MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Zorlu süreç!
Fatih YAPAR
YAZARLAR
30 Ocak 2020 Perşembe

Zorlu süreç!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım-İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün talebiyle İzmir’in Çeşme ve Urla ilçeleri sınırlarında yer alan “imara kapalı-boş araziler” kamulaştırıldı.

Niçin?

Turizm yatırımlarına tahsis amacıyla!

Nasıl?

“Acele yani hızlı” olmak şartıyla!

Bu güzel memlekette “Kamulaştırma Kanunu” diye bir kanun var. Bu kanunun ilgili maddeleri “acele” konusunu anlatırken ülkenin savunulması ve korunması dahil birçok konuyla ilgili meseleyi ayrıntılandırmış. Kısaca kamu yararına ve kamu düzenine ilişkin işlemlerin yapılabileceğini belirtmiş.  Ulaşım, sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlar dahilinde kanunun uygulanabileceği anlatılmış. Ayrıca Turizm Teşvik Kanunu’nda bir yerin turizm açısından kamulaştırılmasını da yukarıda bahsettiğim kamulaştırma kanununun ilgili maddelerine göre yapma şartı getirmiş.

Aslında her şey apaçık ve net!

Urla’nın Zeytineli Köyü ile Çeşme’nin Alaçatı Bölgesi’nde kamulaştırma kararı alınan 300 farklı büyüklükteki parseller için yapılan işlem gerekli şartları taşımıyor.

Gelelim arazilerin durumuna ve yapısına…

Urla Zeytineli’ndeki kamulaştırılan arazilerin yüzde 60’ı doğrudan o köyde yaşayan ve bölgeyi bilenlere ait. Geriye kalan yüzde 40’lık kısım ise özel şirketler, firmalar, ilçe ve il dışında yarın imara açılabilir yatırım yapalım diye alanlar, emekli olursak tavuk besler kaz yemleriz, bostan dikeriz diyenler gibi dağınık bir gruptan oluşuyor.

Çeşme Alaçatı’nın durumu ve yapısı ise daha farklı.

Şimdi sıkı durun!

Alaçatı’da kamulaştırılan arazilerin yüzde 40’ı Zorlu Holding’e ait.  Yan şu günlerde İzmir’de Konak İlçesi’nde gökdelen projesini kentin kalbine saplamaya çalışan Ahmet Nazif Zorlu’nun sahibi olduğu şirket.

Arazileri nerede?

Hükümetin, İzmirli Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’nin babası merhum Ekrem Pakdemirli’nin adını verdiği fakat yap-işlet-devret modeli nedeniyle bir türlü hayata geçirilemeyen Alaçatı Havalimanı’nın etrafında!  Yıllardır bölgede arazi toplama işini sessiz sedasız yürüten Zorlu’nun havalimanının kapısına dayanacak kadar yaklaşması hem projenin ihalesine girecek yeni havalimanı işletmecisini zor durumda bırakacağı hem de hareket alanını kısıtlayacağı için “acele kamulaştırma” operasyonuna Zorlu da dahil edilmiş.

Kısaca yaptığım araştırmalara göre; yerli otomobilde hükümet ile omuz omuza yürüyen Zorlu’nun Çeşme Alaçatı’da sert rüzgarların da etkisiyle gergin atmosfere girdiğini öğrendim.

Son bomba ise;  uzun süredir kentin gündeminde olan, özel jetlere ve turizmcilere ev sahipliği yapması planlanan, ihale tarihi verilen ama bir türlü gerçekleşmeyen, adı belli kendisi olmayan Ekrem Pakdemirli Havalimanı projesinin tamamen iptal edilmesi.

Gelelim meselenin kenti ve yerli halkı ilgilendiren bölümüne. Kamulaştırma kararı sonrası tapulara konulan şerhlerle birlikte daha da gerilen ortamda Suudi Arabistan merkezli  AlbassamGroup tarafından çizilen “Yeni Çeşme” isimli projede ortaya çıktı. Çeşme’yi Türkiye’nin Mikonos’u, İbiza’sı veya Miami’si yapma hedefinin vurgulandığı projede yok yok.

Peki turizm için teşvik, yatırımcı arazi, zengin için çok paranın olduğu bu projede köylüler için ne var?

Resmi Gazete’de kararın yayınlanmasından sonra tapulara konulmuş “satamazsınız kardeşim” şerhi!

Madem ki köylülerin malları kamulaştırma adı altında turizme tahsis edilecek. O zaman imar plan değişikliği yapılmış halde neden alınmıyor? İnsanların satarken “tarla” olan gayrimenkul vasıfları el değiştirdikten sonra neden “turizm imarlı” oluyor? Kazanacak birileri varsa bunlar neden köylüler olmuyor?

Urla’nın halk tarafından seçilmiş Belediye Başkanı Burak Oğuz FETÖ soruşturması nedeniyle cezaevinde olduğuna, yerine kayyum yani geçici olarak kaymakam bey vekalet ettiğine göre Urlalıların hakkını, hukukunu kim savunacak? Çeşme’nin Belediye Başkanı Ekrem Oran’ın başına bir şey gelmediğine ve halen görevde olduğuna göre burada yükü daha da artıyor. Yani Ekrem Başkan, hem kendi evini hem de komşunun evini gözetleyecek. Haklarını savunacak, aldığı oyların karşılığını verecek.

Bu pilavın daha çok su kaldıracağı belliyken masa başında bölgenin genel durumu, konumu üzerinden alınan kamulaştırma kararı gözden geçirilmelidir. Bu gözden geçirme görevini Urla’daki kayyumun görevde olması durumunu da değerlendirerek AK Partili yöneticiler yapmalıdır. Başta, Bakan Pakdemirli olmak üzere Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’a, Milletvekili Atilla Kaya’ya büyük işlerin düştüğü bir gerçektir.

Derhal hem de hiç zaman kaybetmeden turizmle ilgili yapılacaklar kendi akışına bırakılarak köylülerin arazileri üzerindeki tapularda olan şerhler kaldırılmalıdır.

Aksi halde toplumun vicdanı, İzmir halkı en başta sorumlulardan sonra da sorumluluktan kaçanlardan hesap sorar…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sezarın hakkı sezara
 31 Ocak 2020 Cuma 13:16
Muhalif ne saçmalıyorsun kardeşim ? sen bence yazma!
 Ali Cengiz Kurt
 31 Ocak 2020 Cuma 11:56
Artık hiç kimsenin tapu özel mülkiyet garantisi yok. Ülke akp yağması altında.
 muhalif
 30 Ocak 2020 Perşembe 17:38
suudi yatırımcılar "Müslüman"değil mi? bizim dinciler kadın-erkek ayrı plajlar, havuzlar isterken, suudiler nasıl oluyorda bir mikanos ve ibiza yaratacaklar?? kendileri değil de, batılılar için mi yapacaklar?? mikanos ve ibiza bilindiği üzere, her türlü cinsel yaklaşımın rahatça sergilendiği, çıplaklar kamplarının olduğu bölgeler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz