MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Belediyelerin unutulan işlevi, demokrasi…
Engin ÖNEN
YAZARLAR
25 Kasım 2022 Cuma

Belediyelerin unutulan işlevi, demokrasi…

Hem yasada hem de ilgili literatürde belediyeler, belli bir yerde ortak yaşamın ürünü olan ihtiyaçları karşılayan kurum olarak tanımlanır. Yani belediyenin öncelikli işlevi hizmet üretmektir.

Yerel yönetimlerin ülkelere göre farklı farklı modelleri bulunmaktadır. Bu farklılıklar hem sorumlu oldukları hizmet yelpazesi ile ilgilidir hem de merkezi iktidar ile olan ilişkilerinin şekli ile ilgilidir.

Bazı ülkelerde eğitim, sağlık, trafik ve güvenlik de yerel yönetimlere ait iken bizim gibi uygulamalarda bunlar merkezi iktidara ait görevlerdir.

Daha doğrusu bizde bu tür hizmetler merkezi iktidarın yerel uzantıları niteliğindeki valilikler tarafından üstlenilmiştir. Bu yüzden Valilik ve kaymakamlıkların bulunduğu binalar Hükümet Konağı olarak adlandırılır.

Hem hükümet hem belediyeler seçimle göreve geldikleri için seçmen ile ilişkisini ağırlıklı olarak hizmet performansı veya vaatleri üzerinden oluşturmaya çalışırlar. Yol, köprü, metro, hastane, park vb. yaptık veya yapacağız.

Merkezi olsun yerel olsun iktidarların hizmet üretimi karşılığı oy istemesi ya da uyguladıkları politikalara meşruiyet kazandırmak için seçilmişlik vurgusu sıkça yapılır. Böylece demokrasi algısı da, hizmet ile oy takasına indirgenir.

Bu açıdan belediyelerin merkezi hükümetten farklı olarak demokrasi işlevi, halka en yakın yönetim birimi olmasından hareketle tanımlanır. Yani merkezi hükümetlere göre belediyelerin halk denetimi ve katılımına daha uygun oldukları düşünülür.

Bir başka ifade ile belediyelerin temsili demokrasiden öte katılımcı demokrasiyi hayata geçirmek için en elverişli kurumlar olduğu varsayılır. Sivil toplum kuruluşlarının belediyenin karar ve uygulamalarında etkili olması ile yerel demokrasinin hayata geçmesi beklenir.

Kent Konseyleri de bu açığı kapamak ve katılımcı demokrasiye hayat kazandırmak için oluşturulmuş kurumlardır. Kent Konseyleri modelinden çok önce ülkemizde Halk Meclisleri adıyla denemeler olmuştur şüphesiz.

Ancak günümüzde hem sivil katılım hem de Kent Konseyleri modeli işlememektedir ne yazık ki. Çünkü hem merkezi hükümet hem belediyeler demokrasiyi sandıkla sınırlı tutmayı tercih etmektedirler. Bu anlayışa karşı direnç gösterecek sivil toplum geleneği de oluşmadığı ya da bu yönde güçlü bir talep olmadığı için belediyenin demokrasi işlevi de terkedilmiştir.

Onun yerine himaye ve kayırma ilişkileri yerel siyasetin yönlendirici unsuru haline gelmiştir. Kent Konseyleri, sivil toplumu temsil etmekten çok Belediye Başkanının temsilcisine dönüşmüş, kentsel siyasette yer almaya çalışan dernek ve vakıflar da grup veya kişisel çıkarlar üzerinden bu oyuna katılma eğilimine girmişlerdir.

Birçok kent veya ilçede belediye başkanından himaye görmeyen dernekler pek yaşam şansı bulamamakta, hatta bundan da öte, dernek ve vakıfların kahir ekseriyeti kişisel veya topluluk düzeyinde himaye görme anlayışı çerçevesinde hayat şansı bulmaktadır. Folklorik veya kültürel talepler ise bu işin formalite kısmını oluşturmaktadır.

Demokrasi al gülüm ver gülüm ilişkisine indirgendiği için, belediyeler halk katılımı ve denetiminden uzaklaşan kurumlara dönüşmüş bulunmaktadır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz