MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yasemin kokulu sokak... Ve 'siz' yoksunuz... 2021
Oya DEMİR
YAZARLAR
27 Haziran 2021 Pazar

Yasemin kokulu sokak... Ve 'siz' yoksunuz... 2021

Annemli babamlı o erken sabahlar 

Tüm yaşamımın belki en güzel şeyiydi 

Yatak örtülerinde sabah güneşi 

Ve sanki kardeşimiz olan eşyalar

Sakince açılıp kapanan bir kapı 

Bir masa, ağır başlı duruşuyla 

Yarı aydınlıkta, koridorda 

Aynadan, konsoldan yansıyan ışıltı

Şimdi bu erken sabah saatinde 

Acıtıyor kalbimi özlemle 

O sabah vaktin görüntüleri

Babamın güzel, ağır başlı yüzü 

Annemin azıcık hüzünlü 

Ve hep azıcık telaşlı gölgesi

“O Erken Sabahlar”; Büyükada, Temmuz 2006 – Ataol Behramoğlu

Saymayı bıraktığımız saatler ve günler akıyor… Bıraktık çünkü; saymakla acı ve özlem azalmıyor. Bıraktık, saymakla sorular cevaplanmıyor çünkü. Öğrendik, çünkü, saymakla çare bulunmuyor… Saymadığımız anlar geçiyor, dünya dönüyor, hayat devam ediyor binbir sürpriz ile. İklim değişiyor, ekonomik ve sosyal sorunlar artıyor, pandemi devam ediyor. Bir yanda hayatta kalma, belki de daha çok ‘insan kalma’ mücadelesi, diğer yanda belki’li, keşke’li, acaba’lı yaşamlar… Akmayan, gitmeyen tek şey o gün, o an, o duygu : ‘Sensiz’likten ‘sizsiz’liğe geçtiğimiz yasemin kokulu sokakta sizi hala çok özlüyoruz. 

Bu Haziran, hava ne yapacağını bilmiyor, tıpkı bizim gibi. Aynı gün hem çok sıcak, hem çok soğuk. Güneş ve yağmur bir arada… Ne yapacağını bilmez hava kadar, hayat da sanırım ne yapacağını bilmiyor. Acı, zamansız vedalar, felaket haberleri gelmeye devam ediyor. Bir açılan, bir kapanan günler, yasaklar ile birlikte sanal yaşam devam ediyor. Uyum sağlıyor insanoğlu, olana tüm direncine rağmen, değişime uyum sağlıyor. Değişmeyen tek şey ise yasemin kokulu sokak ve cevapsız sorular.   

Bu kadar gün sonra bugün; yasemin kokulu sokakta, 3 ayrı ülke, 4 ayrı şehirde, değişime uyum sağlayan herşeye rağmen, biz hep aynı noktadayız:  ‘Seni-sizi’ hala çok özlüyoruz. ‘Sensiz’ 2.920,  ‘Sizsiz’ 1.929 gün ve gece. Ve ben aynı noktada, hala aynı şeyi yazıyorum, hala aynı şeyi soruyorum. Ne yapsak, neyi değiştirsek kalırdınız? Cevap yok…

Tüm ağır sorulara olduğu gibi, buna da cevap vermeyen hayat, yeni sorular sormaya, sordurmaya devam ediyor. Gidenlerin özlemine, uzakta olanların hasreti karışmışken, yolculuklar yasaklanmışken, hayat bir kez daha bizi farklı sınavlardan geçirirken öğretmeye de devam ediyor. Kalbimizden ruhumuzun her zerresine ne zaman yayıldığını anlamadığımız, varlığını, derinliğini an be an arttıran acı ve özlem hiç ama hiç azalmıyor.  

Azalmayana rağmen, yasemin kokulu sokakta öğrenmeye çalışıyoruz. Hayatın getirdiği sürprizlere, size soramadığımız sorulara, birlikte alamadığımız kararlara, kafamız karıştığında, düştüğümüzde, çaresiz hissettiğimizde tutamadığımız eliniz, fikir veren aklınız, sınırsız sunduğunuz sevginiz olmadan, hayatta kalmaya, öğrettiğiniz gibi yaşamaya çalışıyoruz. 

Sensiz / sizsiz evlerde; senin elinden çıkmayan yemeklerde, eksik sofralarda, bazen bir yaprak sarmasında, bazen bir börekte, bazen tavada kırılmış yumurtada, gece yarısı makarnalarında, ekmeğin kokusunda, bir kadeh içkide, tadı tuzu başka hayatlarda, yalnız yolculuklarımıza devam etmeye çalışıyoruz, herşeye rağmen…   

Anlar anılara karıştıkça, günden güne seni / sizi hatırlatan herşey çoğalırken, yaşamayan çiçeklerin yerine gelenler yaşamayı nasıl öğrendiyse, biz de her yıl değişen fesleğen o fesleğenmiş gibi ‘biraz kandırıp kendimizi’, yıllar sonra açan yasemin ve begonvile bakıp, kocaman bir acaba umuduna tutunmaya çalışıyoruz. Tutunmaya çalıştığımız umuda rağmen, ne kadar çalışırsak çalışalım; yaşamayan çiçekler, kırılan eşyalar değişirken, değişmeyen tek şey uçuşan anılar ve yasemin kokulu sokakta ‘o an’, o bitmeyen ‘özlem’… 

Zamansız sizi bizden alan hayat, yokluğunuzla günden güne eksilirken, acı zamanla azalır diyenlere inat, eksildikçe daha çok özlediğimizi, cevap alamayacağımızı bile bile daha çok sorular sorduğumuzu,  en çok mantıklı ve anlaşılır bir cevap beklediğimizi biliyor mu acaba?

Hayat biliyor mu ya da anladı mı acaba? Yasemin kokulu sokakta başlayıp, hastane kokulu, renksiz, ruhsuz odalarda kaybettiğimiz mücadelemizde, ilk gün, ilk an neyse, 74. gün 500. gün , 2.920. gün, 1.929. gün hep aynı… Hayat, 3 ayrı ülkede, 4 farklı şehirde, cevapsız sorular, bulunamayan anlamlar ile hep gittiğin/gittiğiniz ‘an’da. Zaman, bütün eksikleri ile sadece  ‘O gün ve O an’ (2 Mart 2016, 28  Haziran 2013)…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz