MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yerli Malı Haftası’nı yeniden anımsamak!
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
16 Aralık 2019 Pazartesi

Yerli Malı Haftası’nı yeniden anımsamak!

Resmi adıyla “Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası” olan ve 12-18 Aralık tarihleri arasında Türkiye'de  bütün okullarda kutlanan  “Yerli Malı Haftası”, çağdışılık ya da nostalji  mi?

Bu soruyu tartışmadan önce, sanayi ürünleri yanında bir zamanlar tarım ülkesi olarak öğündüğümüz  ülkemizin durumuna bir bakalım:

Çin’den fasulye,kayısı ve kuru sarımsak,ABD’den fındık ve badem,İsrail’den fındık,Güney Afrika’dan satsuma mandalina,Şili’den sofralık üzüm, ,İtalya ve Şili’den elma,Kosta Rika’dan kavun,İtalya’dan kuru üzüm,İran’dan karpuz, kuru kayısı ve lahana ve İspanya’dan marul ithal etmişiz,etmeye devam ediyoruz.

 Büyük bir olasılıkla,çocuklarımız Yerli Mallar Haftası’nda bunları yiyecekler.

Çarşılarımızda yabancı mal ve markalardan geçilmiyor. Çoğumuz yabancı markaları tercih ediyoruz.Bunların bir kesimi işçiliğin daha ucuza olduğu ülkelerden  geliyor,bir kesimi  de  kendi ülkemizde imal edildiği halde yabancı markaya sahip olduğu için yeğleniyor.

Her yıl dış ödemeler dengesi açık veriyor. Tarım ürünleri dahil herşeyi  ithal eder olduk.

DIŞ ÖDEMELER DENGESİNİN AÇIK OLMASI İLE YERLİ MALI KULLANIMI ARASINDA İLİŞKİ VAR MI?

Dış ödemeler dengesinin açık olmasının birçok nedeni var:

-En önemli nedeni,1980 yıllardan itibaren 12 Eylül Askeri Darbesi ile devreye sokulan yeni-liberal politikalar.Yeni-liberal politikalara örtük adıyla Küreselleş(tir)me  denildi.Bu politikalar ile devletin  aşamalı olarak ekonomiden elini çekmesi  kamu kitlerinin özelleştirilmesiyle sağlandı. Gümrük duvarları düşürüldü.Desteklemeler,küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine,büyük işletmelere  aktarıldı.Küçükler yok edildi.

-Avrupa Birliği(AB)’ne alınmadan Gümrük Birliği’ne girildi .Bunun birçok olumsuzlukları ortaya çıktı.Örneğin dış ticaret artık Brüksel’de belirlenen politikalarla  yürütülüyor.Üstelik Türkiye,tam üye olmadığı için alınan kararlarda söz sahibi değil.AB’nin üçüncü ülkelerle yapmış olduğu Serbest Ticaret Anlaşmaları ile Çin gibi ülkelerin malları bile yurdumuza  AB malları gibi giriyor. Neredeyse gümrük alınmıyor.

-AB ve ABD gibi ülkeler,ellerindeki stoklar birikince olağanüstü fiyat indirimi yapıyorlar.Bundan yararlanmak isteyenler,  içte mal üretmek ya da çiftçinin malını almak yerine,dışarıdan  daha ucuza buldukları malları ithal ediyorlar.Bu durum,fabrikaların kapanması ile işsizliği yarattığı gibi kırsalın fakirleşmesine neden oluyor.Köylü üretimden vazgeçmek zorunda  kalıyor.

-Kitlerin özeleştirilmesi ve yabancılar tarafından satın alınması ve ucuz ithalat,Türkiye’nin Araştırma-Geliştirme(ARGE) çalışmalarını da olumsuz etkiliyor.Çoğu firma,ARGE  çalışmalarından çekilmiş durumda.Örneğin Telataş’ın yabancılar tarafından alınmasıyla Arla adındaki araştırma birimi kapatılıyor.Tarımda tohumluk ve damızlık açısından dışa sürekli bağımlılığın nedenlerinden birisi bu.

İTHAL EDİLEN HER MALIN BEDELİNİN YÜZDE 20’Sİ  KADAR BİR KAYNAĞIN YABANCI ÜLKELERE ARGE DESTEĞİ OLARAK AKTARILDIĞINI BİLİYOR MUYUZ?
Kısaca, ithalat yerli mal üretimini ve tüketimini olumsuz etkiliyor ve bağımlılığı artırıyor.  Bu nedenle yerli malları kullanmak; Dış borç yükünden kurtulmak ve sermaye birikiminin sağlanması , İstihdamın artması  ile işsizliğin ve yoksulluğun azalması, Vergi ve harçların Türkiye ekonomisine katkı sağlaması, Dünyadaki çalkantılardan  en alt düzeyde etkilenmek ve Türk firmalarının yurtdışında var olabilmesi için kaynak ve bilgi birikimlerinin artması açısından zorunlu.

“Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası”’nı kutlamak  yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı ,küreselleş(tir)me  yanlılarının sürdükleri gibi ,çağdışılık ya da nostalji  değil,tam tersine yurtseverlik.

 YERLİ MALI KULLANIMINI ARTIRMAK İÇİN NE YAPMALI?

Öncelikle güçlü bir ekonomiye sahip olunması gerekiyor. Bu amaçla:

-Bağımlılığı yaratan  yeni-liberal politikalar yerine halkçılık temelinde planlı karma ekonominin yeniden devreye sokulması,devletin kitleri yeniden kurması,

-Tekeller yerine küçük ve orta ölçekli sanayi ve tarım işletmelerinin kooperatifleşme ile desteklenmesi,

-Teknoloji konusunda dışa bağımlılığı kıracak ARGE etkinliklerine ayrılan kaynakların artırılması ve eşgüdümün sağlanması ,

- Gümrük Birliği’nden çıkılması ,

- Ve  tüketicilere  küçük yaşlardan itibaren yerli malların kullanmasını özendirecek önlemlerin alınması vb gerçekleştirilmelidir.

BİREY OLARAK NE YAPALIM?

-Aldığımız her ürünün üzerinde değişik kalınlıktaki çizgilerden oluşan bir etiket vardır. İşte her ürünün arkasında bulunan bu etiketlere BARKOD diyoruz.

-Birinci kısım ,Ülke  kodunu gösterir.

-İkinci kısım,Firma kodunu gösterir. Ülke kodundan sonra gelen 4 hanedir. Bu kod Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde bulunan Mal Numaralandırma Merkezi'nden alınır.

-Üçüncü kısım, ürünü tanımlayan mamul kodudur. Firma kodundan sonra gelen 5 hanedir.

-Dördüncü kısım,Kontrol kodudur. Bu kod diğer rakamların hatalı okunmasını engellemek için belli bir formülle hesaplanan kontrol sayısıdır.

TÜRK MALI KODU:869’dur.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Menemen'li
 18 Aralık 2019 Çarşamba 10:53
Gümrük duvarına sığınan Pek sayın sanayicilerimiz Avrupa nın çöpe attığı otomobil,televizyon gibi ürünleri montaj yaparak Türk halkının sırtından para kazanmak tatlı geldiği için ARGE gibi olaylara gerek duymamıştır. Rekabet de Hak getire.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz