24 Haziran’da yapılacak seçimlerde, yeni yönetim sisteminin Cumhurbaşkanı, halkın oyuyla ilk defa seçilecek. Ülkeyi bir başına yönetecek kişiyi halk seçecek.
Cumhurbaşkanı seçiminin yanı sıra, milletvekili seçimi de yapılacak. Onlar da, Cumhurbaşkanı izin verirse, yasama görevini yerine getirecek… Malum, OHAL var.
Yeni dönemde, seçmenin Meclis’e göndereceği milletvekillerinin oraya ne yapmaya gidecekleri tam bir muamma. Cumhur ittifakının milletvekilleri için bir sorun yok. Onlar, yeni yönetim sisteminin destekçileri olarak, Meclis’te kendilerine biçilen rolün gereğini yerine getirecekler. Ya muhalefet?
Haliyle, muhalefet milletvekilleri, karşı oldukları yeni yönetim sisteminde, parlamentoda görev yapacaklar; yeni sistemin bir parçası olarak tek adamın yönetimine girecekler. Yani seçilmek için ortaya koydukları vaat ve iddianın tamamen dışında bir misyon yüklenecekler.
Uzun sözün kısası, milletvekillerinin bir temsil meselesi olacağını düşünüyorum. Parlamenter sistemden geriye kalan Meclis, anı evine dönecek. Hele karşı çıktıkları sistemde eli kolu bağlı halde Meclis’te oturmak, muhalefet milletvekilleri için tam bir handikap olacak. O Meclis’te otursalar bir türlü, terk etseler bir türlü… Bu çıkışsızlık onları çok zorlayacak.
Fiili duruma bakılırsa, Türkiye, Cumhurbaşkanı ve kabinesi tarafından, Saray’dan yönetilecek. Meclis, Cumhurbaşkanı izin verdiği ölçüde, yasama görevini yerine getirecek. Kuvvetler ayrılığının fiilen son bulduğunu unutmayalım.
Macun tüpten çıktı bir kere, aklımızda deli sorular; Türkiye nasıl yönetilecek? Milletin vekilleri Meclis’te ne yapacak? Milletvekilliğine aday olanların Türkiye tahayyülü nedir?
Yeni Türkiye’nin yönetim sistemi çok sorun yaratacak mı? Eskisi pek mi düzgündü?
Bu ülkenin siyasi eliti, iktidar zümresi, ana muhalefeti, askeri ve sivil bürokrasisi, yıllarca topluma çok çektirdi. Milletin “aman eskisine dönelim!” durumu yok ortada…
Değişim kaçınılmaz ama değişim dedikleri, Erdoğan’ın yapmak istediği gibi mi?
Dünya düzeni bozuldu. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Türkiye de bu hengâmeden nasibini alıyor. Bu ahvalde, seçimlerde, milletvekili olmak isteyenler ne söyleyecekler de oy isteyecekler?
Milletvekili adaylarının, değişimin kaçınılmazlığını ve ağır bedelini seçmene izah etmesi gerekiyor.
Böyle zor zamanlarda, bütün kampanyayı salt Cumhuriyet değerleri ve Atatürk’e bağlamak yeterli olmaz. Bugüne dair yeni şeyler söylenmeli.
Bu seçimlerde, rutin parti programlarına ve seçim bildirgelerine sığınmak çare olmayacak. Paradigma çökmesi bir gerçek ve bu gerçekle yüzleşmedikçe inandırıcı olmak imkânsız.
Milletin vekili olmak isteyenlerin, Türkiye apar topar 24 Haziran seçimlerine giderken ve ülkede uzun soluklu bir ekonomik krizin öncülleri ortaya çıkmışken, bu seçilme arzularının nedenini hem kendilerine hem topluma çok iyi anlatmaları gerekir.
Şaka değil, yeni bir Dünya kuruluyor. Çok fazla belirsizlik var. Çarşı karışık. Zihinlerimiz bulanık. Bu koşullarda, milletvekili adayları, temsil yetkisini neden istediklerini çok iyi anlatmalı.
Nasıl bir Türkiye hayaliyle bir araya geldiğimizi ve bunu başarmak için birlikte neler yapacağımızı, açıklıkla dile getireceklerine inanmak istiyoruz. Buna hepimizin ihtiyacı var
Sayfa başına git