MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Deprem gerçeği
Rifat ÖZER
YAZARLAR
12 Mart 2023 Pazar

Deprem gerçeği

Dünyada iki tip insan var derler de… Bize göre iki değil en az üç tiptir : Başarılılar, Başarısızlar ve Başardıklarını sananlar…Bunlar göreceli kavramlar tabii. Bir de genel kabul görenler vardır ki, onlardan her meslek dalında da bulunur…

Ülkemizin sıcak gündemi, aslında tüm zamanlarda dünyanın da gündemi olan depremleri ele alırsak, başarısı kesinliğe yakın kabul görenlerin başında… Japonya var!

Niye örnek oluyor Japonya ?

Çünkü aktif fay hatları üzerinde ve yılda yaklaşık olarak 1500 kadar deprem oluyor.

Son 20 yılda ise, 6 üzeri şiddette 28 deprem olmuş : Kobe ve Fukuşima da dahil…

Şimdi de, 2030 yılına kadar olması olası, 9 şiddetindeki deprem için hazırlıklar yapılıyor…Can kaybını ve maddi kayıpları % 30 kadar indirecek… önlemler alınıyor!

Nasıl beceriyor Japon’lar bunları?

Geçirdiği felaketlerden ders çıkardığı için!

Bunları hayata ve eğitim sistemine entegre ettiği için…

Çeşitli kaynaklarda yer aldığına göre ;

*Bina temeline eklenen kauçuk tamponlarla, deprem anında yerden gelen titreşimler binayı titretmeyip sallıyor… Böylece bina esneyerek gelen şiddetli darbeyi yumuşatıyor…

*Ek olarak ; yapının temelinde kullanılan tampon sıvılar, deprem sırasında sallantının tersi yönünde hareket ederek şiddeti azaltıyor…

*Daha başka teknik tedbirler de alınıyor tabii…

*Deprem yönetmeliğine çok bağlı kalınıp, düzenli denetleniyor… Yönetmeliğe aykırılığı düşünmek bile insanlara… bir garip geliyor!

*Çocuklar okul öncesinden itibaren depremden korunma konusunda eğitiliyor, tatbikatlar yapılıyor… Herkes evde ve dışardaki toplanma yerlerinde ne yapacağını öğrenip bilinçleniyor!

*Cep telefonlarına 5-15 saniye öncesinde deprem ve tsunami uyarısı geliyor…

*Hızlı trenlerde depremi önceden bildiren sensörler bulunuyor ve trenler durduruluyor.

*Her ailenin kesin olarak bir deprem çantası bulunuyor…

Kısaca depremde… hiç bir şey şansa bırakılmıyor!

***

Bu konuda Kaplumbağalar çok mutlu… Çünkü evini sırtında taşıyor! Karda kışta, yağmurda çamurda, sıcakta soğukta… neresi güvenli ise kapağı oraya atıyor!

İnsanlar öyle değil ki, evini istediği yere taşıyamıyor, istediği güvenli bir yere gidemiyor.

Zaten Napolyon’un da dediği gibi ‘insanın evi, gönlünün bağlı olduğu yer’ olarak kalıyor!

O zaman yapılacak iş açıkça görünüyor : güveni, evinin bulunduğu yere getirmek!

Bunun içinde bilime ve bilgelere güvenmek, hayat kazandırdığına yürekten inanmak ve

kurallara yüzde yüz bağlı kalmak gerekiyor.

Yoksa, göz yaşlarımızı sel eden, ciğerimizi

kor eden, kırk yedi bin dolayında canımızı alan, yüz bin dolayında canımızı da yaralayan, evsiz barksız, yurtsuz bırakan… Son depremde de olduğu gibi, çektiğimiz acılar, hüzünler hep yetersiz kalıyor…

***

Bir Hint atasözü diyor ki, ‘kendi evini yapamıyorsan… bir yapana taş taşı’! Ama

o işler eskilerde kaldı da. Şimdi taşları, müteahhitler taşıyor… Ev yaptıranlar da onlara, para taşıyor!

Epeyce önce okumuştum. Bu bir fıkra ve tabii ki de, bir şaka ;

Cennet ve Cehennemdekiler toplanmışlar. Aralarındaki geçiş kolay olsun diye, yarı yarıya bir köprü yapmaya karar vermişler…

Cehennemdekiler hemen işe koyulup, köprünün yarısına kadar olanını yapmışlar.

Aaa… oda ne? Cennettekilerde hiç bir

hareket yok!

Merak edip sormuşlar :

Sahi… inşaata neden başlamadınız ki hala?

Cennettekiler : bizim tarafta henüz müteahhit yok ki !

Deprem tasasız bir yaşam dileği ile…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz