MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dayanışma ekonomileri yükselirken
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
26 Şubat 2023 Pazar

Dayanışma ekonomileri yükselirken

Depremin acısı çok büyük ve kolay kapanacak gibi görünmüyor. Nikos Kazancakis, Zorba’ya meşhur romanda “Dünya'yı bugünkü duruma getiren nedir bilir misin? Yarım işler, yarım konuşmalar, yarım günahlar, yarım iyiliklerdir. Sonuna kadar git be insan, avara et ve korkma! Tanrı, baş şeytandan çok, yarım şeytandan iğrenir!" dedirtir

Biz biliyorduk, bilmeyenler ya da bilmek istemeyenler çarpıldı. Yarım-yanlış, niteliksiz işlerin neden olduğu bir afet bu. Böyle olunca da acısı çok daha büyük oluyor... Depremin yerle bir ettiği yerleşim yerlerinden gelen görüntüler, binlerce acılı görüntü ve hikâyeler sürüyor ve uzun yıllar da sürecek.

Söz bitmiş, gözyaşları akıyor. İnsan eli ile bilimsel ilkelere dayalı olmadan yapılmış her şey yıkıldı. Bu yapılanmaya ve yapanlara müsaade eden ve önlem almayanlara öfke büyük.

Elbette bu memlekette de önemli bir grup ‘Krizi Fırsata Çevirin’ diyerek bu depremden de nemalanacak ama geçen Çarşamba gecesi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği kampanyaya katılan hepsi birbirinden güzel insanlar “Dayanışma Ekonomisi” nin gücünün farkına vardırdı kimilerini… Felaketin bir yararı da bu olsun dilerim.

Dayanışma, birilerine “yardım” etmek değildir, dayanışma zorda olanla etkileşim halinde olmak, “yanındayız” demek.

İnanıyorum bugün değilse yarın bu ülkenin aklı başında insanları her türlü sapmaya karşı birlikte diri ve güçlü bir dayanışma ile geleceği kuracak.

Zor ama yıkılanlar yeniden ayağa kalkacak. Yeniden yaşama dönecek.

Köyler, kasabalar, kentler daha yaşanabilir bir şekilde kurulabilir mi? Neden olmasın.

Yeter ki geleceği daha iyi kurmaya olan inancımız ve irademiz olsun.

Şu günlerdeki dayanışma ruhu biraz daha sürsün. Dayanışmanın manevi huzura ermek değil, dayanışma haksızlığa karşı bir adım atabilmek olduğu öğrenilsin.

Yetersiz, ilkesiz, çarpık düşünce biçimlerini dayanışma ile değiştirmek mümkün mü? Zor ama imkansız değil.

Dayanışma kendi sahte çıkarı için yapılan hayırseverlik değil işe yaramışlık duygusudur. Ne kadar çok insandan “Artık düşünme ve yaşam biçimini” değiştireceğine dair sözler duyuyorum.

Umarım kolay unutulmaz. Umarım bugüne kadar sadece bencilliğe, sadece mala-mülke, hana hamama yatırım yapan bazı insanlar bundan sonra insanca yaşam kalitesine yatırım yaparlar.

Bu tiplerin çektirdiği sahte fotoğraflardan kurtulabilir miyiz? Çünkü dayanışma, montu olmayan bir çocuğa giydirdiğin kıyafetle birlikte fotoğrafını çekmemektir.

***

Bugün pazar ve bu pazar da size bir kitap önermek istiyorum yıllardır olduğu gibi. Kitaplığımda 4 yıldır duran ve bazı konuşmaları hazırlarken sık sık baktığım bir kitap: Dayanışma Ekonomileri. (Metis Kitap- 1. Basım: Aralık 2018)

Yazar Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslıhan Aykaç.  Çalışma alanları arasında turizm sosyolojisi, çalışma ilişkileri, sosyal politika ve kadın emeği yer alıyor.  

Yazar Aykaç, “Son otuz yılda sosyal bilimlerin en temel konularından biri kapitalist üretim biçiminin küreselleşmesi oldu. Farklı disiplinlerden ve disiplinlerarası perspektiflerden kaynaklanan geniş bir literatür ortaya çıktı. Bu kitabımın, benim gibi küreselleşmenin “Başka bir alternatif yok” söyleminin boğucu iklimi içinde yetişmiş bir sosyal bilimcinin “küresel” olanın dışında yeni bir alan arayışı olarak okunmasını arzu ederim” diyor.

Uzun dönemli tarihsel analizlerle sistemin kendini yenileme potansiyelini vurgulayan yazarlar dahi bugün geldiğimiz aşamada kapitalist sistemin ve sisteme dayalı uygarlığın tehlikeli belirsizliklerle karşı karşıya olduğunu öne sürüyorlar. Bu belirsizliklerin bir kısmı kapitalist üretim ağının tüm gezegene yayılmış olmasından, bu yayılmanın çevre ülkeler üzerindeki etkilerinden ve bütün bunlara eşlik eden toplumsal sonuçlardan kaynaklanmaktadır.

Dayanışma Ekonomileri kitabı, üretimde ve bölüşümde dayanışmayı odağına alan ekonomilerin ve ağların imkânlarını ve sınırlarını inceliyor. Bu bağlamda günümüzün çürüyen demokrasileri karşısında “işyeri demokrasisine” vurgu yapıyor. İş ve çalışmanın niteliğinde ortaya çıkan güncel değişimleri tartışan kitap, küresel ekonomi içinde emeğin bugünkü durumunu değerlendiriyor, dünyanın farklı yerlerinden dayanışma ekonomilerine örnekler getiriyor ve küresel ekonomiye devlet ve piyasa dışındaki alternatifleri tartışıyor.

Dayanışma alternatifi tek bir biçimde, standart bir kurumsal yapıda veya tipik bir ekonomik alana ait olarak ortaya çıkmaz. Dayanışma, farklı biçimlerde yereldeki insan kaynağını ve doğal kaynakları kullanarak gelişir. İçinden çıktığı yerelin sosyal ve ekonomik meselelerine ürettiği çözümlerde de son derece özgündür.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz