Ceren KORKMAZ / EGEDESONSÖZ - İzmir’in tarım arazileri arasında en ön sıralarda gelen Menemen Ovası’nda kuraklık sorunu halen devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda iklim değişikliği ve kuraklık nedenleriyle Menemen Ovası’nda tarım yapan çiftçilerin daha az su tüketen tarım ürünlerini kullanmak zorunda kaldığını ancak yine de su kıtlığı noktasında çok büyük sorunların yaşanacağının uyarısında bulunan Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, çağrılarını yineledi. Su kıtlığının devam ettiği takdirde su kirliliği açısından da sorunlar doğuracağına değinen Karagöl, İzmir’in içme suyunun da tehlikede olduğunu vurguladı.
DENETLEYİCİ KURUMLAR İŞİNİ İYİ YAPMIYOR!
Menemen Ovası’nın yaşadığı kuraklık sorununu dile getirdiğinden beri değişen bir şey olmadığını belirten Karagöl, Gediz Deltası nedeniyle mücadele ettikleri su kirliliği sorununa da değinerek, “İnsanlar kuraklığa dayanıklı olan ayçiçeğine döndü, bazıları da buğdayı bozup pamuk ekecekti onlardan vazgeçip buğday tarımına devam etmeye karar verdi. Su sorunumuz bu yaz geniş kapsamlı olacak. Zaten Menemen Ovası en sonda olduğu için su sıkıntısını yıllardır yaşıyoruz. Kirlilikte bize geliyor, en kirli suyu biz kullanıyoruz. Yıllardır bölgemizde kuraklık ve kirlilikle mücadele ediyoruz. Ancak hiçbir aşama kaydedilmediğini söyleyebilirim... Şu an sularımız kirliliğin en üst seviyesinde... Denetleyici kurumlar iyi çalışmıyor herhalde, denetlense bu kadar kirlenmez. Çevre Şehircilik Bakanlığı, sağlık birimleri var... Bunlar sağlıklı bir şekilde görevini yapmış olsa herhalde kirlenmez” ifadelerini kullandı.
SÖZ ALDIK AMA...
Kuraklıkla ilgili sorunlara yönelik ilgili makamlara sürekli olarak çözüm önerileri sunduklarını belirten Karagöl, somut bir geri dönüşle karşılaşmadıklarını belirterek, “Belediye Başkanı iktidar partisinden olduğu ve iktidara daha iyi anlatabileceğini düşündüğümüz için kendisine başvurduk... Değirmendere’de bir baraj yapılabilir düşüncesindeyiz. Bu konuyu görüştük. Söz aldık, araştırıyoruz, çalışıyoruz diye bir cevap aldık ancak fiziki olarak bir çalışma yok. Bunun dışında da Devlet Su İşleri’ne sorular sorduk. Ne çalışmalar yaptınız diye... Oradan sanki çalışmaların yeni başladığına dair bir bilgi geldi. ‘Gediz’in kirliliği ölçülecek, eğer kirlilik yoksa Gölmarmara’ya su basarız’ diye... Ancak Gölmarmara’nın kuruduğunu hepimiz biliyoruz. Su basılsa bile o toprağın doyup suyu biriktirmesi yıllar sürer. Velhasıl sıkıntılı günler yaşayacağız. Haliyle de üretimler düşecek, gelir kaybımız olacak” şeklinde konuştu.
İZMİR’İN İÇME SUYUNU ETKİLEYECEK!
Karagöl, Devlet Su İşleri'nin yaptığı açıklama doğrultusunda Salihli Demirköprü Barajı'ndan alana verilebilecek su kalmadığını ve şu anda Menemen Ovası’nda tarım faaliyetinde bulunan çiftçilerin yer altı sularını kullandığını söyledi. Karagöl, bu yer altı sularının kullanıma devam edildiği takdirde ciddi sorunların yaşanacağını dile getirerek şu açıklamayı yaptı:
“Tabii yer altı sularını kullanımı gitgide daha çok artacak. Bu da sonucunda suların daha derinden çekilme durumunu doğuracak. Bir de denize sıfır bir bölge... Tuzlu suyun gelme şansı da var. Fazla su yer altından çekilirse tuzlu suyla ovamızın kalitesi de bozulabilir. Aynı zamanda Menemen Ovası’nda bir sürü artezyen var. Gediz’in çevresinde bu kuyular... Bunlar da Büyükşehir’e içme suyu sağlıyor. Bu kirliliğin İzmir’in içme suyuna da etki edeceğini söyleyebilirim. Devletin sıkı çalışıp, arıtma sularının tarımda kullanılması en büyük isteklerimizden biri. Bunun yanı sıra çözüm önerilerimiz; yağmur sularının biriktirilmesi, ağaçlandırmanın artırılması, kirliliğin önlenmesi, yeni tarım teknolojilerinin kullanımı için kredilerin güçlendirilmesi şeklinde...”
Sayfa başına git