Olağan meclis oturumunu gerçekleştiren Menemen Belediyesi'nde CHP’li Meclis Üyesi Deniz Karakurt’un FETÖ iddiası sonrası AK Partili isimler tepki gösterirken, Başkan Vekili Aydın Pehlivan ‘şikayetçi olacağım’ ifadelerini kullandı. 

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – Menemen Belediyesi  Ekim ayı olağan meclis oturumu gerçekleştirildi. Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen oturuma Başkan Vekili  Aydın Pehlivan başkanlık yaptı.

Yaklaşık 4 saat süren meclis oturumunun gündeminde ise Menemen Belediyesi tarafından satışa çıkarılan arsalar ile başlayan ve FETÖ tartışmalarına dönüşen konuşmalar yer aldı.

PEHLİVAN:  SADECE İŞÇİYE ÖDENMESİ GEREKEN 400 MİLYON TL
Meclis oturumunda gündem dışı konuşmalarda geçmişten gelen TİS sürecine değinen Başkan Vekili Aydın Pehlivan, “Çok ciddi sözleşme ile karşı karşıya kalındı Tahir bey dönemimde. Giderayak yüzde 300 zam yapıldı. Bu işin karşılığı belediyeye 250 milyon TL’lik yük. Serdar Bey’in geldiği dönemde 250 arkadaşın işten çıkışı yapıldı. Onların davası ve tazminatlar 150 milyon TL. Yani işçiye ödenmesi gereken 400 milyon TL var. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…” diye konuştu.

AKBULUT: HALK SEÇİMLERDE DEĞERLENDİRECEKTİR 
İYİ Parti Grup Başkanvekili Halil Akbulut belediye tarafından yapılan satışların yanlış olduğunu belirtirken, “Arsa satışları başladı. Yağma Hasan'ın böreği dedik. Yağma Hasan TDK'ya başvurmuş Menemen'in böreğini yapın demiş. Ben bu satışları uygun görmüyorum.  Muazzam bir artış… Tahir Bey'in döneminde yapılan TİS’den kaynaklı bütçe artmış… Hizmet üretiliyor üretilmiyor ona girmeyeceğim. 1 liralık işi de 10 TL’ye yaptırmayalım. İdare metrekaresini 3 bin TL’ye de satabilir, bu sizlerin iradesi. 6 ay sonra seçim var, halk seçimini yapacak. Menemen borçlu bir belediyeydi. 2020 yılında belediyenin borcu 273 milyon TL’di. 500 milyonluk bir satış gerçekleştirilebilirdi. Sonrasında iyi projeler sunabilir ve satışlar yapabilirdiniz. Ancak toptancı bir yaklaşım sergilendi. Bu idarenin verdiği karar. O karar sonrasında inanıyorum ki yerel seçimlerde halk değerlendirecektir" ifadelerini kullandı.

YILMAZ: KULLANILAN KREDİLER NE DURUMDA?
CHP  Grup Sözcüsü Ali Yılmaz Başkanvekili Pehlivan'a satılan araziler üzerinden yüklenirken, "Bugün CHP grubu olarak bir eylem gerçekleştirdik. Belediye önünde basın açıklaması yaparak dağıldık. Satışlar yapılmasın diyoruz. Bir belediye satış yapabilir. Ancak Menemen Belediyesi’nde ne var ne yok satma anlayışı var. Sürekli belediyenin borçlarından bahsedildi. Borçlar kadar taşınmaz satılabilseydi bizlerde itiraz etmezdik. Siz ne yaptınız? Kazanın dibini sıyırıyorsunuz, geleceği hiç düşünmüyorsunuz. Hiçbir insan, şirket, devlet taşınmazlarının tamamını 1 yıl içinde sıfırlamayı düşünmez. Herkes borca girebilir bu borç kadar mal satarak sıfırlanabilir. Ancak Menemen Belediyesi'nde bu yapılmıyor. Taşınmaz satışlarından elde edilen gelirler de adeta çarçur ediliyor. Cadde ve sokak tamirleri yapılıyor. Sağlam cadde ve sokaklar yeniden sökülüp yapılıyor. Menemen Belediyesi’ne 1990'larda CHP geldiğinde durum bugünkünden daha kötüydü. O dönemlerde belediyeye gelen misafirlere verilecek çay şekeri yoktu, yönetim kendi cebinden şeker alırdı belediyeye. O dönemde bile tüm yollar yapıldı. O dönemli belediye 1 karış yer satmadan bunu başardı. Bir firma 320 milyon TL teklif verdi parke döşemek için diğeri 550 milyon TL verdi. Siz hangisine ihaleyi verdiniz?Bankalardan kullandığımız krediler ne alemde? Önceki yönetime 1 kuruş kredi vermemişti bankalar ve İller Bankası. Siz geldiğinizde ardı ardına kredi kullandınız. O kadar satış yapıldı, siz bu kredileri ödediniz mi merak ediyorum.  Bir Kıbrıs gezisi düzenlendi. Kıbrıs'a geçmişte de geziler düzenlendi. Ancak bu geziye 500 kişinin katıldığı ve bunun maliyetinin de 23 milyon TL olduğu açıklandı. Bu konuda size iftira atıldığını düşünüyorum. Menemen Belediyesi sarhoş olmuş. CHP'nin bıraktığı malları çatır çatır satıyorlar. Çok paradan dolayı" ifadelerini kullandı.

KARAKURT: SATIŞLARIN YAPIYLA İLGİSİ VAR MI?
Gündem dışı konuşmalarda söz alan CHP Grup Başkanvekili Deniz Karakurt, FETÖ'den tutuklanıp serbest bırakılan bazı kişilerin bir araya geldiğini söyledi. Son dönemde belediye tarafından yapılan satışlara atıf yapan Karakurt, “2016'daki hain kalkışmanın ardından ekonomi ve iş çevrelerinde ilçemizde de palazlanmış olanların büyük çoğunluğu tutuklanmış ve çeşitli hapis cezalarının ardından serbest bırakılmışlardır. Bu iş insanlarını serbest bırakılması toplumda da Menemen'de de büyük rahatsızlık uyandırdı. Ancak son 1 senedir bu örgüt üyeleri ile ceza almış kişilerin tekrar bir araya geldiğini görüyoruz ve biliyoruz. Bülent Arınç'ta dedi ya 'Ankara parsel parsel paralel yapıya satıldı' Menemen'in parsel parsel satılması bu yapılanmayla mı ilişkisi var?” dedi.

Karakurt’un sözlerini kesen Pehlivan, kendisine söz vermeyeceği yönünde tepki gösterirken “Ahlaksızca davranmayın! Burada çok şey konuşuruz! Burada söz vermiyorum size” diye konuştu.

DEMİRCİOĞLU: ÇAMUR AT İZİ KALSIN ÇALIŞMALARINI BIRAKIN!
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Yusuf Demircioğlu, “Deniz hanım düştüğünüz durumu siz hak ettiniz. Ben 4 yılı aşkın süreçtir meclis üyeliği yapıyorum, diğer meclis üyelerimizi bu kadar sıkıntıya sokacak ithamda kimse bulunmamıştı. Madem böyle iddialar var kafanızda savcılığa gidersiniz. FETÖ ile çamur at izi kalsın çalışmalarını bırakın. Halil Bey 1 liralık işi 10 liraya yaptırıyorsunuz dedi. Varsa böyle bir şey çıkıp söylerim. Deniz hanım siz haddinizi aştınız. Alçak bir terör örgütü ile bizi yan yana koyamazsınız. Varsa bir iddianız avukatsınız, gereğini yaparsınız” ifadelerini kullandı.

SALONU TERK ETME RESTİ ÇEKİLDİ
Karakurt’a söz verilmediği gerekçesi ile Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ‘mikrofonlarımızı açmadığınız gerekçesi ile salonu terk ediyoruz’ ifadelerini kullandı. CHP’lilerin sözleri sonrası araya giren Başkan Vekili Pehlivan, “Söz vereceğim kişiye mikrofon verilecek. Size demokrasi yaramıyor demek ki. Bugüne kadar gösterdiğim iyi niyet, beyefendilik yeter!” dedi. CHP grubu sonrasında ise meclisten çıkmaktan vazgeçti.

DEMİRCİOĞLU: ŞİKAYETÇİ OLACAĞIM
Sözlerine devam eden Demircioğlu, “Deniz hanım 4 yıldır birlikte görev aldığı meclis üyelerine FETÖ'cü dedi. Ben kendisinden şikayetçi olacağım. Orada ispat edersiniz. İl başkanlığında açıklama yaptınız, 30 ilçe başkanlığından destek istediniz, yürüyüş yaptınız, bu talanı bitireceğiz dediniz… Sizin bugün yürüyüş yaptığınız insan sayısı bizim yaptığımız icraatlardan daha azdı. Kimse size inanmıyor. 30 ilçeden partililer ile yürüyüş yaptınız 100‘ü geçmedi sayı ” diye konuştu.

ÜNAL: KENDİ ADAYINIZA BAKIN
Bağımsız Meclis Üyesi Hasan Ünal FETÖ tartışmaları üzerinden CHP’ye yüklenirken, “Arkadaşlar FETÖ’den bahsettiler. FETÖ arıyorsanız geçtiğimiz genel seçimlerde 1’inci sıra 1’inci bölge milletvekili adayınıza bakın. Kendi içinizde arayın FETÖ’yü. Genel Başkanınızın danışmanı Rasim Bölücek var, onu ziyaret edebilirsiniz" dedi. 

PEHLİVAN: BİZ MENEMEN'İN ÖNÜNÜ AÇTIK
Son olarak konuşan Başkan Vekili Aydın Pehlivan, Menemen'in yıllardır alamadığı hizmetleri aldığını belirtirken, "Makus talihini yenmek üzere olan Menemen’de 4 ay geriden gelen maaşlar vardı. Göreve geldiğimiz ilk andan itibaren biz 1 tane arkadaşımızı işten çıkarmadık. Onlarla çalışmaktan onur ve gurur duyduğumu söylüyorum. Göreve geldiğiniz her anda CHP’li belediyeler kendi aranızdaki devir teslimlerden sonra bile çok ciddi personel kıyımlarına geçtiniz. Tahir Bey’in yaptığı sözleşme, kim göreve gelirse gelsin belediyeyi yönetmesin diye hedefledi. Sadece o dönemde Mutlak Mutluan hakkında 1 kişi çıkıp açıklama yapmadı. Şimdi bu süreci üstlenmeye çalışıyorsunuz. Menemen'in makuz talihini yenen 16 meclis üyesine teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun. 250 milyon TL o dönemki sözleşmeden kalan bir tutar var. O dönem haksız yere işten çıkarılan kıymetli arkadaşlarımızın işe iade davaları ihbar tazminatları yaklaşık 150 milyon TL… Kim ödeyecek bu 400 milyon TL’yi? Döneminde yapmadığınız girişimlerden kaynaklı burada erkeklik yapmaya kalkmayın. Aydın Pehlivan artık doğrular ile ilgili nezaketini bozmuştur. 400 milyon TL sadece işçimizin alacağı var. Sadece Seyrek’te CHP'li belediye başkanı bin 600 dönüm yer vermiştir. Menemen'in tüm mallarının önünde haciz vardı. Biz Menemen'in önünü açtık. Biz 1,2 milyar TL'ye yakın borcu temizliyoruz. Meclis üyesi arkadaşımız enflasyon var diyor. 14 yıllık ikramiyeyi ödemedin, 14 yıllık enflasyonu hesapla vicdansız! 55 daireyi bir telefon parasına verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı? 1 telefon parasına 1 daire verdiniz! Burada konuşacaktınız o zaman! Bide buraya gelip konuşuyorsunuz. Bugüne kadar Menemen halkına veremeyeceğimiz tek bir hesabımız yok. Burada FETÖ diyorsunuz ya. Alnımız ak burdayız! Bütün arkadaşlarımıza ithamda bulunamazsınız, bundan sizi men ederiz.  Burada birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Varsa bildiğiniz burda değil hakim ve savcılar orda, gidip şikayet edersiniz. Biz sizi şikayet edeceğiz ancak! Hepinizin çoluğu çocuğu var. Burada kimin neleri olduğunu bu memleket biliyor. Menemen Belediyesi artık güçlü, kudretli, ayağı sağlam basan, masaya güçlü oturan bir belediye haline gelmiştir. Kısa sürede çok büyük hizmetlere hep birlikte imza atıyoruz. Menemen artık Paris. Er meydanı 31 Marttır. 31 Mart'ta tartıya çıkacağız" dedi.

Bornova Belediyesi Meclisi’nde AK Partili Meclis üyeleri Başkan İduğ’u Bornova’nın hakkını aramamakla eleştirirken Başkan İduğ da, “Vatandaşımız ne varsa belediyeden bekliyor. Gecenin dördünde bir vatandaş elektrik direğinin değiştirilmesi için mesaj atmış. Bu bizim yetkimizde değil. Her şeyi belediyeden bekleyen bir anlayışı doğru bulmuyorum” yanıtını verdi.

Metehan UD/EGEDESONSÖZ - Bornova Belediyesi’nin Ekim Ayı Olağan Meclis toplantısının ilk oturumu gerçekleştirildi. Belediye Meclis Salonu’nda oturumu Başkan Mustafa İduğ yönetti.

Meclisin açılışında sözlü soru önergesi veren AK Partili Meclis üyesi Adem  Kasacı, “3 yıldır birkaç tane yurt açacağınızı söylemiştiniz. Kaç tanesi açıldı. Bornova merkezdeki yurt neden açılmadı? Üniversiteler başladı. Açılan yurt varsa da kaç tane öğrenci yerleşti?” diye sordu.

BAŞKAN İDUĞ’DAN YURT MÜJDESİ
Başkan İduğ, “Yurtla ilgili çalışma sonuçlandı. Bornova’daki yurdumuz 12 Ekim’de açılmış olacak. Diğer yurdumuzun güçlendirmesi bitti. Maalesef şimdiye kadar ihalelere şirketlerin girmemesinden kaynaklı süreç uzadı. O yurdumuz da Şubat ayı içerisinde açılacak. Allah izin verirse sizler de göreceksiniz. Yurda 140 öğrenci yerleşti. Kapasitesini iki katına çıkardık. Yeni yurdumuz da bitince 700 öğrenciye hizmet vermiş olacağız” cevabını verdi.

SATIŞ KARARI KOMİSYONLARDA
Mülkiyeti Bornova Belediyesi’ne ait olan Işıklar Mahallesi’ndeki bin 284 metrekare büyüklüğündeki 11013 ada 1 parselin satışı ile ilgili önerge, Plan Bütçe, İmar, Belediye Taşınmazları ve Kent Yenileme komisyonlarına gönderildi. 1,2 emsal hakkı olan taşınmazın 10 metreye kadar  yapılaşma izni bulunuyor.

DOĞANLAR TEŞEKKÜRÜ
Dilek ve temennilerde söz alan AK Partili Meclis Üyesi Adem Kasacı, “Doğanlar'la ilgili daha önceki meclislerde de konuştuğumuz ahşap bölgeyi zabıta toplamış. Teşekkür ediyorum ama o bölge için iyi bir çalışma yapmamız gerekiyor. Güzel bir çalışma için öncü olmamız gerekiyor” dedi.  Yanıt veren Başkan İduğ da “Yeni gelen Valimizle konuştum. Yeni kaymakama da konuyu aktaracağım. Bunu bir konsey gibi ele alırsak yol kat edeceğimizi düşünüyorum. Biz hamleyi yaptık ama” dedi.

‘BAZI BÖLGELER ES GEÇİLİYOR’
AK Partili Meclis üyesi Cesim Çelik de “Kültür merkezlerinin çoğu atıl durumda ve çoğu da dökülüyor. Bu yerler taziye yeri olarak kullanabilir mi? Doğanlar’dan geçen Ankara Caddesi ile Pınarbaşını birbirine bağlayan yolun bu sene bitirirse iyi olur. Çamkule bölgesinde asfaltlama eksikliği bulunuyor. Bazı bölgeler esgeçiliyor gibi.” ifadelerini kullandı.

‘ES GEÇMİYORUZ, DİĞER KURUMLARI BEKLİYORUZ'
Belediyenin hiçbir yeri es geçmediğini belirten Başkan İduğ “Biz hiçbir yeri es geçmiyoruz. O bölgedeki diğer kurumların yapacağı çalışmalar bekleniyordur.  Asfalt üretim merkezini Bornova’nın 20 yıllık sorununu ortadan kaldırmak için yaptık. Her geçen yıl daha fazla yol alacağız. Koordineli bir şekilde yapıyoruz.” diye konuştu.

‘BORNOVA ÜVEY EVLAT MI?’
Söz alan AK Partili Meclis üyesi Fatih Taştan da, “Bornova Büyükşehir'in nezdinde üvey evlat mı? Ben her bütçe döneminde İzmir Büyükşehir’de ‘Bornova üvey evlat mı?’ diye soruyorum. ‘Diğer ilçelere yapılan yardımlar neden Bornova’ya yapılmıyor’ diye soruyorum. Ama siz ses çıkarmıyorsunuz. Neden hakkımızı aramıyorsunuz? Ben muhalefetim ama siz orada iktidarsınız. Çıkıp hakkınızı arayın. Başka başkanlar her mecliste ekstra bir şeyler istiyor ilçesi için. Muhalefet etmek için söylemiyorum. Telefonum belediye şikayetleri ile dolu.” dedi.

‘HER ŞEY BELEDİYEDEN BEKLENİYOR’
Cevap veren Başkan İduğ “İlçenin ve büyükşehirin sorumlulukları Bütünşehir Yasası ile düzeltilmeli. Ben bütün sorumluluğu almaya hazırım. Ama buna ne bütçe yeter ne de karşılık alabiliriz. Vatandaşımız ne varsa belediyeden bekliyor. Gecenin dördünde bir vatandaş elektirik direğinin değiştirilmesi için mesaj atmış. Bu bizim yetkimizde değil. Her şeyi belediyeden bekleyen bir anlayışı doğru bulmuyorum. Vatandaşın bu konuda bilinçlendirilmesi için her türlü desteğe ihtiyacım var. Büyükşehir her ilçeye yetişemez.” diye konuştu.

‘BÜYÜKŞEHİR’DEN İSTENİRSE ALINIR’
Tekrar söz alan AK Partili Taştan da “Büyükşehir’den bir talebiniz oldu da belediye başkanı ‘hayır’ mı dedi ki. Diğer başkanlar ne talep ettiler de almadılar. Büyükşehir’in bütçesi iştirakler hariç 50 milyar TL. Yetişilemeyen şey nedir? İstenirse alınır.  Öncelik Beydağ dağ yolları mı Kazım Dirik Caddesi mi? Evet elektrik direği bizim işimiz değil ama bamya, kitap günleri, dama bizim işimiz mi? Ama bu kentin tanıtımına katkı di mi? Bunun için yanlış demiyoruz. O elektrik direği de bunların bir çoğundan belediyenin işi, yetkisinde olmasa da. Artık Bornova tercih edilmiyor. Bunun kent estetiği ve yaşam kalitesi ile alakası var. Bizim bunları bir an önce artırmamız lazım” dedi. 

'YARDIMCI OLUYORUZ AMA'
Başkan İduğ son olarak “Biz bize gelen tüm talepleri yönlendirek yardımcı oluyoruz ama vatandaşın bu konuda bilinçlendirilmesi lazım” dedi.

Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın yaptığı girişimler sonucunda Lodos Elektrik Şirketi’nin Yaylaköy’de yaptığı zeytin kesimi şimdilik durdu. Sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Başkan Erdoğan “Yarımada’nın çığlığı duyuldu! Zeytine, keçiye, arıya yenildiler!” dedi.  

EGEDESONSÖZ- Özel Çevre Koruma Bölgesi olmasına karşın ilçe sınırlarının yüzde 80’ini enerji şirketlerine açılan Karaburun’daki zeytin katliamı şimdilik durdu.

Tarım ve Orman Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) çelişkili raporlarına rağmen Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan aldığı izinle Karaburun’daki rüzgar enerji santrallerinin yanı başına güneş enerji santrali dikmek isteyen Alto Holding Grubu’na ait Lodos Enerji Şirketi’nin başlattığı zeytin kesimi engellendi. 

Sosyal medya hesaplarından açıklama yapan Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürü Ömür Özdil ile yaptığı görüşme sonucu Yaylaköy’deki zeytinlik alanda devam eden kesimlerin durdurulduğunu belirtti. 

Başkan Erdoğan’ın paylaşımı şu şekilde: 

Yarımada’nın Çığlığı Duyuldu

Zeytine, Keçiye, Arıya YENİLDİLER! 

Dün itibarıyla Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir İl Müdürü Sayın Ömür Özdil ile yaptığım görüşmeler ve sunduğumuz resmi evraklar üzerine; kendisinin, Tarım ve Orman İzmir İl Müdürü Sayın Mustafa Şahin ile yaptığı görüşmeler sonucu, bugün Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından, firmaca Yaylaköy’deki zeytinlik alandaki talanın sürdürülmesi girişimleri durdurulmuştur. 

Bu durdurmanın kalıcı olması, tüm Yarımadamızın, Karaburun Halkımızın temennisidir. Konuya ilgisi ve hassasiyeti için hem Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürümüze hem de Tarım Orman İzmir İl Müdürümüze Karaburun Halkımız adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. 

Bürokratlarımızın her türlü siyasi saikin üzerinde bu örnek hassasiyeti, umarız ki, ‘bir incir ağacı kesilmediği halde’ kesildi’ diyerek belediyemize karşı siyasi linç kampanyası sürdüren klavye çevrecilerine de ders olur!

Gerçekten Yaylaköy’de BİN ZEYTİN köklenirken, hassasiyetlerini göstermekten imtina eden ve başından ayrılamadıkları klavyede tek tuşa dahi basamayanlar, neredeydiniz? 

Bu aymazlığınızla, zeytinyağı olsanız artık üste çıkamazsınız! 

Yanımızda olan tüm kurumlara, kişilere; çığlığımıza ses olan gazeteci- basın emekçisi dostlarımıza ayrıca teşekkür ederiz.
#Yarımada

CHP’den ihraç edilmesinin ardından Memleket Partisi’ne katılan Menemen eski belediye başkanı Tahir Şahin, yuvaya geri döndü. Şahin’in rozetini Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu taktı.

EGEDESONSÖZ- Menemen’de 4 dönem belediye başkanlığı yapan ve 2019 yerel seçimlerinde partisinin adayı Serdar Aksoy’a yönelik eleştirileri nedeniyle partisinden ihraç edilen Tahir Şahin, Memleket Partisi’ne katılmıştı.

Yeniden belediye başkan adayı olmak için uzun süredir çalışma yürüten Tahir Şahin, Memleket Partisi ile ilişkisini keserek rotayı eski partisine kırmıştı.

Parti Meclisi kararı ile yuvaya dönen Tahir Şhain için bugün parti genel merkezinde rozet takma töreni gerçekleştirildi. Şahin’in rozetini ise bizzat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu taktı. Sosyal medya hesabından fotoğraf paylaşan Şahin, açıklama bölümünde “Teşekkürler Sayın Genel Başkan’ım” yazdı.

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun seçildiği il kongresinde kurultay delegesi yazılmayan kadın belediye başkanlarının durumu genel merkezin gündemine taşındı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun üç belediye başkanıyla konuşarak, “sizin durumunuzu biliyorum, yakından takip ediyorum” dediği öğrenildi.

EGEDESONSÖZ- Yerel seçim öncesinde kongre takviminin işlediği Cumhuriyet Halk Partisi’nde gözler hafta sonu İstanbul’da gerçekleştirilecek il kongresine çevrildi.  Partinin aynı zamanda büyük kurultay sürecini de yürüttüğü şu günlerde genel başkan adayları ardı ardına açıklamalar yaparken il kongreleri de 5-6 Kasım tarihine kadar tamamlanmış olacak.

CHP’nin en güçlü olduğu yerlerin başında gelen İzmir’de mevcut il başkanı Şenol Aslanoğlu kongrede yeniden göreve gelirken kurultayda oy kullanacak 55 kurultay delegesi de seçilmişti. Parti içinde zaman zaman tartışmalara da neden olan liste ve kurultay delegelerinin yapısı genel merkezin gündemine geldi.

Aslanoğlu’nun yeniden seçildiği kongrede kadın belediye başkanlarından hiçbirisi kurultay delegesi yazılmamıştı. Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan ve Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Şengel’in kadın kotası ya da belediye başkanı kontenjanından listeye girememesi CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na aktarıldı.

Kılıçdaroğlu’nun kadın belediye başkanlarını arayarak durumlarını sorduğu öğrenildi. Onlardan bilgi alan ve çalışmalar hakkında da sorular soran Kılıçdaroğlu’nun, “sizin durumunuzu biliyorum, yakından takip ediyorum” dediği öğrenildi.

Yerel seçim öncesinde belediyeleri, yapılan projeler ve çalışmalar hakkında da sorular soran Kılıçdaroğlu’nun telefonu belediye başkanlarını memnun ederken “kurultay delegesi yazılmamanın” adaylık sürecine etki edip etmeyeceği konusunda da görüş alışverişinde bulundukları öğrenildi. 

Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya ve CHP İlçe Örgütü Ankara'da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. 

EGEDESONSÖZ- Ankara'da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup toplantısına katılan Balçova Belediye Başkanı Fatma Çalkaya ve CHP İlçe Örgütü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Balçovalı Kadınların el emekleri ile yaptığı Atatürk Tablosu CHP Lideri'ne hediye edilirken Başkan Çalkaya gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi verdi. 

Ziyarete dair sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Başkan Çalkaya, "Bugün TBMM’de Partimizin Grup toplantısına katıldıktan sonra Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettik. Cumhuriyetimizin 100. yılında Balçovalı Kadınların el emekleri ile yaptığı Atatürk Tablosunu Genel Başkanımıza armağan edip, sürdürdüğümüz hizmetlerle ilgili bilgiler sunduk. 

Genel Başkanımız’ın Grup Toplantısındaki konuşmasında da vurgulayarak ifade ettiği; “Eğitim hizmetleri ve çocuklarımızın ihtiyaçları” konusunda Belediyemizin yaptığı çalışmaları olumlu bulduğunu, Eğitimde Adalet İlkemizi kararlılıkla devam ettirmemiz gerektiğini belirtti" ifadelerini kullandı. 

CHP Menemen İlçe Örgütü, Menemen Belediyesi tarafından satışa çıkarılan taşınmazlar için Belediye kapısı önünde eylem düzenledi. CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, yerel seçimleri hatırlatarak, “Nasıl ki bu göreve bir hak gaspıyla gelindiyse şimdi de sanki babasının malını satmak istiyorlar. Buna dur demek için buradayız. Bu mücadeleyi mecliste de sürdürmek için buradan söz veriyorum. Bu hesaplar belki yarına kalır ama kimsenin yanına kalmaz. Bu hesabı Menemenliler 31 Mart 2024’te sandıkta göreceklerdir” dedi.

Geçtiğimiz yıldan beri taşınmaz satışlarıyla gündemden düşmeyen Menemen Belediyesi, 65 taşınmazı daha satışa çıkardı. AK Partili Belediye Başkanvekili Pehlivan’ın satışlarına CHP Menemen İlçe Örgütü tepki göstermek için yürüyüş gerçekleştirdi.

Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen topluluk Menemen Belediyesi önüne, “Halkın malını sattırmayacağız” sloganlarıyla yürüdü.

Yürüyüşe CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, CHP Menemen önceki dönem İlçe Başkanı Ömer Güney, CHP Çiğli ilçe örgütü, STK’lar ve çok sayıda Menemenli katılım sağladı.

“HESAP SANDIKTA”
2023 yerel seçimleri hatırlatan CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, “Menemen halkının sandıktan çıkan iradesini gasp edenler bugün burada Menemen halkının taşınmazlarını da gasp etmek istiyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Menemenlilerle birlikte mücadele edeceğiz. Nasıl ki bu göreve bir hak gaspıyla gelindiyse şimdi de sanki babasının malını satmak istiyorlar. Buna dur demek için buradayız. Bu mücadeleyi mecliste de sürdürmek için buradan söz veriyorum. Bu hesaplar belki yarına kalır ama kimsenin yanına kalmaz. Bu hesabı Menemenliler 31 Mart 2024’te sandıkta göreceklerdir. Buna inanıyoruz” dedi.

“BELEDİYE KAPISINA DAYANADIK”
Belediye binası önünde basın açıklamasını okuyan CHP Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey, “Defalarca uyarmamıza rağmen bizlere kulak tıkadılar, son çare arazileri korumak için belediyenin kapısına dayandık. AKP’li Menemen Belediyesi Başkan Vekili Aydın Pehlivan, göreve geldiği günden beri arazi satışlarıyla İzmir gündeminden düşmedi. Menemen’in geleceği satılmasın diye defalarca uyarmamıza rağmen bizlere kulak tıkadılar. Son çare olarak arazilerimizi korumak için belediye kapısına dayandık. Buradan AKP’li yöneticilere sesleniyoruz; Bu araziler sizlerin olsaydı, parsel parsel satar mıydınız? Elinizi derhal Menemen’den çekin. Menemen’in geleceğini yandaş sanatçılara, plastik süslere ve asfalta yatıran AKP’li yöneticilerin saltanatı bitecek. Sattığınız her karış toprağın hesabını sandıkta soracağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Menemenli vatandaşlara seslenen Özbey, “Sizleri açlığa, sefalete mahkum eden israfçıların biletini sandıkta kesin! İhaleye girecek olan kişileri uyarıyoruz; yanlış hesap Bağdat’tan döner” diye konuştu.

AK Parti İzmir'de yerel seçim hazırlıkları hız kesmeden sürerken, belediye başkan adayları içinde kulisler hareketlenmiş durumda... Geçmişte milletvekilliği görevlerinde bulunan ve üniversitelerdeki son dönemlerini yaşayan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ile Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın Cumhur İttifakı için büyükşehir belediye başkan adaylığı gündeme geldi.

EGEDESONSÖZ- 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta gerçekleştirilen genel seçimler sonrası gözler yerel seçimlere çevrilmiş durumda…

Genel seçimlerdeki başarıyı yerel seçimlerle taçlandırmak isteyen AK Parti’de ise birincil hedef CHP’nin elinde bulunan 11 büyükşehir belediyesini kazanmak…

Millet İttifakı’nın dağılması ve muhalefet partilerinin müstakil olarak seçime girme kararı alması sonrası AK Parti’de adaylık hareketliliğini de arttırmış durumda…

Kurulduğu 2002 yılından buyan İzmir’de yerel yönetim seçimlerinde hep muhalefette kalan AK Parti’de ise çok sayıda ismin adaylığı konuşuluyor. AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı için Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu isimleri kulisler yansımış durumda…

İKİ REKTÖRÜN İSMİ GÜNDEME GELDİ
Daha önce isimleri milletvekilliği içinde sıkça anılan ve geçmişte genel başkan yardımcılığı görevinde de bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar ile AK Parti’de bir dönem milletvekilliği yapan Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak’ın büyükşehir belediye başkan adaylığı noktasında isimleri gündeme geldi.

BUDAK İSTEKLİ, HOTAR ÇEKİMSER
İki dönemdir rektörlük görevlerini yapmaları sebebiyle son dönemlerini yaşayan iki rektörden Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak’ın belediye başkanlığı adaylığı için daha istekli olduğu aktarıldı. DEÜ Rektörü Hotar’ın ise rektörlük görevinde kalmak istediği ve adaylığa çekimser baktığı ancak görev verilmesi durumunda adaylığı reddetmeyeceği bildirildi.

Menemen’de belediye başkanlığı görevinde iken hurda operasyonunda tutuklanıp hapis yatan ve görevden alınan Serdar Aksoy’un CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’a yönelik dile getirdiği iddialara ilişkin olarak Özkan cephesinden yalanlama geldi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özkan, Aksoy hakkında şikayetçi olduğunu ve dava açacağını duyurdu.

EGEDESONSÖZ- Menemen Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Serdar Aksoy'un bir TV kanalında çarpıcı iddialar gündeme getirdi..

Aksoy, Necip Hablemitoğlu suikastinin azmettirici olduğu suçlamasıyla yargılanan eski asker ve avukat Levent Göktaş ile CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan arasındaki ilişkiden Koç Holding'e ait Yapı Kredi Bankası'nın bir yönetim kurulu üyesi ve CHP'de siyasetin finansmanına uzanan bazı iddialarda bulunmuştu.

ÖZKAN: KİMLERLE, NE PAZARLIK YAPTIĞINI AD AD ANLATACAK
İddialara ise CHP’li Özkan’dan sert yanıt geldi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Özkan, Aksoy’un iddialarını yalanladı ve Serdar Aksoy hakkında dava açacağını kaydetti.

Özkan’ın açıklaması şöyle:

“Hırsızlıktan dolayı partimizden atılan ve Menemen Belediye Başkanlığı’n dan uzaklaştırılan Serdar Aksoy’un iftiralarının tamamı yalandır.

İstinaf mahkemesi hırsızlıktan aldığı cezasının arttırılması için nitelikli zimmet suçunun araştırılmasını istemiştir. Beraat ettiği beyanı da yalandır.

Bu dolandırıcıyı ve iftiralarını bana sormadan haber yapanlara acıyorum. Kınıyorum.

Aksoy’u hayatımda iki kez gördüm ve hiç bir zaman baş başa görüşmedim. Biri başkanlık kulisi için odama Deniz Demir ve Hasan Ünal ile geldiğinde, diğeri de makamında çok kalabalık bir toplulukla. Kendisini hiç kimse ile tanıştırmadım ve hiç bir görüşmede yanında bulunmadım. Hangi milletvekillerini kolladığı, kimlerle nerelere gittiği, kimlerin isteğiyle bana iftira ettiğini de sonunda itiraf edecektir. Seyrek’in yağması için hangi milletvekilleriyle haritacıların ofisinde Ankara’da Çukurambar toplantısını, İzmir’de Bayraklı toplantısını yaptığını, kimlerle pazarlık ettiğini ad ad anlatacaktır. Bu gün itibariyle avukatlarım davalarımızı açmıştır.

HTS kayıtları kimlerle ne haltları yediğini ortaya çıkartacaktır. Adımı böylesine iğrenç bir iftiracının ağzına düşüren alçaklarla da her zeminde hesaplaşacağım.

Seyrek’ten kimlerin arazi aldığını araştırıp açıklayacağım. Hayatımda bir kez gitmediğim, görmediğim altı tarihi eser, üstü doğal sit olan bu alanın satışını AKP belediyesi yaptı. Arazileri kime sattı? 4 milyar lirayı kimler kazandı? Bu alanı yağmalatanlar kimler araştırıp tek tek ortaya koyacağım. Hangi partiden olduğuna bakmaksızın… Halkıma söz veriyorum”

AKSOY NE DEMİŞTİ?

KREDİ İÇİN GÖRÜŞTÜRÜLDÜ
Göreve geldiğinde mali sıkıntı yüzünden belediye çalışanlarının maaşını ödeyemeyince kredi arayışına girdiğini anlatan Aksoy, sonradan CHP milletvekili seçilen bir arkadaşıyla Ankara'da Koç Kuleleri olarak tabir edilen binada Yapı Kredi Bankası'nın bir yönetim kurulu üyesiyle görüşme yaptığını söyledi. Bu kişinin kendisine "Biz buna bakacağız ama siz Levent Bey (Göktaş) ile görüştünüz mü?" diye sorduğunu ve ardından bu kişi tarafından aynı binada birkaç kat aşağı indirilip çok sıkı korunan Göktaş'ın hukuk bürosuna götürüldüklerini söyledi.

'İSTEKLERİNİ YERİNE GETİR’
Aksoy, burada Göktaş'ın kendisine "Tuncay Özkan senden bir takım taleplerde bulunur, sen de artık bunu bir şekilde halledersin" dediğini iddia etti. Kendisinin de ne taleple gelineceğini bilmediği için "Tamam görüşürüz" dediğini aktaran Aksoy, bunun ardından o dönem CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Özkan ile yine o dönem TBMM Grup Başkanvekili olan Engin Özkoç'un birlikte belediyeye geldiğini söyledi.

CEP TELEFONLARINI KAPATARAK GÖRÜŞTÜK
İki ismin kendisinden makam odası dışında ve cep telefonlarını kapatarak bir görüşme yapmak istediğini aktaran Aksoy, bu görüşmede Özkan'ın Seyrek'te 1,5 milyon metrekareyi bulan belediye arazileri için çıkmayı düşündüğü ihaleyi, ayrıca AND isimli asansör firmasıyla ilçedeki asansörlerin bakım ve denetimi için anlaşmalarını ve Güneşim Medya ile çalışma yapmasını istediğini iddia etti. Aksoy, bu talepleri yerine getirmediğini de vurguladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, bir kısmı Spil Dağı Milli Parkı sınırlarında kalan rüzgar enerji santrali için ÇED süreci başlattığını duyurdu. Bakanlık yakın zamanda Spil Dağı’nda 3 taş ocağı için daha ÇED süreci başlattığını açıklamıştı.

Metehan UD/EGEDESONSÖZ – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İzmir-Manisa sınırında açılmak istenen rüzgar enerji santrali ile çevresel etki değerlendirme süreci başlattığını duyurdu.

MBD İnşaat Sanayi ve Ticaret Şirketi’nin başvuru tanıtım dosyasına göre şirket İzmir’in Kemalpaşa ilçesi ile Manisa’nın Yunusemre ilçelerinde kalan alana 8 adet türbin ve depolama tesisi kurmayı planlıyor.

48 MWm gücünde santral için şirketin 1 milyar 860 milyon 768 bin TL’lik yatırım yapacak. bütçe ayırdı. Türbin alanları İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’na göre ormanlık alana ve tarım arazisinde kalıyor.

Proje tanıtım dosyasındaki bilgilere göre türbinlerin iki tanesi Spil Dağı Tabiat Parkı sınırlarında kalıyor.

Mitoloji, flora ve tarih bakımından zengin olan Spil Dağı Milli Parkı aynı zamanda yılkı atlarının da yaşam alanı.

3 TAŞ OCAĞINA ÖN İZİN
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Spil Dağı sınırlarındaki Kemalpaşa’nın Damlacık, Beşpınar ve Sütçüler köylerinde 3 kalker ocağı açılması ile ilgili ÇED süreci başlatmıştı

İzmir'im Konak ilçesindeki bir otoparkta Selami Arslan'ı (33) öldürdüğü suçlamasıyla aranan Soykan Aydemir (30), 40 gün sonra yakalandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Aydemir tutuklandı.

Olay, 24 Ağustos saat 06.30 sıralarında 1471 Sokak’ta bulunan otoparkta meydana geldi. Otoparkın önünde silahlı saldırıya uğrayan Selami Arslan, çevredekiler tarafından Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi'ne getirildi. Selami Arslan, doktorların tüm müdahalesine rağmen hayatını kaybetti. Olayla ilgili inceleme başlatan polis ekipleri, otoparkta 7 adet boş kovan ve bir otomobilin sol arka kapısına mermi isabet ettiğini belirledi.

O ANLAR KAMERADA
Tabancayla gerçekleştirilen saldırı anı ise otoparkın güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde; Arslan'ın otomobiliyle otoparka geldiği, daha sonra husumetlisi Soykan Aydemir ile aralarında başlayan tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Aydemir'in tabancayla Arslan'a ateş açtığı görülüyor.

ŞÜPHELİ TESPİT EDİLDİ
Ekiplerin incelemesinde cinayet şüphelisinin Soykan Aydemir, olduğu tespit edildi. Olayın yaşandığı gün, şüpheli Aydemir ile hayatını kaybeden Selami Arslan'ın kardeşi B.A. arasında 'Silahla kasten yaralama' suçundan açılan davanın duruşması olduğu, bu nedeniyle taraflar arasında husumet bulunduğu öğrenildi. Olay yerinden kaçan cinayet şüphelisi Aydemir'in yakalanması için çalışma başlatıldı. Şüpheli Aydemir'in yerini belirleyen Cinayet Büro dedektifleri, dün operasyon düzenledi. Gözaltına alınan Aydemir, emniyetteki işlemlerinin ardından bugün adliyeye sevk edildi.

TUTUKLANDI
Selami Arslan'ı öldürdüğü suçlamasıyla 40 gün sonra yakalanıp, gözaltına alınan Soykan Aydemir (30), işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı. (DHA)

İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde düzenlenen uyuşturucu operasyonunda, 401 bin 260 sentetik ecza hap ele geçirildi.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, ilçede durdurulan bir kamyonda arama yaptı.

Aramada, 401 bin 260 sentetik ecza hap ele geçirildi.

Gözaltına alınan şüpheli, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. (AA)

İzmir'de FETÖ/PDY'ye yönelik düzenlenen operasyonda aralarında örgütün güncel sözde Karşıyaka İl Bayan Öğrenci Yapılanması'nda aktif olarak faaliyet yürüten şüphelilerin de olduğu 19 şüpheli, gözaltına alındı.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nca başlatılan soruşturma kapsamında; haklarında yakalama kararı bulunan FETÖ/PDY mensubu 15 şüphelinin yakalanmamak için tedbir uygulayarak, gizlilik içerisinde barındıkları tespit edildi. Ayrıca örgütün güncel sözde Karşıyaka İl Bayan Öğrenci Yapılanması'nda aktif olarak faaliyet yürüten 8 şüpheli de belirlendi. Toplam 23 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Harekete geçen ekipler, sabah saatlerinde belirlenen adreslere baskın yaptı. 19 şüpheli gözaltına alınırken, adresteki çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyale el konuldu. Diğer şüphelilerin yakalanması için çalışmalar sürüyor. (DHA)

İzmir'de sokakta tartıştığı eski sevgilisi Elvin Özütaştan'ı (42) tabanca ile öldürüp, yanındaki erkek arkadaşı Fehmi Kaan Berberoğlu'nu (46) da ağır yaralayıp, kaçan polis memuru Adnan Erman Özbek (41), evinde yaşamına son verdi.

Olay, dün saat 20.30 sıralarında Konak ilçesi Göztepe Mahallesi 100/1 Sokak'ta meydana geldi. Konak İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde polis memuru Adnan Erman Özbek, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Soma Meslek Yüksek Okulu'nda (MYO) Öğretim Görevlisi olan Elvin Özütaştan ve erkek arkadaşı Fehmi Kaan Berberoğlu ile sokakta karşılaştı. Özbek, iddiaya göre; bir süre birlikte olduğu Özütaştan ve Berberoğlu ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi ile Özbek, beylik tabancasını çıkartıp, peş peşe ateşledi. Özütaştan ile Berberoğlu vücudunun birçok yerine isabet eden mermilerle yere yığıldı. Özbek ise olay yerinden kaçtı.

HASTANEDE HAYATINI KAYBETTİ
Çevredekiler, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi'ne bildirdi. Sağlık ekipleri, Berberoğlu'nu Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, Özütaştan ise İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdü. Özütaştan, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Eski milli yüzücü olduğu belirtilen ve saldırı sırasında beli, sırtı ve 2'si sağ, 3'ü de sol omzuna olmak üzere toplam 7 kurşunla yaralanan Berberoğlu'nun ise hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

BABASINDAN YARDIM İSTEMİŞ
Meslektaşları tarafından aranan polis memuru Özbek ise bugün Güzelbahçe'deki evinde başına dayadığı tabancasıyla intihar etti. Özbek'in yaşadığı gönül ilişkisini anlattığı bir de intihar mektubu bıraktığı öğrenildi.

Öte yandan yaşadığı Konya'dan İzmir'e gelen Derviş Özütaştan (71), "Kızımın 2 çocuğu vardı. Adnan Erman Özbek, rahatsız ediyordu. Benim de son zamanlarda haberim oldu. Olaydan kısa süre önce kızımın otomobilin arkasına, kendi otomobilini park etmiş. 'Seni kurşun yağmuruna tutacağım' demiş. Olaydan birkaç saat önce beni aradı. 'Baba, hayati tehlikem var' dedi. Bunun üzerinde Konya'dan yola çıktım. Sonra kötü haberi aldık" diye konuştu.(DHA)

Muğla'nın Seydikemer ilçesinde refüje çarpan otomobilin sürücüsü hayatını kaybetti.

Nevzat Bakırcı idaresindeki 48 H 3050 plakalı otomobil, Fethiye-Antalya karayolu Zorlar mevkisinde refüje çarparak devrildi. Çarpmanın etkisiyle ters dönen otomobil bir süre sürüklenerek durabildi.

İhbar üzerine kaza yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi.

Bakırcı'nın kaza yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi.

Sürücünün cenazesi, yapılan incelemelerin ardından morga kaldırıldı.(AA)

Aydın'ın kendisini 'ekonomist-broker' olarak tanıtıp farklı meslek gruplarından 40 kişiyi yaklaşık 30 milyon TL dolandırdığı iddiasıyla tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra 135 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakkında dava açılan Safiye Gökçe Yüce (43) 81 yıl hapis ile 394 bin 300 TL para cezasına çarptırıldı, eşi Oğuzhan Yüce'nin (48) beraatine karar verildi.

 Adana'da yaşayan Safiye Gökçe Yüce, yaklaşık 6 yıl önce eşi Oğuzhan Yüce'nin bir jeotermal enerji santralinde elektrik mühendisi olarak göreve başlaması üzerine Aydın'a taşındı. Burada eşiyle birlikte taşeron şirket kuran Safiye Gökçe Yüce, JES şirketlerine işçi bulmaya başladı. Bu sırada Aydın Devlet Hastanesi'ne sağlık kontrolüne giden Safiye Gökçe Yüce, iddiaya göre tanıştığı bir doktora kendisini, 'ekonomist-broker' olarak tanıttı. Doktora yatırımını kripto para birimi Bitcoin'e yapmasını söyledi. İkna olan doktordan adına Bitcoin almak üzere para aldı. Bir süre sonra kar payı verdiği doktora, kendisine yeni müşteriler bulmasını, bunun üzerinden de kar payı ödeyeceğini vadetti. Böylelikle saadet zinciri benzeri bir yapı oluşturan Yüce, kısa sürede hemşireden, polise kadar çok sayıda meslek grubundan 40 kişiye ulaştı.

TELEFONLARI AÇMAYINCA DOLANDIRILDIKLARINI ANLADILAR
Safiye Gökçe Yüce, Bitcoin almak için para topladığı bu kişilere 2 yıl boyunca kar payı ödedi. Para aldığı kişilere, kurdukları şirketin arkasında JES firması bulunduğunu, yeğeninin ise Milli İstihbarat Teşkilatı'nda (MİT) görevli olduğunu söyleyen Yüce, 23 Ağustos 2019 tarihinde ortadan kayboldu. Safiye Gökçe Yüce'nin, telefonlarını açmaması üzerine dolandırıldıklarını anlayan mağdurlardan 27'si, avukatları aracılığıyla Aydın Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Şikayetler üzerine başlatılan soruşturma kapsamında Safiye Gökçe Yüce'nin hesapları incelemeye alındı. Kripto para hesaplarında toplam 8 bin 300 Bitcoin olduğu ve bu sayının giderek arttığı belirlendi. Mağdurların 'Bitcoin Safiye' adını taktığı Safiye Gökçe Yüce'nin birlikte hareket ettiği kişilerle web sitesi kurduğu, buradan da bazı kişileri ağına düşürdüğü, bir süre sonra da siteyi kapatıp, ortadan kaybolduğu anlaşıldı. Safiye Gökçe Yüce'nin Aydın'da 40 kişiyi yaklaşık 30 milyon TL dolandırdığı belirlendi.

OTOYOL GİŞELERİNDE YAKALANDI
Safiye Gökçe Yüce her yerde aranırken bir ihbar, Bursa polisini harekete geçirdi. İhbar üzerine Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Gebze-Orhangazi-İzmir kara yolu Bursa gişelerinde 8 Kasım 2019 saat 03.00 sıralarında araçla giriş yapan Safiye Gökçe Yüce´yi, durdurup, gözaltına aldı. İşlemlerinin ardından Aydın'a getirilen Yüce, tutuklandı. Yüce 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra 10 Mart 2020'de yurt dışına çıkış yasağı konularak elektronik kelepçeyle serbest bırakıldı. 1 yıl sonra elektronik kelepçe çıkarıldı.

Safiye Gökçe Yüce ve eşi Oğuzhan Yüce hakkında dolandırıcılık suçundan 27 kez ayrı ayrı 1 yıldan 5 yıla kadar toplam 135'er yıl hapis cezası istemiyle Aydın 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

HER MAĞDUR İÇİN 3 ER YIL CEZA VERİLDİ
Safiye Gökçe Yüce ve eşi Oğuzhan Yüce'nin Aydın 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün karar duruşması görüldü. Safiye Gökçe Yüce  ile eşi Oğuzhan Yüce Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Salonda sanık avukatları ve Yüce'nin avukatları hazır bulundu. Yüce, son savunmasında, "Herkes neyin ne olduğunu biliyordu. Suç işleme kaydıyla hareket etmedim. Beraatimi talep ediyorum" dedi.

Mahkeme Safiye Gökçe Yüce'ye 27 mağdurun her biri için 3'er yıl olmak üzere toplamda 81 yıl hapis cezası ile 394 bin 300 TL para cezasına çarptırırken, eşi Oğuzhan Yüce'nin ise beraatine karar verdi.(DHA)

Ödemiş'te hayat durdu!

İzmir-Halkapınar Aktarma Merkezi'nde bulunan İZBAN istasyonunda yürüyen merdiven çöktü. Olayda çok sayıda kişinin yaralandığı öğrenildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan açıklamada merdivenin sorumluluğunun İZBAN'da olduğu ifade edildi. 

EGEDESONSÖZ - İzmir’de ulaşımın can damarlarından İZBAN'ın Halkapınar durağında geçtiğimiz günlerde yaşanan ve 7 kişinin yaralandığı merdiven çökme olayı yeniden yaşandı.

Saat 8.45 sularında metro istasyonunda yürüyen merdiven çöktü. Sağlık ekipleri olay yerine sevk edilirken yaralılar hastaneye kaldırıldı.

Konuyla ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada önceki gün arızalanan yürüyen merdivenin şeritle kapatıldığı ancak vatandaşların şeriti kaldırarak merdiveni kullanmak isteyen 4 yolcunun basamakların geri kaymasıyla yaralandığı ifade edildi. Açıklamada ayrıca arıza tespit ve onarım süreci devam eden merdivenin sorumluluğunun İZBAN'da olduğu ifade edildi. 

Açıklama şu şekilde:

30 Eylül 2023 Cumartesi günü, Halkapınar İZBAN İstasyonu’nda bulunan yürüyen merdiven, üzerinde vatandaşlar bulunduğu sırada arızalanmıştır. Merdivenin geri kayması sonucu 6 yolcu hafif yaralanmıştır. Yaralılar, sevk edildikleri hastanede ayakta tedavi gördükten sonra taburcu edilmiştir. Merdiven, arıza tespiti ve onarım için devreden çıkarılmış; çevresi de şeritle kapatılmıştır. 

Bugün, şeriti açarak merdiveni kullanmak isteyen 4 yolcu, yine basamakların geri kaymasıyla düşmüştür. Yaralanmadıkları bildirilen vatandaşlar istasyondan ayrılmıştır. 
 
Arıza tespit ve onarım süreci devam eden merdivenin sorumluluğu İZBAN A.Ş. yönetimindedir. 

Ancak bazı basın ve yayın organlarında, merdivenin, İzmir Metro Halkapınar İstasyonu’nda olduğu bilgisi yer almıştır. 

Bu yanlışı düzeltir; haber yazım süreçlerinizde doğru bilgi akışına her zaman hazır olduğumuzu hatırlatırız. 

Kıymetli basın mensuplarının bilgisine saygılarımızla arz ederiz.

İZBAN'DAN AÇIKLAMA
Merdiven kazasıyla ilgili açıklama yapan İZBAN vatandaşlara bakım ve arıza nedeniyle önleri bariyerle kapatılan merdivenleri kullanmama çağrısında bulundu. 

Açıklama şu şekilde:

Halkapınar İstasyonu’nda teknik incelemeye alınan yürüyen merdivenin önündeki bariyeri açarak çıkmaya çalışan yolcularımızın dengelerini yitirmeleri nedeniyle üzücü bir olay yaşandı.

Önlem amaçlı kontrolleri sağlık ekipleri tarafından istasyonda yapılan ve hastaneye sevklerine gerek duyulmayan yolcularımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz.

Yürüyen merdivenlerimiz, yolcu güvenliği ve konforunu sağlamak amacıyla periyodik olarak kontrol edilmekte ve bakıma alınmaktadır. Halkapınar İstasyonu’ndaki dahil hiçbir merdivenimizde “göçme” veya “çökme” gibi durumlar yaşanmamıştır.

Aşırı yüklenme nedeniyle oluşabilecek etkilenmeleri engellemek amacıyla yürüyen merdiven kullanım kurallarına uyulmasını, bakım ve arıza nedeniyle önleri bariyerle kapatılan merdivenlerin ise kullanılmamasını önemle belirtiriz.

 

Rezerv alandan konut satışı ile ilgili konuşan İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan, AK Parti Genel Başkanvekili ve İzmir eski Milletvekili Binali Yıldırım tarafından kendilerine verilen sözleri hatırlatarak, “İçişleri Bakanlığı ve Jandarma personelinin oradan lojman isteği olduğu, doktorların orada lojman istediği ve bu konuda çalışma yapıldığı bilgisini alıyoruz. Rezerv alan diye belirttiğimiz bölgede İzmir depremzedeleri haricinde kimseye verilmesi taraftarı değiliz. Kendimizi zincirleriz, gerekirse orada yatıp kalkarız ancak kimseyi oraya sokmayız” dedi.

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir’de 30 Ekim 2020’deki 6,9’luk Samos depremin ardından 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Kapsamında Bayraklı’da rezerv yapı alanı belirlenmişti.

Ağır hasarlı ve evi yıkılan vatandaşlara bölgeden konut satışı yapılırken, orta ve az hasarlı birçok depremzede rezerv alanda fazla kalan konutların kendilerine verileceği söylenmişti. Gelinen süreçte ise 8’inci etap 2’nci bölümde 250 konut Spor Bakanlığı’na satılarak KYK yurdu yapıldığının ortaya çıkması sonrası ise depremzedelerden sürece sert tepki geldi.

İzmir Depremzedeleri Derneği Kurucu Başkanı ve rezerv alan sürecini yöneten Haydar Özkan, yaşanan süreç hakkında açıklamalarda bulundu.

YANLIŞTAN DÖNÜLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ
Ankara'daki görüşmeleri belirten ve verilen sözleri hatırlatan Özkan, “Biz rezerv alan görüşmelerini bizzat ben yürütmüştüm. Süreç içinde birçok kez Ankara’ya giderek gerek son Başbakanımız Binali Yıldırım, gerek AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ile bir araya gelmiştik. Bize son başbakanımızın bizzat sözü vardı. Ankara’da AK Parti Genel Merkezi’ne gittiğimizde makam odasında Sayın Yıldırım ile bir araya geldik. Orta ve az hasarlı depremzedelerimizin bize verdiği dilekçeleri kendisine sunduk ve kendisi de bize ‘Size söz veriyorum’ demişti. Görüşmede Sayın Hamza Dağ ve AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya da bizlerleydi, onlar da görüşmede yanımızdaydı.  Sonrasında AK Parti İzmir eski il Başkanı ve Milletvekili Adayı Kerem Ali Sürekli dernek ziyaretimize geldiğinde ‘Başbakanımız söz verdiyse arkasında duracaktır endişeniz olmasın’ dedi. Tüm bu görüşmelerin şahitleri mevcuttur. Biz bu yanlıştan dönüleceğini düşünüyoruz” dedi.

KENDİMİZİ ZİNCİRLERİZ!
Satışın ortaya çıkması sonrası her türlü eyleme hazır olduklarını belirten Özkan, “Her türlü eyleme hazırız. Biz orada depremzede haricinde kimseyi görmek istemiyoruz. İçişleri Bakanlığı ve Jandarma personelinin oradan lojman isteği olduğu, doktorların orada lojman istediği ve bu konuda çalışma yapıldığı bilgisini alıyoruz. Onlara ayrı lojman yapabilirler orda, alan çok. Bakanımız ilk etapta 8 bin 500 konut yapılabilir demişti şimdi 3 bin 500 konut yapıldı. 5 bin konutluk alan hazırda bekliyor. Onlara istedikleri inşaatı yapabilirler. Ancak rezerv alan diye belirttiğimiz bölgede İzmir depremzedeleri haricinde kimseye verilmesi taraftarı değiliz. Kendimizi zincirleriz, gerekirse orada yatıp kalkarız ancak kimseyi oraya sokmayız” ifadelerini kullandı.

Ev sahiplerinin evden çıkarması ve yüksek kiralardan kaynaklı yeni bir ev tutamayan yarı felçli Özlem ve Ataberk çifti 2 aydır İzmir’in parklarında hayatta kalma mücadelesi veriyor

Metehan UD/EGEDESONSÖZ - Ülkenin içerisinde bulunduğu zorlu ekonomik koşullarla beraber artan kira fiyatları barınma krizini de gün geçtikçe artıyor.

Yaşı yüksek konutların bile fiyatlarının en az 2-3 milyon dayanması kiralık talebini artırdı. Birikimleri daire satın almaya yetmeyen vatandaşların kiralıklara yönelmesi ise fiyatları uçurdu.

Kira gelirinin, hem enflasyon, hem de bulunduğu bölgeye göre düşük kaldığını düşünen ev sahipleri fahiş zam yoluna gitti. Bu da fiyatların 3-4 liralardan en az 10-15 bin liralara fırlamasına neden oldu.

Ev sahiplerinin, “oğlum gelecek”, “biz oturacağız” veya “evi satacağız” gibi bahanelerle kiracısını çıkarmaya, sözleşme yenilememeye, mevcut rakamın 3-4 katı zam talep etmeye ve başladı.

Kimi kiracıların evden çıkmak istememesi ve ya da yüksek artışları kabul etmemesi ise ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirdi. Dava saylarındaki artış dikkat çekerken ülkenin dört bir yanından ev sahipleri ile kiracıların karıştığı adli olayların haberleri basına daha fazla düşmeye başladı.

YENİ EV TUTAMADILAR
Kira artışlarına direnemeyen kimi kiracılar ise parkların yolunu tutmaya başladı. İzmir’in Çamdibi semtinde oturan 43 yaşındaki Özlem ve 38 yaşındaki Ataberk çifti de ev sahiplerinin zorla evden çıkarması sonucu evsiz kaldı. Özlem yarı felçli olmasından kaynaklı çalışamazken Ataberk ise günübirlik işlerde çalışarak geçimlerini sağlıyordu. Ancak ev kiralarının yüksek olmasından kaynaklı başka bir ev tutmaya gücü yetmemiş.

2 AYDIR SOKAKTALAR
İmam nikahlı çift iki aydır İzmir’in değişik semtlerindeki parklarda yatıp kalkıyor. Son 10 gündür ise Şirinyer’deki Güven Parkı’nda gündüzü geceye katıyorlar. Geçimlerinin Özlem’in babadan kalma emekli aylığı maaşı ile geçimlerini sağlıyorlar. Havaların soğuması ise çifti daha da zorluyor.

‘HURDA TOPLAYARAK GÜNÜ KURTARIYORUZ’
Egedesonsöz’e konuşan Ataberk “Bizi kendim oturacağım diye evden çıkardı ama biliyoruz ki kendisi oturmayacak, daha yüksek kiraya verecek. Aile Bakanlığı’nı arıyoruz kadın sığınma evleri dolu diyorlar. Başka illere gidin diyorlar ama oraya gidince de garantisini vermiyorlar. Eşimin maaşı da olmasa açlıktan öleceğiz. Şu anda hurda-plastik topluyorum. Günde 50-60 lira kazanıyorum. Ekmek parası çıkıyor. Polis her gün gelip kimlik kontrolü yapıyor. Polisler geliyor, 183’ü arıyor, sığınma evlerinde yer olmadığını anlayınca bırakıp gidiyor. Etraftakiler sadece battaniye ve yastık verdiler bize. Onun dışında kimse yardım etmedi. Yardımseverlerden başımızı sokacak bir göz oda istiyoruz” sözleri ile yardım talep etti.