MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir kültür adası: Ayvalık
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
11 Mart 2023 Cumartesi

Bir kültür adası: Ayvalık

Bir kasabanın “tiyatro tarihi olur mu?” demeyin. Oluyormuş.Geçen Aralık ayında Ayvalık’ta düzenlenen turizm çalıştayında tanıştığım, Ayvalık Belediyesi Kültür Sanat DanışmanıTiyatro Emekçisi Erkan Cılak vedalaşırken bana hiç haberimin olmadığı kitap armağan etti. Şöyle bir karıştırdım, mükemmel bir iş çıkmış ortaya… Erkan kardeşimden bana kitabın öyküsünü yazmasını rica ettim. Özetle aktarıyorum:

2021 yılının Mart ayında Birinci Kadın Oyunları Festivali ile birlikte Ayvalık Belediyesine ait tiyatro sahnemizi kurmuştuk.44 yıllık Vural Sineması’nı Nejat Uygur Sahnesi olarak düzenlemek istediğimizde, aynı zamanda bu sahnenin tüm STK’lara ses ve ışık sistemi olan bir konser salonu, kullanmak isteyen tüm derneklerin yararlanabileceği kültürel etkinlikler merkezi, belediyenin meclis toplantılarının yapılabileceği bir alanı olmasını da dilemiştik.

Sinema olarak belleğimize yerleşen Vural Sineması, kentin belleğinde kültürel etkinlikler için de bir mekan olarak devam edecekti. Belediye Başkanımızın desteği ile sahneyi kurduk ama bir eksik vardı, o da “Belediye Tiyatrosu”. Aradan 1,5 yıl geçmişti ki; Cumhuriyet tarihinin 99. yılında belediyenin gurur duyacağı bir belediye tiyatrosu kurulmuştu artık.

Aklıma, Ayvalık tiyatro tarihinden bulduğum fotoğrafları Vural Sineması / Nejat Uygur Sahnesi’nin fuaye camlarına yapıştırmak geldi. Daha önce de Sanat Fabrikası’nın fuayesinde yapmıştık bunu. İnsanlara Ayvalık’ta nasıl köklü bir tiyatro alışkanlığının olduğunu ispatlayan bu sabit serginin işe yarayacağına inanıyordum. Öte yandan, burası bir tiyatroydu ve Ayvalık tarihinde tiyatroya hizmeti geçenlere karşı bir de vefa borcumuz vardı, ödemeliydik. Bu konudaki bilgiler zaten sisli ve darmadağındı. Konu hakkında nedense hiç kimse bir çalışma yapmamıştı. Onca zaman, onlarca etkinlik için birçok kişi gelip gitti sahnemize. Yaptıklarımızı övgüyle alkışladılar.

Ama 2021 yılının Ekim ayında, o günlerde Sanat Fabrikası’nda “Sacco ile Vanzetti” adlı oyunu sahnelenen, İzmir’de yaşayan oyun yazarı ve dramaturg Hayrettin Filiz geldi Ayvalık’a. Etkinlikleri izleyip, genç tiyatrocu heveslilerini yüreklendiren bu kişi bir gün, son derece yapıcı bir dille tiyatronun fuayesine astığımız eski Ayvalık tiyatro fotoğraflarından bazılarında tarih hatası olduğunu, bazılarında ise oyun isimlerinin yanlış yazıldığını söyledi bana.

Hem Sanat Fabrikası’nda hem de Vural’daki fotoğraflar bir daha düşünülmeliydi! Şaşırmıştım. Nasıl olur? Bir İzmirli, Ayvalık tarihine nasıl bu kadar hâkim olabilir ki diye düşündüm önce? “Yok hocam” dedim hemen, “yanlış olsa birileri söylerdi herhalde.” Ama o fotoğraf altı bilgilendirmelerinde hata yapıldığı konusunda ısrarcıydı. Karar verdik; sorduk soruşturduk, bulduk buluşturduk, döktük ortaya elimize ne geçerse… Tarihteki verileri, kitap aralarına sıkışmış, tanımlanmamış fotoğrafları, internetteki neredeyse hiç denecek kadar az bilgileri, gazetelerdeki dokümanları, bulmaca gibi tane tane yatırdık masaya, tek tek ayıkladık… Sanki yırtık bir fotoğrafı parça parça birleştirmek gibi bir oyun başladı aramızda…

Sonuç? Evet, ortaya koyduğu gazete arşivi ve belgelerden sonra anladık ki Hayrettin Hoca haklıymış. Yanlışmış camdaki fotoğraf bilgileri! Hem de çok güvendiğimiz bir kaynaktan almamıza rağmen…
Bu ilginç karşılaşma, rüzgâr hızıyla yeni bir projeyi başlattı aramızda. Hem mesleki bir iş birliği hem de sıcacık bir dostluk oluştu aramızda… Ayvalık Tiyatro Tarihi üzerine ilk kez yapılacak olan bu kitap çalışmasına böyle bir olaydan sonra karar verdik. Asıl güzel olan; yıllar sonra Ayvalık’a ilk tiyatro sahnesini kazandırdığımızda sahnelediğimiz ve bir türlü yanıtlayamadığımız bir sorunun yanıtını bu dosyayı hazırlarken bulmuş olmamız: “Olmaz bu iş, beş kere oynayıp kaldırırsınız” dedikleri “Aşk Grevi” adlı oyun, neden 73 kere oynanmıştı? Derinine indikçe gördük ki; 1924 ile 1945 yılları arasında Ayvalık’ta yapılan tiyatro çalışmaları, neredeyse o günlerde tiyatronun başkenti sayılan İstanbul ile yarışmış.

Mecaz ya da abartılı bir söylem kullanmıyoruz, gerçekten yarışmış. Bu kadar oyun bolluğu büyük kentlerde bile görülmemiştir. Gördük ki; Ayvalık’ta bir kültür aksı kurulmuş o tarihte. Gerek 1931 yılına kadar Türk Ocağı dönemi, gerek onun yerini alan ve kapatıldığı 1951 yılına kadar Halkevleri günleri ve gerekse İdman Yurdu Temsil Kolu’nun ortaya koyduğu tiyatro oyunları… İnanılır gibi değil! Senede 14-15 ayrı rejinin görüldüğü yıllar var ama dikkatinizi çekerim, elektrik yok…Kentin ileri gelenleri memlekette sayı ile olan jeneratör getirtiyor ve çanak lamba dediğimiz aydınlatmalar ile bu kadar iş çıkıyor bu kentte.

Bu dosyayı hazırlarken, iki şey konusunda fikirlerimiz kesinleşti: Birincisi 2010 yılında bize “beş kere oynarsınız sonra biter” diyenler kesinlikle Ayvalıklı olamaz. İkincisi ise, Ayvalık’ta bir oyun 73 değil 373 kere bile oynasa şaşırmamak lazımmış. O zaman 40 bin nüfuslu bir yerde 73 kez bir oyunu oynadığımızı kime söylesek şaşırırken, aslında kendimiz de şaşırıyorduk ve niye diyorduk?



Hayrettin Filiz’in yapıcı bir uyarısıyla başlayan bu kitap çalışmasından sonra artık bu soruyu sormuyoruz. Biz Ayvalık’ta yapılan tiyatronun tarihini araştırırken bunun yanıtının da, kökü o günlere dek uzanan üst sanat kültüründen geldiğini, üstelik bu kültürün ne pahasına yapıldığını cam netliğinde şaşırarak gördük. Hayrettin Filiz, İzmir’den gelip hatayı farketmekle kalmadı, araştırdıkça bulmaca parçalarını birleştirir gibi birleştirdik…Gecikmiş bir çalışmayı sunma imkanımız oldu, ona müteşekkirim…

Başından itibaren fikir ortaya çıktığı andan itibaren ben neysem, o daha fazlası. Son söz; ne yazık ki Ayvalık bir daha hiçbir zaman ışığıyla kültür saçan o nesle ve döneme ulaşamamış… Umarım yine, yeniden…
***
Sayın Hayrettin Filiz ve Erkan Cılak kardeşime teşekkürler.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Kenan Mortan
 11 Mart 2023 Cumartesi 13:46
Harika çünkü hakikat ve fazlası “ gönül “ var….
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz