MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
'Her şey dahil, Türkiye hariç'
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
14 Ağustos 2022 Pazar

'Her şey dahil, Türkiye hariç'

İşim gereği gruplarımla çok sık Kuşadası’nın karşısındaki Yunan adası Samos’a gidiyorum. Birkaç gün önce kahvaltı sonrası, sabah serinliğinde denize karşı kahvemi yudumlarken, şöyle bir dalıp gittim. 1972 yılında rehberlik gezisi ile gittiğimiz Bodrum’da sabah kahvaltısı geldi gözümün önüne. Portakal çiçeklerinin içimi dolduran kokusu, balın ve tereyağının lezzetine kadar hepsini dünmüş gibi hatırladım. Hiç aklımdan çıkmamıştı ki zaten. O kadar olmasa da biraz o duyguları hissettim sabah sabah Samos’ta.

Sonra bir anda bizim turizm olarak adlandırdığımız “ŞEY” geldi gözümün önüne. İnsanların gazoz kasası gibi havaalanından otellere taşındığı ve bir hafta gönüllü olarak kaldıkları hapishaneler. “Her şey dahil, Türkiye hariç” konsepti. Başarısı kişi sayısı ile ölçülen ama getirisi kişi başı hesaplanmayan kitle turizmi. Adı bile soğuk. Kitle Turizmi…

Nereden nereye gelmişiz. Yetmişli, seksenli yıllarda o amatör ruhla yaptığımız turizm. Sadece paraya odaklanılmamış cinsinden. Hani ülkemiz para kazansa, canım yanmayacak. Özellikle zincir otellerin yabancı patronlarının daha Türkiye’ye gelmeden, yurt dışında cebine giren paralar. Bunu biz turizm olarak adlandırıyoruz.

Hesap yaparken ülkenin turizm uğruna harcanan değerleri hiç hesaba katılmıyor. Ormanın ağacını sen dikmemişsin, doğasını sen yaratmamışsın, üstelik bunlar sana ait değil. Tüm Türk halkının malı. Mirasyediler gibi hesap kitap yapmadan kitle turizmi ile tüketiyoruz değerlerimizi.

Bir şirkete isim konulurken; “X İnşaat sanayi taahhüt turizm taşımacılık ticaret limited şirketi” gibi adlar yazılırdı. İşimiz inşaat, sanayi de olabilir, taşımacılık yapma şansımız da var, en kötü şartlarda turizm bile yaparız. Üniversite tercihlerimiz de öyle olmuyor mu zaten ? “Sen suyun altını yak da, olmadı çay demleriz” gibi yani. Bir hedefe odaklanma, yoğunlaşma, kendini ona verme, her sektörde olduğu gibi turizmde de söz konusu. Adanmışlıktan hiç bahsetmiyoruz bile. Odaklanma doğrudan paraya. Hedef sadece para olunca, ne mesleki doyum, ne de başarı oluyor. Belki bir gün gerçekten turizmi doğru yapmayı başarabiliriz.

Umut fakirin ekmeği, ye Memet ye!

***

Değerli dostum; sevgili kardeşim Serdar Çelenk, Türkiye’de gastronomi turizmi denilince aklıma gelen ilk isimlerden biri.

Çok keyifli bir turizm kitabı çıkardı. Dediği gibi 50 yıllık da rehber. Bugün kitaba adını veren bölümden bir parça aldım sizlerle paylaştım.

Ben onda hep Şadan Gökovalı Hocamın izlerini görüyorum.

Kitaptan özellikle de turizm profesyonellerin alacağı çok ders var.

Tebrikler Serdar Çelenk…

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 şeraFettin ZEYREK
 16 Ağustos 2022 Salı 10:22
"SEN SUYUN ALTINI YAK DA OLMAZSA ÇAY DEMLERİZ" Çok güzel bir özlü söz. buna benzer daha güzeli var. Adam akşam yorgun argın eve gelmiş ve eşine bağırmış. demiş ki; "HANIM HANIM SEN SUYU SOBANIN ÜSTÜNE KOY. O İŞ OLURSA HAMAM SUYU YAPARIZ. OLMAZSA HAMUR SUYU YAPARSIN". Bizim şirket sahipleri de böyle. şirketin çalışma alanında onlarca iş var. o olmazsa bunu yaparım gibi. oysa hangi alanda çalışacaksa ruhsat onun için verilmeli...
 Esin Kurt
 15 Ağustos 2022 Pazartesi 19:38
Sagligim elverdigi surece sizin efsane gezilerinize katilmak isterim.Gozum, midem ruhum doyuyor.Bilgi edinilmeyen gezileri sevmiyorum.Serdar Celenk''in de kitabini almak isterim....Teşekkürler.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz