Menemen Plastik'te Salih Esen yeniden başkan!

Sanayi devinden JES hamlesi!
EGİAD, NATO-Türkiye ilişkilerini masaya yatırdı

Ve o gemi İzmir'e geldi… 22'si sırada!

6284’ün tartışılmaya açılmasından tüm kadınların ve eşitliğe inanan tüm erkeklerin rahatsızlık duyduğuna dikkat çeken GİFED Başkanı Serter, “6284 şiddetten korunmak için getirilmiş bir yasadır. Temeli İstanbul sözleşmesine dayanır. 6284’ün bırakın kaldırılması, tam olarak uygulanması gerekir” dedi.
GİFED Yönetim Kurulu Başkanı Huriye Serter, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu savunarak bu konuda geri adım bekleyenlere tepki gösterdi. Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artarak sürdüğünü söyleyen Serter, “Yirminci yüzyılın ilk yarısında dünyada kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünü anayasal düzlemde tanıyan Türkiye’nin, yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi konumunda olması hepimizin problemi olmalı” dedi.
“Bu yasayı savunmak demokrasinin gereğidir”
Kadına yönelik şiddetin kadın erkek eşitsizliğinden kaynaklandığını, şiddetin önlenmesinin ancak kadınlara karşı süren ayrımcılıkların kaldırılmasıyla mümkün olduğunu söyleyen Serter, “Bu insan hakları açısından, demokratikleşme açısından çok önemli. Çünkü bir ülkede kadın erkek eşitliği demokrasinin temel kriteridir. Bu bakımdan, 6284 konusunu tartışmaya açanları hukuken, mantıken ve insan hakları açısından anlamamız mümkün değildir” diye konuştu.
“Sadece kadınlar değil herkes karşı çıkmalı”
Kendilerinin yasaların kaldırmasını tartışmanın ötesinde, eksiksiz uygulanması gerekliliğinden söz ederken 6284 sayılı kanunun kaldırılmasının tartışmaya dahi açılamayacağına dikkat çeken Serter, ”Açanlar karşılarında bu ülkenin kadınlarını ve demokrasiye inanan insanlarını bulur” dedi.
Bunun sadece kadınların meselesi değil bir ülkenin demokrasi meselesi olduğunu vurgulayan Serter, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün sadece kadınların bir özgürlük mücadelesi gibi görünse de büyük resme baktığınızda aslında ülkemizin geleceğinin nerelere sürüklenmek istediğinin bir göstergesidir. Türkiye çağdaştır, laiktir, eşittir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği tüm değerleri ve kazanımları korumak adına bu meseleye sadece kadınlar değil herkesin karşı çıkması gerekir.”