MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
‘Ah nerede o eski bayramlar!’ diye diye geçmişte kaldık!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
3 Mayıs 2022 Salı

‘Ah nerede o eski bayramlar!’ diye diye geçmişte kaldık!

Eski bayramları anmak…

Ya da “eskilerin” deyişiyle yad etmek…

Kuşkusuz, pek güzeldir…

Bi’an için de olsa…

Çocukluğunuza gider…

Nemli gözlerle…

Bugünlere dönüverirseniz…

Geçici bir mutluluk sofrasının…

İştahlı misafiri olmuşsunuzdur…

Yaşadığınız hazzı…

Daima şu cümle ile düğümlersiniz:

Ah, nerede o eski bayramlar?”

Kardeşim, ne eski bayramı…

Bayram eskimiyor; eskiyen sensin!

Demeye kalksak…

Al başına derdi…

Sana yarım saat mahalleye gelen cambazhaneyi anlatacak…

Oysa…

Değişen sadece mekanlar…

Sen, ben, o…

Yani biz yaşıtlar…

Bayram harçlığını “sıfırlayacak” yer arardık…

Bugün…

Bayram harçlığı tarihe karıştı…

Evin gençleri…

Zaten sizden her gün “harçlık(!)” alıyor…

Neden?

Okulu bitirmiş; iş yok…

Evlenmiş, işten çıkarmışlar…

Baba evine sığınmış…

Ne yapsın o genç adam?

Şimdi…

Sofraya iki tabak daha ilave edilen baba evinde…

Bi’de “bayram harçlığı” olur mu anacağım?

***

Şimdi, kimileri bana kızacak ama…

O’ssun varsın…

60 yıl önce…

Rahmetli babaannem koca bi’tepsi kalburabastı yapardı…

Tepsiyi mahalledeki fırına birlikte götürürdük…

Şimdi, bunu yapan “babaanne” kaldı mı?

Yapılmaz mı?

Yapılır ama…

Artık semtimizdeki tatlıcı zaten bu işin ustası…

Eskilerden bugüne…

Evde yapımı devam eden bi’tek “aşure” kaldı…

O’da hayır olsun diye dağıtmak için…

***

Ha’diyeceksiniz ki…

Fi’tarihde…

Bayramlar birlik, beraberlik ve neşe dolu eşsiz anlardan oluşurdu…

Doğru…

Tadına doyum olmazdı…

Neden?

Çünkü…

Bayramlar artık “birlik ve beraberlik” simgesi olmaktan çıktı…

Ya n’oldu?

Ayıptır söylemesi, “Tatil” oldu!

Siz, biz, hepimiz…

Daha yeni yıl gelmeden…

Acaba kaç gün tatil var?” hesabı yapıyoruz…

Hep bakıyoruz…

Özellikle dini tatillerin önünde arkasında cumartesi-pazar var mı diye…

Kent dışındaki dört günlük tatile gidenler…

Ayyy, sabah annemize-babamıza uğrayıp, ellerini öpelim! Sonra yola çıkarız…” diyen var mı?

Zaten dört günlük tatil…

Zaman kaybetmeye gelmez!

Sizi yetiştirenleri, bugüne getirenleri…

Bi’gün önceden Cep’ten arayıp…

Bayramınız kutlu olsun diyerek, hayır dualarını alırız…” planları yapan yok mu aranızda?

***

Üşenmedim, kafa zincir marketlerin listelerine baktım…

En ucuz bayram şekerinin 300 gramı 25 Lira…

Bu görülmemiş “pahalılık” arenasında…

Misafire şeker alamayanlar var…

Sadece…

Kendi ailenizle, eşinizin ailesine bayram ziyareti yapanlar…

Hele hele…

Kayınçolara, baldıza filan gitmeye kalktınız mı; bittiğinizin resmidir!

Bırak miniklere bayram harçlığını…

Yol, şeker, çikolata, tatlı filan derken…

Cebinizdeki 500 TL. sizlere ömür!

***

40 – 50 yıl önce böyle miydi hayatınız / hayatımız?

Yaşlanmayan, hep “yeni” kalan gururumuz Yeni Türkü’nün…

Şahane şarkısı “Telli Telli”nin sözleri…

Duygularımın taş gibi kanıtıdır:

Yenik düşüyor her şey zamana…

Biz büyüdük ve kirlendi dünya…”

Buradaki “kirlendi” kelimesi…

Gerçek kir/pas değil, tabii ki…

Ata yadigarı alışkanlıklarımız “deforme” oldu…

Biz…

Gelenekleri, görenekleri ve töreleri ile yaşayan milletiz…

O güzel anılar demetine…

Artık ulaşamayıp, “elveda” dediğimiz için…

Neredeyse bağıra bağıra…

Ah, nerede o eski bayramlar…” diyerek…

Kendimizi avutuyoruz…

Hayalle yaşamak kimileri için “ilaç niyeti”ne geçebilir ama…

Unutmayalım ki…

Rüyalar her zaman gerçek olmuyor…”

İyisi mi?

Bize…

Nerede o eski bayramlar?” diye iç geçirten anılarımızı…

Torunlarımıza filan anlatmaktan artık vazgeçelim…

Boşuna yoruluyoruz…

Zaten dinlemiyorlar bile…

O zaman ne yapacağız?

Sizin için “altın” değerindeki bayram anılarını…

Eski radyolar gibi, çatı’ya saklamakta yarar var…

Bunu yapmazsak…

Daha ileri yaşlarda üzülenler biz olacağız…

***

Bitiriyoruz…

Eski bayramların tadı başka diyerek…

Ahhh, ah!” diye iç geçirmek yerine…

Bayramı beklemeden…

Gençlere…

Aslında “en güzel bayram hayatın kendisi” demeyi alıştırın…

Doktor yardımı olmadan…

Nefes alıyorsanız eğer…

Zaten size “her gün” bayram…

Aynı zamanda sevdiklerine “duble” bayram…

Seviniz, seviliniz ve mesut olunuz…

Bayram’ı gönlünüzce yaşayın…

Farkındasınız di’mi?

Nerede o eski bayramlar?” diye diye…

Geçmişte takılı kaldık!

Yazık değil mi, bizim gibi “süratle” yaş alanlara?

Nokta…

Sonsöz: “Sevdiklerinizi görmek için bayramı beklemeyin; sürpriz yapın asıl bayramı onlara siz yaşatın… / Anonim…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mehmet Füzün
 3 Mayıs 2022 Salı 10:39
Harika
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz