2020 Cumartesi 19:10
Yani? Heeeç öyle İoanna Kuçuradi işte.
 xxx
 22 Mayıs 2020 Cuma 08:27
Anadolu insanı kendisi için çabalayanı affetmez, bedelini ödetmeden bırakmaz.Biz bizi severiz masalını severiz. Avrupa seviyesi mücadeleci aydına destek için ciddi bir irtifa kaybına ihtiyaç var. Masalları severiz.
 Yani?
 21 Mayıs 2020 Perşembe 16:19
Ne olsun istiyorsunuz?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz