MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Virüs eşitlikçi olabilir, ama…
Engin ÖNEN
YAZARLAR
15 Nisan 2020 Çarşamba

Virüs eşitlikçi olabilir, ama…

Dünyayı kasıp kavuran korona virüsü hakkında tartışmalar çok geniş bir yelpazeye dağılıyor. Komplolara da müsait ama ciddi akademik tartışmalara da yol açan bir salgın ile karşı karşıyayız. Dünyanın önde gelen entelektüelleri, bu salgın üzerinden toplumun geleceğini, neo liberalizm, küreselleşme ve kapitalizmin kaderi ile ilişkili bir şekilde tartışmaktalar.

Öte taraftan virüsün ayrım gözetmediği ve herkese eşit mesafede olduğunu söyleyenlere de rastlanıyor. Virüsün ayrım gözetmediğine kanıt olarak da ünlü ve varlıklı pozitif vakalar örnek veriliyor genellikle. Prensler, Başbakanlar, iş adamları, sporcular ve antrenörler vb. Böylece virüsün eşitleyiciliği adeta pozitif bir özellik olarak öne çıkarılmaktadır.

Oysaki durum hiç de öyle değil. Virüs karşılaştığı insanlar arasında sınıf, ırk, din ve cinsiyet ayrımı gözetmeyebilir ama bizim oluşturduğumuz toplum bu eşitleyiciliğe elverişli değil.  

En azından virüs ile karşılama olasılığı bakımından eşit değiliz. Sağlık çalışanları başta olmak üzere, temizlik görevlileri, market ve manav çalışanları, yoksul mahalle insanları ve mülteciler gibi geniş bir yelpazede insanların bir kısmı virüs ile karşılaşma olasılığı bakımından bir kısmı da korunma bakımından farklı şanslara sahiptir.

Bazılarımız kendimizi daha kolay izole etme şansına sahibiz. Ama bazılarımız hem diğer insanların ihtiyaçları karşılamak hem de kendi geçimini sağlamak için çalışırken izole kalamıyor.

Öte yandan iş türü ve iş güvencesine göre insanlar daha savunmasız kalabiliyorlar. Fabrikalarda ve madenlerde çalışanalar, az sayıda insanla ofiste çalışanlara ya da evinden online çalışma imkanı olanlara göre daha fazla risk altındadırlar.

“Evde kal” sloganı, sadece evinde kalma olanağına sahip olanları kapsamaktadır doğal olarak.

Bazıları da mahalle ve aile yapıları gereği izole yaşama şansına sahip olmayabilirler. Yoksul kenar mahallelerde insanlar genellikle kalabalık aileler şeklinde yaşamaktadır. Bunların bir kısmı hem sokak ilişkileri bakımından bulaş riskine daha açıktır hem de bazen evde pozitif vaka varsa onunla birlikte yaşamak zorundadır.

Şehirlerimizde daha düzensiz mekânsal ve sosyal hayat sürdüren önemli bir kesim de mültecilerdir. Bunların yaşadığı koşullar dikkate alındığında virüs saldırısına karşı daha savunmasız bir ortama sahip oldukları söylenebilir.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu eşitsizliklerin daha fazla olduğu bilinmektedir. Ama ABD gibi gelişmiş bir ülkede de ölümlerin yoksul mahallelerde ve belli etnik gruplarda yoğunlaşması tesadüf değildir.

Sonuç olarak tüm dünyadaki vaka örnekleri, farklı toplumsal kesimlerin virüs karşısında aynı risk ve/veya güvencede olamadığını göstermektedir.    

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz