MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Devrim günlerinde aşk
Engin ÖNEN
YAZARLAR
30 Eylül 2019 Pazartesi

Devrim günlerinde aşk

“İsyan Günlerinde Aşk” Ahmet Altan’ın romanı biliyorum… Bizimki bir taşra hikayesi…

En devrimci yıllarımız. 12 Eylül arifesi. Devrim olacak, bu kesin. Hem de silahlı mücadele ile. Başka türlü egemen sınıfı devirmek mümkün değil. Urla’da lise yıllarımız. Fraksiyonlar arası slogan tartışmaları gırla. Hepimiz devrimden yanayız ama bir türlü yöntemde ve Türkiye toplumu analizinde anlaşamıyoruz…

Yatılı okuyoruz. Çeşme, Seferihisar ve Karaburun’da henüz lise yok. Yarımada çocukları bir aradayız. Örnek Öğrenci Yurdu… Sahibi Münevver Teyze... Biraz Adile Naşit’i andırırdı. Ama gözlüklü, bilmiş ve özgüvenli bir kadın…

Ben de o yıllarda devrimci kimliğimle tanınmaya başladım. Bazı öğretmenlerim bu yüzden özel bir ilgi duyuyor. Bazıları da “Aman oğlum dikkat et” duyarlılığında. Felsefe öğretmenimiz Selma hoca, “Aman yavrum bunlar kıyarlar. Kendinize dikkate edin” uyarısında… Yaşar Sönmez hocamız edebiyat ve kompozisyon dersinde benim yazdıklarımı özene bezene okuyor överek. Bazıları bundan hazzetmiyor…

Kargaşa günleri. Çatışmalar, tutuklamalar… Tam o dönemde Urla’da bizim gruptan bazı abilerimiz tutuklandı bir baskınla. İster istemez beni de bir korku aldı. Adım geçer mi? Tedirgin olmamak mümkün değil. Ama serde devrimcilik var. Ne gelirse başa, sorun değil…

Felsefe dersindeyiz. Edebiyat ile birlikte kendimi en iyi hissettiğim ders yani. Hırant Dink’in tabiri ile “Güvercin tedirginliğindeyim”. Gözüm lisenin bahçe kapısında. Ve sanki beklediğim an. Komiser ve iki polis kapıdan giriyorlar. Sermin (sınıf başkanımız, dobra, yaman bir kızdı) ile göz göze geldik. “İşte seni almaya geliyorlar, gördün mü?” dedi. Benim de yorumum aynı aslında ama dur bakalım…

Selma hoca ders anlatmaya devam ediyor, olup bitenlerden habersiz. Ve üç beş dakika sonra kapı çalıyor. Nöbetçi öğrenci, öğretmenimize beni ve Uğur Avcı’yı müdür beyin çağırdığını söylüyor.

Olayı anlayamıyorum. Tamam, beni çağırabilirler ama Uğur’un işi ne. Uğur, Çeşmeli arkadaşımız. Apolitik biri. Onun ne işi var?

İkimiz birlikte müdür odasına giriyoruz. Lise müdürümüz, aynı zamanda tarih öğretmenimiz. Makul ve hoşgörülü biri... “Bakın çocuklar, komiser bey sizin için gelmiş” diye açıklama yapıyor. Söz komisere geçince de bize bir kız ismini soruyor. Tanıyoruz ama bu kadar. Meğer kız evden kaçmış. Bıraktığı mektupta benim ve Uğur’un da adı geçiyormuş. Bunları duyunca öyle bir rahatladım ki sormayın…

Komiser ifadeleriniz alacağım, karakola gidelim diyor. O özgüvenle ben itiraz ediyorum. “Birazdan sınavımız var gelemeyiz…” derken, araya müdür giriyor. “Merak etmeyin komiser bey ben öğleden sonra onları karakola gönderirim.”

Sınıfa dönüyoruz ama olayı nasıl açıklayacağız ve öğleden sonra ne yapacağız? Selma hoca soruyor, biz de söylüyoruz. “Sizin de boyunuza bakıp bir şey sanmışlar” deyip, sevecen bir şekilde dalgasını geçiyor. Ya da bizi rahatlatmaya çalışıyor…

Dersler bitiyor yurda dönüyoruz. Yurt sahibemiz Münevver teyzeye gidip durumu anlatıyoruz. “Teyze, karakola sen de gel bizimle. Şimdi bunlar döverler vb.”

Münevver teyze birden yavrularına sahip çıkan bir kartal gibi. Sert ve tepkili. “Ben onların canına okurum size dokunurlarsa. Sürdürürüm onları buradan.”

Yurdumuz şimdiki sanat sokağında bir Rum köşküydü. Karakol Babacan mahallesindeydi. Münevver Teyze’nin iki yanında yürüyoruz. Karşıdan bir kadın geliyor. Ama sıradan biri değil. Sermin’in ablası... Bütün Urla bilir. Namlı bir güzel. Belki Kaymakamlıkta çalışıyor, onu bile bilmiyorum. Ama oradan Postane sokağına kadar, O’nun geçişi bir olaydı. Bütün esnaf geliş gidiş saatlerini bilirdi adeta. Yolu bizim yurdun önünden de geçtiği için biz de bilirdik…

Münevver teyze bana döndü, “Engin bu kaçan kız böyle biri mi bari?” demez mi? Hiç beklemediğim bir soruydu. Ama yanıtım net oldu. “Teyze böyle biri olsa ben karakola seni çağırmam ki…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz