MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ellilik Banknot ve FATMA ALİYE
Ayda ÖZEREN
YAZARLAR
8 Ekim 2022 Cumartesi

Ellilik Banknot ve FATMA ALİYE

Müzik Önerisi: Ellilik Banknotlar – Yüzyüzeyken Konuşuruz

Türkiye’de enflasyonun her dönem başımıza dert olduğu değeri yitip giden kâğıt paralardan belli oluyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tedavülden kalkan onca kâğıt para, altı sıfırın atılmasının üzerinden nerdeyse 17 yıl geçmesine rağmen hala bu sıfırlarla konuşabilen inanılmaz bir kalabalık, 2000’li yıllarda doğan çocukların sırf bu sıfırların gündemden düşmemesi nedeniyle para mefhumu olmadan büyümeleri, kafa karışıklıkları ve para ekonomi finans tasarruf yatırım işlerinin bir türlü basite indirgenmemesi…

Ve tabii ki sofistike yabancı kökenli anlam bütünlüğü bile olmayan cümlelerle milleti iyice dumura uğratan bürokratlar, ekonomistler, bankacılar, finansçılar, akademisyenler…

“Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heterodoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır.” Cümlesi kendi başına bu durumu çok iyi özetliyor aslında.

Halka cahil hissettirip, olanca haksız gelir dağılımını meşru kılmak…

Finansal okur yazarlık müessesini çalıştırmamak, halkı eğitmemek ve geliştirmeye çalışmamak…

Halkın ekonomik koşulları ve verileri bilimsel irdeleme yoluyla değil bizzat yaşayarak öğrenmek gibi kötü bir huyu var.

Anladığı en önemli tek şey aynı banknotla aynı ürünleri satın alamayışı, çarşıya pazara çıkarken cüzdanlarına -eğer varsa tabii- daha çok para istiflemek zorunda oldukları, kazandıkları ile harcadıkları arasındaki fark yüzünden yaşam standartlarının giderek kötüleşmesi…

Bu deneyimleri süslü cümlelerle açıklayamazsınız. Dualarında “eski günlerimizi aramayalım” cümlesini tekrarlatarak durumu iyileştiremezsiniz.

 Enflasyonun bir fare gibi hızlıca kemirdiği kâğıtparalara zaman zaman vakit ayırırım, bu sefer elime ellilik banknotu aldım. Evirdim çevirdim neler alırdım, kazanmak için nelerden vazgeçtim öylece düşünürken Fatma Aliye ile göz göze geldim.

Tam da yarın yaş günüymüş, 160 yıl önce 9 Ekim’de doğmuş rahmet ve anılmak istedi diye düşündüm ve paranın ekonomik değerinden uzaklaşıp şekilsel tarafında yer alan bu değerli edebiyatçıya dikkatimi çevirdim.

Fatma Aliye ilk kadın yazarlardan, ilk kadın felsefeci, aktivist, çevirmen, hakkında ilk monografi yazılan, kadın haklarından ve kadın erkek eşitliği üzerine konuşan ilk kadın romancı.

1,5 asır önce kadın erkek eşitliğinden konuşabilen ancak evliliğin ilk yıllarında eşinden gizli kitap okuyan bir kadın!

Büyüme çağında kendine özel bir eğitim sunulmayan ancak öğrenme şevkiyle yanıp tutuşan ve abisi için eve gelen özel öğretmenlerden Fransızca, tarih, edebiyat ve felsefeyi öğrenen bir kadın!

Yazmaya Fransızcadan yaptığı çevirilerle başlayan ancak kadının yazar olması ayıp ve mümkün olmadığından eserini “Bir Hanım” imzası ile yayınlayan bir kadın!

Kendini felsefenin büyüsüne kaptıran ve o devirde felsefe ve müziği irdeleyen bir roman kaleme alabilen bir kadın!

Eserlerinde kadın gözüyle evlilikleri, karı koca arasındaki ilişkileri uyumu anlatan, aşk ve sevgi kavramlarını cesurca kaleme döken, kadının bireyleşme çabasını ön plana çıkaran, çalışan para kazanan ve erkeğe ihtiyaç duymayan kadınları kitaplarına kahraman yapan bir kadın!

Kadın sorunlarına eğilen, dönemin zorluklarına ve muhafazakâr yapıya rağmenkadın haklarını savunabilen aktivist bir kadın!

Eserleri 1900lü yıllarda dünyaya açılmış, Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu’nda yer almış bir kadın!

İslamiyet'in aydınlık dönemine atıfta bulunarak kadınların hak ettiği konuma gelmesini, kadın erkek ayrımı yapılmadan bilimden herkesin yararlanmasını, İslamiyet'te kadının eğitimini engelleyici bir buyruk bulunmadığını savunan yazılar yazan bir kadın!

Türk edebiyatının ilk kadın öğretmen başkarakterini yaratan çocukluktan genç kadınlığa, elindeki tek sermayesi aklı olan yoksul bir kız öğretmenin mezuniyetindenbaşlayarak tek başına ayakları üzerinde durma mücadelesini,farklı kadınlıkları, sınıflar arası kadın dayanışması ve kadınların gündelik yaşamlarını oldukça yalın bir biçimde anlatan bir kadın!

Paranın satın alma gücünden Fatma Aliye’ye savrulduğum bugün haber başlıklarında yine baş örtüsü tartışmalarını görünce içim cız etti.

Elimdeki elli liradaki Fatma Aliye’nin benle göz göze gelmeyen portresine bakarken;

Biz kadınların bu coğrafyadaki özgürlüklerine, yaşam ve kıyafet biçimlerimize, vücutlarımıza, anayasal haklarımıza bu kadar müdahale edilmesine,

EŞİTLİK kavramına hala neden bu kadar uzak olmamıza ve bu sonu bir türlü gelmeyen mücadeleyi neden hala sadece biz kadınların yürüttüğüne, haklarımızın erkeklerin çenesinde neden sakız olduğuna

Sıkıldım, utandım, ezildim…

Senin kadar cesur değilim belki Fatma Aliye.

Elli lirayla satın alabileceğim bir gerçeklik de değil bu.

Ama seninle bir akit imzalar gibi bu banknotu kendime saklayacağım.

Eşit olana dek…

Kendi isteklerimize özgürlüklerimize ve haklarımıza kavuşana dek elimden geleni yapmaya devam edeceğim.

Sana olan sözümü tutabildiğimde ise bu elli lirayı “Kadın Hakları Müzesi”nde sergileteceğim…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Gülhan Turgut
 8 Ekim 2022 Cumartesi 21:05
Çok güzel. Teşekkürler.
 Ömer Özütemiz
 8 Ekim 2022 Cumartesi 11:00
Çok ibretlik bir konuya el attınız. Fatma Aliye hanım, tarihçi Ahmet Cevdet Paşa nın kızıdır. Görüldüğü üzere o çağda bile türban takmamıştır. Yani öyle bir sorun yoktur. Fatma hanım çağının ilerisindedir. İranlı kadınların Fatma hanımdan haberdar olduklarını düşünüyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz