MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zeytin ekmektir, aşktır…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
5 Haziran 2017 Pazartesi

Zeytin ekmektir, aşktır…

Dünya Çevre Günü’nde bu yazıyı yazmak ne kadar oksimoron bir durum…

Son 15 yılda birçok kere  ortadan kaldırılması  denenen ve her defa gerek zeytin üreticilerinin  gerekse tüm kamuoyunun   tepkileri  ve olağanüstü mücadeleleriyle engellenen ve ülkemiz zeytinciliğinin koruma kalkanı olan bir yasa var… 3573 sayılı, Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması hakkındaki kanun. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından üretim ve yatırımın önündeki engellerin kaldırılması hedefiyle oluşturulan “Üretim Reform Paketi Kanun Tasarısı Taslağı”nın temsilcileri tarafından, kanunun değişikliği talebiyle yeniden gündeme getirildiğini iki kez yazdık… Sayın Bakan’ın “geri çekilecek” açıklaması da gerçekleşmedi. Üçüncü kez aynı mevzuya giriyoruz

Ben de Zeytincilik kanununda öngörülen değişikliğin yapılmasının hem çevremize hem de ülke zeytinciliğine büyük ve geriye dönüşü olmayacak zararlara yol açacağını düşünenlerdenim.

Konunun uzmanları “Zeytincilik Kanunu yönetmeliğinin değiştirilmesi, tabiatın, canlıların yaşam alanlarının, ekosistemin ve ülkemiz zeytinciliğinin yok edilmesi anlamına gelmektedir” diyorlar. Umalım ve dileyelim ki Ayvalıklı zeytin üreticileri adına Aydın Şensal’ın yaptığı açıklama umarım tüm siyasileri harekete geçirir..

NASIL DÜNYA İKİNCİSİ OLACAĞIZ?

Son yıllarda, devlet desteğiyle yapılan yeni dikimlerden hepimizin beklentisi, ülkemiz zeytinciliğinin olumlu bir gelişme göstermesiydi. 2000 yılında toplamda yaklaşık 90 milyon zeytin ağacımız varken, 2013 yılında ağaç sayımızın 170 milyon âdete ulaştığı söylendi. Buna rağmen üretim aynı oranda artamadı, zeytin ağaçları, yol yapımı, santral yapımı gibi sebeplerle kesildi ve yanlış fidan dikimleriyle üretim verimsiz hale geldi. Oysa Hükümet, 2020’li yıllarda zeytincilikte dünya ikinciliği hedefini benimsediğini belirtmişti. En başta değiştirilmek istenen zeytincilik kanunu ve beraberinde getirdiği talan, zeytinciliği bu hedefinden alıkoymaktadır.

2014-2015 hasat ve üretim yılında, 165 bin ton zeytinyağı üretiminin değeri yaklaşık 600 milyon dolardır. 2023’te 3 milyar dolar değerinde 700 bin ton zeytinyağı üretimi hedeflenmiş durumdadır. 400 bin tonluk sofralık zeytin üretiminin değeri ise yaklaşık 900 milyon dolardır. 2023 yılı hedefi ise 3,5 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Bu hedeflerin gerçekleşmesi için milli ürünlerimiz olan zeytin & zeytinyağının ülkemiz ekonomisine katkısını en iyi şekilde sağlayabilmesi için sektörün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

500 BİN AİLENİN GEÇİM KAYNAĞI

Zeytincilik, Türkiye’de yaklaşık 500 bin ailenin geçim kaynağını, işlenen tarım alanlarının da yüzde 3,5’ini oluşturuyor. Doğrudan ve dolaylı 10 milyonun üzerinde kişinin geçimini sağlıyor. Bu nedenle de tarımsal ve sosyo ekonomik yönden büyük öneme sahiptir.

KÜLTÜR VARLIĞIMIZ

Zeytin ağacı varlığı, bu ülkenin korunması gereken en önemli kültür varlıklarından biridir. Zeytin ağacı, 6 bin yılı aşkın süredir insanlık ile birliktedir ve varlığı insanoğluna ve dünyaya bir armağandır. Etrafında medeniyetler sağlıkla gelişir, hayat zeytin ağacının etrafında yeşerir.

GENETİK ANAVATAN

Türkiye zeytin ağacının genetik anavatanıdır. Zeytin ağacının dünyaya yayılışı Anadolu’dan gerçekleşmiştir, bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak, üzerinde yaşadığımız toprakların sahip olduğu bu ayrıcalıklı konumu korumak, değerini bilmek ve üzerinde yapılacak bilimsel çalışmalarla zenginleştirmek ve dünyaya vurgulamak hepimizin görevi olmalıdır. Ulusal ve uluslararası platformlarda, bilim insanları ve kurumları ile birlikte gen çalışmaları yapılıp bu dünya mirasına sahip çıkılmalıdır.

Unutulmamalıdır ki zeytin meyvesinin suyu dünyada natürel olarak tüketilebilen tek yağdır. İspanya, İtalya, Yunanistan gibi üretici ülkelerde zeytinlikler koruma altına alınırken, zeytin ağacının ana vatanı Türkiye’de zeytinliklerin yok edilmesi kabul edilemez bir durumdur.

Yabani zeytinlik ormanı vasfında olan ve aktif olarak tarım yapılmamakta gözüken zeytinlikler, insan müdahalesinin olmaması ve doğanın özü olması sebebiyle çok önemli bir biyoçeşitlilik kaynağıdır. İçlerinde müthiş bir canlı hayat barındırır ve çiçeklenme zamanında tozlaşmaya yüksek oranda katkıda bulunurlar.

BİLGE AĞAÇLAR

Ülkemiz zeytin ağacı varlığının önemli bir bölümü yüzyılın üzerinde bir yaşam süresine sahip olduğu gibi bu toprakların iklimini ve değerlerini hücrelerine işlemiş, bilge ağaçlardır. Yayılım gösterdikleri alanlar, doğal yaşam alanlarıdır ve buralardan koparılamazlar. Bu ağaçlardan elde edilen zeytinyağının besleyiciliği ve antioksidan özelliği de çok yüksektir.

Bir bölgede yapılan bir çevre tahribatının, civar ekosistemlere ve geniş çevreye etkisi çarpıcı boyutlarda olmaktadır. Mikro çevreler birbirleriyle kesintisiz ve sürekli etkileşim halindedirler.

Son 5 senedir tarımın karşısında duran en önemli sorunlardan biri, iklim krizi ve dengesizliğidir. Bu kritik eşikte durulurken ve konunun tarıma olumsuz etkileri bu kadar somut yaşanırken, ülkemizin tarım alanlarından ve yeşil alanlarından daha fazla vazgeçmek gibi bir seçeneği olamaz.

Zeytin ve zeytinyağı, insan sağlığını koruyucu ve besleyici en önemli iki temel besindir. Yokluğunda insanoğlu hayatını aynı kalitede sürdüremez.

TÜRKİYE İVME YAKALAMIŞKEN

Türkiye, dünyanın, toptan zeytinyağı tedarikçisi olma yolundan, markalı ürün üretme ve tedarik etme eğilimine girmişken, kaliteli ürün üretme hedefinde ilerlerken, özellikle Uzakdoğu alıcı ülkeleri arasında şansı yükselmiş ve marka ülke olma hedefine hızla yürümekteyken ve bu amaçla ülkemizde milyarlarca liralık değerli yatırımlar yapılmışken, zeytincilik kanunundaki değişiklik, ülkemiz zeytincilik sektörünü dünyada sahip olacağı prestijli konumundan alıkoyacaktır. Ülkemizde hem zeytincilik tarım alanlarına, hem de işletmelere yapılan değerli emek dolu yatırımlar ve aktarılan kaynaklar göz ardı edilemez yatırımlardır.

Zeytin bin yıllardır insanoğluna hizmet etmiş ve binlerce yıl daha hizmetine devam edecektir. Diğer taraftan zeytin ağaçlarına zarar verecek yatırımların olması ekonomik açıdan ömrü kısa bunun yanında bırakacağı zararlar bir o kadar uzun ömürlü olacaktır. Üç kutsal kitapta da geçen meyvelerden bir tanesi olan zeytin hangi sanayi yatırımına tercih edilebilir?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz