MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Eğer seçilirsem…
Mustafa Karabağlı
7 Ekim 2022 Cuma 00:00

Eğer seçilirsem…

Yazarımız İhsan Özbelge Özduran, EBSO Yönetim Kurulu Başkan Adayı Mustafa Karabağlı ile bir araya geldi.

TOBB çatısı altındaki oda ve borsaların yeni dönem seçim süreci hızla devam ediyor… Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda 53 meslek komite seçiminin ardından, 109 meclis üyesinin göstereceği irade ile… 

EBSO yeni dönem yönetim kurulu başkanını belirleyecek.

Geçtiğimiz aylarda EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığına adaylığını açıklamasının ardından verdiği beyanatlarında…

Bir değişim rüzgarının yüklenip getirdiği sözlerle cümleler kuran Sn. Mustafa Karabağlı, Ege’de Sonsöz sayfalarında “Eğer Seçilirsem” manşeti ile yayınladığımız röportaj serimizin bu günkü konuğu… 

***

*Mustafa Karabağlı babasının işyerinde çıraklık günlerinde...

Sn. Mustafa Karabağlı, yapılacak EBSO seçimlerinde yönetim kurulu başkanlığına adaylığınızı açıkladınız… Okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız? 

Yaşam hikayem 1966 yılında Tire’de başladı. İlk ve orta orta öğrenimimi Tire’de tamamladıktan sonra Kuleli Askeri Lisesini kazandım. Ailemden uzak, disiplinli ve kurallı bir öğrenim hayatım oldu. Ne yazık ki 15 yaşında babamı kaybettim. Lise sonunda askeri öğrenciliğe veda ederek derece ile kazandığım ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden 1989 yılında mezun oldum. 

İş hayatıma, özel bir elektronik sanayi kuruluşunun araştırma geliştirme laboratuvarında başladım. Aynı zamanda Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünde yüksek lisans yaptım. 

İki senelik iş tecrübesinden sonra kendi sanayi tesisimi kurma hayalimi gerçekleştirmek üzere ilk adımı attım ve 1991 yılında Star Elektronik firmasını ve 1992 yılında kurucu ortak olarak AR Elektronik Ltd.Şti. firmasını kurdum. 2000’li yılların başında akıllı elektrik sayaçların tasarımı ve üretimi işine girdim. 2008 yılına geldiğimizde, akıllı elektronik sayaçları kendi markamız LUNA ile üretmeye başladık. 

LUNA A.Ş, yeni tasarımlar ve geliştirdiğimiz yeni teknolojilerle Ortadoğu ve Balkanların en büyük akıllı sayaç firması haline geldi. 2022 yılının başında entegre enerji yönetimi konusunda dünyanın önde gelen şirketlerinden İsviçreli Landis+Gyr  s?irketi ile güçlerimizi birleştirdik. 

Halihazırda, LUNA A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimin yanı sıra sahip olduğum veya ortak olduğum bir çok sanayi şirketinde Yönetim Kurulu başkanlığı veya üyeliği görevlerimi sürdürüyorum.

Sosyal hayatta, çeşitli dernek ve kurumlarda aktif olarak görev alıyorum. EBSO seçimlerinde Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmam sebebiyle Mart 2021’den beri sürdürdüğüm ESİAD - Ege Sanayici ve İşinsanları Derneg?i Yönetim Kurulu Başkanlığı görevimi 6 Eylül 2022 tarihinde devir etmiş bulunuyorum. 

Aktif olduğum diğer üyelik ve görevler arasında, EBSO-Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyeliği ve Elektronik Bileşenleri ve Ölçme Cihazları Sanayi Komitesi Başkanlığı, BASİFED-Batı Anadolu Sanayici ve İs? İnsanları Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, TURKONFED Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği, TESID Türkiye Elektronik Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Üyeliği ve TÜSİAD üyeliği bulunuyor.

Özel yaşamımda ise, eşim, Yüksek Ekonomist Şule KARABAĞLI ile hayatımızı 1995 yılında birleştirdik. Mert ve Parla adında bir erkek ve bir kız olmak üzere iki çocuğumuz var.   

İş hayatımda katettiğim aşamalarda girişimci yönüm çok büyük rol oynadı. Girişimcilik, tutku ve enerji gerektirir. Bunlara üretim sevdam da eklenince, adım adım, akıllı sayaç konusunda ülkemizde % 80’den fazla pazar payına sahip olan LUNA markasına ve küresel düzeyde sektörün liderlerinden olan İsviçre firmasıyla birleşmeye kadar geldik.   

Seçilmeniz durumunda yüklendiğiniz misyon; bilindiği üzere sektörlerin sıkıntılarını ilgili bakanlıklara aktarmak ve çözüme ulaştırmak olacaktır… Bu konudaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız? 

Öncelikle ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının, devlet ile özel sektör arasında güçlü bir işbirliğinden geçtiğine inanıyorum. Nitekim ESİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığım dönemde de sanayicilerimizin ve iş dünyamızın sorunlarının yanı sıra izlenmesi gereken politikalar, sektörel tedbirler hakkındaki görüşlerimizi ilgili Bakanlıklarla ve kamuoyuyla paylaştık. Aynı şekilde çeşitli alanlarda hukuki düzenlemelerde değişiklik yapılması amacıyla hazırlanan ve görüşe açılan mevzuat taslaklarını inceledik, sanayicilerimizin yorumlarını aldık ve görüşlerimizi resmi makamlara ilettik. 

Bakanlarımıza ve ilgili Genel Müdürlere, konunun uzmanı bürokratlara sanayicimizin ihtiyaçlarını, sorunlarını, beklentilerini aktarmayı, Devletimize hizmet etmenin bir yolu olarak görüyorum. 

Geçtiğimiz aylarda EBSO Meclisinde yaptığım bir konuşmada küresel çip krizinin sanayicilerin en önemli sorunu haline geldiğini ifade ederek, EBSO bünyesinde bu konuya özel bir çalışma grubu kurulması yönünde öneride bulundum. Türkiye’nin çip üretimine odaklanarak önemli bir hamle yapabileceğini, bu anlamda İzmir sanayisinin kapasite ve avantajları bulunduğunu söyledim. Bu önerimi, ESİAD heyetiyle Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Sayın Dr. Çetin Ali DÖNMEZ’e gerçekleştirdiğimiz ziyaret sırasında bizzat aktardım. 

Sayın Bakan Yardımcısına ilettiğim bir diğer konu da, giderek artan yazılımcı ihtiyacının karşılanması amacına hizmet etmek üzere Ecole 42’nin İzmir’e getirilmesi yönündeki önerimiz oldu. Bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.

Ek olarak 16 Mayıs 2022 tarihinde taslak olarak görüşe sunulan Lisansız Elektrik Üretim Yönetmeliği değişikliği konusunda görüşümüzü sunmuştuk. 

Farklı Elektrik Dağıtım bölgelerinde ve OSB dışındaki üretimlerin de tüketim mahsuplaşmasına dahil edilmesi yönündeki görüşümüzün ve buna benzer bazı önerilerimizin dikkate alındığını ve son olarak 1 Ekim 2022 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdiğini söyleyebilirim.  

EBSO ile ekonominin tüm bileşenleri arasında sıkı ve güçlü bir işbirliği kuracağız. Bu işbirliğinin en önemli unsuru da tabi ki Devletimiz ve ilgili Bakanlıklarımız olacak.

Enerjinin öneminin daha bir anlaşıldığı dönemdeyiz. Temsil ettiğiniz enerji sektörünün ülke sanayindeki öneminin büyüklüğünü ve enerji sorunun olası etkilerini anlatır mısınız?

Türkiye gelişen ekonomisi ile dünyanın önemli enerji tüketicileri arasında yer almaktadır. Dünya genelinde yükselen enerji fiyatları sanayimiz için önemli bir sorundur. Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte iyice derinleşen enerji krizi tüm Avrupa’yı endişeye ve bir anlamda çaresizliğe sürüklemiştir. En gelişmiş sanayiler arasında yer alan Alman sanayisini zor günler beklemektedir. Bu noktada yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi son derece açıktır. 

Ülkemizdeki duruma baktığımızda, 2021 yılsonu itibariyle Türkiye’nin elektrikte kurulu gücü yaklaşık 100 bin megavata (MW) ulaşmıştır. Toplam kurulu gücün %53.7’sini yenilenebilir enerji kaynakları oluştururken yaklaşık yüzde 18,5’lik kısmı ise güneş ve rüzgar enerjisinden sağlanmaktadır. 

Türkiye, yenilenebilir enerjide bu miktarların çok fazla üzerine çıkılacak bir potansiyele sahiptir. Coğrafi konumu sayesinde bölgemizin, yenilenebilir enerji, bilhassa güneş ve rüzgar enerji kaynakları bakımından potansiyeli oldukça zengindir. 

Gelecek nesillerimiz için yeşil dönüşümün önemini de göz önünde tuttuğumuzda, yenilenebilir enerji konusunun sanayimizin geleceği bakımından kilit unsur olduğunu söyleyebilirim.      

Türkiye’nin en çok organize sanayi bölgesine sahip illerinden biri İzmir’dir. Organize sanayi bölgelerinin kayda değer gelişimi, genişlemeleri ve yeni organize sanayi bölgeleri kurulması hususundaki görüşlerinizi almak isterim? 

Ülkemiz sanayinin gelişiminde organize sanayi bölgeleri (OSB) önemli rol oynamıştır. 

Günümüzde de OSB’ler, sundukları alt ve üst yapı olanaklarıyla, katılımcılarının yüksek üretim potansiyeline ulaşmalarına, ihracat hacimlerini yükseltmelerine imkan sağlamaktadır. Ayrıca önemli bir istihdam oluşumu getirmektedir.

Artık OSB’lerimizde yer bulmakta zorlandığımız bir noktaya geldik. 

Mevcut OSB’lerin genişletilmesine, yeni OSB’lerin kurulmasına Türk sanayinin ihtiyacı vardır. Ancak yeni OSB’lerin ihtisas konulara göre yapılanması gerektiğine inanıyorum. 

Yüksek teknolojiye dayanan, katma değeri yüksek üretim hedefimizin gerçekleştirilebilmesi için, yeni OSB’lerin hem ihtisaslaşması hem de Teknopark ve AR-GE merkezleri bulundurmaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Deniz Taşıtları İhtisas OSB, Geri dönüşüm İhtisas OSB, Tarıma Dayalı Gıda Sanayi İhtisas OSB, Yüksek Teknoloji İhtisas OSB ve benzeri İhtisas OSB’ler ile Karma OSB’lerin yenilerinin acilen kurulması gerektiğine inanıyorum. 

Bugün geldiğimiz noktada ortaya çıkan durum maalesef geçmişte bugünlerin iyi planlanmadığı ve öngörülerin yetersiz olduğu şeklindedir. 

Dolayısı ile geleceğe yönelik olarak doğru şekilde planlamalar yaparak hazırlanmak gerekiyor. 

Hiç vakit kaybetmeden yeni OSB’leri kurup doğru alt yapı ile adaletli bir şekilde sanayicimizin kullanımına hazırlamak durumundayız.

EBSO için belirlediğimiz hedeflerden biri de, yeni OSB’lerin ihtisas konularına göre yapılanması için alan çalışmalarına ve ihtiyaç analizlerine dayanan teklifler oluşturmak olacaktır.

OSB’ler bünyesinde açılmış olan meslek liselerinin müfredatındaki bölümler sizce yeterli midir? Bu konuda farklı önerileriniz olur mu? 

Dünya teknolojik ve dijital bir dönüşümden geçmektedir. Bu dönüşüm hem üretim süreçlerini ve iş yapma biçimlerini değiştirmekte, hem de yeni beceri ihtiyaçlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. 

Türk sanayisinin bu küresel dönüşümlerin sunduğu yeni imkanlardan maksimum fayda sağlayabilmesi ve rekabet edebilmesi için, eğitim-öğretim kurumlarının müfredatlarının mevcut mesleklerdeki değişimlere ve yeni oluşabilecek mesleklere uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Bu noktada, sanayi-eğitim bağlantısının en üst seviyede kurulması ve mesleki eğitimin de bu dönüşüme uyum sağlaması son derece önemlidir.

Bu çerçevede, EBSO için belirlediğimiz ve özel önem verdiğimiz hedeflerimizden biri de meslek liselerinin eğitim programlarının sanayicinin ihtiyaçları doğrultusunda güncellenmesine katkı sağlamaktır. 

Bu amaçla, EBSO bünyesinde mesleki eğitim ve istihdam takip ekibi kuracağız. Ayrıca, meslek okullarının çoğaltılması için fon oluşturacağız. 

EBSO Vakfını harekete geçirerek, burs fonunu geliştirip sanayicilerimizin ihtiyacı olan alanlarda aranan elemanlar yetiştirilmesi için yeniden canlandıracağız.

Ayrıca meslek lisesine katılımın devletimizce gerek daha az SGK primi alınması vasıtası ile daha yüksek asgari ücret politikası uygulanarak, gerek tüm meslek lisesi öğrencilerine miktarı düşük de olsa eğitim bursu verilerek ve gerekse de toplum içinde meslek lisesi mezunlarının itibarlarının yükseltilmesi önlemleri ile teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum.    

Bir anlamda Türkiye sanayiine lokomotiflik eden KOBİ’lerin yadsınamayacak önemini nasıl değerlendirirsiniz? 

KOBİ’ler, sadece Türkiye sanayisine ve ekonomisine değil, ülkemizin sosyal anlamda gelişmesine de önemli katkı sağlamaktadır. KOBİ’ler Türkiye’deki işgücünün yaklaşık dörtte üçünü istihdam etmekte ekonomideki toplam katma değerin yarısından fazlasını üretmektedir. Dolayısıyla gelişmişlik farklarının azalmasında önemli rol oynadıklarını söylemek yanlış olmayacaktır.

Ekonomide güçlü ve sürdürülebilir bir büyüme KOBİ’lerdengeçmektedir. Bu tüm dünyada böyledir. Gelişmiş ekonomilerde de KOBİ’ler büyümenin itici gücüdür. Ülkemizde KOBİ’lerinuluslara arası pazara açılımlarının desteklenmesini çok önemli buluyorum. 

İş hayatına bir masa ve bir sandalye ile başlayıp bugünlere gelen bir sanayici olarak KOBİ’lerin önemini ve desteklenmesinin kıymetini çok iyi bilenlerdenim. Benim işletmem de bir zamanlar KOBİ’ydi. 
ODTÜ Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendislig?i Bölümünden mezun olurken, mezuniyet töreninde Rektörümüzün; “Ülkeler küçük ve orta boy sanayi kuruluşları ve işletmelerinin omuzlarında gelişmektedirler ve gelişeceklerdir” sözlerinin, kariyer yolculuğumda bana yol göstermiş olduğunu ayrıca ifade etmek isterim. 

Yaşanan İzmir depremi sonrası akıbetini bekleyen EBSO binası ile ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim? 

EBSO’nun, üyelerini her anlamda ileri taşıyacak bir kurum olmasını istiyoruz. İzmir depreminin üzerinden iki yıl geçti. Ama EBSO gibi güçlü bir kurumda bina sorunu hala çözülemedi. Maalesef EBSO’nun doğru dürüst bir tabelası bile yok. Ayrıca boşatılan bina kaderine terk edilmiş bir halde uzunca bir süredir beklemekte, binanın dış cephesi üzerindeki yazıları çıkmış görüntü, eskimiş cephesi ve yıpranmış EBSO logosu ile virane bir görüntü sergilemektedir.

Biz, EBSO’ya ve üyelerine yakışan bir bina için ivedilikle harekete geçeceğiz. Enerji dönüşümlü, kullanım alanlarına göre hazırlanmış iki ayrı bölge için üç ayrı bina tasarımını maliyet hesapları eşliğinde tüm EBSO üyelerine sunacağız. Ayrıca mevcut binanın güçlendirilmesi seçeneğini de ortaya koyup Meclisimiz ve sanayicilerimizin kararı ile yeni binamızı hep birlikte belirleyeceğiz. EBSO’ya hizmet eden herkese şükranlarımızın bir sembolü olarak yeni veya güçlendirilmiş binamızda toplantı odalarımıza eski Meclis ve Yönetim Kurulu Başkanlarımızın isimlerini vereceğiz.

Bir çok Anadolu kenti ile kıyasladığımızda; önemli sanayi ve lojistik bir merkez olan İzmir’in bu günkü ekonomik gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

İzmir, çok çeşitli alanlara yayılmış imalat sanayisinin yanı sıra coğrafi konumunun sunduğu avantajlar ve  lojistik merkez olma özelliği ile, kayda değer bir ekonomik gelişme yakalamıştır. İhracatı, ödediği vergi, aldığı yatırımlar hızla artmaktadır. 

Ancak İzmir sanayisi ile özdeşleşmiş bir alan olduğunu söylemek mümkün değildir. Kocaeli ve Bursa dendiğinde otomotiv sanayi, Ankara dendiğinde savunma sanayi ilk anda akıllara geliyor.  

Esas itibarıyla İzmir, teknoloji üssü olacak bir coğrafyada yer alıyor. İzmir, üniversitelerinin yanı sıra 97 AR-GE merkezi, 26 tasarım merkezi, 4 teknoloji geliştirme bölgesi ile sanayi-teknoloji eko-sisteminde önemli bir avantaja daha sahip. Bu avantajı çok iyi kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. 

Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde EBSO hedeflerinden birini de, AR-GE merkezleri ve teknoparkların etrafında oluşturulacak kümelenmelere ilişkin strateji belirlenmesi için uzmanlarla arama toplantıları yapmak ve çıkan sonuçları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve TOBB ile paylaşmak olarak belirledik. 

Hayırlı olsun dileklerimle son sorum şöyle olsun… 

Bu yerleşik düzende gerçekleşecek olan seçimlerde Mustafa Karabağlı ismini  öne çıkaracak olan doneleriniz nelerdir? 

Gelişmiş ülkelerin gücünün sanayiden geldiğine, ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasının sanayiden geçtiğine yürekten inanıyorum. 

Rekabet gücü yüksek bir Türk sanayisi için Odalarımızın önemli rol oynadıklarına inanıyorum. Ülkeme hizmet etme sevdamla EBSO Yönetim Kurulu Başkanlığına aday olmaya karar verdim.

İş hayatımda geldiğim aşama ile, deneyimlerimle, vizyonumla, enerjimle, uzlaşmacı ve çözüm odaklı kimliğimle, proje üretme özelliğimle, EBSO’yu daha da ileri götürebileceğimize inanıyorum.

Tecrübemin yanı sıra dinamikliğimi ve teknolojik ve dijital dönüşümden geçen dünyaya uyum kabiliyetimi artılarım olarak görüyorum.

***

Sn. Mustafa Karabağlı, konuşmalarının satır aralarında dile getirdiği…

“Bir masa, bir sandalye ile başlayan” iş hayatı ve bugünlere ulaşan sanayicilik hikayesine yeni bir paragraf açarak…

“Bizim bu vatana borcumuz var, onun için de yola çıkacağız” mottosu ile bu anlamlı seçim maratonuna dahil olduğunu  belirtiyordu. 

Bu güzel söyleşi için; değerli dost Sn. Mustafa Karabağlı’ya çok teşekkür ediyor, seçim sürecinin kolaylıklarla ilerlemesini  diliyorum…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Diğer Röportajlar
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz