EGEDESONSÖZ - İzmir Şoförler Odası ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Celil Anık, SONSÖZ TV’de Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in programına konuk oldu. Akbel’in sorularını yanıtlayan Anık, akaryakıta gelen zammı ve taksicilik mesleğine getirdikleri yenilikleri anlattı.
Son dönemde akaryakıta yapılan zamların, taksi ücretlerinde düzenleme yapılmasını zorunlu hale getirdiğini belirten Başkan Celil Anık, “Biz meslektaşlarımızın da görüşünü alarak belediyeyle mutabık kalmıştık. Belediye ile bir görüşmemiz var, toplantımız olacak. Tarifede revize konusuna tamam dediler ancak bunu görüştüğümüzde netleştireceğiz. Zannedersem 10 gün içinde neticelendiririz. Net rakamlarını söylemeyeyim. Önümüzdeki Cuma veya Pazartesi günü bir toplantımız var. Biz meslektaşlarımızın hak ve hukukunu kanunlar çerçevesinde koruruz” dedi. Anık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiçbir meslektaşımızın, kötü düşüncesi olmasın. Kim ne söylerse söylesin. Önümüzde bir seçim var, bununla ilgili olarak da önüne gelen herkes çıkıp beyan veriyor. Siz bizim ağzımızdan çıkana bakın. Biz bu zamana kadar nasıl yaptıysak, bu saatten sonra da öyle yaparız. İzmirlileri üzecek bir şey yapmayız. Onlar da her alanda yapılan zamları görüyor. Minibüs fiyatları da yüksek. Belediye otobüsleri de belki önümüzdeki dönemde zamlanacak. Türkiye’nin gerçeği bu. Keşke petrole zam yapılmasa. Bugün de gelmesi öngörülen bir zam var. Petrolün litre başına 1 lira zam gelme söylentisi var. 7 lira 1 kuruş olan litre fiyatı, 8 lira 40 kuruşa çıktı. 20 gün içerisinde aradaki fark 1 liradan fazla. Bu çok büyük bir rakam. Biz 14 aydır hiçbir zam yapmadık. İzmirlinin de bu konuda bize gönül koyacağını düşünmüyoruz. Bu artışları hep birlikte aşacağız.”
BEN NİYE YÜZDE 45 ÖTV ÖDÜYORUM?
ÖTV’nin yüzde 45 olmasına eleştiriler getiren Anık, “ÖTV’den dolayı şu an benim hiçbir meslektaşım aracını yenileyemez. Açık ve net. Yoksa biz araçlarımızı yenileriz. Bas bas bağırıyoruz. ÖTV yüzde 45. Aldığınız bir kalemin ÖTV’si yüzde 45 olursa ben bunun yenisini alamam, tamir edilme imkânı varsa tamir ettiririm. Durumun örneği budur. Biz defalarca haykırdık. Mutlaka ÖTV’nin inmesi lazım. Sıfır ÖTV istemiyoruz, yüzde 10 veya 15 olsun. Biz devletimize vergimizi ödeyelim. Bundan kaçmıyoruz. Diğer esnaf grupları; minibüsçü, servisçi, otobüsçü, kamyoncu gibi. Bunların hepsi yüzde 4 - 8 aralığında ÖTV öderken ben neden yüzde 45 ÖTV ödüyorum? Suçum taksici olmak mı? Bir değişiklik ile bu halledilebilir. Takside üç yıl satamazsın, şartı getirildi. Yine getirilsin. Ben zaten bu arabayı 3 yıl kullandığımda arabanın kilometresi 400 bin oluyor. Sonrasında bu aracı satıp, kazanç sağlamam mümkün değil. Devletin bunu da göz önüne alması lazım. Biz talebimizi bu doğrultuda yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın sesimizi duyacağına inanıyorum” dedi.
TAKSİ ŞOFÖRÜ, 69 YAŞINDAN GÜN ALINCAYA KADAR ÇALIŞABİLİR
Taksi şoförlerine getirilen 69 yaş sınırlandırılmasına ilişkin konuşan Anık, “65 yaşından sonra ticari taşıt kullanılamıyor. Bu birçok ülkede sağlık raporuna bağlı. Belki de 55 yaşında bir insan araç kullanamazken, 68 yaşındaki insan kullanabilir. Biz hep bunu savunduk. Bununla ilgili bakanlık değişiklik yaptı. Dedi ki; daha önce de bu mesleği yapıyorken 65 yaşından 66’ya geçtiğiniz için mesleği yapamıyorsanız, psikoteknik belgesi ve sağlık raporu alarak, Ulaştırma Bakanlığı’nın sitesinden başvuru yapabilirsiniz. Şayet onay alırsanız, 69 yaşına kadar çalışabileceksiniz. Bu üç yıl da bizler için bir avantajdır. Hem vatandaşı hem de meslektaşlarımızı düşünmek zorundayız. Bunun sağlık raporuna bağlanması çok iyi. Bizim için iyi bir karardır” sözlerini aktardı.
İZMİR’DE ÜZERİNDE 2 TANE TİCARİ ARAÇ OLAN KİŞİ SAYISI 50’Yİ GEÇMEZ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin taksi plaka satışıyla ilgili olarak getirdiği “Şoförlük Mesleği Geçim Kaynağı “ şartıyla ilgili düzenlemeyi olumlu karşıladığını belirten Anık, şu görüşlere yer verdi:
“Ben bu kararı olumlu buluyorum. 10553 sayılı Bakanlar Kurulu kararında tahditli plaka alacaksanız geçiminizi şoförlükten sağlamanız gerekiyor. İzmir’de bu zaten var. İzmir’in farkı bu. Bir arabadan başka ikinci bir arabayı üzerime alamam. 2005’ten beri İzmir’de bu uygulanıyor zaten. İzmir’de kargaşanın olmamasındaki sebeplerden birisi de bu. İzmir Büyükşehir Belediyesi buna uyuyor. Bugün bu uygulamanın haklılığı ortaya çıkıyor. İstanbul’da bir kişinin üzerine 10 tane araba alma şansı vardı. Bu hem tekelleşmeye gidiyor, hem de karara aykırı. Biz bunlara zaten 16 yıldır uyuyoruz. Bizde şu an üzerinde 2 tane araba olan kişi sayısı 50’yi geçmez. Onlar da eskiden kalma. 2005’ten itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden müracaat eden kimse, ikinci araç için tahsis belgesi alamaz. Çünkü deniyor ki, trafikte üzerine herhangi araç var mı veya esnaf sicilde kaydın var mı, bunu getir diyor. Çünkü senin üzerine minibüs, servis, taksi içerisinde herhangi bir tahditli araçlardan biri varsa ikincisini vermiyor. Özel arabanı, minibüsü saymıyor. İstanbul’un bu kargaşanın içerisine girmesinin sebebi budur. Bizim arkadaşlarımız zan altından kurtulur. İstanbul’da Oto Center’cılar çok etkili. Hiç kimsenin onların yüzünden sıkıntı yaşamaması lazım. Biz İzmir’de bu konuda rahatız. Bizde de var tabii ufak çapta faaliyet gösteriyorlar. Ama bizimkiler iyidir. Oradakiler bu işte kartel olmuşlar. Küçük de olsa istedikleri zaman baş ağrıtırlar. Kendi menfaatleri için kullanırlar. Bunu hepsi için söylemiyorum tabii ki de.”
DOLULUĞU ENTAKSİ ÜZERİNDEN ARTIRACAĞIZ
ENTAKSİ’nin İzmir için olumlu olduğuna ve faaliyette olan Ağ Takip Sistemi’nin işlevselliğine değinen Anık, şu bilgileri aktardı:
“Sistemden taksi çağırmak kültür yapısıdır. Bizde duraktan taksi çağırmak kültürü vardır. EN TAKSİ’yi sadece telefondan taksi çağırma sistemi olarak değerlendirmiyoruz. İddia ediyorum bizim elimizde Türkiye’nin hiçbir şehrinde olmayan veriler var. Biz şu an Ağ Takip Sistemi sayesinde Türkiye’de, İzmir il sınırları içerisinde T plakalı araçların günlük kaç kilometre yol yaptığını, günlük toplam kaç kere taksimetreye bastığını biliyoruz. Günlük yolcu taşıma sayımızı ve yakılan akaryakıtı hesap edebiliyoruz. İzmir’de günlük ortalama 112-115 bin arası taksimetreye basıyoruz. Ne kadar gaz salımı yaptığını görebiliyoruz. Bununla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı ile lansman yapacağız. Boşluk ve doluluk oranını görüyoruz. İzmir’de taksiciler yüzde 50’nin üzerinde doluluktadır. Eskiye göre daha iyiyiz. İlk başlarda yüzde 45’lerdeydi. Elimizde verilerin olması güzel bir şey. Doluluğu ENTAKSİ üzerinden artıracağız. Ağ Takip Sistemi ile mal sahibi aracını takip edebiliyor. Mal sahibinin işine yarayan bir sistem. Bunun yüzde 65’lere çıkması gerekiyor. Akademik bir çalışma yaptırdık. Taksilerin boşluk doluluk oranı, bir kişiye kaç taksi düşüyor ile ilgili. Lansmanda açıklayacağız hepsini..”
BU FİRMALARIN GİRDİĞİ YERDE TAKSİCİLER KAZANMAZ, ZARAR EDER
Uber’in İzmir’e gelmesi ve taksilerle çalışmasına dem vuran Anık, “İzmir’e taksilerle çalışacağız diye geldi. Bunlar portföy toplayıp kendi araçlarıyla çalışma yönüne kayıyorlar. Biz bunu meslektaşlarımıza anlattık. Şu an da sistemlerinde 3 – 4 tane taksi var. İzmir’de başarılı olabileceklerine inanmıyorum. Meslektaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bunlara rağbet etmediler. Bizimle çalışın diye durak durak gezdiler, trafik ışıklarında duran taksilere kart dağıttılar. Onların yolcu potansiyeliyle bizimkisi farklı. Taksiye binecek olan adamın zaten önünden geçiyor taksi, biner. Onun, ben taksiyle çalışacağım diye mücadele vermesindeki amaç, portföy oluşturmak. Arkadaşların bilgilerini alıyorlar, ileride uygulamalar için kendine araç al, sisteme gir, başla ve yakalanana kadar çalış, demek için. 3 - 4 tane sistem içinde kalanlar var. Onlara sözüm şu ki; Dünyanın hiçbir yerinde bunun gibi firmaların girdiği yerde taksiciler kazanmamıştır, eninde sonunda zarar etmiştir. Tüm dünyadaki verileri biliyoruz. Size işi verir ama sonra bulmacasını sizden çıkarır” dedi.
TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE OLMAYAN TRAFİK HABER MERKEZİMİZ VAR
Son zamanlarda gündemi sarsan İstanbul’daki taksicilerin yolcu seçmesi durumunu değerlendiren Anık, “İstanbul apayrı bir dünya. Bu iş inatlaşmaya dönmüş, orada karmaşa var. Biraz algı gibi geliyor ama yapan bölgeler var. Her arkadaşın yaptığını düşünmüyorum. Buna fırsat verilmemesi lazım. İzmir’de bu gibi hadiseler olduğunda biz buna anında müdahale ediyoruz. Türkiye’nin hiçbir yerinde olmaya haber merkezimiz var. Sistemde 5 personelimiz çalışıyor. 7/24 telefon açıktır. Şoför de yolcu da arayabiliyor ve şikayetini bildirebiliyor. Oto kontrolümüz iyi. 200’e yakın bir kontrolde, yediğimiz ceza oranı, yüzde 1 veya 2’dir. Onlar da kemer takmamak, sigara içmek falan. Bize göre büyük bir başarı. İnsanlar şikayetleri için İzmir Büyükşehir Belediyesi Bölge Trafik ya da bizi arayabiliyor. Odaya çağırıyoruz, yaptığının yanlış olduğunu söylüyoruz. Biz o konuyu aştık. Mesela bir taksicinin, Sevinç Taksi ’den alıp Gümrük’e bıraktığı yolcu var, 11 - 12lira tutacak ama taksici oradan dönmek için Karataş’a kadar gidecek. Bunlar yüzünden bazen tansiyon yükseliyor galiba. Almak istemiyorum diyorlar bu yüzden, fakat ne olursa olsun yolcu alınacak. Bunu da çözeceğiz. İstanbul’da karmaşa var. Çünkü İstanbul, çok büyük bir metropol. Orada 17 bin 700 taksi var. 7 bin tanesi bir odaya üye. Diğer 10 bin tanesi diğer odalara üye. Birlik yok. Bir de İstanbul’da taksi duraklarını şahıslar işletiyor. Bu olmaz. O zaman burada çalışan esnaf ne odasını tanır ne belediyeyi. İzmir’de duraklar İzmir Şoförler Odası’na tahsis edilir. Durağın sahibi İzmir Şoförler Odası’dır. Otokontrol daha kolay oluyor bu şekilde. İzmir’de 2 bin 823 tane taksi var. Bunun yüzde 80’inin sahibini tanırım. Tanımadıklarım el değiştirenlerdir. Öyle arkadaşlarımızı tanımıyor olabiliriz. Biz 2-3 ayda bir durakları geziyoruz. Çalışan şoför arkadaşlarımızı da tanıyoruz” dedi.
YAKIN MESAFE YOLCUSUNU ARAR HALE GELMEYELİM
Taksimetrenin durakta mı yoksa yolcunun yanındayken mi açılması gerektiği tartışmasına yorum getiren Anık, şu bilgileri aktardı:
“Taksimetrelerin genelgesine göre; taksimetre duraktan açılır. Şoförler kendi aralarındaki rekabetten dolayı son 10 yıldır yolcunun ayağına geldiğinde açıyor. Şimdi bu sefer de duraktan açıyor. Normalde zaten hukuken taksimetre duraktan açılır. Bu işteki sıkıntı bazı duraklar yolcuyu tanıdığı için yolcunun ayağından açıyor. Onlar nereye gideceğinizi bilen şoförler. Ama 500 metrelik yer için çağıranlar da var. Dönüp durağa geldiğindeki masrafını karşılamıyor. Arkadaşlarımızın taksi çağırırken nereye gideceğini sorması, bilmesi, yolcunun da bunu söylemesi lazım. Yolcunun gideceği yer yüksek tutarlıysa, gelince taksimetreyi başlat, diye arayıp söyleyebilir, bu da suç değildir. Ne olursa olsun bizim arkadaşlarımızın da anlaşmaya gitmesi lazım. Çünkü kısa mesafede taksimetreyi duraktan açıyor deyip taksi çağırmayan vatandaşlar da olacaktır. Yolcuyu kırmamak lazım. Onlara tavsiyem, tanıdığınız yolcularınızla diyaloğunuzu koparmayın. Kendi inisiyatiflerine bağlı ama yolcunun darılmaması, küsmemesi lazım. Şu an işler hareketli olabilir fakat bizim yine durakta beklediğimiz günlerde gelebilir. Bu sefer o kısa mesafeler için de yolcu aramak durumunda kalabiliriz. Ben kimseye git yolcunun ayağına, orada taksimetreyi aç, demiyorum. Yolcuyu kırmadan bu işi yapın diyorum.”
ODANIN KURUMSAL YAPISINA ZARAR VERMEYE ÇALIŞIYORLAR
İzmir Şoförler Odası Genel Kurulu seçimi hakkında konuşan Anık; takvimin 1 Ocak ile 31 Mart arasında olduğunu söyledi, yeniden aday olacağını açıkladı:
“İzmir Şoförler Odası başkanlığı, rakipsiz olmaz. İlla adaylar çıkar. Biz işimizin başındayız. Ben ve arkadaşlarım göreve talibiz. Bizi tekrar göreve getirirlerse en iyi şekilde hizmet veririz. Bizim yaptıklarımız ortada. Ben kendime, yönetim kuruluma ve bana destek veren arkadaşlarıma güveniyorum. İsteyen herkes aday olabilir ama bunu ölçülü bir şekilde yapmak lazım. Benim şahsımı, başkan vekilimi ve genel sekreteri yıpratacağım diye odanın kurumsal yapısına zarar vermeye çalışıyorlar. Bu oda hepimizin. Kamuoyu önünde başkanı kötüleyeceğim diye birtakım iddialarda bulunursan, odanın kurumsal kimliğine zarar verirsin. Allah herkesin yolunu açık etsin, biz kimsenin hakkında konuşmuyoruz. Kendimizden emin bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Durmak yok, güzel günler bizi bekliyor.”
BİZİM EGOMUZ YOK, BİZE BİR ADIM GELENE BİZ ON ADIM GİDERİZ
İzmir Şoförler Odası olarak yeni projelerin gün yüzünde olduğunu söyleyen Anık, “Duraklarla ilgili bir çalışmamız olacak ama belediyeyle tam mutabakata vardıktan sonra açıklayacağız. Haksız eleştirilerin önüne geçmek için birtakım düzenlemeler yapacağız. Onun dışında bu işin dijital ortamda kontrol altına alınabilmesi ve esnafın ileride mağdur olmaması için elimizden geleni yapacağız. Bizim derdimiz, bu küresel firmalara karşı esnafın hak ve menfaatini korumaktır. Bunun için de biz altyapı yatırımlarını yaptık. Bunun daha iyi ve daha güzel gelişmesi için, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odası ile işbirliği gerekli. Bizim egomuz yok. Bize bir adım gelene biz on adım gideriz. Ben göreve geldiğimden beri benim ne devletle, ne de yerelle kavgam olmuştur. Biz yapım itibariyle, sorunları görüşerek ve uzlaşarak hallederiz. Bugün ki toplantı için de İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Tunç Soyer’e ve Esnaf Birliği Başkanımız Zekeriya Mutlu’ya da teşekkür ediyorum. Bunlar bizim için hayırlı toplantılar. İnsanlar çıkıyor, ben adayım diyor, sonra daire başkanlığına çatıyor. Kavgayla, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni hedef göstererek televizyon ekranlarında konuşursan, gittiğin zaman kimin karşısına çıkacaksın? Şimdiden daha işe gelmeden bunları yaparsan olmaz. Ben bu işi bildiğimi iddia ediyorum” diye konuştu.
Sayfa başına git