MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yeni siyaset
Tayfun MARO
YAZARLAR
28 Kasım 2019 Perşembe

Yeni siyaset

Uluslararası kapitalist sistemde, “gelişmekte olan” ve “az gelişmiş” kategorilerinde anılan ülkelerde toplum mühendisliği çok revaçtadır.

Başka deyişle, sistemde periferi ve yarı-periferide yer alan ülkelerde iç dinamikler çok zayıf olup, emperyal himayeye teşne olma hali yaygındır.

Türkiye de kapitalist metropollerin ziyadesiyle içeride her işe burnunu soktuğu sıkıntılı bir dönemden geçiyor.

Ülkede parlamenter temsil sorunlu hale geldi ve siyasal yaşamdaki varlığı sınırlandı. Siyasal partiler yasası neredeyse yok hükmünde. Parlamenter rejim döneminin siyaset mecraları dağıldı. Nihayetinde, iş siyaset mühendislerine düştü.

Yeni Dünya düzeninde, halkların salt onay enstrümanı olarak görüldüğü koşullarda, siyasetin dizayn edilmesi olağan karşılanıyor. Ne yazık ki toplum böyle oyunlara büyük hevesle katılıyor. Ve günümüzde moda olduğu üzere, rıza üretiliyor…

Yani topluma deniliyor ki; Sen kendi kendine ikna olup rıza göster veya ben seni razı edeyim… Birinci durumda demokrasi oluyor, ikinci durumda otoriter rejim...

Türkiye her iki durumu da yaşadı. Sonuç olarak, Türkiye, seksenli yıllardan itibaren, küresel iktidar odaklarınca dizayn edilen siyaset ve iktisat politikalarının gölgesinde,  yeni toplumun ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya çalışıyor.

İkibinli yıllar boyunca, islamcı rejimin Cumhuriyet’i dönüştürme çabalarına tanıklık ettik. Ve 17 yılın sonunda görüyoruz ki burjuvazi ile iktidar arasında köprüler atılmış.

Bir süredir, ulusal kanalların haber ve tartışma programlarının o malum katılımcıları, “yeni demokrasi” başlığı altında, yeni bir hikâye anlatıyor.

Bu, İstanbul burjuvazisi ile yerli ve milli iktidar grubu arasındaki hesaplaşmanın hikâyesi olmalı, diye düşünüyorum.

Bu hikayeye göre, bir dönemin siyasi figürlerinin siyaset sahnesinden çekilmeleri gerekiyor. Yeni siyasi aktörler, AKP’nin kurucu beyin takımında ve CHP’nin seçimleri kazandığı metropollerde boy göstermeye başladı bile…

Yeni dönemde, Batı desteğini almanın koşulunu; içeride insan hakları, seküler toplum ve çoğulcu demokrasi, dışarıda ise Kürt realitesini tanımak, olarak özetlemek mümkündür.

Bu aynı zamanda, Cumhur ittifakı ile Millet ittifakı arasında gerilim hattı oluşturacak meselenin de özetidir.

Ne ki, yerli ve milli iktidar grubunda, Rusya- Çin ekseninde, neler olup bittiği şimdilik anlaşılır olmakla birlikte, 2020’de işlerin rengi değişebilir. Yeni siyasal yapılar ve lider değişiklikleri, mütedeyyinleri ve muhafazakârları da değişime zorlayabilir.

Hal ve gidişe bakılırsa, önümüzdeki dönemde, Kürdistan sorununun, turnusol kâğıdı gibi bir işlevi olacak. AB ve ABD ile iyi ilişkiler, Kürt referansıyla mümkün olacak.

Ve bu dayatmanın, ülkede çok derin bir yarılmanın koşullarını hazırlaması muhtemeldir.

Şimdiki halde, “yeni siyaset” başlığı altında söylenenlerin ne getirip ne götüreceğini kestirebildiğimiz ölçüde, başımıza gelebilecekler hakkında bir fikir sahibi olabiliyoruz.

Ve elan CHP’de olan bitene de yeni siyasetin getirdikleri üzerinden bakmakta yarar var.

Ayrıca, aynı zaman diliminde, Babacan’ın ekranlara çıkması ve yeni siyasetin ipuçlarını vermesi, bir tesadüf olmamalı.

Başımız gelecek olanları, önümüzdeki seçimlerde peyder pey biz “ahı gitmiş vahı kalmış yurttaşlara” sandıklarda onaylattırırlarken, hakikatin şefkatli kollarına bırakacağız kendimizi.

Buna da “rıza üretmek” diyecekler…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Çözüm
 28 Kasım 2019 Perşembe 21:15
“Sen kendi kendine ikna olup rıza göster veya ben seni razı edeyim..” açmazından kurtulmak mümkün müdür acaba? Zurnanın zırt dediği yer: siyasi partiler yasasının değiştirilmesi için gerekli olan iradenin halkın elinde olmamasıdır. Biraz da buna kafa yorulması gerekmez mi?
 Mutahhar Aksarı
 28 Kasım 2019 Perşembe 17:17
Merhaba, gelişmeleri okumamızda ilginç bir yaklaşım olarak değerlendiriyorum yazınızı. Saygılarımla...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz