MENÜ
İzmir 22°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
‘Deniz seviyesi yükseliyor’ uyarısı… İzmir’in 27 yılı kaldı!
Ekonomi
14 Nisan 2023 Cuma 10:09

‘Deniz seviyesi yükseliyor’ uyarısı… İzmir’in 27 yılı kaldı!

İklim Öncüleri Ekibi üyesi Ramazan Akgül iklim krizinin İzmir’e etkilerini anlattı. Akgül, “Küresel İklim Durumu" raporuna göre, deniz seviyesindeki yükselme oranı 1993'ten bu yana iki katına çıktı. Ocak 2020'den bu yana ise yaklaşık 10 milimetre artarak 2022'de yeni bir rekor seviyeye ulaştı. Bu hızla gidilirse İzmir’de 2050 yılında deniz seviyesi yükselecek” dedi.

Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- Küresel iklim krizi etkileri hava sıcaklıklarında yaşanan artışlar ile kendisini gösteriyor. Sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışları alamayan İzmir’de kuraklık tehlikesi alarm veriliyor. 

Egedesonsöz’e konuşan İklim Öncüleri Ekibi üyesi ve Konak Gençlik Meclisi’nin Çevre, iklim ve Sürdürülebilirlik Komisyonu Başkanı Ramazan Akgül, İzmir’in küresel iklimden nasıl etkileneceği konusunda bilgiler verdi.

SULAK ALANLAR KORUNMALI
İzmir’in deniz seviyelerindeki yükselişten nasıl etkileneceği konusunda açıklamalarda bulunan Akgül, ”Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından her yıl Birleşmiş Milletler (BM) İklim Zirvesi'nde yayınlanan yıllık "Küresel İklim Durumu" raporuna göre, deniz seviyesindeki yükselme oranı 1993'ten bu yana iki katına çıktı. Ocak 2020'den bu yana ise yaklaşık 10 milimetre yükselerek 2022'de yeni bir rekor seviyeye ulaştı. Bu hızla gidilirse İzmir’de 2050 yılında deniz seviyesi yükselecek. İzmir’deki sulak alanların korunması lazım. İzmir Körfezi'nin kuzey bölümünde yer alan ve Akdeniz Havzası'nın önemli sulak alanlarından biri olan Gediz Deltası, nitelikli arazilere sahip olmasına karşın yoğun bir kentleşme baskısı altında olup, dönem dönem yapılaşma riski ile karşılaşmaktadır. Altyapı sistemleri güçlendirilmeli ve bu sistemler için kaynakların bulunması ile ilgili çalışmaların yapılması lazım, yeni yapılan yapıların ciddi denetimlerden geçmesi gerekiyor. Eskilerin güçlendirilmesi kadar yeni yapılarında denetlenmesi bir o kadar önemli” diye konuştu.

2022 YILI ORTALAMASI 3 DERECE ARTTI
İklim krizine bağlı olarak İzmir’in yağış rejimindeki değişiklikle ilgili yorumlarda bulunan Akgül, “Türkiye, su kıtlığı yaşayacak ülkelerin başında gelen bir ülke olduğu gibi, İzmir, ülkenin su kaynakları noktasında en büyük büyük kıtlığın ve kuraklığın olacağı bir şehir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Meteoroloji Genel Müdürlüğü Meteorolojik Kuraklık Haritası 12 aylık dönem verilerinde İzmir'in bir bölümünün 'çok şiddetli kuraklık', diğer bölümünün ise 'şiddetli kuraklık' yaşadığı tespit edilmiş. Geçtiğimiz yıl, bugünlerde İzmir'in ana su kaynağı Tahtalı Barajı yüzde 55 doluluk civarındayken bugün yüzde 39 doluluk var. Arada yüzde 16 fark var. Bu fark, İzmir'in 200 günlük suyu demek. Bu yaz ve önümüzdeki yazlarda İzmir olarak su sıkıntısı çekeceğimiz öngörmemek mümkün değil. Küresel iklim değişikliğinin etkileriyle İzmir'de aralık ayı hava sıcaklığı, geçen yıllara göre ortalamanın 3 derece üzerinde, çok ciddi bir kuraklık yaşıyoruz ve daha kötüsünü de yaşayacağımız öngörüyor bilim insanları  fakat bu kuraklığın en önemli sebebi  olan yer altı sularının pek farkında değiliz. Kaynaklarımız kuruyor ve yok oluyor her geçen gün… Ülkede 50'den fazla gölü, sulak alanı kuruttuk. Yer altının en önemli kaynakları, sulak alanı, göllerdir. Meteoroloji 2. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgilere göre, "İzmir'in uzun yıllar Aralık hava sıcaklığı ortalaması 10,5 santigrat derece iken, 2022 yılı ortalaması 3 derece arttı ve 13,5 derece oldu. Bu da bize yaz ayları için hiç iyi bir sinyal vermiyor” dedi.

İKLİM KRİZİNDE YEREL YÖNETİMLER ÇOK ÖNEMLİ
İklim krizi ile mücadelenin, öncelikle bireyden başlaması gerektiğine vurgu yapan Akgül, yerel yönetimlerin önemine dikkat çekerek ”Bireyin bile yapabileceği şeyler varken yerel yönetimlerin elbette yapacağı çok şey var. Bunların en önemlilerinden biri, alınacak önlemlerin ve yapılacak projelerden verim alınabilmesi için halkın her kesimine bu krizin hayatımızda olduğunu ve bununla mücadele etmemiz gerektiğini anlatması gerekiyor, kolektif bir mücadele yaratma noktasında çok ciddi pozitif etki yapabilecek güçte olduklarını düşünüyorum. Bu kolektif mücadele ortamını yaratmak ve bilgi kirliliğini yok ederken de yerel yönetimlerin yapması gereken çok iş var. Yerel yönetimler; hem iklim krizinin sonucunda ortaya çıkan ve yüzünü göstermiş olan durumlarda örneğin normalin üstünde yağışlar, hem de birçok doğal afet durumunda  sınıfta kalan altyapı sorununu artık her şeyin önüne koyup durmak bilmeden çalışması gerekiyor. Koltuğa gelen her yerel yöneticinin bir puzzle parçasını yerine koyması gibi üzerine düşeni görev süresi boyunca yapması gerekiyor aksi halde insanlarımızı, canlılarımızı ve yaşam alanlarımızı kaybetmeye devam edeceğiz. En az yeşil alanlar kadar hayatımızın devamı için önem arz eden denizlerimizi ve su kaynaklarımızı korumaya yönelik çalışmalara destek olmaları ve çalışmalar yürütmeleri gerekiyor. Su kaynakları sadece bizlerin su ihtiyacı değil dünyanın biyolojik çeşitliliği açısından da hayati önem taşıyor” ifadelerine yer verdi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz