Soğukkanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pulludur.
Bilinenin aksine bir çok insandan daha omurgalıdır.
Suda yaşar, yumurta ile ürer, solungaçları ile nefes alır.
Yem takılı oltadan defalarca kurtulmuş olsa da bundan hiç ders almadan, aynı oltaya yine atlamaktan çekinmez.
Çok hata yaptım, bu kez dikkatli olayım, gibi bir düşüncesi olmaz.
Asırlardır bu şekilde avlanır dururlar.
Milletçe "balık hafızalıyız" denmesinin nedeni de bu olsa gerek.
Başımıza gelen her şeyi yenisi gelince unutur, ilk kez görürcesine şaşırırız.
"Bize bir şey olmaz" mantığı iliklerimize kadar işlemiş, yaşam biçimine dönüşmüştür.
Tarih bile tekerrür etmekten bıkarken, biz oralı bile olmayız.
Yönetenler de kendi balık hafızalarını görmezden gelip milletin bu alışkanlığından sıkça yararlanır.
Kah toplumun gerçek gündemi olan "mutfaktaki yangını" unutturmak, kah koltuklara daha sıkı sarılmak adına yeni yeni gündemler yaratırlar.
Defalarca yenilen liderler sanki ilk kez seçime girecekmiş gibi sahaya sürülür.
**
"Bu ülke demokrasi yolunu seçti.
Bunun için bedeller ödedi.
Darbeleri yaşadı.
Tarihine halkının utanacağı idamlar kaydetti.
Bunu başarabilmemizin tek yolunun demokrasimizi geliştirmek, güçlendirmek olduğuna inandık" diyor Muharrem İnce.
"Diren Demokrasi" isimli kitabında.
2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde Cumhuriyet Halk Partisi'nden cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, söylemleri ve verdiği umut ile kitleleri peşinden koşturmuştu.
Partisinin ilk kez yüzde 30'luk oy barajını aşmasını sağlayan Muharrem İnce, 4 Eylül'de Sivas'tan "Bin günde Memleket" isimli hareket başlatacak.
Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün rotasını takip ederek topluma yeniden umut olur mu, kitleleri peşinden koşturur mu bunu tabi ki zaman gösterecek.
Ancak iddianın büyüklüğü bile bence takdire şayan.
Zira, bir ay değil, üç ay değil, altı ay değil.
Yaklaşık 28 ay.
Seçim çalışmaları ile birlikte neredeyse 3 yıl sahada çalışmak.
İl il, kasaba kasaba, sokak sokak, gerekirse kapı kapı dolaşarak vatandaşın dertlerini dinlemek, "Sorunlarınızın çözümü bizde" diyebilmek.
**
Peki o seçim gecesi ortadan kaybolmasının yarattığı şoku unutturabilecek mi?
O'na muhalefet edenler her zaman "Neden sözünü tutmadın. Niye ortadan kayboldun?" demeyecek mi?
"Umutlarımızı yıktın, şimdi hangi yüzle sahadasın" sorusuna muhatap olmayacak mı?
Tabii ki ısıtılıp ısıtılıp bu konu belki de bin kez gelecek Muharrem İnce'nin karşısına.
Daha önce olduğu gibi defalarca özür dileyerek yenilginin de şokuyla hata yaptığını söyleyecek.
Bir öğretmenin hata yapma lüksünün olmadığını, ancak kendisinin de insan olduğunu vurgulayacak.
İkinci bir şans isteyerek, "Gelin cumhuriyete sahip çıkın" diyecek.
Tıpkı 2018'de olduğu gibi, "Marmaris'teki yazlık sarayı engellilere tahsis edeceğim. Kek yemek istiyorsanız oyunuzu Erdoğan'a, iş istiyorsanız bana verin" şeklinde konuşacak.
**
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki hafta İYİ Parti lideri Meral Akşener'e ‘Evine dön’ çağrısı yaptı.
Gündem bir anda değişti.
Televizyon ekranlarındaki gedikli yorumcular, "Bırak bu işleri git evine otur, mu; yoksa Cumhur İttifakı'na katıl mı" dedi şeklinde Bahçeli'nin sözlerine anlam yüklemeye çalıştı.
Siyaset kulisleri canlandı, hemen seçime yönelik senaryolar üretildi:
- “AK Parti-MHP-İYİ Parti ve BBP’den oluşacak Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanı seçimini zorlanmadan kazanabilecek."
- Millet ittifakı Muharrem İnce'nin hareketi sonrası çok zayıflayacak. Cumhur İttifakı, Akşener'in çağrıya yanıt vermesi halinde DEVA-Gelecek-SP-DP’den oluşabilecek üçüncü ittifakı da başlamadan bitirebilir.
- DEVA-Gelecek-SP-DP’nin baraja takılma ihtimali nedeniyle CHP'yle ittifak arayışına girebilir ki bu da Cumhur İttifakı'nın işine yarayabilir.
**
Siyaset kulisleri yeni senaryolar üretedursun, biz yazımıza Muharrem İnce hareketi ile nokta koyalım...
Dokuz seçim kaybeden Kemal Kılıçdoroğlu ile 10. seçime hazırlanan CHP'lilerin büyük bölümü "Bir hata yaptım, özür dilerim" diyen Muharrem Öğretmen'e bence bir şans daha verecektir.
Ve sanılanın aksine İnce'nin bu hareketi en çok CHP'ye yarayacak.
Eğer söz verdiği gibi üç yıl boyunca Muharrem İnce sahada kalabilirse...
Partinin tüm organları tetikte olacak.
Sadece seçimden seçime o da bir ay seçildikleri bölgelerini ziyaret eden milletvekilleri başta, il ve ilçe teşkilatlarının rahatı bozulacak.
Yani Muharrem Öğretmen, "çalışmadan seçim kazanılmaz"ı öğretecek.
Yerel yönetimler de projelerini seçime bir yıl kala değil, şimdiden yapmaya, dertlere derman olmaya (umarım) çalışacak.
Aşkla-meşkle zaman kaybedilmeyecek.
Özellikle Torbalı, Selçuk, Menemen ve Karşıyaka'daki muhtarların "ödenek yokmuş. hizmet alamıyoruz" şeklindeki yakınmaları kısa sürede bitecek.
SÖNSÖZ: "Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirdikleri öğretmenlerden alacaktır” (Atatürk)
Sayfa başına git