Bazen soruyorum; iç sesimle…
Güzel Türkiyem…
Nasıl bu denli hızlı sanatçı öğütüyor; diye…
Cevabı yok!
Geleneksel halimiz, deyip geçiyoruz…
Duygulandıran bir “Kül Kedisi” hikayesine…
Balıklama dalmaya hazır mısınız?
***
Kader…
Hepimiz için ağlarını örerken…
Derin sürprizler yapmayı seviyor…
İzmir’in Bergama İlçesi’nde dünyaya geldi…
Döngü Ailesi çok yoksuldu…
Dokuz çocukları vardı…
Hatice…
O çocuklardan biriydi…
Baba ayakkabı boyacısı…
Anne, ev kadını…
Şimdi, O günleri anlatırken…
“Öyle fakirdik ki, ekmek bile özendiğimiz bir şeydi…” diyor…
Onbeşi’nde evlendiriyorlar…
İlk yavrusu bakımsızlıktan ölüyor…
Ardından iki yavrusu daha oluyor…
Çok geçmeden eşini de kaybediyor…
Baba ocağına dönmekten başka çare var mı?
Ah, o fakirlik…
Şimdi daha derinden sarsıyor…
İki çocukla baba evine dönen Hatice’yi…
Evlere temizliğe gitmeye başlıyor ama…
Aklında hep şarkıcılık var…
Sahnelerin yıldızı olacak, çok para kazanacak…
Ele günü muhtaç olmayacak…
Sesi öyle güzel, öyle anlamlı ki…
Kalbinin sesi diyor ki:
“Tütün kırarken söylediğin şarkılarla neden ekmeğini çıkarmıyorsun?”
***
Ve, işte o gün kaderinin koluna giriyor…
Bergamalı Hatice…
Kestirmeden gidiyor; “Ne gelecekse gelsin başıma!” diyor…
Basmane’deki Pırlanta Pavyon…
Yıllar önce İzmir gecelerinin harbi “pırlantı”sı…
“Şöhret Fabrikası” gibi…
Kibariye ve Bergen hep o mekandan uçup yıldız olmuş…
Bi’de baba patronu var müzikten anlayan Cengiz Özşeker gibi…
Fakir kız…
Türk filmlerindeki gibi kapısını çalıyor patronun…
“Beni dinler misiniz abi?” diyor…
Ayaklarında yarısı yırtılmış naylon terlikler…
Şarkısını söylüyor ve mutlu son:
“Sesin güzel kızım, sende ışık görüyorum…”
***
Rahmetli Cengiz Özşeker…
Hatice’ye…
Ne hikmetse, ille de Sanat Müziği okutuyor…
Nasıl aklına geldiyse…
Bi’de sahne adı icat ediyor Hatice’ye:
“Karşınızda Tüdanya…”
Roman dilinde mis kokulu bir çiçek adı…
***
Ve…
Kader bi’kez daha başrole çıkıyor…
İzmir Fuarı’nın en hızlı artizli/şarkıcılı günleri…
“Ayağında Kundura” ile patlayan İbrahim Tatlıses…
Gazino kapılarının kırılmasına neden oluyor…
Gecelerden bi’gece…
Tatlıses ve ekibi “Pırlanta”ya geliyor…
Yanında…
Uğur Bayer ve Bayram Şenpınar gibi büyük ustalar var…
Tüdanya’yı nefessiz izliyorlar…
Ve diyorlar ki…
“Bundan sonra Türk Sanat Müziği yok… Arabesk var…”
İşçiydi(!) Tüdanya…
Ne dedilerse yaptı…
***
Tam 40 yıl önce, bugünler gibi…
Tüdanya’nın sesinden ilk kaset…
“Sıra Sıra Dağlar” 650 bin gibi satıyor; benzersiz bir olay…
Ardından gelen tek kelime ile efsane…
Yıl, 1986’da…
Yine bir Fuar zamanı…
Bu kez bir firma çalar Tüdanya’nın kapısını…
Acayip bir şarkı var ellerinde…
Tam Tüdanya’ya göre…
Genç kadın öyle içten okuyor ki o şarkıyı:
“Her şey yalan gerçek sensin…
Gelirse dert senden gelsin…
Bence aşkın kendisi sensin…
Seni sevmeyen ölsün…”
Kaset resmen patlıyor…
Korsanları hariç…
2.5 milyon satıyorı…
Türkiye’de bu rekor hala kırılamadı…
***
Aralıksız 11 yıl İzmir Fuarı’nda çalıştı…
Tüdanya’nın rekorları…
Kırılacak gibi değil, anlayacağınız…
Bi’kucak dolusu Türk filminde oynadı…
15 yıl önce…
Amasya’daki konserden Tokat’taki konsere giderken…
Trafik kazası geçirdi; kalça kemiği kırıldı…
Talihsizlikler başlamıştı…
Sonra…
Yavaş yavaş sahnelerden…
Şöhreti cilalayan neonlardan uzaklaştı…
Evine çekildi…
Çok duygusaldı, sık sık ağlıyordu…
Sonra…
Bu yılın sıcak Temmuz günleriydi…
Bi’de duyduk ki…
Tüdanya'nın gırtlak kanserine yakalanmış…
Sesini kaybetmişti…
Ses sanatçısı ve yazar Onur Akay…
Acıklı olayı sosyal medyadan duyurdu:
“Bir zamanların efsane seslerinden Tüdanya gırtlak kanseri oldu… Ege Üniversitesi Hastanesi'nde yatan Tüdanya, artık konuşamıyor ve tek geçim kaynağı olan sesini de kaybetti… Bir şarkıcının yaşayacağı en acı olayı yaşayan Tüdanya, bu durumunu herkesten saklıyor, maddi zorluklar içinde ve ağır psikolojik ilaçlar kullanıyor… Ona mutlaka yardım eli uzatılması, Tüdanya'ya acil moral verilmesi gerekiyor…”
***
Bitiriyoruz…
Geride bıraktığımız hafta…
Karşıyaka Belediye Başkanı Başkanı Dr. Cemil Tugay ile…
Eşi Öznur Hanım…
Unutulmaz sanatçıyı…
Karşıyaka’nın Nergiz Mahallesi’ndeki evinde ziyaret ettiler…
Geçmiş olsun dileklerini ilettiler…
“Yanınızdayız…” dediler…
“Sizi çok seviyoruz…” dediler…
Moral verdiler…
Tüdanya, nasıl mutlu oldu, bi’bilseniz…
O anları yaşamak gerekirdi…
Nitekim…
Efsane sanatçı Tüdanya da…
Duygularını…
Bir kağıda yazarak Tugay çiftine aktardı…
Herkes gözyaşlarını zor tutuyordu…
Kalpten kalbe her zaman bir yol vardır…
İşte o yol…
Öznur-Cemil Tugay Çifti sayesinde…
Yeniden keşfedilmişti…
Az daha unutuyordum…
Mesleğinden uzak kalması nedeniyle ekonomik sıkıntı yaşayan…
Tedavisi için de maddi desteğe ihtiyaç duyan Tüdanya’ya…
AHBAP Derneği Başkanı…
Sanatçı Haluk Levent de yakından ilgileniyor…
Farkındasınız di’mi?
60’lı yaşları geride bırakan Tüdanya gibi sanatçılar…
Kolay yetişmiyor…
Sağlık dileklerimizle…
Nokta…
Sonsöz: “San’at bizi Allah’a götüren köprüdür… / Georg Ebers – Alman roman yazarı…”
Sayfa başına git