Milli bünyemizi feci şekilde sarsan 12 Eylül Darbesinin, kurgulanması, olgunlaştırılması(!), ABD’nin Çocukları (Boys) tarafından ifası ve sonuçlarının dizayn edilmesinin üzerinden tam 38 yıl geçti…
Fakat Türkiye ve Türk Milletinin barındırdığı potansiyel sebebiyle darbe girişimleri hala devam ediyor. Bunlardan 28 Şubat, Gezi ve 15 Temmuz iz bırakan operasyonlar… Fakat bu taarruzların hepsinde ABD fail olarak gizli özneydi…
EKONOMİK 12 EYLÜL
Lakin şimdi direkt olarak açık fail durumunda ABD…
Bizzat USA Başkanı tarafından alenen ve tüm dünyanın gözü önünde bize karşı bir saldırı başlatıldı… Biz buna “Ekonomik 12 Eylül Darbesi” diyebiliriz, hatta demeliyiz…
Yine tıpkı 12 Eylül Askeri Darbesi gibi kurgulanması, olgunlaştırılması, Boys’larca uygulanması ve sonuçlarının masa başında tasarlandığı bir darbe girişimi bu… FETÖ, Reza ve Halkbank üçgeninde gelişen; Rusya ile Suriye operasyonlarıyla yakınlaşmamız ve İran ile gizli ekonomik bağlantılarımız dolayısıyla gerginleşen ABD ile münasebetlerimiz elbette karşı karşıya geleceğimizin haberini çok önceden vermişti.
Şimdi ipler kopmak üzere ve görünen sebep de bir keşiş! Pekiyi kıvılcım sadece bu mu?
ABD’nin YENİ BOYSLARI
Bu soruya birinci olarak, ABŞ tarafından bizzat türetilen, yerleştirilen ve desteklenen Türkiye içindeki “dolar ajanlarının” yıpranması ve deşifre olması sebebiyle yerlerine yenilerinin ihdas edilmesi diyebiliriz! (ABŞ: Amerika Birleşik Şirketleri).
Takip ediniz, yediğimiz bu operasyonla yeni yeni Dolar Milyarderleri; Monopoller, Tröysler ve Manifaktürler türeyecektir. (Solcu arkideşlere de buradan bir sinyal çakalım)… Bunlara biz şimdiden ABD’nin Yeni Boys-ları diyelim…
EVANGELİK HEDEF
İkinci olarak da; yaklaşan ABD seçimleri dolayısıyla Evangelik oyları elde tutma hedefidir. Malum, ABD’de %35-40’a varan bir Evangelik oy merkezi bulunuyor. Bu merkezin de Teo-stratejik olarak, Türkler, İslam ve Ortadoğu gibi keskin hedefleri var… ABD’nin bu Siyonist izdüşümün dışına çıkması yani o hedeflerden ayrılması zaten düşünülemez!…
İRAN OPERASYONU
Üçüncü olarak da ABD’nin Türkiye’nin çok yönlü dış politikasıyla kaybettiği alanlarda yeniden güç sahibi olduğunu gösterme isteği. Buna bir yönüyle olası İran Operasyonuna karşı çıkan-çıkacak Türkiye’nin elini kolunu bağlamak, dirençsiz bırakmak ve bununla beraber de Rusya’ya yönelişini durdurmak da diyebiliriz.
Zira Menbiç’te Türkiye ile ortak hareket etmek için can atan bir ABD gördük. Yani bölgede var olmayı hararetle isteyen bir ABD… Güç gösterisi yapma isteğinin bir sebebi de bu.
MİLLİ DİRENCİ ÖLÇMEK
Son olarak da ekonomik baskı altına aldıkları biz Türklerin direncini ölçüyorlar diyebiliriz… Çünkü çağımızın savaş alanlarından biri de milletlerin kolektif psikolojisidir… Direnci olmayan milletlerin çok kolay teslim olduğu ortadayken, bizim saldırılara karşı defalarca üstün mukavemet gösterdiğimiz biliniyor. Yani “Türk milletini çözerek siyasi iktidara yön verebilir miyiz” düşüncesiyle bu eko-darbeyi yapıyorlar…
SONUÇ?
İşte burada karşımıza iki sonuç çıkıyor, iki şık! Biri, kendimizi dolar ve döviz borçlanmasından kurtarmaktır. Bu da ithalat politikamızın kökünden değiştirilmesidir. Tabii ki bu da üretimimizin ihtiyacı olan madde ve hammaddeleri kendimizin üretmesi ya da başka piyasalara ulaşmamızla olur. Zordur, Ergenekon Dağını eritmek gibi bir zorluk bu… Fakat sonunda çok güçlü bir Türkiye ortaya çıkacağı da kesindir!
İkincisi de benim için zül olan; ABD’ye gidip, ‘Biz bir hata yaptık, S400 Projelerimizden vazgeçip, bağımsız dış politikayı bir kenara bırakıp tekrar senin egemenliğine giriyoruz’ demektir… “Bütün papazlar senin olsun. Sen bizim ağamızsın, sen ne dersen o olur” demek…
Ben ilkinde direneceğimizi hatta taarruz edeceğimizi düşünüyorum, zira Türkiye’nin aylar öncesinden yaptığı NATO ve BM çıkışları, “Dünya Beşten Büyüktür” ve “Dünya Dolar Yerine Altın Kuruna Geçmeli” önerileri sanki bunun göstergeleriydi…
Sayfa başına git