Ege'de Sonsöz KAPAT

PAYLAŞ 

Aliağa’da bulunan Gemi Geri Dönüşüm Sanayii’nde Avrupa standartlarına uygun ve çevreye karşı duyarlı geri dönüşüm yapılarak Türkiye ekonomisine katkı sağlandığını söyleyen DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Esat Öztürk, “Avrupa’nın çöplerini biz alıyoruz diye bir düşünce var. Avrupa’nın çöplerini alıyor olabilirsiniz. Ama siz bu çöpleri kendi ülkenize zarar vermeyecek şekilde, ekonomiye dönüştürebiliyor musunuz? Aliağa dönüştürebiliyor. Onun için tercih ediliyor” dedi.

EGEDESONSÖZ- Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Başkanı Yusuf Esat Öztürk, Sonsöz Tv’de gazeteci Fatih Yapar’ın programına konuk olarak Aliağa’da bulunan ve medyada son dönemde sıkça tartışma konusu olan Aliağa Gemi Geri Dönüşüm Sanayii hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki Gemi Geri Dönüşüm Sanayii’nin Avrupa’nın kriterlerini karşıladığını belirten Öztürk, “Onların hepsi bizim üyemiz. Bu, Avrupa’ya yakın olan büyük bir sektör. Ayrıca bu sektör; Dünya’da çok az yerde var. Sadece Türkiye’de, Çin’de, Bangladeş’de ve Hindistan’da gemi söküm işi var. Gemi geri dönüşümünde Avrupa’ya en yakın ülke Türkiye’dir. Türkiye’de ki Gemi Geri Dönüşüm Sanayii Avrupa’nın kriterlerini karşılıyor. Avrupa’nın karbondioksit emisyonu, yeşil enerji, hibritli araçlar gibi istekleri var. Oradaki gemi sahipleri gemi geri dönüşümlerinde Türkiye’yi tercih ederken; çevreye duyarlı, önlemleri almış olması kriterlerine bakıyor.” dedi.

ALİAĞA’DA ATIKLAR ÇEVREYE ZARAR VERMEDEN EKONOMİYE DÖNÜŞÜYOR
Türkiye’nin en çok atık alan ülke olduğu iddiasına “O konuya öyle bakmamak lazım” diyen Öztürk; “Aliağa’da Avrupa’nın normlarına uyabilecek bir sektör yaratıldı. Tüm asbest ve çevresel atık önlemlerini alan bir sanayii. Onun için Avrupa gemilerini Çin veya Bangladeş’e değil de Aliağa’ya gönderiyor. Bu sektörden Türkiye bir gelir elde ediyor. ‘Avrupa’nın çöplerini biz alıyoruz’ diye bir düşünce var. Avrupa’nın çöplerini alıyor olabilirsiniz. Ama siz bu çöpleri kendi ülkenize zarar vermeyecek şekilde, ekonomiye dönüştürebiliyor musunuz? Aliağa dönüştürebiliyor. Onun için tercih ediliyor. Yoksa Türkiye’ye 300 dolara sattıkları hurda geminin tonunu, Hindistan’a 500 dolara satabilir. İşte o ülkeler Avrupa’nın normlarını sağlayamıyor. Hiçbir önlem almamışlar, çalışanların eğitimleri son derece kötü, koşullar keza öyle ve çevre kirliliği yaratıyorlar. Üyelerim olduğu için söylemiyorum ama Aliağa’da tüm önlemleri ve sertifikasyonları almış vaziyetteler” ifadelerini kullandı.
Öztürk sektöre önyargılı olmamak gerektiğinin sinyalini vererek, “Çevre çok önemli. Bir sonraki nesillere aldiğımız gibi teslim etmeliyiz. Fakat bilimsel çalışmaları göz ardı ederek ‘olmaz’ dememek lazım. İşin ehillerine sormak, araştırmak ve bilimsel çalışmaları değerlendirmek lazım. Böyle bir sektör senede 1 – 2 milyon değerin üzerinde gelir sağlayabiliyorsa, en önemlisi istihdam sağlayabiliyorsa önemlidir” şeklinde konuştu.
BİZ BU SEKTÖRÜ TU KAKA POZİSYONUNA SOKUYORUZ
Asbest ve zehirli maddeler içerdiği ileri sürülen Brezilya Donanması'na ait 'NAe São Paulo' savaş gemisinin Aliağa’da sökülmesine yapılan eleştirilere yanıt veren Öztürk, “Eğer bir gemi hurda için satılıyorsa, çıkacağı limandan gerekli olan bütün izinlerini alarak çıkıyor. Asbestten temizlenmiş bir biçimde çıkıyor. Diğer türlü Türkiye’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı zaten bunu kabul etmez. Biz bu sektörü tu kaka pozisyonuna sokuyoruz gibi geliyor. Ben de çevreci bir insanım, çevreye önem veriyorum. ‘Bütün önlemler alınmıştır’ raporu var mı yok mu ben ona bakarım. İstihdama bakarım" dedi.

Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye

Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz