MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bilimden tokat gibi bir uyarı!
Muhittin AKBEL
YAZARLAR
12 Temmuz 2021 Pazartesi

Bilimden tokat gibi bir uyarı!

Hep sorguluyoruz ya...

Acaba normalleşme dönemine çok mu hızlı giriş yaptık, diye...

Çok sıkıldığımız doğrudur.

Ekonominin çarklarının dönmesi gerektiği  de doğrudur.

Ama en öncelikli doğru; sağlığımızı korumak, covid 19 belasından ve onun mutantlarından uzak durmamız olsa gerek.

Dünya, hala korona salgınıyla boğuşuyor.

Bitiren ülkeler yok mu?

Var elbette.

Fakat bizim gibi "saldım çayıra, mevlam kayıra" mantığıyla kontrolsüzce normalleşmiyor.

Çünkü oralardaki bilim, öyle bir normalleşmeye izin vermiyor.

Veriler uygun değil, diyor.

Henüz hazır değiliz, diyor.

***

Önümüzde bir İngiltere örneği var.

İngiltere hükümeti, 19 Temmuz'u Özgürlük Günü ilan etti.

O gün, tüm kısıtlamalara son vermeyi planlıyordu.

İngiltere, Almanya, Hindistan, Fransa, İsveç ve İsviçre'nin de aralarında bulunduğu toplam 12 ülkenin bilim insanları, ortak bir mektup yayınladı.

İngiltere Başbakanı  Boris Johnson'a, "Sakın ha... Yapma" dedi, bilimin tüm güzelliğini ve ağırlığını mektuba yansıtarak...

Alt alta yazdılar, neden böyle bir uyarıda bulunmak zorunda kaldıklarını...

Dediler ki:

"Henüz kontrol altına alınmamış enfeksiyonlar, aşılanmamış çocukları ve çok acı çekmiş gençleri orantısız bir şekilde etkileyecektir.

Okullarda ve çocuklarda yüksek bulaşma oranları, eğitimde önemli aksamalara yol açacaktır.

Ön modelleme verileri, hükümetin stratejinin, hükümetin stratejisinin 'aşıya dirençli varyantların ortaya çıkması' için bir zemin hazırladığını gösteriyor."

Başka hangi görüşlere yer verildi o mektupta?

"Bu planın, sağlık hizmetleri ve önceki enfeksiyon dalgalarından sonra henüz toparlanamamış bitkin sağlık personeli üzerinde olumsuz etkisi olacaktır.

Yoksun topluluklar, Covid 19'a daha fazla maruz kaldıklarından ve daha fazla risk altında olduklarından, bu plan en savunmasız ve marjinalize edilmiş eşitsizlikleri orantısız bir şekilde etkilemeye devam edecektir."

***

Ne kadar etkileyici bir yaklaşım değil mi?

İngiltere hükümeti, bilim insanlarının bu çağrısına kulak verecek mi, bilemiyorum.

Ama bilimin sözünden çıkmamak gerektiğini çok iyi biliyorum.

Süreci yönetenler istedikleri kadar başarı öyküleri anlatsın, nafile.

Bilim ne diyorsa, sonuçta o oluyor.

"Yapmayın, etmeyin; korona yeniden hortlar! Vakalar artar" dediğinde, söyledikleri gerçekleşiyor.

***

İngiltere'de 1 Temmuz'da günde sadece 14 kişi hayatını kaybetmiş.

Bir ada makul seviyelere inen günlük vaka sayısı, normalleşmenin önemli ölçüde başlatılmasına sebep olmuş.

Sonrasında bir baktılar ki, günlük vaka sayısı 5 binlerdeyken 26 bine fırlamış!

56 nüfuslu ülkede iki aşıyı da olmayan neredeyse hiç kimse yok gibi.

Demem o ki...

İngiltere, olası tehlikelere karşı çok dikkatli.

Tam açılımına izin verilmemesi için bilim insanları devreye giriyor, "Aman ha!" diyor.

***

Ya Türkiye?

Bilim insanları, 1 Haziran normalleşmesine "Zamanı değil. Veriler, açılım için uygun değil" diyordu.

Dinlemediler.

1 Temmuz kararlarına da karşı çıktılar.

"Pandemi bitmedi, günlük vaka sayısının 5 binlerden daha aşağıya inmesi lazım" dediler.

Dinlemediler.

O kararların hepsi, bilime inat, bilimsel verilere aldırış etmeden...

Sırf ekonomi çarkları dönsün, turizm sezonu açılsın da para gelsin, diye alındı.

Peki sonuç?

Vaka sayıları uzun süredir 5 binin üzerinde...

Vefat sayısı 30'un altına inmiş değil.

Ama maskeler fora...

Toplu taşım araçları, lokantalar, kafeler, lebalep dolu!

Çayır çimenlerin üzerinde eğlenen kontrolsüz kalabalıklar!

***

Gönül istiyor ki...

Devleti yönetenler, bilim insanlarının sözünü hep dinlesin.

Özellikle güzel ülkemde...

Masaya yumruğunu vursun, karşısındakinin makamı ne olursa olsun, gerçeği kabul ettirsin.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz