MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Emlakçılar Odası'ndan Kılıçdaroğlu’na destek: Türkiye'yi kurtarma planı olacak!
İnşaat/Emlak
30 Eylül 2021 Perşembe 08:55

Emlakçılar Odası'ndan Kılıçdaroğlu’na destek: Türkiye'yi kurtarma planı olacak!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 30 Ekim 2020'de İzmir'de yaşanan deprem sonrası depremzedelerin 'tek çözüm' olarak gördüğü 'emsal artışı' için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e talimat vermesini destekleyen İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, "Vatandaşın cebinde para yoksa, arsasını metrekareden vererek anlaşmaya gidiyor. Emsal artışıyla yapılmak istenen plan, Türkiye'yi kurtarma planı olur" dedi.

EGEDESONSÖZ- İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, SONSÖZTV’de Gazeteci-Yazar Muhittin Akbel’in programına konuk oldu. İzmir’e gelen üniversite öğrencilerinin kalacak yer bulamama sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güleroğlu, Akbel’in kiralık ev fiyatlarındaki artış yönündeki sorularını yanıtladı.

Pandemi öncesinde ev bulamama gibi sorunun yaşanmadığını belirten Güleroğlu, “Pandemiden önce öğrencilerin ev bulma sorun yoktu. Kiralık daireler 850-900 lira civarındaydı. Pandemi süreci girdiğinde bütün öğrenciler evleri boşalttı. Siz ev sahibisiniz, kredi çektiniz, yatırım için ev aldınız. Maliyeti 120-130 bin TL civarındaydı! Bir ödemeniz var, bunu öğrenciden aldığınız paranın üstüne bir para ekleyerek bunları ödüyorsunuz. Öğrenciler evleri boşaltınca ev sahibi de ödemekte zorluk çekti. Bir diğeri de müteahhitler ev yapamıyor. Pandemi işin içine girince yapılan kontratlar iptal edildi. Pandemi süreci ve yeni konut üretilmemesi bu sorunu yaşattı. Pandemide kiralar yükseldi, çünkü insanların tercihi değişti. Bahçeli, zemin kat gibi yerler alarak insanlar kendi hayatını sürdürmeye başladı. İlk dönemde 65 yaş üstü sokağa çıkamadı. Bizim 115 üyemiz vardı, 65 yaş üstü, hepsini tek tek aradık. 65 yaş üstü evde oturmaktan çok sıkıldı ve kendini dış ilçelere attı ve oralarda talep arttı” dedi.

ELİMİZDE OLAN TÜM BİNALARA DEPREMZEDELER GELDİ
30 Ekim’de yaşanan depremin ardından hasar gören binalarda yaşayan insanların kiraya çıkmalarının, kiralık ev sayısını oldukça azalttığını aktaran Güleroğlu, “Yeni ev üretilemedi, evlerde sıkıntı var, pandemi arttı; kiralar yükseldi. Sonra İzmir'de yıkıcı bir deprem yaşandı. Ben İzmir’de hiç bu kadar yıkıcı deprem görmemiştim, herkesi çok etkiledi bu. Otobandan aşağıya inin hep yıkılmış binalar var. Burada oturanlar, hep kiralara gitti. Elimizde olan tüm binalara depremzedeler geldi. Suriye, Afgan göçü var, bunlar da eklendi. Şimdi de yüz yüze eğitim başladı ve mevcut öğrencilere yeni öğrenciler eklendi. Bornova, Narlıdere gibi ilçelerde oturacaklar. Ev bulamıyoruz. Yeni evler üretilmedi, mevcut evler de depremzedeler oturuyor. Üst katındaki adam 3 bin TL'ye vermiş, diyor ki ‘ben 3 bin 500 TL istiyorum’ bu da maliyete yansıyor ve biz emlakçılar vatandaş ile karşı karşıya kalıyoruz” diye konuştu.

TÜRK HALKI ALTINA VE KONUTA YATIRIM YAPIYOR
Güleroğlu, uzun yıllardır emlakçılık yaptığını ve İzmir’de bulunan iş kollarını gayrimenkul sektörünün ayakta tuttuğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“90'lı yıllardan beri emlak işi yapıyorum. 90’lı yıllardan beri piyasalarda şu vardı; Denizli'de tekstil ihracatı vardı. 94'lü yıllarda inşaat sektörüne girdi. Burada da 300 -350 iş kolu iş görüyor. Gayrimenkul sektörü 350 iş kolunu ayakta tutuyor. Geçen sene haziran ayında pandemi süreci normalleşmeye döndüğünde yüzde 0,74 oldu konut kredileri, herkes konut almak için uğraştı. Kimse sorgulamadı konut kredisi alabilir miyim, diye. Evini satışa çıkaran birini 10 kişi arıyorsa, bir gün diyor ki, benim evim çok ucuz, bu kadar çok arayan olduğuna göre… Fiyatını artırayım, diyor. Dolar ve dövizde bir sabitlenme oluşmuştu o dönemde. Çünkü konut kredileri devlet bankalarında düşürülmüştü. Bu fiyatların artmasını tetikledi. 300-350 bin TL alacağın ev, faiz düşünce 450 binlere çıktı. Halbuki pandemiden önce 350 bin istiyor ama 320 bin lira veririm diyordu müşterilerimiz. Ekonomi sıkıntı ve yatırım aracı olarak görülüyor. Dünyada Türk halkının yaptığı yatırımlar altın ve konut. Ben 32 yıldır bu işi yapıyorum. Şirinyer’de 32 senedir böyle bir işi görmedim… Öğrenci ev satın alıyordu, mezun olunca çok büyük kar yaparak satıyordu. Şimdi kiralar bile yüksek, bırakın ev satın almayı… O zaman 2+1 ve 3+1'ler vardı. O tarihlerde yatırım yapanlar her zaman para kazandı. 2000 yılında konut aldım, bunun için 5 bin peşin 15 bin kredi kullandım. Evin değeri bana 20 bine mal oldu. Ancak kredi faizi ile 50 bin ödedim. Asgari ücret ödediğim tarihte konut kredisi artmadı. Evin değeri  bugün  700-750 bin TL. Gayrimenkul, her zaman kazandıran bir yatırımdır.”

‘ÖĞRENCİ ÇOCUĞUMUZA EV VERMEYİ İSTEMEZ MİYİM’
Öğrencilerin yaşadığı barınamama sıkıntısından dolayı üzüntü duyduğunu dile getiren Güleroğlu, bu duruma çözüm üretilmesi gerektiğini söyleyerek, şu görüşlere yer verdi:

 “Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Ben üzülüyorum. Kapıdan içeri genç geliyor ve son umudumuz sensin diyor. Elimizde olsa ev vermez miyiz? Ancak elimizde ev yok. Parklarda yatan çocuklarımız var. Ben üzülüyorum bunlara. Bir an önce barınmaya ihtiyacı var, Buca ve Bornova'daki arkadaşlarımızın… Bunu Kahramanlar’da gördük. Etrafta otel, ev olmadığı için evlerini pansiyona çeviren insanlar gördük. Biz de bu dönemde bunlar yapılabilir diye düşünüyoruz. Yeni bir bina yapalım desek, 18 ay. Depremzede konutları da bitmedi. Bitse de şu anda kirada oturduğu evleri boşaltsa! Devlet binalarının, boş binaların öğrenci yurtlarına çevrilmesi önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Valilik çok önemli çalışmalar yaptı. Bu hafta Çiğli Belediye Başkanımız ve meslektaşlarımız ile toplantı yaptık. Ev varsa öğrenci evine dönüştürelim dedik ancak bunlar çözüm değil. Bu çocukların umudu yıkıldı. Geri döneceğim, diyor insanlar. Bize gelen insanlar çok fazla. Ben istemez miyim o çocuğa ev vereyim… Biz de bu sıkıntıları yaşıyoruz.”

EVİ TESLİM EDERKEN ARANIYORUZ
Pandemi dolayısıyla gerçekleşmeyen tayin işlemlerinin de gerçekleşmesiyle kiralık ev sayısının giderek azaldığını aktaran Güleroğlu, sözleşme yaptıkları esnada daha yüksek fiyat teklifiyle gelenlerin olduğunu söyleyerek “Tayinler, pandemiden dolayı yapılmadı ve tayin olanlar da geldiler zaten. Onları çok hissetmedik. Öğrencilerin gelmesi, onlara ev kalmadığı zamana denk geldi. Şu anda biz, 1500 TL'ye verebileceğimiz evi 2 bin TL’ye veriyoruz. Bunu sadece mal sahibine yüklemeyelim. Afiş asıyoruz mesela o dairenin balkonuna… Kontrat yaparken arıyorlar, biz diyoruz ki evi 3 bin liraya kiraya verdik. Bize diyorlar ki ‘Ben 3 bin 500 lira vereceğim.’ Biz arada ombudsman olduğumuz için mal sahibi de bize bir şey demiyor ancak son dönemlerde kira artınca geliyor bize diyor ki ‘Oradaki ev şu fiyata, ben niye bu fiyata veriyorum evimi?’ O da haklı, kendini kötü hissediyor, herkes kendini kötü hisseder. Biz artık sözleşmeyi yapıyoruz ve konu bitiyor. Sözleşmeyi bitirip evi teslim ederken aranıyoruz... Vatandaş çaresiz kaldığında durumu iyi olanlar daha düşük durumu olanlara karşı bir güç olarak kullanıyorlar bunu. Biz ne ilan yayınladıysak o fiyat üzerinden vermek zorundayız. Fiyatı artırmaya çalışan müşterilerin kışkırtmalarına hiçbir arkadaşım kulak asmaz.”

BÖYLE GİDERSE ÖĞRENCİYİ TUTAMAYIZ
Bir çözüm üretilmemesi durumunda öğrencileri İzmir’de tutamayacaklarını belirten Güleroğlu, “Ben bu düşünceyi bir TV kanalında 10 gün önce söyledim. Artık bu model gelmeli yoksa öğrenciyi tutamayız diye. Havalar hep böyle mi gidecek? Yapılması gereken bu. Yani aileler, yanlarına, evlerinin bir odasına, bir öğrenci almalı. Herkes evinin bir odasını 1 öğrenciye açsa sıkıntı aşma durumuna geliriz. Burada Emniyet, Valilik de üzerine düşeni yapmalı elbette. Biz 1+1'lerin günlük kiraya verilmesine karşı değiliz ancak bunlara kimlerin girip çıktığının kontrol edilmesi lazım.  Karşıyaka'da bir eve günlük kiralık eve, 1 günde 40 defa giriş çıkış yapmışlar.  Burada emniyetin rol alması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

MERKEZDEKİ KONUT AÇIĞINI KAPATAMIYORUZ
İzmir’in bir üniversite şehri olduğu ve merkezde konut açığı olduğunu söyleyen Güleroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konut açığımız var ve bu bir gerçek. Çünkü biz öğrenci şehrindeyiz. Üniversite şehriyiz. İzmir konut açığında daha fazla rol oynayan durumda ancak bunu merkezde kapatamıyoruz. Merkezde 4 kat imar verilmiş. Bornova ve Bayraklı sonradan imara açıldığı için imar planları diğer semtlerde fazla olmadı. İlk kurulan semt, Hatay semtidir. Bir oralarda yüksek kat var. Buca’da zemin yüksek ama orada da 4-5 kat. Yüksek kat yaparak, daha verimli daha kullanışlı binalar yapılabilir. Modellerde biraz daha kat oranını arttırabilirsek daha iyi olur. Yeni arsa üretilemediği için arsa bedelleri çok yüksek. İnşaat maliyetleri de artı. Eee nasıl karşılayacağız? Burada kat modelinin yükseltilerek kentsel dönüşümün kentsel yenilemeden çıkartılarak ada bazında, paftalar bazında planlamalar yapılarak yüksek katlar verilip hem vatandaş mağdur edilmesin hem de müteahhit sıkıntı yaşamasın. Genelde kat imarı yükseltilmedi. Bunların yıkılarak yapılması zaten mümkün olmuyor ancak ada bazlı yapılırsa daha mümkün olur.”

MİLLETİN ELİNDE 600 MİLYAR DOLAR PARA DURUYOR
İnsanların merkez bankasının faizleri düşürmesi ile konut faizlerinde de düşüş olmasını beklediğini dile getiren Güleroğlu"Milletin elinde 600 milyar dolar para duruyor. Bu paranın ekonomiye girmesi lazım, faiz oranın yüzde 19 olduğunu ve yüksek olduğunu söylemiştik. 1 puanlık düşük ile bir artış gördük. Faiz indirimindeki amaç, 600 milyar dövizi, onlarca kişinin dövizden kar edip satmasını sağlamak.  Yavaş yavaş bu rakamların aşağıya ineceğini düşünüyorum. Bu biraz daha doların yukarıya çıkmasını tetikleyecektir ancak vatandaş daha elindeki doları satmadı. Merkez Bankası'nın hamlesi ile konut kredi faizleri de düşecektir. Siz bugün 400 bin TL daire alabiliyorsanız, konut kredisi aşağıya inerse bu fiyatlar 550 bin TL olacak. Sizin konut kredisini beklediğiniz zamanla bu eşleşmeyecek. Kkar ettiğinizi düşünürken, satarken zarar edeceksiniz. Şu anki kredi oranından kredi  alın kullanın, 1-2 sene sonra konut kredileri düşerse refinansman yapın  ve öyle kazanç sağlayın. Biz Haziran'da bağırdık konut almanın tam zamanı diye. Bugün için de aynı sözümüzü söylüyoruz" dedi.

GAYRİMENKUL ŞU AN HER YERDE UCUZ
Vatandaşlara İzmir Emlakçılar Odası’na ya da Ticaret Odası’na kayıtlı emlakçılar ile çalışmalarını önerisinde bulunan Güleroğlu, şu tavsiyelerde bulundu:

“Vatandaşların, ev alırken, ev kiralarken, sözleşme yapmalarını öneriyoruz. Vatandaşın da emlakçının daha haklarını koruyan, Ticaret bakanlığının yönetmeliğine göre hazırlanmış bir sözleşme. Biz onlara göre hazırlıyoruz bunu. Vatandaş sözleşme konduğunda iyice okusun imzalasın ve bir örneğin kendine alsın. Gayrimenkul şu an her yerde ucuz. Konut kredi faiz oranları konusunda bir çalışma olursa tekrar değerlendirelim… Çünkü şu anda talep yok. Ağustos-Eylül ayında talep yok. Çeşme, Urla, Seferihisar, Özdere, Foça, Güzelbahçe, Bergama, Aliağa'da çok talep var. İnsanlar sahip kasabasına gideyim diyor. Zaten yazılığı olan yazlığına gitti. Şu anda Çeşme, Seferihisar, Güzelbahçe gibi ilçelerdeki belediye başkanları çok zor durumda. Çünkü kışın oturan kişi sayısına göre belediyelere yardım yapıyor ancak yaz nüfusu katlanıyor. YAllah onların yardımcısı olsun. Ayrancılar, Torbalı, Bayındır, Kaynaklar gibi yeşil alanlara kaçtı insanlar. Bostanlı, Mavişehir konut anlamında tercih edildiDepremden kaynaklı Atatürk Mahallesi, tüm Evka'lar, Hatay ve Karabağlar depreme dayanıklı diye tercih edilen yerler oldu.”

İZMİR, İZBAN VE METRO NEREYE GİDERSE ORALARA DOĞRU GENİŞLİYOR
Kent genelinde özellikle raylı toplu taşıma araçlarının gittiği alanlarda genişleme olduğunu dile getiren Güleroğlu, İzmir’in genişleme alanıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

"Daha önce Buca'dan Kaynaklara geçişi sağlayan bir yol vardı. Sonra otoban açılmaya başlandı ve sonra bunları görebiliyorsunuz. O bölgeler içinde ciddi hareketlenmeler yaşadık. Bir geçiş açılmaya başladı. Torbalı Ayrancılar inanılmaz genişledi. Bundan 10-12 sene önce 35-40 bin liraydı şimdi 350-40 bin oldu. İZBAN ve metro nereye giderse, İzmir oraya doğru genişliyor.”

GAYRİMENKUL YATIRIMCISINA ZARAR VERMEZ
Gayrimenkul sektörünün yüzde 40'lara varan bir artış yaşadığını belirten Güleroğlu, "Gayrimenkul sektörü inanılmaz büyüdü çünkü evler ufalmaya başladı. Aileler de küçüldü. 1 çocuk eşler kalıyor. Yüzde 30-40 arttı. Bu artmayacak anlamına gelmez. Gayrimenkul hiçbir zaman alıcısına veya yatırımcısına zarar ettirmemiştir.  Bugün pahalıda alınsa yarın o mülkün değerinin üstüne çıkacağını bilir. Gençlerine en büyük avantajı hangi bankaya gitseler kredi alacak şansları var. Ufak ufak 1+1'den başlasınlar, sonra daha büyük yer alırlar. Bunları iyi değerlendirsinler. Vatandaşını yatırım yapması avantaj olacaktır. En büyük avantajlardan biri borsada düşerken almak, gayrimenkulde de değerinde ya da değerinin altında almak. Tam zamanı yani" diye konuştu.

TÜRKİYE'Yİ KURTARMA PLANI OLUR
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun İzmir ziyaretinde, 30 Ekim depreminde evi yıkılan depremzedelerin emsal artışı talepleri doğrultusunda, Büyükşehir Belediyesi’nin emsal artışına gitmesi talimatını da değerlendirdi:

“Kılıçdaroğlu'nun emsal artışı, dolayısıyla yüksek kat söylemine katılıyorum. Diyelim ki, ikimizin ikişer dairesi var, 4 katlı… Yıkıldı. Burayı müteahhide vereceğiz. Müteahhit diyor ki,  bunun iki katını ben alırım. Ne oluyor, senin bir, benim bir dairem kayboluyor.  Vatandaşın cebinde para yoksa, arsasını metrekareden verirse öyle anlaşmaya gidiyor. Bu yapılmak istenen plan Türkiye'yi kurtarma planı olur. Emsal artışı, bölgesel olarak sadece Bayraklı’da değil, Buca’da, Karşıyaka’da da olmalı.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 30 Eylül 2021 Perşembe 17:16
1. Bu meslek odaları akp öncesinde de vardı. Yetkileri daha fazlaydı. 1970 ve seksenlerden kalan çarpık ve çok katlı yerleşimleri onlar önlemedi. Hiçbir zaman da önleyebilecek kabiliyette olmadılar. Söylemleri de bir şey olmasın üstüne kurulu. Kılıçdaroğlu'nun geç kalmış emsal artış teklifi doğru çünkü gerçekten bir müteahhit binadan kar etmkyecekse o binayı niçin yıkıp yapsın? Kamu hizmeti yapmıyor bu kişi. Emsal artışıyla ev sahiplenin müteahhide ekstradan ödeyecekleri para sıfırlanıyor. Ayrıca apartmanı çürük olduğu halde müteahhide para ödeyemediği için aylardır anlaşma sağlayamayan apartmanların yıkılıp yerine yeni ve sağlam olanlarının yapılmasını sağlıyorsun. Bence güzel öneri. Rant kelimesine duyduğunuz alerjiden kurtulun artık. Rantsız bu ülkede bir tane çivi çakılamaz. Serbest piyasa ekonomisinde yaşıyorsunuz.
 ABY
 30 Eylül 2021 Perşembe 11:25
Emsal'i arttırdığınızda Türkiye'yi değil emlak sahiplerini kurtarırsınız. Emsali arttırdığınızda daha sonra ne olacak? O bölgelerde trafik daha yoğunlaşacak? Alt yapı yetersiz kalacak? Şehir daha sıkışık hale gelecek. Bu defa bu emlak sahipleri trafikten, alt yapıdan şikayet edecekler. Bu konularda Şehir Plancılığı diye bir meslek var, Şehir Plancıları odaları var. Acaba bu konuyu Şehir Plancıları Odası ile görüştünüz mü? Çözüm için birlikte bir çalışma yapmayı düşünmezmisiniz?
 Z.B
 30 Eylül 2021 Perşembe 10:58
Emsal kavramına bakış...Rant merkezli bir yaklaşım. Günlük ve kısa vadeli.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz