MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Gıda Güvenliği Günü!
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
7 Haziran 2021 Pazartesi

Gıda Güvenliği Günü!

Geçen cumartesi 5 Haziran Dünya Çevre Günü idi. Bir sürü yalandan kutlama, çevrimiçi toplantılara profesör çağırma, çevre üzerine ahkam kesme… Özetle ezici çoğunlukla samimiyetsiz, pek az da gerçek bir güne dikkat çekmek amacıyla yapılmış etkinliklerin bilgileri yağdı hafta sonu. Çoğunu okumadan sildim. Çünkü samimiyetsizliğe katlanamıyorum artık.

Adam tescilli çevre düşmanı, uyduruk bir derneğin başına geçmiş çağırmış bir bilim adamını konuşturuyor, dernek üyeleri de profesöre aptalca sorular soruyor … Al sana çevre günü kutlaması. Marmaranın salyaları Ege Denizine doğru akmaya başlamış kimin umurunda…

***

Bugün de Dünya Gıda Güvenliği Günü…Yine bir sürü samimiyetsiz demeçler, sözde etkinlikler göreceğiz. Tam bir zehir olduğu kanıtlanan nişasta bazlı şekerlerin memleketteki tüketim kotası ikiye katlanmış, bunu dile getirmeden gıda güvenliğinden söz edenlere ben inanmıyorum. Siz de inanmayın.

Bir kez daha yazalım: Hızlı nüfus artışı karşısında gıda kaynaklarının azalması, tarımın önemini kuşkusuz daha da artırdı.  Gıda güvenliği ilkesi çerçevesinde, bireylerin dengeli ve yeterli beslenmeleri konusunun ülkelerin temel önceliğini oluşturması şart. Ama bizim ülkemizde bundan söz etmek mümkün mü?Bakın “büyüklere”… Yani ekonomik yönden güçlü ülkelere…. Gıda ve tarım konusunda dünyadaki dönüşümleri zamanında öngörerek, tarımı bir endüstri durumuna getirmelerinin payı büyük. Kalkınmanın süreklilik kazanması, sanayi ve tarım başta olmak üzere tüm sektörlerin geliştirilmesini ve rekabet gücünün artırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Cumhuriyet, yoksul köylüden çiftçi yaratılmasını amaçlayan politikaları benimsemiş ve uygulamış, tarımsal piyasaları oluşturmak, köylü ve çiftçileri desteklemek için gerekli kurumsal yapılanmayı gerçekleştirmiştir. Sonra “babalar gibi satan” anlayışla çiftçinin traktörünü haczeden bankaya evrilmiştir durum.

Ayrıca şeker fabrikalarını sattığın şirkete nişasta bazlı şeker için her yıl kıyak üzerine kıyak yapmak da tarım ve gıda politikası olmuştur.

***

İzmir’de TMMOB çatısı altındaki odaların faaliyetleri gerçekte gurur verici… TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, Kimya Mühendisleri Odası Ege Bölge Şubesi, Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve TVHB İzmir Veteriner Hekimleri Odası’nın yayımladığı bildiri gibi bir gerçekçi açıklamayı şu yazıyı kaleme aldığım şu ana kadar hiçbir yerde okumadım. Yayınlayanları kutluyorum… Bildiriden bazı satırların altını çizdim paylaşıyorum:

Sofralarımıza gelen gıdanın güvenliği ilk olarak tarımsal üretimin güvenliğinden; tarımsal üretimin güvenliği ise ürünlerin, köylülerin, çiftçilerin, balıkçıların, daimi ve mevsimlik kır emekçilerinin ve dağıtım kanallarının güvenliğinden geçmektedir. Bunu sağlayabilmek ise gıda egemenliği ve agroekoloji ile mümkündür. Gıda egemenliği ve agroekolojinin halk sağlığından, doğa dostu üretimden, adil üretim ve paylaşımdan yana anlayışını; yerel bilgi ve pratikleri dışlamadan, bilimin yol göstericiliğinde ve doğru uygulamalarla yayacak toplumsal bir hareketi inşa etmek için çalışmalıyız.

Günümüzde güvenli gıda ve suya erişimdeki önemli engellerden biri tarımda ve endüstride kimyasalların aşırı ve bilinçsiz kullanımıdır. Bu durum toprak, su ve hava kalitesinin değişmesine neden olmakta, özellikle toprakta kirlilik yaratmakta, biyoçeşitliliğe zarar vermekte ve büyük bir halk sağlığı problemine yol açmaktadır. Bu yüzden tarımda kullanılan ilaç ve gübrelerin uygulama aşaması uzman teknik personellerin öneri ve tavsiyesi ile olmalıdır.

Güvenli ve yeterli gıdaya ulaşabilmenin önemli yollarından birisi de bölgesel biyoekonomi modellerinin geliştirilmesidir. Biyoekonomi modelleri sayesinde güvenli ve yeterli gıdaya erişim ve sürdürülebilir kalkınma sağlanabilir. Özellikle Avrupa başta olmak birçok ülke kendi ulusal biyoekonomi politikalarını gerçekleştirmiş veya gerçekleştirmektedir. Buna benzer politikalar ülkemiz için de zaman kaybetmeden uygulanmalıdır.

***

Sağlıklı hayvan, sağlıklı hayvansal gıda ve sağlıklı beslenen insan düzleminde "Tek Sağlık" yaklaşımı içinde gıda güvenliğinin de olması gerektiği unutulmamalıdır. Bu kapsamda insan hayatına dokunan tüm meslekler kutsaldır ve işbirliği yapmaları kaçınılmazdır. İşte bu yüzden "Gıda Güvenliği" hepimizin sorumluluğundadır.

***

Tohum dâhil dışa bağımlı olmamız girdi fiyatlarında yükselmeye, çıktı fiyatlarında da istikrarsızlığa neden olmaktadır. ‘Paramız var ki ithal ediyoruz’ mantığıyla fiyatı yükselen her gıda maddesi için çözüm olarak görülen ithalat da vatandaşın ucuz, yeterli ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlayamamakla birlikte, yerli üreticiyi de mağdur etmektedir. Bu durum da, ülkemizde gıda egemenliğini tehlikeye atmaktadır. Ülkemizdeki ve dünyadaki sermayenin çıkarlarını, insanlığın ortak çıkarlarının üstünde gören egemen, kapitalist sistemin yarattığı açlık, yokluk ve yoksulluk salgın süreciyle birlikte mevcut tarım-gıda sisteminin yetersizliklerini ortaya sermiştir.

Tarım-gıda üretimi ve tedarikindeki tekelleşme eğilimi, yerel tarım-gıda sistemlerini kalıcı çözümler ile geliştirip güçlendirmemiz gerektiğini göstermiştir. Gelinen bu noktada, dışa bağımlı olmayan sürdürülebilir tarım ve gıda üretimi ile gıda egemenliği politikalarını hayata geçirmemiz gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, yaşamak nasıl bir insan hakkı ise, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıdaya uygun fiyatlarla sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır ve bunu sağlamak kamunun en önemli görevlerinden biridir.

Biyolojik çeşitliliğin arttırıldığı, yerel tohumların kullanıldığı, aile çiftçiliği ve kooperatifçiliğin desteklendiği, gıda güvenliğinin tek sağlık yaklaşımı içerisinde olduğu üretim politikalarının ve gıda egemenliği ilkelerine dayalı bir tarım politikasının hâkim kılındığı, Dünya Gıda Güvenliği Gününe erişebilmek umuduyla.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Aysel Erdem
 7 Haziran 2021 Pazartesi 16:29
Çok dogrum söylemlerinin uyarıcı Ancak ülkenin başındakiler tarımı öldürmeye çalıştıkça inadına bizler bahçelerinin ciftliklerimizde organik gıdaya daha önem vereceğiz Çiftçinin üreticinin yanında olacağız bunu birlikte başaracağız inşallah saygilar
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz