MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
AK Partili Dağ, Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı: Dedikoducu ve yalancı!
Politika
13 Ekim 2021 Çarşamba 17:36

AK Partili Dağ, Kılıçdaroğlu’nu hedef aldı: Dedikoducu ve yalancı!

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, CHP Genel Başkanı’nın ‘siyasi suikast’ söylemleri üzerine daha sonrasında bu iddiaları ortaya koyamaması üzerinden eleştirilerde bulunarak “dedikoducu ve yalancı” ifadelerini kullandı.

EGEDESONSÖZ - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, NTV’de Funda Görek’in sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği siyasi suikast söylemleri üzerine yorumlarını aktaran AK Partili Dağ, bu polemiklerin daha önceki seçimlerde de yaşandığını dile getirerek önümüzdeki süreçte Kılıçdaroğlu’nun gergin bir atmosfer yaratmak istediğini söyledi. Dağ, yaptığı açıklamada “Bunu Sayın Kılıçdaroğlu daha önce de söylemişti. 2016 yılında aynı açıklamayı yapmıştı. Birkaç gazeteciyle yapılan toplantı sonrası söylenen birkaç tane söz. Daha sonrasında da ortaya atılan iddia. Burada birincisi Kılıçdaroğlu bunu neden söyleme gereği hissetti? İkincisi bunu Kılıçdaroğlu’na söyleten ve söylemesini isteyen kimler? Önümüzdeki süreçte seçime dönük eğer gergin bir atmosferde seçime gidilecek bir düşünce var ve buradan ortaya çıkan bir şeyse biz 20 yıldır 16 seçim yaptık. Bu yaptığımız seçimlerde gergin atmosferde yapılan seçimler de oldu, gergin olmayan atmosferde yapılan seçimler de oldu. Biraz hafızamı tazeleyecek olursak 2007 seçimleri gergin bir atmosferde yapıldı ama bu gerginliğin sebebi AK Parti değildi, 367 krizini ortaya çıkaranlardı. Cumhuriyet Mitingleri, 367 krizi… 2014 yerel seçimleri o gergin atmosferde yalanların, birtakım telefon konuşmalarının meydanlarda dinletildiği, bir nevi yargı ve emniyet yoluyla iktidarın devrilmeye çalışıldığı bir süreçte giden bir seçimdi. O seçimde de yine milletimiz gereğini ortaya koydu. 2011 seçimi çok daha –siyasi olarak rekabet olur zaten-. Siyasi beyanatlar olur, karşılıklı atışmalar olur, siyasetin bir kısmı da polemiktir ama bunun dışında gergin atmosfer boyutuyla baktığınızda, gergin atmosferi bugüne kadar hiç AK Parti çıkartmadı, hep başkaları üzerinden çıkan bir süreç oldu. Herhalde Kılıçdaroğlu da gergin bir atmosferde seçime gitmek istiyor ki şu andan böyle bir gerginlik oluşturuyor” dedi.

DEDİKODUCU VE YALANCISIN

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun siyasi suikast söylemleri üzerinden eleştirilerini sürdüren Dağ, Kılıçdaroğlu’nun söylemlerinin gerisini değerlendiremediğini ve bu durumda dedikoducu ve yalancı olduğunu söyledi. Dağ, “Bir de şöyle hafızamızı tazelediğimizde Sayın Kılıçdaroğlu buna dair iddiaları hep oldu. Mesela FETÖ’nün, Adil Öksüz MİT elemanı olduğunu söyledi. Gerisini getirmedi. Yine 180 milletvekili AK Parti’de By-Lock’çu gibi bir ifadesi oldu, gerisini getirmedi. Şimdi bir ana muhalefet partisi genel başkanı bir şey söylerken bunun gerisini mutlaka değerlendirmesi lazım. Eğer bunu yapmadığınız zaman dedikoducu ve yalancı olursunuz. Bir CHP Genel Başkanı’na bir dedikoduculuk ve yalancılık yakışmaz. Kemal Kılıçdaroğlu dedikoducu ve yalancıdır. Buradan bu çıkar” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda partisinin grup toplantısında sarf ettiği ‘bunlar daha iyi günleriniz’ sözlerinin ‘siyasi suikast’ tartışmasıyla beraber yeniden gündeme gelmesi üzerine yorumlarda bulunan Dağ, “Sayın Cumhurbaşkanımız grup toplantısında Meral Akşener’in Rize’de milletin ortaya koyduğu demokratik tepkiye ilişkin ifadesi üzerine bunu söyledi. Siz Anadolu’ya gittiğinizde eğer Cumhurbaşkanımızla ilgili söylediğiniz bir takım sözler ve ortaya koyduğu bu yalanlardan dolayı biri size demokratik bir tepki ortaya koyduğu zaman bundan rahatsızlık niye duyuyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanımız’ın orada 5 ay önce söylediği sözle yola çıkarak siyasi cinayetler sözü işin doğrusu çok sıradan, basit ve bir dedikodudan öteye geçmez. Sonuç olarak siyasi parti olarak Anadolu’yu geziyorsunuz, gezersiniz burada bir şey yok, vatandaşın biri size “cumhurbaşkanına niye şunu söyledin” ya da “şurada niye kurgu yaptınız” veya Çorum’da Kılıçdaroğlu’na bir hanımefendinin tepki koyması. Bunlar demokratik bir şekilde ortaya konulan tepkiler. Bize yapıldığında demokratik tepki olarak görenler niye kendilerine yapıldığında böyle görmüyorlar? Buradaki kasıt budur” dedi

Dağ sözlerini şöyle sürdürdü:

Bizim böyle bir gündemimiz yok öncelikli olarak. İkincisi; 6+1 muhalefet partisi –HDP’yi o kapsama almıyorlar, bilmiyorum arka kapı diplomasisi ile görüşüyorlar mı- bir araya geliyor ve şu ana kadar yasama, yürütme, yargı erklerinin ayrı olması gerektiği konusunda anlaşmışlar. Zaten ülkemizde de dünyada da böyle. Bakalım nereye doğru gidecek? Üç; bu konuda somut bir şey ortaya çıkacak mı onu zaman gösterecek. Dört; bugün başbakan olacağım diye bir ifade ortaya attığınızda önümüzdeki süreçle ilgili ülkeye, belirsizlik vaat ettiğinizi gösterir.

BAŞBAKANLIK POZİSYONUNA GİDECEK DURUM İÇİN YILLARI SEÇİMLERLE İPOTEK ETMİŞ OLURSUNUZ

Niye belirsizlik? Bir; başbakanlık pozisyonuna gidecek bir durum varsa 2023’te yapılacak seçimleri kazanmanız lazım. İki; 360 milletvekili almanız lazım, anayasayı referanduma götürmeniz lazım. Üç; referandumdan evet çıkması sonrasında tekrar seçim olması ve o seçimden birinci parti olmanız lazım. Beş aşamalı bir süreç. 2023-24-25’i seçimlerle bir şekilde ipotek altına almış oluyorsunuz. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bir günde gelmedi. Süreçlere bakacak olursak 2007’de 367 krizinden sonra zaten Cumhurbaşkanı’nın halkın seçmesi referandumla kabul oldu. Hem halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı vardı ülkede, hem halkın seçtiği başbakan vardı ülkede. Dolayısıyla bu bir olumsuz doğurduğu için bu noktaya geldi. Bugün 2023’te parlamenter sisteme göre meclisten cumhurbaşkanı seçimi konusunu konuşalım. 360 milletvekili gerekiyor. Bunu yaşadık ve yaşadığımız için bu noktaya geldik. Koalisyonlar ‘90’lı yıllarda yaşandı. Geçenlerde Taha Akyol’la İlhan Kesici’nin o dönemdeki videosu çıktı. O dönemdeki şartlarda yaşadıkları sıkıntıyı ortaya koymak için neler söylediğini hep birlikte gördük. Bugün de 2023’te meclisten cumhurbaşkanı seçimi yapacak olur isek, düşünün 360’ı hangi siyasi parti çıkartabilir. Bunları yaşadığımız için buraya geldik. Şimdi öyle ya da böyle 18 Haziran 2023 ya da 15 gün sonra Cumhurbaşkanı’nı millet seçecek ondan sonra önümüze bakacağız. Sistemle alakalı bir şey yaşamayacağız. Başkaca şeyler… Sistemde şu olsa bu olsa gibi… Bu süreçte 3,5 yıllık tecrübe var. Devlet Bahçeli de ifade etti. Bu tecrübeler doğrultusunda bazı şeyler konuşulup tartışılabilir. Geriye dönmek bence doğru bir yol değil. Burada ortaya konulan da önümüzdeki süreçle alakalı bir hem eski tecrübeler doğrultusunda hem de önümüzdeki süreçle ilgili bir belirsizlik vaat etmeye dönük işlerdir diye düşünüyorum.

TEK ADAM SÖYLEMLERİ ÖZAL DÖNEMİ’NDE DE SÖYLENDİ

Burada tek kişi üzerinden verilen karar iddiası sadece bu dönem için ortaya konulan bir iddia değil. Bu Özal döneminde de söylendi… Burada son kararı birinin veriyor olması tek kişinin bütün kararı verdiği anlamına gelmez. Son karar verilinceye kadar burada birçok istişareden geçiliyor. Örnek olarak; korona sürecinde sokağa çıkma yasakları. Bu Sağlık Bakanı kendi çerçevesinde Bilim Kurulu’ndan almış olduğu bilgiler doğrultusunda bir şey söylüyor. İçişleri Bakanı başka bir şey söylüyor. Duruma göre parti noktasında parti bir şey söylüyor. Neticesinde bir kişi bu kadar ortaya konulan görüşlerden bir karar ortaya koyuyor. Bir kişi bu konuda görüşleri toparlayarak bir karar ortaya koyması tek kişinin bütün kararları verdi anlamına gelmez.

KOALİSYON OLSAYDI KORONA DÖNEMİNDE BU KADAR HIZLI KARAR ALAMAZDIK

Yasayla verilen yetkilerde eğer şu yetki önceden Bakanlar Kurulu’ndan ait olan bir yetki şimdi doğal olarak yeni sistemle beraber Cumhurbaşkanlığı’na verildi. Bunun dışında şu yetki Cumhurbaşkanı’nda olmaması lazım gibi muhalefetin somut önerileri olursa bu öneriler sistem içinde tabiî ki konuşulabilir. Bu sistemin dışında, tamamen eski sisteme dönüşle alakalı söylenen şeylerin doğru olmadığını düşünüyorum. Eskiden bunlar işlemediği için problem ortaya konuluyordu. Hızlı karar alamadığınız için bu problemler ortaya konuluyordu. Bir konuda üç tane partinin genel başkanının oluşan bir koalisyon olduğunda hızlı karar almanız lazım ama alamıyorsunuz. Korona’da bunu yaşadık. Hızlı karar almanın faydasını yaşadık. Siz üç gün bir ay iki ay bu konuda karar alamazsanız ve o kararsızlık bir süre devam ederse bunun ülkeye maliyeti çok yüksek olur. Bunlar tartışılmayacak konular değil. Ben tek adam, diktatör gibi ifadeleri kabullenmem mümkün değil. CHP kendi iradesi dışında bir yönetici olduğunda, bunu Özal’a da söyledi.

SEÇİM SİSTEMİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE MECLİSE SUNULUR

Meclisin durumuna göre. Meclisin önünde kanunlar var. Tasarı ve teklifler var. Önümüze bütçe geliyor ve bizim hazırlığımız tam. Meclise önümüzdeki günlerde gelir. Çok büyük kapsamlı bir değişiklik değil daha çok baraja dönük bir değişiklik. İçinde teknik bir takım düzenlemeler var. Hayati Yazıcı Bey’in başkanlığında gerçekleşen bir süreç oldu. Daha sonra MHP ile görüşüldü. Bizim açımızdan hazırlık tamamlandı. Önümüzdeki günlerde meclise sunulur.

YENİ ANAYASA TARTIŞMASI: DİĞER SİYASİ PARTİLERLE ORTAKLAŞIRSAK 2023’TEN ÖNCE BU ADIM ATILIR

Biz öncelikle yeni anayasayı ülkeye gerçekten kazandırmak istiyoruz. Şu ana kadar anayasada birçok değişiklik oldu. Aslında askeri darbenin neticesinde ortaya çıkan anayasaya sivil bir çok düşünce ve irade yansıdı. Bu ‘99’da da yapıldı. Siyaset o değişikliği ortaya koydu. 2000’li yıllarda AB süreçlerinde de yapıldı. Baktığımızda askeri anayasaya sivil bir ruh eklemlendi. Ortada birbiriyle bütünlük arz etmeyen ve belki de anayasada değil de kanunlarda olması gerekecek birçok düzenleme söz konusu. Dolayısıyla bizim yeni anayasayı kesinlikle önümüzdeki süreçte 2023’te anayasal teklifleri de ortaya koyup 2023’ten sonra da milletimizin teveccühüne de değerlendirilebilir bir süreç ortaya koyuyoruz.

İlk 4 maddeyle de ilgili 2002’de neysek hala öyleyiz. Bu konuda bizim farklı bir düşüncemiz söz konusu değil. Muhafaza edilmesi gerekiyor. Diğer maddelerle ilgili çalışma bir noktaya gelmiş durumda. Oluştuğunda kamuoyu ile paylaşılacak.

Diğer siyasi partilerle bir noktada birleşirsek 2023’ten önce böyle bir adım atılır. Büyük oranda AK Parti açısından bu süreç tamamlandı. Kendi içimizde istişarelerimiz devam ediyor. MHP’nin bu konuda teklifi bizimle paylaşıldı. Bizim de ön değerlendirmemiz paylaşıldı.

ESKİDEN KÜRT BÖLGELERİNDE O SAATLERDE SOKAĞA ÇIKILAMAZDI

Bizim bu meseleyle ilgili attığımız adımları değerlendirerek bir yorum yapmak gerekir. Asimilasyon politikaları yok muydu? Bunlarla ilgili sorunlar vardı bu sorunları aştık. İnsanların çocuklarına alfabeye uygun olmak şartıyla Kürtçe isimler vermesinin önünü biz açtık. Yine özel kurslarda Kürtçe dil eğitimi konusunu biz açtık. Bölgede OHAL’i biz kaldırdık. 19 yıllık geçmişe gittiğimizde çözüm süreci neredeyse birçok siyasi parti karşımızdayken biz ortaya koyduk. Bunlara köstek olanların bugün sadece seçim için takiyye yaparak buraya tutunmuş olmaları asıl sorgulanması gereken nokta. Biz bu konuda çok ciddi adımlar attık. Bölgede huzur var. Ben pazartesi o bölgedeydim. Eskiden o yollarda bir vatandaş bile yürüyemezdi bırakın milletvekilini. O bölgede böyle bir gündem yok. Söyleyecek bir şey varsa bunu söylesinler.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 HAHAHAHA
 13 Ekim 2021 Çarşamba 17:51
BAYDINDAĞ ÇOK İYİ OLMADI MI YA HAHAHAHAHAHHAHAHA İÇİME BALBAY KAÇTI aboooww sdmfhdsjhajsfgsd
 baydındağ
 13 Ekim 2021 Çarşamba 17:50
kabak tadı verdin Dağ. yanında 1 tane hırlı insan yok. sürekli aynı argüman.. yeter çok baydın gari.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz