MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yoksa dip dalgası dedikleri “o” mu?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
5 Ağustos 2019 Pazartesi

Yoksa dip dalgası dedikleri “o” mu?

Hayat “tesadüfler” ile doludur!

Ummadığınız anda ummadığınız şeyler başınıza gelir…

Ya “kader” deyip, geçersiniz…

Ya da…

Kader’in üstüne gidersiniz…

Kurgu budur…

Alın yazınızda ne yazıyorsa onu yaşarsınız…

***

31 Mart itibarıyla CHP’de…

En çok şu üç kelime telaffuz ediliyor:

“Dip Dalgası Geliyor…”

Aslında bir coğrafi tanımlama “Dip Dalgası”

Şiddetli deprem sonrası dipten deniz yüzüne yayılan dalganın adı…

“Tsunami” ile karıştırmayalım; o daha şiddetli!

Ama…

“Dip Dalgası” siyasette de geçerli akçe…

Öncelikle “heyecan” verici…

Neden heyecan verici?

Çünkü, o “dip dalga” denilen şey, memlekete her çarptığında…

Bi’yeni “siyasi lider” yaratıyor…

Bakın; Cumhuriyet Tarihimiz’e…

1950’de Menderes’i…

1965’te Demirel’i…

1977’de Ecevit’i…

1983’te Özal’ı…

2002’de ise Erdoğan’ı yaratan “Dip Dalgası” değil mi?

Ne zaman bi’çalkalanma oluyor toplumun yüreğinde…

Hoop, yeni bir siyasi lider sahneye çıkıyor…

Ve kendine göre yepyeni bir Türkiye düzeni kuruyor…

Yanlış mı?

***

Haklı olarak soracaksınız şimdi…

Eeee, Kılıçdaroğlu de bir “Dip Dalga” eseri değil mi?

Kısmen…

O’nun asıl “kader” ve “derin hesap” ile ilgisi var…

Kronolojiye dikkat!

Deniz Baykal, bir “kaset” ile CHP’ye veda ediyor…

Aynı gün…

Gözler Kılıçdaroğlu’nda düğümleniyor…

Tarih; 10 Mayıs 2010…

Kılıçdaroğlu, “Kesinlikle aday değilim” diyor…

Tarih; 17 Mayıs 2010… (6 gün sonra…)

Kılıçdaroğlu; “CHP Genel Başkanlığı’na adayım…” diyor…

Zamanı geldi…

Şimdi yeni bir “dip dalgası” ve…

O’nun nur topu gibi dünyaya getireceği…

Yeni bir lider profili beklentisi var…

Özellikle Atatürk’ün partisi CHP saflarında…

***

Mesela…

Muharrem İnce, 24 Haziran öncesi heyecanlandırmıştı…

Ama…

“Benim için dip dalgası diyorlar ama ben aslında tsunamiyim!” dedi ve…

Kaybetti…

Sonra…

CHP İstanbul adayı oluncaya kadar…

Sadece Beylikdüzü’nün tanıdığı Ekrem İmamoğlu çıktı…

Hala potansiyel “dip dalgası” görüntüsüne sahip…

Mega kentin Reis koltuğunda “eskitmezler” ise…

Beş yıl sonra, al sana gıcır gıcır “dip dalgası” eseri…

Mesela…

Yeni bir “Dip Dalgası”nın…

CHP içinde “müstakbel lider” profili yaratması beklenen…

Ve çok konuşulan…

Bi’isim daha var…

CHP İstanbul İl Başkanı Dr. Canan Kaftancıoğlu…

Neden Kaftancıoğlu, açalım mevzuyu…

***

Canan Kaftancıoğlu, aslen Ordu’lu…

Daha ilkokulda iken gözlük takmaya başladı…

Çünkü…

O yıllarda Ordu Merkez Kütüphanesi’nin kayıtlı üyesi olup…

Kitap kiralayan yaşının tek örneği olmuştu…

Lisedeyken başarılı bir voleybolcuydu…

Üniversite için yedi tepeli kente uçtu…

İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oldu…

Sivas Suşehri Devlet Hastanesi’nde…

Acil servis hekimi olarak görev yapmaya başladı…

O sırada meslektaşı Dr. Ali Naki Kaftancıoğlu ile tanıştı…

Evlendiler…

İhtisasını…

“İşkence Olgularının Adli Tıbbi Değerlendirilmesi" teziyle tamamladı…

Kendi ifadesiyle…

Siyasi duruşu nedeniyle üniversitede kalamadı…

O da gitti, özel bir tıp merkezinde çalışmaya başladı…

CHP’ye Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan seçilmesiyle adım attı…

Siyaset’e bir “sıfat” yapmanın ötesinde…

Kendince bir “anlam” katmak için girdi…

İstanbul CHP’de il başkan yardımcılığı yaptı…

2014 seçimlerinde Maltepe Belediye Başkan Adayı oldu…

Bu yüzünden partide O’nun için “ithal aday” tartışması başladı…

CHP, başka bir ismi aday göstermek zorunda kaldı…

Kendisini hep…

“Sıfatsız bir şekilde insan kalmaya çalışan biri” olarak tanıttı…

Sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle…

Hakkında soruşturma açıldı…

Paylaşımlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisine neden oldu…

Kendi partisinin yanı sıra…

O’nu HDP’den de destekleyenler oldu…

Sadece bir paylaşımdan dolayı Erdoğan'dan özür diledi…

“Benim Babam Bir Kahramandı” isimli kitabı var…

Motosiklet kullanıyor…

Tipik, “Kova” burcu kadını…

Yani…

Özgürlüğü için savaş veriyor…

Hem değişen ve yine de aynı kalabilen ender kişilerden…

Gerçek dostlarından asla vazgeçmiyor…

İmamoğlu’nun kazanması için çok çalıştı…

Seçimlere iki ay kala…

Başka Ataşehir ve Kadıköy olmak üzere…

Bazı ilçe adaylarının seçiminde Genel Merkez’le ters düştü…

27 Ocak gecesi…

Twitter'dan istifa ettiğini duyurdu…

Kılıçdaroğlu, istifayı sosyal medyadan öğrendi…
Küplere bindi…

Bir iddiaya göre…

CHP Lideri, Teşkilat Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’ya dönüp…

“Hemen istifasını al, sen almazsan ben alırım” dedi…

Canan Hanım, çark etti; istifasını geri aldı…

CHP Lideri, sinirlenmekte haklıydı…

Çünkü…

Canan Hanım’ın…

Kılıçdaroğlu’nun yanında önemli bir kredisi vardı…

Genel Başkan, İstanbul İl Başkanlığı seçiminde…

Gözünü kapatıp…

Cemal Canpolat’a karşı Kaftancıoğlu’na destek vermişti…

CHP’de işi bitiyordu…

Direkten döndü…

***

Geçen hafta İzmir’deydi…

Dört ayda iki kez “dip dalgası”ndan söz eden…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e konuk oldu…

Çok rahattı…

Neredeyse makamda bağdaş kurup oturacaktı…

İzmir’deki mevkidaşı Deniz Yücel’le fotoğraf verdi…

Aylar önceki tartışmaların üstüne sünger çekmişti…

CHP’nin İstanbul’daki seçim zaferine değinirken…

Neredeyse istifasını alma sürecine getirdiği…

Genel Başkanı’nı zirveye yerleştirdi…

Güzelleme yaptı:

“Bizler görünür yüzleriz ama asıl gizli kahramanların altını çizmek lazım… Bu sürecin görülmesi gereken unsuru Genel Başkanımızın Adalet Yürüyüşü’yle başlattığı ve sürekli hale getirdiği anlayıştır… Biz de hep birlikte bu inanca katkı koyduk… Ne yaptıysak hep birlikte yaptık... İyi olanı da kötü olanı da… İzmir gibi, İstanbul da nefes aldı…”

***

Bu siyaset kadınında bir “büyü” var…

İstanbul İl Başkanlığı, O’na daha ne kadar yeter?

Adı neden hala bu kadar çok tartışılıyor?

Fi tarihinde merhum Türkeş, CHP’nin başındaki Ecevit için…

“Bir kaplana binmiş, inmek istese de inemiyor” demişti…

Sonra o Ecevit…

Kaplan’dan indi; DSP’yi yarattı, ülkeyi yönetti…

Acaba, diyorum…

Kaftancıoğlu da şimdi o kaplanın üstünden inmek istiyor da…

İnemiyor mu?

Yoksa…

Kimilerinin yakıştırdığı gibi…

CHP cephesinde yolu gözlenen…

Siyaset’in yeni “dip dalgası” gerçekten…

Siyaset’in “asi kızı” pek yakında Canan Kaftancıoğlu mu?

Nokta…

Sonsöz: “Hayat bir nefestir, aldığın kadar… Hayat bir kafestir, kaldığın kadar… Hayat bir hevestir, daldığın kadar… / Hz. Mevlana…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 kadir
 6 Ağustos 2019 Salı 00:03
Dip dalgası tabandan gelir.Bu gelişmeler tepe dalgasına benziyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz