MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Hayallerim, Aşkım ve Gerçekler
Filiz SEZER
YAZARLAR
16 Temmuz 2021 Cuma

Hayallerim, Aşkım ve Gerçekler

Bilim kurgu romanlarının ilk öneklerini veren Jules Verne, “Ay’a Yolculuk” ve “Ayın Etrafında” adlı eserlerini yazdığında tarihler 1865’i gösteriyordu. 1632’de Hezârfen Ahmet Çelebi’nin kendi tasarladığı kanatlarla Galata Kulesi’nden Üsküdar’a uçtuğu rivayetine gönülden inanan pek çok kimse var. 1452 – 1519 yıllarında yaşamış olan dahi insan Leonardo da Vinci’ninkuşlardan aldığı ilham ile tasarladığı günümüz uçaklarına benzetilen çizimleri yıllardır hayranlıkla birlikte şaşırtmaya devam ediyor. İnsanların yüzyıllardır hayalini kurup sonradan başardığı uçma isteği artık yerini atmosferin sınırları dışına çıkıp uzaya ulaşma ve hatta uzayda yaşam alanları oluşturma safhasına geçmiş durumda ve bu yolda ilk adımlar atılmaya başlandı bile.

ElonMusk’ın Space’, Jeff Bezos’un Blue Origin şirketleriileyaptıklarıbaşarılıgirişimlereson olarakünlüİngilizyatırımcıSir Richard Branson’ınkurduğuVirgin Galacticfirmasıbünyesindeyapılanuçuşlareklendi.Son uçuşlarında 85 km. yüksekliğeulaşmayıbaşaranaraçlarıilesiviluzayçalışmalarında “biz de varız” demişoldular.Havacılıkmühendisiolanveçocukluğunanberiuzayagitmeninhayalinikuran Burt Rutan’ıngeliştirdiğiSpaceShipOnearacınayaptığıyatırımlabuhayaleortakolan Sir Branson’ınkahkahaatarkenverdiğipozlarıgeçtiğimizhaftamedyadabolcayeraldı. Branson yaptığıaçıklamadaşöylediyordu: “Gelecekneslinhayalperestlerinesesleniyorum; biz bunuyapabiliyorsak, sizneleryapabilirsinizhayaledin!”.

Bugünlerde hayalperestlere seslenen sadece Branson da değildi. 12 Temmuz’da gerçekleştirilen Türkiye Gençlik Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gençlere “sizlerden ülkemiz, milletimiz ve kendiniz için hayal kurmaya devam etmenizi istiyorum; (...) hayallerinizin çalınmasına izin vermeyin” diyordu. Işıltılı apartmanlarının, sitelerinin, gökdelenlerinin ardındaki sokaklarında işsizliğin, yoksulluğun, umutsuzluğun kol gezdiği memlekette nereden baksanız en çok kurulan hayal piyangodan çıkacak büyük ikramiyedir muhtemelen (o da değilse sosyal medya influencerıvs olmaktır) zira artık çalışarak kazanılacak pek az şey kaldı. Hepimizin bildiğini bu yazıda tekrarlamak istemeyeceğim için hayal etmenin üzerine farklı şekilde tartışalım derim. Nihayetinde benim de birbirimizi her görüşümüzde siyasetten, geçim sıkıntılarından ve pandemiden bahsetmek yerine sanattan, felsefeden konuşmak gibi bir hayalim var.

Hayal kurmanın olmadığı bir yaşamın nasıl olabileceğini hayal etmek bile istemem. Hayal gücünün en güçlü olduğu dönemimiz çocukluk yaşları olsa da hepimiz gün içerisinde az veya çok hayal dünyasına dalarız: Trafikte gördüğümüz bir araba, önünden geçtiğimiz çiçekli bir bahçe, karşı masada oturan o adam / kadın, radyoda sevdiğimiz şarkı çalarken bir anda kendimizi bulduğumuz o sahne... Zararsız görünen bu rahatlama anları haricinde hayal gücüne atfedilen pek çok farklı işlev var. Einstein’dan Edison’a hayal gücünün öneminden bahseden onca bilim insanına rağmen hayal veya imgelem kendine sosyal bilimlerde dahi pek az yer bulur aslında ve genellikle sanatla (sanatçının yaratım sürecindeki imgelemi veya izleyicinin sanat eserini yorumlarken) ilişkilendirilir.

Doğaya ve insana dair her şeyi konu eden filozoflar da yeterince üzerinde durmamış gibidir. Batı felsefesinde bu konuda ilk sözü Aristoteles söyler. Aslında iştaha kaynaklık eden “duyumsayıcı hayal gücü” (hayvanlarla ortak olan hayal gücü) düşünmeye kaynaklık eden “hesaplayıcı hayal gücü” olarak ikiye ayırdığı hayal gücünün en önemli işlevi duyumsamalarımızın kalıntılarını saklayıp gerektiğinde tekrar canlandırmasıdır. Aristo’ya göre hayal, duyum ve düşünce arasında bir köprü işlevi görmektedir ve zihin ve beden arasında aracılık eden bir konuma sahiptir. Descartesise hayal gücünü küçümsüyordu ve hayalin zihnin aksine varlığından şüphe duyulabilecek görüntülerle ilgilendiğini savunuyordu. Kant ise hayal gücünün duyusal ve düşünsel yeteneklerimizi bir araya getirmekle kalmayıp aynı zamanda yaratıcılığımızı da harekete geçirdiğinin altını çizmekteydi. Sanat felsefesi veya estetik üzerine de Batı Felsefesinde ilk önemli çalışmaları yapan büyük filozof transandantal hayal gücü üzerinde çokça durmuştu.

Hayal gücünün evrim sürecinin hangi aşamasında kazanıldığı konusunda farklı görüşler mevcut. Bir görüşe göre bunun dilin gelişiminden sonraki bir döneme denk düşmesi gerektiği ileri sürülse de kimi bilim insanları hayal gücünün en eski insan yetilerinden biri olduğunu ve imgelerle düşünmenin sözle düşünmekten çok daha uzun sure önce gerçekleştiğini düşünüyor, bununla ilgili olarak da mağara resimleri örnek gösteriliyor. Hayal gücünün insanın soyut düşünme yetisiyle de ilişkili olduğunu söylemek yanlış lmaz.

Hayal gücünün problem çözme becerilerini ve yaratıcılığı körüklemesi, empati yeteneğimizi geliştirmesi gibi olumlu işlevlerinin dışında, “mış gibi yapmaya”, sorunlardan kaçınmaya zemin oluşturmak için de kullanılabileceği gibi olumsuz etkilerinden bahsedilir. Yine de zaman zamanüstesinden gelinemeyen koşulların ortasında hayal etmenin dayanılmaz hafifliğinden vaz geçmek mümkün değildir. Sonuçta Hume’ün dediği gibi “İnsanlarbüyükorandahayalgüçleritarafındanyönlendirilirler.”

Hayallerimiz gerçek olsun!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Vedat Saygın
 16 Temmuz 2021 Cuma 20:54
Yaşasın hayal gücümüz Filiz Hanım. Yazınıza bayıldım. Önceki yazılarınızı da okudum şimdi. Hepsi çok güzel
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz