MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Exiliyoruz
İhsan Özbelge ÖZDURAN
YAZARLAR
17 Ağustos 2021 Salı

Exiliyoruz

Başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerinden başka dilek dileyemez olduk ifadesi ile başlamıştım bir önceki yazıma…

Ne yazık ki , aynı dileklerle başlayıp bitireceğim yine bu yazımı…

Ciğerlerimizi kavuran orman yangınlarının yaraları henüz  sarılmamışken…

Takvimler 11 Ağustos’u gösterdiğinde…

 Kastomonu, Sinop, Bartın illerini vuran sel felaketi ile boğulduk…

Güzel yurdumun güzel insanları,  geçmişini ve geleceğini azgın sel sularına kaptırırken

O güzelim ilçelerin , köylerin  bir çamur deryasının girdabında sürüklenmesine…

Sel sularının önünden  canlarını ve mallarını kurtaramamanın çaresizliğine …

Bir ilçenin yok oluşuna …Sözün bittiği yer deniliyordu…

Oysa ki , söze başlama zamanı çoktan gelmiş de geçiyordu…

Söylenecek tüm sözleri bir bir haykırma zamanıydı…

Ne var ki… Dilimin ucunda kelimeler, ağzıma esir düştü…

Dilim söylemez , kalemimim yazmaz oldu…

Sustum kaldım…Yazamadım…

On beş gün arayla yaşanan bu ikinci felaketin son olmasını diledim tüm kalbimle……

Ateşin  ve suyun yok edici gücü ile;  korkuların en büyüğünü, acıların en ağırını yaşayan ülkem insanını izledim günlerce…

Yavrularını sel sularında kaybeden annelerin haykırışları

Varı ,  yoğu  azgın sel  sularına  teslim olan yurdum insanının yakarışları…

Mukadderat kelimesi ile kurulmuş talihsiz söylemlerle  kesiliyordu…

Tedbiri elden bırakmamak  ve de takdire kabahat bulmamak deyimlerinin  anlamını daha bir hatırlatan …

İçi  boş cümlelerdi dinlediklerim…

Toplumu  abandone eden, ruh sağlığımızı bozan  ilimden ve bilimden uzak  bu  konuşmaları zihnimin derinlerinden kovmak için uğraşıyordum… 

Yangının isi ile çamurun izi birbirine karışmıştı…

Beldeleri viraneye çeviren,  yuvaları yerle yeksan eden bu felaketin sebebi ya da müsebbibi aranırken…

Yanlış yapılaşma ile…

Ezine çayına,  yatağının nasıl da  dar edildiğinden söz edilmiyordu…

Tomruk depolarının dere yatağını işgal edişinden 

Çılgınca akan suyun önüne bent olan tomruklardan,

Tomrukların arasına sıkışıp,  feci şekilde yok olan hayatlardan söz edilmiyordu..

Hidroelektrik santrallerinin kurulması için gözden çıkarılan ağaçlardan

Ve bozulan ekolojik dengeden dem vurulmaksızın,  başka  mağdurlar aranıyordu.

Oysa … Tabiat ana çıkarmıştı ağzındaki baklayı… Var gücüyle haykırıyordu…

Su akıp yolunu buluyor ve doğa aslına rücu ediyordu…

Adeta , düşünen beyinler için yüz yüze bir eğitim programı idi,  bu yaşanan  felaketler…

Velhasıl…Ağır bedeller ödete ödete dersini veriyordu hayat…

Geçmiş , geçmişte kaldı diyemiyoruz.

Çünkü , yarınlar nelere gebe bilemiyoruz…

Eksiklerimizi , noksanlarımızı ikmâl edebilirsek ve yolumuzu bulabilirsek ne alâ…

Zira…Geçmişten ders almadıkça hiçbir şey geçmiş olmazmış…

Tekrar geçmiş olsun Türkiyem…

Yaşadığın acılar; geçmiş ,gitmiş,  bitmiş  olsun..

***
Bugün 17 Ağustos 2021…

İzmir’in kıymetli büyüğü Sancar Maruflu’yu ebediyete uğurlarken ,

Tüm İzmir’e taziye dileklerimi iletiyorum büyük bir teessürle…

İzmir için Sancar Maruflu …

Kentin belleği ,toplumun hafızası ve doğru yönü gösteren bir kutup yıldızıydı…

Kartvizitinde yer alan tüm ünvanlarından ari…

İzmir sevgisini, Karşıyaka sevdasını ,Kültürpark kaygısını, dost vefasını yüreğinden hiç eksik etmeyen

Bir Atatürk aşığı , bir Cumhuriyet sevdalısıydı…

Örnek kıdemli vatandaş ödülüne fazlası ile layık bir insanlık ustasıydı…

20O1 …son on yılın en başarılı iletişimcisi..

2003… son on yılın en başarılı sivil toplum lideriydi…

Benim için ise Sancar Maruflu

Dede dostu  bir ailenin oğlu , geçmiş kuşaklarımın Karşıyaka’daki  belleğiydi..

Kâh bir bayram ziyaretindeki , kâh  bir vapur seyahatindeki karşılaşmalarımızın doyumsuz  sohbetiydi…

Ve her zaman , bir telefon mesafesindeki ağabeydi…

Sancar Maruflu ismi…Hayatlarımızdan çıkıp gidiveren , karşılıksız iyilik yapma hasletinin vücut bulmuş haliydi.

Şimdi veda vakti..İzmir şükranları ile uğurluyor seni…

Hafızalarımıza kazınan “İyilikler ve güzellikler hiç eksilmesin, Allah eksikliğinizi göstermesin ” sözleri  daima  kulaklarımızda kalacak …

Biz eksildik İzmir baba… Sana uğurlar olsun…

Mahşere kadar; sevapların yoldaşın, iyiliklerinin ve güzelliklerinin ışığı kabrine nur olsun.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 1 Eylül 2021 Çarşamba 17:42
Allah rahmet eylesin.ışıklarda uyusun Ihsancım.
 Serap Koca
 20 Ağustos 2021 Cuma 22:45
1963 yılında Ayancık böyle bir sel felaketi ve aynı acıları yaşamış.Sonra yine aynı yapılaşma aynı tomruk depoları aynı yerlerine yerleştirilerek aynı düzene geçilmiş.Karşı çıkan halka ve devletin atadığı insanlara aynı muamele yapılmış.Çok üzgünüm bugün yaşanan korkunç felaketin ardından yine aynı düzenin kurulma ihtimali,ibirilerinin çok paralar kazanması İçin yüzlerce canın feda edileceği ihtimali içimi acıtıyor,insan olmaktan utandırıyor.Ocaklar söndü,anneler babalar evlatsız,çocuklar annesiz babasız kaldı.Artık yeter ülkemin çektiği acılar bitsin,toprağımızla,ağaçlarımız bitkilerimizle sularımızla dağlarımızla bütünüz aynıyız,birbirimizi koruyup kollamalıyız ki güzellikler geri gelsin.Artık EGO’larınızdan sıyrılın.Bu vatan hepimizin bu dünya hepimizin. O güzel insan Nurlar içinde uyusun.İzmir’ e iyilik sevgi paylaşmanın gönüllülüğün güzelliklerini sundu,minnetle Sevgiyle Saygıyla.
 Fidan Cabar
 18 Ağustos 2021 Çarşamba 14:28
Kayıplarımız çok canlarımız üzgünüz
 Sezin Atay
 18 Ağustos 2021 Çarşamba 08:41
Acılarımızın son olacağı, akıl ve bilimin ön plana çıkan günlerimiz olsun. İhsan hanım Bir sonraki yazınızı merakla bekliyoruz
 Hülya Sabuncu
 17 Ağustos 2021 Salı 21:30
Eline yüreğine sağlık Arkadaşım.Yine duygularımıza tercüman bir yazı.Sağol Varol.
 Ahmet Gürel
 17 Ağustos 2021 Salı 21:24
25 yıl DSİ’de erozyon mühendisi olarak çalıştım. Derelerin nasıl daraltıldığını, nasıl üstü kapatıldığını bilirim, örneğin Girne caddesi, bir çay kapatılarak yok edilmiş, 1995 yılı sanırım, 40 ölü, Girne’den üç metre su akmış, arabalar denize. Aynı manzara Kastamonu’da, HES’in katkısı olamaz, talan edilen orman, yağmur sularını tutamaz, 15 metreye düşürülen Ezine çayı yatağı, tüm kayan ormanı ve oluşan seli taşıyamaz, taşımamış. Ülkenin her yeri benzer felaketi yaşayacak derelerle dolu. Suçlu; kar hırslı müteahhitler ve izin veren belediyeler. Suç belli, ceza çoklu ölüm karşılığı müebbet hapis olmalı. SANCAR kardeşim seni özleyeceğim.
 Şükran Özyurt
 17 Ağustos 2021 Salı 20:15
Sancar Maruflu , ne mutlu ki hoş bir seda bıraktı bu dünyaya. Güzel insan ışıklarda uyusun...
 Şükran Özyurt
 17 Ağustos 2021 Salı 20:13
Maalesef önlem almayarak kaderci zihniyete teslim olmak gibi bir alışkanlık var. Bu çok üzücü.Çok güzel anlatmışsın İhsancığım
 Nigar Yerebasmaz
 17 Ağustos 2021 Salı 20:05
İhsan hanım her perşembe yazilarınızı ilgi ile takip etmekteydim.Geçtiğimiz hafta yazınızı aradı gözlerim. Yanlış verilen siyasi kararlar ile imara açılan dere yatakları ve hes işletmeleri bir ilçeyi yok etti. Dediğiniz gibi , aldığımız derslerle bundan sonraki kararlar bilim ışığında olur inşallah.Kalemize sağlık.
 Figen ustgul
 17 Ağustos 2021 Salı 19:10
Çok güzel dile getirmişsiniz .aynı acıları paylaşıyoruz . kayıplarımız maddi manevi. dünyada neler oluyor seyirdeyiz hakkımızda hayırlısı.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz