MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Uyarılar, temenniler
Metin ÖNEY
YAZARLAR
1 Ekim 2019 Salı

Uyarılar, temenniler

Yazacaklarımı okuduktan sonra, hiç kimse “Hariçten gazel okuyor!” dememelidir…

Çünkü:

Bunlar 50 yıllık bir siyasi geçmişin deneyimlerinin “özetinin özeti”dir…

Kendimden bahsetmeyi sevmem…

Ancak işin önemi sebebiyle tespitlerimin gerçekliliğini vurgulayabilmek için birkaç cümle de olsa bahsetmek zarureti vardır…

Şöyle ki:

Tamamı tamamına 50 yıllık siyasal geçmiş içinde:

Partinin genel başkanlığı dışında bütün görevlerde bulundum.

İl Gençlik Kolları başkanlığından İl Yönetim Kurulu üyeliklerine, İl Başkan yardımcılıklarına, İl Başkanlığı’na, İlçe Başkanlığı’na, yüzlerce kongrede Divan Başkanlığı’na, büyük kongrelerde Divan Başkan Vekilliği’ne ve Milletvekilliği ile beraber Grup Başkan Vekilliği’ne kadar pek çok siyasal görevleri üstlendim ve tüm bu görevlere de seçilerek geldim.

Şimdi:

Bütün bunları niçin yazdım?

Aslında bunları ve daha pek çok hayatıma sığdırmaya çalıştığım olayları içeren bir kitabın hazırlıklarını tamamlamak üzereyim. Daha sonra kısmetse kaleme alacak ve okuyacakların bilgisine sunacağım.

Yazmamın sebebi tecrübelerimden kaynaklanan uyarıların ve temennilerin daha bir ciddiyetle dikkate alınması içindir…

Bütün rejimlerde “iktidar” mevcuttur.

Ancak yarı buçuk bile olsa sadece demokratik rejimlerde “muhalefet” vardır ve iktidara her zaman alternatiftir. Yeterlidir, değildir; o ayrı bir tartışma konusu olabilir… Ancak mevcut duruma ve eldeki malzemeye göre uyarılarımızı yapıyoruz ve temennilerde bulunuyoruz…

Yakın bir gelecekte Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti kongrelerini yapacaklar.

Önce altını çizerek şunu vurgulamak isterim:

Ülkemin içinde bulunduğu devasa sorunların altından kalkabilme konusunda “iktidardakilerden” bir beklentim yoktur. O halde iş her şeye rağmen muhalefete düşmektedir.

Bu sebeple:

Yapılacak kongreler çok önemlidir.

Erken veya zamanında yapılsın, seçimlerden önce tekrar bir kongre yapılma ihtimali çok azdır.

Bunun için uyarılarımı ve temennilerimi şu ana başlıklar altında toplamak istiyorum:

Her ne olursa olsun Belediye Başkanları bu kongrelere asla müdahil olmamalıdır. Onlar kendilerine milletçe verilen görevi hakkıyla yaparak hem hizmeti ve hem de partilerini halk nezdinde güçlendirmeyi hedef seçmelidirler. Halk; yerel yönetimlerin hizmetlerini, merkezi yönetimden daha çok dikkate almaktadır. Bu sebeple, geçmişte bu tarz yapılan müdahaleler sebebiyle (belediyenin imkanlarını kullanarak) partilere çok büyük zararlar vermişlerdir…

Keza milletvekilleri de bu kongrelerde tamamen tarafsız olmalıdırlar. Halk onları “yasama faaliyetleri” için seçmiştir. Milletvekilliği ağırlığını kullanarak parti içi mücadelelere karışsınlar diye değil… İçinde bulunulan durum dikkate alınarak “yapıcı, birileştirici” bir rol oynamaları gerekir.

Genel Merkez yöneticilerinin de ellerindeki imkan ve yetkilerini kullanarak kongrelere karışmaları, yanlı olmaları en büyük yanlıştır. Onların görevi iç mücadelede taraf olmak değil, aksine partiyi bulunduğu noktadan daha ileriye götürmektir. Kendilerine verilen görevin aslı esası budur…

Delegelerin de kesinlikle “hizip, kavga, kırıcı” bir tavrın içinde olmamaları gerekir. Çok güzel bir türkümüz var:

“Neyleyim ben tahtı sarayı,

İçinde salınan yar olmayınca…”

Buradan hareketle, içinde “iktidar” yoksa partinin tamamı sizin olsa ne yazar? “Az olsun benim olsun” zihniyeti, siyasetin tam anlamı ile kemiren kurdudur…

Devlet yönetiminde de nasıl ki, “liyakatı” bütün gücümüzle savunuyoruz, parti yönetiminde de sadece ve sadece “liyakatı” esas alan bir tavır içinde olunmalıdır… “Ben… Bizden yana… Bizim adam…” gibi duygu ve düşüncelere asla yer verilmemelidir. Partinin ve partililerin kilitleneceği tek hedef, seçimlerden en güçlü bir şekilde çıkmanın yollarını aramak olmalıdır…

Uzun saman aynı görevlerde bulunan kişilerin de, bu görevlerini mecbur edilmeden yeni arkadaşlarına terk etmelerini, kendi iradeleri ile bunu yapmaları en güzel demokratik davranış biçimidir. Bu unutulmamalıdır. Zira, “mahkeme kadıya mülk değildir”

Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyal, siyasal ve ekonomik durum dikkate alınarak, yakın bir gelecekte yapılacak seçimiler hesaba katılarak her kademede görev yapan partililerin uzun tecrübelerle elde edilen ve yukarda özetlemeye çalıştığım “uyarılar ve temenniler” ışığında tutum ve tavır sergilemeleri, hem partilerinin ve hem de ülkemizin çıkarlarına olacağını bir kez daha ifade etmekte sayısız yarar görmekteyim…

İlgililerin ilgisine ve bilgisine…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 REİS
 1 Ekim 2019 Salı 13:43
HOCA SEN RAHMETLİ ÖZALIN PARTİSİNİN MİLLEETVEKİLİYDİN,RAHMETİ ÖZAL BİR İŞ YAPMAYA KARAR VERDİĞİN DE ÖNCE CHP VE ONUN ZİHNİYETİNE BAKARMIŞ EĞER HİÇ SES ÇIKMASSA PROJEYİ BAŞTAN YENİLETİRMİŞ,ŞAYET AZ SES ÇIKIYORSA PROJEYİ TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİRMİŞ AMA ÇOK SES ÇIKIYORSA PROJEYİ HİÇ DEĞİŞTİRMEDEN İŞLEME KOYDURURMUŞ,BUNU ANILARINDA ANLATMIŞTI RAHMETLİ ÖZAL..
 Leyla Kandemir
 1 Ekim 2019 Salı 12:08
Kitabınızı sabırsızlıkla bekliyorum
 İlke Yaman
 1 Ekim 2019 Salı 10:30
Önce vatan diyebilselerdi sizin söylediğinizi dikkate alırlardı. Keşke liyakat ve ülke sevgisi temel hedef olabilseydi
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz