MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Devlet baba kantinciyi unuttu mu?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
1 Temmuz 2021 Perşembe

Devlet baba kantinciyi unuttu mu?

Hamamcı kapandı; açıldı…

Berber kapandı; açıldı…

Saunacı kapandı; açıldı…

Lokantacı kapandı; açıldı…

Kafeteryalar kapandı; açıldı…

Spor salonları kapandı; açıldı…

Sinemalar… Bugün açılıyor…

Ya tiyatrolar? Onlar da bugün açılıyor…

Peki…

Kepengi açamayan var mı?

Var!

“Okul kantinleri…”

Memlekette tek örnek!

Onlar 15 aydır evde oturuyor…

Ekmek teknelerinin kapısındaki kilit bile paslandı!

Eğitim kurumlarında kantin işletenler…

Hayatlarından bezdi…

***

Ha’ni şimdi “açın dükkanı” deseler…

Açamazlar…

Kadersizlik paçalarından akıyor...

Çünkü okullar kapalı; müşterileri yok…

Ne ilkokulların, ne orta-liselerin ne de üniversitelerin kantinleri…

Hayatın dinamiği…

Genç cıvıltılara hasret…

Pandemi belası yüzünden…

Kantincilerin…

Dünya ile ilişkileri kesildi…

Hepsi evde oturuyorlar…

Çünkü…

Okullarda ne öğrenci var, ne de öğretmenler…

Nereye kadar?

İşte, bu tek kelimelik sorunun cevabını kimseler bilmiyor…

***

Kantincilik, garip bir iş kolu…

Okul açıksa, kantin de açık…
Okul kapalıysa, kantin sizlere ömür!

***

Mesela…

Basit bir hesapla çözelim durumu…

Okullar ne kadar süre açık?

170 gün… (Aşağı yukarı beş aydan biraz fazla…)

Demek ki…

Toplam 170 gün çalışıp…

Topladığı parayla 365 gün yaşama cambazlığı yapan kişiye…

Kantinci deniyor…

Başka harcamaları var mı?

Dolu…

Kira var, elektrik var, su var, temizlik var…

Hepsinden önemlisi…

Makul bir kar oranı ile çalışmak var…

(Bazılarının yaptığı gibi her hafta etiket değiştiremez…)

Hile, hurda yapmaya kalkanın çanına ot tıkarlar…

Sürekli dikkatli olmak zorundadır…

Son kullanma tarihi geçmiş bir gıda ürününün…

Öğrencileri hasta edeceğini herkesten iyi bilirler…

***

Derdini söylemeyen derman bulamazmış!

İzmir Kantinciler Odası Başkanı Rasim Topçu…

Kurucu Başkan…

23 yıldır koltukta…

Çok dertli…

Diyor ki:

“Pandemi her sektörü vurdu; bizi can evimizden vurdu!”

Hesap ortada…

Başkan Rasim Topçu’ya göre…

Hükümet…

Açık ve kapalı esnaf aynı desteği vereceğine…

En çok etkilenen esnafa…

Ucundan azıcık bir “ayrımcılık” sağlayabilseydi…

Her şey daha “adaletli” olurdu!

Haklı olarak soruyor Başkan Topçu:

“Bakkal ya da oto elektrikçisi benim kadar etkilendi mi? Onlar da hiç kapanmadan 3 bin TL destek aldı; bense ekmek teknemi hiç açamadığım halde aynı desteği aldım… Normal mi şimdi bu?”

Kantinciler Başkanı’nın şu sözleri çok acıklı:

“Esnaf kooperatiflerine en az 200 bin lira borcu var her bir esnafımızın... Üst limitten kredi çektik... Nasıl ödeyeceğiz bunları kara kara düşünüyoruz… Aramızda, intiharı seslendirenler bile var… Bu, çaresizliğin sesidir…”

Ve, bir sitemle karışık yakınma:

“Ankara İstanbul Büyükşehir belediyeleri ayırım yapmadan ne kadar kantinci esnafı varsa yardım yaptılar… İzmir Büyükşehir Belediyesi bizi şaşırttı… Derin inceleme yapmadan aramızdan 250-300 kantinciye sadece 250’şer lira destekte bulundular…”

***

İzmirli kantinciler, kararlı…

Sıkıntıyı iliklerine kadar hissetseler de…

Kalp sesleri şunu diyor:

“15 aydır sıktık dişimizi; inşallah üç ay sonra atlatacağız bu zorlu süreci…”

***

Peki, sıkıntıdan patlayacak duruma gelen esnafa…

Kantinci Odası Başkanı nasıl moral veriyor?

“Üyemizle telefonda konuşmayalım, yüz yüze konuşalım diyoruz… Elimizi O’nun omzuna atıyoruz… Kendi derdimizi unutup, O’na moral vermeye çalışıyoruz… Cebimizde 100 lira varsa bölüşmeyi çok istiyoruz ama olmayan bi’şeyi paylaşamayız ki…”

***

Kantinci Esnafı’nın yüreğinin bi’köşesine sıkışmış…

Şöyle bir duygu var:

“Ben yıllardır vergimi veriyorum… Ancak dürüst duruşumun karşılığını alamamanın yarattığı bir burukluk yaşıyorum… Son zamanlarda haksız kazançları görünce, O’nun bunun malına çökmeleri duyunca canımız çok sıkılıyor… Zaten arkadaşlarımızın çoğu bu mesleği bıraktı… Biz direniyoruz… Çünkü, çocuklarımızı sucuk kokuları arasında tezgah altında büyüttük… Biz işimizi ve çocukları çok seviyoruz… Onları bırakmak çok zor…”

***

Bitiriyoruz…

Görünen köy kılavuz istemez…

Belli ki…

Böyle giderse okullar, kantini işletecek kimseyi bulamayacak…

Başka sıkıntılar da var…

Farkındasınız değil mi?

Öğrencilerin de tüketim alışkanlığı değişti…

Kantinde satılacak ürünlerin listesi giderek küçülüyor…

Mesela…

Kantinci esnafına, “Salata sat…” diyorlar…

Evinde yavrusuna salata yediremeyenlerin olduğunu unutuyorlar…

Günün sorusu şu:

Kantinci ne için var?

Salata satmak için mi?

Yoksa…

Yoksa “A4” kağıdı satmak için mi?

Nokta…

Sonsöz: “Sus gönlüm! Bütün bu susmalarına karşılık her şeyin hayırlısının olacağına inanarak sus…/ Hz. Mevlana…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Hamide Nacar
 1 Temmuz 2021 Perşembe 12:49
Süpersiniz. Bizim sesimiz olmuşsunuz teşekkür ederiz başkanım
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz