MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Cumhurbaşkanı adayı yorumu: Yavaş'ın rakipleri kendi ayağına sıkıyor!
Politika
18 Mayıs 2022 Çarşamba 12:10

Cumhurbaşkanı adayı yorumu: Yavaş'ın rakipleri kendi ayağına sıkıyor!

İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, siyasette yaşanan gelişmeler sonucunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın rakipsiz kaldığını belirterek, "Cumhurbaşkanlığı’na da hayır demez. Sabırla bekleyen bir profil gibi gözüküyor. Olası rakipleri kendi ayağına sıktığı için kendi kendine ön plana çıkıyor" dedi.

EGEDESONSÖZ – SonSöz TV’nin canlı yayınına konuk olan İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü Ümit Yaldız, Türkiye’nin siyasi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gezi Davası’ndan Canan Kaftancıoğlu olayına, son dönemde yaptığı açıklamalarla ses getiren Ekrem İmamoğlu’ndan, olası Cumhurbaşkanlığı adaylarına kadar çarpıcı açıklamalar yaptı.

İMAMOĞLU, ERDOĞAN’I TAKLİT VE TAKİP EDİYOR
İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun son dönemde Gazeteci Nagihan Alçı ile çekildiği fotoğrafla gündeme gelmesinin ardından vatandaşlardan tepkiler yağdı. Bu konu üzerine yorumlarda bulunan Yaldız, İmamoğlu’nun izlediği yolu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hamlelerine benzeterek, “Ondan beklentisi olanlar için kritik bir süreç oldu. Bu ay içerisinde bu durumu, değişen tutumu ölçmeyi düşünüyoruz. Belki mülteciler, hukuk vs.. konularına da değineceğiz. İmamoğlu meselesi; aslında Ekrem İmamoğlu’ndan kaynaklı olan ve olmayan hususlar var. Belki de biz Ekrem İmamoğlu’un olması gerekenden çok üste koyduk, anlam yükledik. Sırtına kaldıramayacağından fazla yük yükledik. Türkiye Cumhuriyeti’nin normalleşmesini, kalkınmasını ve pek çok şeyi henüz yeni İstanbul Belediye Başkanı olmuş birinin sırtına yükledik ve o da taşıyamadı. Beylikdüzü Belediye Başkanı’ydı. Burası da AK Parti’den CHP’ye geçen bir ilçeydi... Bu beklentileri taşıyabilecek biri olup olmadığına dair ciddi sınavlar verdi. Seçim dönemi 800 bin oy farkı atmış bir siyasetçi olarak elbette bir havaya girdi. İmamoğlu için erken havaya girdiği, direkt Cumhurbaşkanı olma düşüncesine kapıldığını düşünüyor halk... Elazığ’daki depreme gidip ardından kayak fotoğrafı atması, kar felaketinden sonra balıkçı meselesi, o otobüsle Karadeniz’e gitmesi... Erdoğan’ı takip ve taklit ediyor. Mucizeyi gerçekleştiren Erdoğan vardı, 3 yıl başkanlık yapmıştı İstanbul’da... Sonra Siirt’te yaptığı bir konuşmada yargılandı. Hep Anadolu’daydı. İmamoğlu’na da bakıyoruz. CHP’nin gidemediği, gitmediği illere gidiyor. Ben buradayım diyor. O 6’lı masaya bir mesaj bu. Aday olmak istiyor. Millete sorarlarsa aday benim demektir bu. Yoksa İstanbul Belediye Başkanı’nın ne işi var Muş’ta, Artvin’de... Rize’ye gidiyor karış karış geziyor. Erdoğan’ın memleketine... Meydan okuma yapıyor. Ama gidip otobüste halkın alerjisinin en yüksek olduğu gazeteciyle poz veriyorsun. Tamam birçok sebeple o kişi otobüste olabilir ama özel davetli olması bir sorundur. Türkiye’de adalet duygusunun geçmesi için o dönemlerin simge isimlerinin bir bedel ödemesi gerekir. Bir ödüllendirme, taçlandırma pozu verilmemeli. Nagihan Alçı oradaysa, Ergenekon Davası’na itibaren Atatürk’le olan, Kemalizmle olan bir takım sorunlarını en cesur ve acıtıcı şekilde ifade eden Nagihan Alçı yanında olacaksa biz bu adamı niye seçtik diyorlar, diyecekler” dedi.

RAKİPLERİ KENDİ AYAĞINA SIKIYOR!
Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendiren Yaldız, siyasette yaşanan son gelişmelerden sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın rakipsiz kaldığını belirterek “Mansur Yavaş rakipsiz kaldı... Fakat siyaset nezninde İmamoğlu’nun çizilmiş olması Kılıçdaroğlu’na artı sağlamıştır. Ama Yavaş’ın önde olması bu toplara girmemesi... Bazı gruplar bu tutumunu sinsi bulsa da genellikle frenli bir politika izleyen Yavaş var. Ama şunu biliyoruz ki yan cebi hep açık. Cumhurbaşkanlığı’na da hayır demez. Sabırla bekleyen bir profil gibi gözüküyor. Olası rakipleri kendi ayağına sıktığı için kendi kendine ön plana çıkıyor” ifadelerini kullandı.

İZMİR’İN SADECE YÜZDE 20’Sİ ADALETLE HÜKMEDİLDİĞİNE İNANIYOR!
Son dönemde Türkiye’nin siyasi ve hukuki açıdan yaşadığı gelişmelere karşı toplumun tutumu hakkında değerlendirmelerde bulunan Yaldız, Gezi Davası sürecinden örnek vererek şunları ekledi:

“Yargının siyasallaşması başlığı altında biz de elimizdeki verilerle anlatmaya çalışıyoruz. Yargıya toplumsal güven ne noktada bunu anlamaya ve ölçmeye çalışıyoruz. Sadece yargı değil, devletin tüm kurumlarına karşı toplumda kaygı olduğunu görüyoruz. Mahkemelere, yargıya inananların oranı İzmir’de yüzde 20’ye erişmiyor. Adaletle hükmedildiğine, adil ve bağımsız olunduğuna, inanmıyorlar. Ergenekon Balyoz davalarıyla İzmir içinde zirve yapmış bir nokta. AK Parti dönemine has bir tutum değil, bu hep tartışıldı. Dünden bugüne tartışmalara bakıyorum mesela Gezi Davası sonuçlandı, tam bir garabet... Adaletle hükmedildiğine dair hiçbir emare yok. Neden garabet var? En basit tahminle 4 -5 milyon kişi katılmış. Hükümeti devirmekse mesele; 4 – 5 milyon sanık var demek... Onun üzerinden 10 yıl geçtikten sonra karar verilirse burada adaletin olduğuna kimseyi inandıramazsınız. İstediğiniz bağımsız araştırma şirketi bunu yapsın, adaletsizliği ölçecektir. O davayla ilgili dinleme kanıtları dışında hiçbir kanıt yok diyor hakim... Deliller hukuksuzsa bu karar verilemez. Biz bunu geçmişte İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde görmüştük. Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir... Yasa dışı erişilmiş done üzerinden hüküm veriyorsanız olmaz. İzmir’deki dava sürecinde de toptan beraatin gerekçelerinden biri buydu. Bu Gezi Davası’nda da aktörler arasında Muammer Akkaş var, FETÖ’cü savcı... Şuan yurt dışında. Müsebbibi bu adam... O da kaçak, firari. Tüm sakatlıklar üzerine kurulmuş bir süreç var. O dönem Erdoğan’ın siyaseten kişiselleştirdiği bir konuydu. Kötü yönetilmiş krizin sıçramasıydı.”

BU BİR SOSYAL MEDYA YARGILAMASI!
Canan Kaftancıoğlu’nun yargıtay kararı sonrası CHP cephesindeki hareketlilik hakkında düşüncelerini dile getiren Yaldız, seçime bir yıl kala bu olayın yaşanmasını da değerlendirerek “Bu çerçevede atılmış ikinci adım. Gezi Davası’yla ilişkili bir kişi. Aktif görev almış bir isim. Ete kemiğe bürünmüş bir gezici... Sayın Erdoğan’ın hedefe aldığı biri... Yerel mahkemede alınmayan siyasi karar verildi. O da garip. Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki şapkası var. Biriyle konuşuyor diğeri dava açıyor. Cumhurbaşkanı’na mı hakaret ediliyor, AK Parti Genel Başkanı’na mı? Ki bu hakaret mi, ifade özgürlüğü mü? Hiç bilinmiyor. Başkanlık sisteminin en önemli kafa karışıklığı yaratan sebebi bu. Yargılamaya esas olan tweet... Bu bir sosyal medya yargılaması. En yakın tarihli tweet 8 yıllık... 4 yıl sonra dava açılıyor ve bu 4 yıl bekleniyor. Seçime bir yıl kaldı, bu stratejik mi diye düşünülüyor. 25 yıl sonra İstanbul’u bu noktaya getiren kişi, emeği olanlardan biri. Yargının hedefi olmasını böyle görmek lazım. Yargılandığı yıllar çok eski... Ki zaten sosyal medya fikirlerini paylaştığın bir yer. Bu fikirlerini paylaştı diye, aktivist olduğu için silelim, karalayalım demek doğru değil” ifadelerini kullandı.

VAATLERİ ÖZGÜRLÜKTÜ AMA...
Önce Gezi Davası ve sonra Kaftancıoğlu davasının peşe peşe yaşanmasıyla vatandaşın; hukuk sisteminde sıkıntılar olduğunu düşündüğünü belirten Yaldız, “Bir periyoda bağlanmış gibi... Çok rahat karar alınıyor. Kararların hukuken alınmadığına dair de yüksek bir inanış var. Hangi karar alınırsa alınsın bence siyasi iklimde ters tepecektir. İktidarın beklentisinin tersi yönünde tepki alacaktır. Demokrasi mağduru olarak gören grup var ama bir yandan da Cumhur İttifakı temsilcileri var hukuku savunuyorlar... Türkiye’de her zaman her kararı hukukçular aldı. İşte o kararları nasıl aldıkları ve sonuçlarını hep beraber yaşadık. Erdoğan’ı, 1997 yılında hapse mahkum eden mahallenin bakkalı mıydı? O da hakimdi. Sonuçta hukuk sistemi Türkiye’de sağlıklı ilerlemiyor. Var mı yok mu? Toplum olduğunu düşünüyor. Bizim yaptığımız araştırmalarda adalete güven yerlerde... Yargının siyasi vesayet altında olduğunu düşünüyorlar. Hukukçuların yönetildiğini, yönlendirdiğini düşünüyorlar. Yarın İmamoğlu ile ilgili karar verirler, öbür gün de parlak bir aktör hakkında karar verirler... Ama bu ters teper. Siz Adalet ve Kalkınma Partisi’siniz. Sizin parti adınız bu... Ama adaletsizlikler hep vardı... Gerçekliği örtemezsiniz... Örneğin Hüseyin Kocabıyık’ın attığı tweetten sonra eşi Valilikten alındı. Gerçi eşinin öğretmenken nasıl Vali olduğunu da bildiğimiz için çok irdelemiyorum. Ancak Türkiye’de tweet devleti var resmen... Özgürlükler ülkesi lazım. Vaatleri özgürlüktü... Adaletle hükmedilecekti... Bugün bunların tersinin yaşandığına dair kanaat var.” şeklinde konuştu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz