MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yunanistan ile kalıcı dostluk, ama nasıl?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
YAZARLAR
13 Ekim 2019 Pazar

Yunanistan ile kalıcı dostluk, ama nasıl?

İzmir ve çevresinde Rodos ve İstanköy adası kökenli çok sayıda Türk yaşar. Adalı Türklerin  bir de  İzmir merkezli “Rodos,İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği(ROİSDER)” adlı örgütleri var. İstanbul,Antalya ve Ankara’da da  şubeler kurulmuş.

Dernek,Rodos ve İstanköy’de yaşamakta olan soydaşlarının;”Vatandaşlık Sorunu, Eğitim ve Türkçe Öğrenme Hakkı Sorunları , Din ve İbadet Sorunu, Örgütlenme Sorunu , Osmanlı Türklerinden Kalan Kültür Mirasının Korunması Sorunu, Nefret ve Baskı Ortamı Sorunu    ile Türk Vakıfları Sorunu”gibi sorunlarını, Türkiye ve uluslararası platformlarda dile getirmeye çalışıyor.

Geçtiğimiz hafta,dernek tarafından  Yaşar Üniversitesi desteğinde 10-11 Ekim 2019 tarihlerinde iki gün süre ile “Uluslararası Rodos ve İstanköy Türk Vakıfları Sempozyumu,2019” düzenlendi.

Bir tespit yapalım. İstanbul ve Bursa’dan sonra Osmanlı Türklerinden kalan mimari eserlerinin yoğunluğu ve niteliği açısından üçüncü sırada  gelen yer Rodos’dur. Anılan eserler Rodos ve İstanköy’deki Türk Vakıfları’na aitti.

Ancak bu eserler,Onikiadaların 1947 yılında Yunanistan’a verilmesinden sonra haraç-mezat satılıyor ve zamanın tahribatına bırakıyor ve giderek yok ediliyor. Böylelikle Adalar Türkleri için tutkal görevi olan bu eserlerin yok edilmesiyle  Türk kimliği silinmek isteniyor(*).

Sempozyumun temel amacı da ; anılan konularda   ulusal ve uluslararası farkındalık yaratmaya yönelikti.

Gelelim “Yunanistan İle Kalıcı Dostluk,Ama Nasıl?” konusuna. Büyük söz söylemeye gerek yok.

Yunanistan ve adalara,günü birlik ve   turizm firmaları dışında bireysel olarak başvurduğunuzda kolaylıkla  gidebiliyor musunuz?

Öncelikle Rodos ve İstanköy kökenli Türklerden başlayalım. Bunların çoğunun adalarda kalan akrabaları vardır. Onları görmek için Yunanistan İzmir Konsolosluğu’ndan vize talebinde bulunduklarında doğum yerleri nedeniyle akla hayale gelmeyecek zorluklarla karşılaşırlar.

Bırakınız Rodos ve İstanköy doğumlu olanları, Türkiye doğumlu insanlarımız bile  Yunanistan’dan bin bir zorluklarla vize alabilirler. Vize talebinde bulunduğunuzda onur kırıcı bir şekilde kredi kartı ekstrelerinizi, maaş bordrolarınızı, özel belge ve bilgilerinizi, bu da yetmez; sizi de görmemiz gerekir denilerek işinizi gücünüzü bırakıp ayaklarına kadar gidip arzı endam etmenizi isterler.

Kimi zamanlar,İzmir’e de Yunanistan’dan heyetler gelir.İki ülke arasında karşılıklı el sıkışmalar, ortak etkinlikle düzenlenir, heyetler arasında güleryüzle yan yana fotoğraflar çekilir.

Geçtiğimiz yıllarda,Cumhuriyet Gazetemizin İzmir Bürosunda görev  yapan Asuman Abacıoğlu,Türk- Yunan ilişkilerine “ Tek Taraflı Bir Aşk” diyordu.

Sunu söyleyelim; Kimilerimiz, tek taraflı bir aşk yaşadığımızın farkında olsa bile ticaretin yoğunlaştırılmasıyla bunun iki yanlı aşka dönüştürülebileceğini düşünüyor.

Bununla birlikte,Türk-Yunan ilişkilerine gerçekçi gözle bakmakta yarar var.

Yunanistan’da hala Türk düşmanlığı devam ediyor. Yunan politikacılar bunu kullanıyorlar. Düşmanlık iki temelden besleniyor. 

Yunanlarda,bir yandan Türklere karşı yüzlerce yıl Osmanlı egemenliğinde yaşamış olmaktan kaynaklanan olumsuz düşünceler  var.

Bir yandan da Avrupamerkezci yaklaşımın ileri sürdüğü uygarlığın beşiği oldukları inancı devam ediyor.Bu görüşün çoktan çürütülmüş olduğunun farkındalığında değiller. (Bakınız Hobson J.M, 2008, Batı Medeniyetini Doğulu Kökenleri, YKY Yayınları, 2453).

Bunların getirdiği düşünceler ışığında;Yunanlarda Türklere karşı düşmanlık-dostluk, nefret-sevgi, aşağılık kompleksi-üstünlük kompleksi gibi yaklaşımlar harman olmuş durumda.

İki örnek verelim:

Birincisi İzmir’i ilgilendiriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi 2006 yılında Selanik’i kardeş şehir olarak kabul ederken Selanik Belediyesi “Sözde Pontus Soykırımı Anıtı”nı  dikmişlerdi. Dönemin Yunanistan  yöneticileri, Cumhurbaşkanları dahil, Karamanlis ve Papandreu da anıtın dikilişine destek vermişlerdi. Bunun üzerine İzmir Büyükşehir Belediyesi, çok haklı olarak kardeş şehir olayını iptal etmişti.

İkincisi çok taze. Yunanistan ve onun doğal uzantısı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi; KKTC ve Türkiye’yi yok sayarak bölgede keşfedilen doğal zenginliklerine Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’nin desteği ve yardımlarıyla sahip  çıkmaya çalışmıyor mu?

Önce şu konuyu hatırlatalım; Dostluk karşılıklı gelişir. Bu kapsamda Rodos ve İstanköy adaları ile Batı Trakya’da yaşayan Türklerin kültürel kimliklerinin korunmasında önemli sorunlar olduğunu, Osmanlı mimarisinin hoyratça yok edilmek istendiğini, yapılan onarımların göstermelik olduğunu bilelim.

Yunanistan’ın her platformda Türkiye’yi zor durumda bırakmak için çalıştığını aklımızdan çıkarmayalım.

Bu bilgilendirme kapsamında Türk- Yunan ilişkilerini geliştirmek için de çalışalım.

Şunu bilelim; Yunan Halkında Türklere karşı olumsuz yargılarını silmek, dostluğun kurulmasında birinci koşuldur.

Bu doğrultuda Yunanistan ile öğrenci değişiminden kültürel ilişkilere kadar her türlü toplumsal etkinlikleri sürdürelim. Bunların sonucunda Yunan  komşularımız Türk dostluğunun kendilerine yarar getireceğini göreceklerdir.

Başka çaremiz yoktur. Aksi durumda bir yanda Rakı-Uzo kadehleri karşılıklı şerefe kaldırılacak, diğer yandan da iki komşu silahlanmaya devam edecektir.

Belki Türk kamuoyu  yeterince bilmez. Onikiadaların 1947 yılında Yunanistan’a  verilmesiyle  ilgili Paris Andlaşması’nda silahlandırılmama koşulu vardı. Ancak Yunanistan’ın tek taraflı olarak adalarda konuşlandırılmış silahları ve de  milis güçleri kime karşı olabilir?

Türk Yurtseverleri, bunun emperyalist ülkelerin bir oyunu olduğunu söylüyor. Ya Yunan Aydınları ne diyor?

-----------------------------------------------------

(*)Günümüzde,Rodos ve İstanköy ağırlıklı olmak üzere Onikiadalar’da sayıları resmi olmayan  tespitlere göre 9.000’ini geçen  bir Türk nüfus yaşıyor.Ancak Onlar Türk değil,”Yunan Müslümanı olarak kabul ediliyor ve de sorunlarını dile getirmekten çekiniyorlar ya da daha doğrusu ada Türklerinde korku kol geziyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz