MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zeytinde hasat şenliklerine Ayvalık’tan başladık…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
16 Ekim 2019 Çarşamba

Zeytinde hasat şenliklerine Ayvalık’tan başladık…

Öyle sanıyorum ki zeytin üzerine yapılan betimlemeler ile bu kutsal ağaç diğer tüm ürünlerin önüne geçer ve “Zeytin bütün ağaçların ilkidir” sözünü doğrular.

Akdeniz’i yazanların başında da Fernand Braudel gelir. Longue durée uzun dönem formülünü şöyle yazmış:  “plus ça change et plus c’est la même chose; plus c’est la même chose plus ça change” :Aynı kaldıkça değişiyor, değiştikçe aynı kalıyor…Zeytinin en doğru anlatımlarından biridir.

Komili’nin başındaki genç insan; Erman Erol’u bu yıl ilk hasat şenliğine tanık olduğumuz Ayvalık’taki hasat öncesinde markanın 140 yıllık yolculuğunu anlatırken aklıma Braudel’i bu sözü geldi… 140 yıldır sağlık ve lezzeti yan yana üretmek kolay değil. Üretene ne mutlu…

Zeytin, 500 yıla yaklaşan uzun ömrü, neredeyse her yerinden yararlanılması ve semavi dinlerin doğduğu Ortadoğu gibi bir bölgede insanlığa yararının dokunması nedeniyle her zaman belli bir kutsallık halesi içinde değerlendirilmiştir. Zaman zaman da incir ve üzümle beraber uygarlık yaratan bitkilerden biri olarak nitelendirilmiştir. “Ağaçtan İnsana Zeytin Anıtları” kitabımda da yazmıştım. Zeytin aynı zamanda kutsallığın da sembolüdür… Mitolojide Athena’nın bitkisidir zeytin. Yani aklın ve gücün… Bu meyve suyunun kıymetini toplum olarak bilemez isek yazık olur…

İlk zeytin tarımı için 25 bin yıl öncesinden söz ediyor arkeologlar. Akdeniz toplumlarını çağlar boyunca zeytin bağlamış… Ben zeytin, zeytinyağı ve de sabun üreten aileler içinde büyüdüm. Bizim Batı Anadolu coğrafyası böyledir. Zeytin yoksulun da varsılın da geçim kaynağıdır. Küçük ve büyük üreticiler, zeytinlik sahipleriyle mülksüz tarım işçileri kooperatiflerle birlikte müthiş bir üretim sürecidir, öte yandan da 38 yıldır Komili’yi ailesi gibi bellemiş sevgili dostum Mehmet Cavlı’nın dediği gibi önemli bir kültürü de yansıtır…

Ege kıyılarında Midilli’den başlayan öyküsü ile binlerce yıllık köklerinden nesilden nesile yaşam, sağlık ve bereket aktaran zeytin ağacı için Komili’nin 22. Kez düzenlediği hasat günlerinde degüstasyon da yaptık, zeytin topladık, yine sevgili kardeşim Ahmet Sucu’nun tesislerinde taze yağlar sıktık, anıt ağaçlara dokunduk…

Etkinliklere damgasını vuran mevzu ise Erman Erol’un açılış konuşmasında sözünü ettiği taklit ve tağşiş mevzuu idi.  Günlerdir benim de yazdığım konu yani… Geçen pazartesi “Coğrafi İşaret palavradan bir şey mi?” diye sormuştum.

Erman Erol,  Gıda ve Orman Bakanlığı’nın geçen cumartesi yaptığı “ülkemizde gıda güvenilirliğinin sağlanması, gıdalarda taklit ve tağşişin önlenmesi, kişilerin sağlığının ve tüketici menfaatlerinin korunması ile sektörde haksız rekabetin engellenmesi amacıyla” yaptığı listede tam 32 sayfanın yağ ürünlerine ayrıldığını söyledi.

Ben yazımda “son liste ülkemizde ilk kez coğrafi işaret alan Ayvalık zeytinyağının nasıl üstünde çiğnendiğini gösteriyor”. Üçü Torbalı’dan, diğerleri Çanakkale ve Aydın’dan altı sahteci “Ayvalık” adıyla yağ sürmüşler piyasaya ama içine zeytinyağı diye tohum yağı koymuşlar” demiştim...

Şimdi bu yazının ortasına bir coğrafi işaretli şişe görüntüsü koydum. İşte coğrafi işaret budur ve aslında iyi denetlenebilse kurtarıcıdır.

Tüm gerçek yağ üreticilerine düşen görev “gerçek zeytinyağını” toplumun tüm kesimlerine öğretmektir

Yazıyı meşhur sözle bitirelim: Olea prima omnium arborum est... (Zeytin bütün ağaçların ilkidir...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz